Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Miman, Özlem" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 18 / 18
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Beyaz farelerde karaciğer yerleşimli strobilocercosis histopatolojisi
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2010) Aydın, Nasuhi Engin; Miman, Özlem; Gül, Mehmet; Daldal, Nilgün
    Öz: Erişkini kedi ve kedigillerin bağırsağında bulunan Taenia taeniaeformis'in larval formu olan Strobilocercus fasciolaris fare ve sıçan gibi kemiricilerde yerleşmektedir. Amaç, literatürde strobilocercosis olarak tanımlanmış insan olgusunun da bildirilmiş olması nedeniyle nadir görülen bu zoonoza dikkat çekmektir. İnönü Üniversitesi Deney hayvanları laboratuarında bir bilimsel çalışmada 6 – 8 aylık sağlıklı beyaz farelerin takibi sırasında rastlantısal olarak ortaya çıktığı görülmüş olan; farelerin 9'unun karaciğerinde gelişen ve çalışmayı olumsuz etkileyen kistik oluşumlar histopatolojik olarak incelenmiştir. Haemotoxylin-eosin, periodik asit Schiff ve Masson trichrom boyamaları ile hazırlanan kesitlerin incelenmesinde ışık mikroskobu kullanılmıştır. Histopatolojik bulgu olarak kist boşluğuna kıvrılmış Strobilocercus fasciolaris ve çengelleri ayırdedilmiştir. Plazma hücreleri, makrofaj, eozinofilik infiltrasyon odakları ve fibroblastik bağ dokusunun eşlik ettiği izlenmiştir. Bu makalede Strobilocercus fasciolaris ve diğer sestod larvalarının ara konaklarda oluşturdukları histopatolojik değişiklikler tartışılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bilateral aural myiasis (Wohlfahrtia magnifica): A case with chronic suppurative otitis media
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2010) Bayındır, Tuba; Miman, Özlem; Miman, Murat Cem; Atanbay, Metin; Şaki, Cem Ecmel
    Öz: Miyaz, sinek larvalarının neden olduğu bir hastalıktır. Kulak miyazıysa genellikle çocuklarda ya da mental retarde kişilerde gelişen nadir görülen bir klinik durumdur. Bu makalede alışılmadık görüntüsü sebebiyle, kronik süpüratif otitis medialı mental retarde bir hastadaki Wohlfahrtia magnifica'nın 3. dönem larvalarının sebep olduğu kulak miyazı sunulmuştur. İki larva dış kulak yolunda iken, iki larva orta kulak boşluğunda lokalize idi ve timpanik membran perforasyonundan çıkarıldı. Kulak miyazı tedavisi kurtçukların çıkarılmasına ve kontamine sahanın etanol, kloroform veya serum fizyolojik ile yıkanmasına dayanır. Kulak zarı perforasyonlu hastalarda serum fizyolojik önerilmektedir. Miyaz kişisel hijyenle çok ilgilidir. Bu yüzden, enfeksiyonun insidansının azaltılması risk altındaki kişilerin bakım ve hijyen standartlarının yükseltilmesiyle mümkündür. Başlık (İngilizce): Bilateral kulak miyazı (Wohlfahrtia magnifica): Kronik süpüratif otitis medialı bir olgu Öz (İngilizce): Myiasis is a disease caused by fly larvae and aural myiasis is a rare clinic condition often occuring in children or mentally retarded people. We report the case of an unusual presentation of a bilateral aural myiasis in a mentally retarded patient with bilateral chronic otitis media caused by the third instar larvae of Wohlfahrtia magnifica. Two larvae were located on the outher ear canal while two additional larvae were located in the middle ear cavity and were removed through perforation of the tympanic membrane. Treatment of aural myiasis is based on removal of the maggots and cleansing of the ear with ethanol, chloroform or physiological saline. Physiological saline is preferred in patients who have tympanic membrane perforation. Myiasis is related to personal hygiene. Therefore, in order to decrease the incidence of these infestations, care and hygiene standards should be carried out for those at risk.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuk Yuvası ve Yetiştirme Kurumundaki Çocuklarda Bağırsak Parazitleri Yaygınlığının İncelenmesi
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2007) Daldal, Nilgün; Karaman, Ülkü; Aycan, Özlem Makbule; Çolak, Cemil; Miman, Özlem; Çelik, Tuncay; Atambay, Metin
    Çalışmada Malatya ili Çocuk Yuvası ve Yetiştirme Kurumundaki çocuklarda bağırsak parazitlerinin yaygınlığının araştırılması, 2000 yılında yapılan tarama ile karşılaştırılarak parazit görülme oranında değişikliğin oluşup oluşmadığının saptanması ve parazitlerden korunma yolları ile ilgili personele ve çocuklara bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada 0-18 yaş arası 227 çocuktan selofanlı lam yöntemiyle perianal bölge materyali ve dışkı örneği alınmış 84’ünde (%37.0) parazit bulunmuştur. Çalışma sonucunda, 2000 ile 2007 yılları karşılaştırıldığında, parazitoz oranında anlamlı bir düşüş belirlenmiştir (p<0,05). Parazitin görülmesi ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Yaş grupları arasında yapılan değerlendirmede ise anlamlı bir ilişki gözlenmiştir (p<0,05). Ayrıca parazit görülme yüzdesinde (%55.0), 7-12 yaş grubu arasında da artış belirlenmiştir. Sonuç olarak ikinci taramada bağırsak parazitlerinin görülme oranının anlamlı olarak düşmesine karşın günümüzde halen bir sağlık sorunu olarak önemini koruduğu belirlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Eskişehir'de ev tozu akarı görülme durumu
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2008) Doğan, Nihal; Aycan, Özlem Makbule; Miman, Özlem; Atambay, Metin; Daldal, Nilgün
    Öz: Ev tozu, canlı ve cansız birçok materyalin artık ve parçalanma ürünlerinden oluşmaktadır. Ev tozundaki alerjen olan bu maddelerin en önemlisi de ev tozu akarı olup, alerjik rinit, astım, atopik dermatit ve mevsimsel keratokonjonktivit gibi alerjik hastalıklara yol açmaktadırlar. Bu çalışmada Eskişehir'de rastgele seçilen evlerde akar varlığının oranı ve bulunan akarların türlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Eskişehir'in çeşitli semtlerinden 2005 yılı şubat ayı boyunca toplam 72 evden toz örnekleri toplanmış ve tozlar Spieksma- Boezaman'ın modifiye laktik asit çöktürme yöntemiyle incelenmiştir. Toplam 12 (%16,67) örnekte akar görülmüştür. Akar türleri Dermatophagoides pteronyssinus, Chortoglyphus arcuatus ve Tyrophagus sp. olarak belirlenmiştir. Eskişehir'in ev tozu akar faunasının saptanması için daha çok sayıda örneklerle yapılacak çalışmalarda daha hassas bir oran saptanacağı, özellikle nemli evlerde daha farklı türler görülebileceği değerlendirilmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Giardiosisli hastalarda serum çinko (Zn) düzeyleri
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2007) Taşkapan, Çağatay; Atambay, Metin; Aycan, Özlem M.; Özyalın, Fatma; Yoloğlu, Saim; Miman, Özlem; Daldal, Nilgün
    Öz: Giardiosisde ortaya çıkan emilim eksikliği nedeni ile eser elementlerin düzeylerinde düşme beklenmektedir. Bu çalışmada giardiosisde serum çinko düzeyinin kontrol grubu ile karşılaştırılarak değişikliğin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya dışkı mikroskobisinde Giardia intestinalis saptanan 30 kişi ile hiçbir paraziter enfeksiyonu ve diğer hastalıkları bulunmayan 31 kişiden oluşturulan toplam 61 kişi dahil edilmiştir. İki ortalama arasındaki farkın önemlilik testine göre G. intestinalis saptanan olgularda serum çinko düzeylerinde kontrol grubuna göre anlamlı bir düşüş görülmüştür (p<0,0001). Sonuç olarak, serum çinko düzeylerinin azaldığı olgularda paraziter hastalıkların da göz önünde bulundurulması gerektiği kanısına varılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hastanemizde Son Yedi Yıllık Toxoplasma Gondii Seropozitifliğinin Araştırılması
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2008) Aycan, Özlem Makbule; Miman, Özlem; Atambay, Metin; Karaman, Ülkü; Çelik, Tuncay; Daldal, Nilgün
    Toxoplasma gondii is an obligate intracellular parasite occurring in both animals and humans. The disease is usually asymptomatic. In a small percentage of cases, symptoms ranging from mild to severe result. The infection is widespread in our country as in the world The aim of this study was to determine the prevalence of IgG and IgM antibody to Toxoplasma gondii in patients. In this study, betwen January 2001- December 2007, the presence of anti-Toxoplasma gondii antibodies were investigated using the ELISA and IFA technique in the sera of 4132 patients with a possible diagnosis of toxoplasmosis in Inonu Universty Medical Faculty Parasitology Department. Of 4132 specimens, 1534 (37.1%) were IgG positive and 54 (1.3%) were IgM positive. Regording to the gender1289 (84.03%) cases were women and 245 (15.97%) were men of the IgG seropositive samples, 44(81.48%) were women and 10(18.52%) were men of the IgM seropositive cases. High rate of IgG seropositivity at the women appeared statistically significant (p<0.01). The results showed that seropositivities against T.gondii is commonly found in this region and it is nescesary to pay attention to toxoplasmosis for patients in risc group.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hidatik kistte canlılık tayininde ideal boyanma kalitesi için kullanılan eozinin konsantrasyonu ne olmalı ?
    (2010) Miman, Özlem; Aycan, Makbule Ö.; Aydın, Cemalettin; Atambay, Metin
    Öz: AMAÇ: Hidatik kistte canlılık tayini, in vitro ve in vivo çalışmaların yanı sıra ilaç denemelerine yönelik çalışmalarda da önem arz etmektedir. Fertil kistlerde protoskolekslerin canlılık oranlarını saptamak amacıyla neutral red, methylene blue, eosin, Papanicolao, Giemsa, Ziehl-Neelsen, toluidine blue ve trypan blue gibi çeşitli vital ve avital boyalar kullanılmaktadır. Yaygın olarak ise eozin tercih edilmektedir. Prosedürlerde farklı konsantrasyonlarda eozin kullanıldığı görülmektedir. Bu çalışma ile protoskoleks canlılığının araştırılmasında kullanılan eozinin ideal konsantrasyonunun belirlenmesi amaçlanmıştır. YÖNTEMLER: Protoskoleksler eozinin % 0.05, % 0.1, % 1, % 3 ve % 5‘lik konsantrasyonları ile muameleye tabi tutulmuştur. Eozin boyama yöntemi ile 500 protoskoleks canlılık yönünden 0., 5., 15., 30. ve 60. dakikalarda incelenmiştir. BULGULAR: Alev hücreleri motilitesi ve kontraktilitesinin değerlendirmesine dayalı protoskolekslerin canlılık testinde kullanılacak eozin için ideal konsantrasyonlar % 0.1 ve % 1 olarak saptanmıştır. % 1’den yüksek eozin konsantrasyonlarında; canlı protoskolekslerin koyu boyanan zemin üzerinde ayırt edilmesinin zor olduğu izlenmiştir. % 0.1’den düşük konsantrasyonlarda ise; alev hücresi motilitesi ve kontraktilite olmamasına karşın, ölü protoskolekslerin “canlı” olarak hatalı bildirilebileceği belirlenmiştir. SONUÇ: Eozin ucuz, toksisitesi az, kolay hazırlanabilir ve ulaşılabilir bir boya maddesidir. Bu özellikleri nedeniyle protoskolekslerin canlılık testlerinde tercih edilen eozinin, ideal boyanma kalitesi ve doğru canlılık kararına yardımcı olabilmesi için % 0.1 ve % 1’lik konsantrasyonların kullanılması önerilmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfak personelinde bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Daldal, Nilgün; Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Pala, Mukaddes; Miman, Özlem
    Öz: Bağırsak parazitlerinde bulaş birinci derecede fekal-oral yolla olup, insandan insana doğrudan veya besin yoluyla parazit yumurta ve kistlerinin alınmasıyla gerçekleşmektedir. Bu nedenle besin işleri ile uğraşan kişiler taşıyıcılık bakımından önemlidir. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağının hijyen kurallarının ciddi bir şekilde uygulandığı bir ünite olması nedeni ile hizmet verdiği personelde şu ana kadar mutfaktan kaynaklanan bir salgın olmamıştır. Bu çalışmada anılan mutfak personelinin barsak parazitleri ile enfekte olma durumunun saptanarak hijyen kurallarına uyumun ne kadar önemli olduğunun gösterilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağında yemek yapım ve dağıtım işlerinde çalışan 52 kişi bağırsak parazitleri yönünden araştırılmıştır. Toplanan örneklerin 8 (%15)’inde bağırsak parazitine rastlanmıştır. Sonuçolarak, bağırsak parazitlerinin yayılması ve bulaşmasında etkili olabilen mutfak personelinde saptanan parazit oranına göre personelin periyodik olarak sağlık taramasından geçirilmesi gerektiği gözlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Mutfak Personelinde Bağırsak Parazitlerinin Görülme Sıklığı
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Daldal, Nilgün; Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Pala, Mukaddes; Miman, Özlem
    Bağırsak parazitlerinde bulaş birinci derecede fekal-oral yolla olup, insandan insana doğrudan veya besin yoluyla parazit yumurta ve kistlerinin alınmasıyla gerçekleşmektedir. Bu nedenle besin işleri ile uğraşan kişiler taşıyıcılık bakımından önemlidir. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağının hijyen kurallarının ciddi bir şekilde uygulandığı bir ünite olması nedeni ile hizmet verdiği personelde şu ana kadar mutfaktan kaynaklanan bir salgın olmamıştır. Bu çalışmada anılan mutfak personelinin barsak parazitleri ile enfekte olma durumunun saptanarak hijyen kurallarına uyumun ne kadar önemli olduğunun gösterilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mutfağında yemek yapım ve dağıtım işlerinde çalışan 52 kişi bağırsak parazitleri yönünden araştırılmıştır. Toplanan örneklerin 8 (%15)’inde bağırsak parazitine rastlanmıştır. Sonuçolarak, bağırsak parazitlerinin yayılması ve bulaşmasında etkili olabilen mutfak personelinde saptanan parazit oranına göre personelin periyodik olarak sağlık taramasından geçirilmesi gerektiği gözlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kars bölgesinde hidatik kist prevalansı
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2005) Karaman, Ülkü; Miman, Özlem; Kara, Murat; Gıcık, Yunus; Aycan, Özlem Makbule; Atambay, Metin
    Öz: Hidatik kistin, hayvancılıkla uğraşan toplumlarda daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde epidemiyolojik çalışmalar yapılmış olmasına rağmen hayvancılığın oldukça yaygın olduğu Kars ilinde bu konuda insanlarda yapılmış bir araştırmaya rastlanamamıştır. Çalışmada Kars ili merkezi ve köylerinde yaşayanlarda seroprevalans belirlemek amacı ile 511 serum toplanmış ve örnekler İndirekt Hemaglütinasyon Tekniği (IHAT) ve İndirekt İmmunofluoresans Tekniği (IFAT) ile çalışılmıştır. Çalışmada elde edilen %34,6 (177) sero-pozitiflik oranı, hidatik kistin bölgede önemli bir sağlık sorunu olabileceğini göstermiş olup daha kapsamlı çalışmalar yapılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kistik ekinokokkozis nedeniyle opere edilmiş 91 olguda klinik, morfolojik ve serolojik irdelemeler
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2010) Miman, Özlem; Atambay, Metin; Aydın, Nasuhi Engin; Daldal, Nilgün
    Öz: Kistik ekinokokkozis (KE), Echinococcus granulosus'un metasestod formunun neden olduğu zoonotik bir enfeksiyondur. Bu çalışmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezinde Ocak 2002 – Aralık 2005 tarihleri arasında KE ön tanısı ile opere edilip materyalleri Patoloji AD'da incelenmiş ve kesin tanıları konmuş 91 KE olgusu yaş, cinsiyet, semptomları ve süresi, kistlerin lokalizasyon ve büyüklükleri ile pre-operatif serolojik testlerine göre irdelenmiştir. Olguların 37'si (%41) erkek 54'ü (%59) kadındı. Yaşları 4 ile 80 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 36,24 ± 20,35 idi. Olguların 67'sinde (%73,63) kist karaciğer ve akciğerde lokalizeydi. Diğer lokalizasyonlar 91 olgunun 24'ünü (%26,37) oluşturmaktaydı. 50 olguda (%55) serolojik test (IHA) sonuçları değerlendirildi. 46 hastada (%92) pozitif olduğu anlaşıldı. Buna göre negatif çıkan 4 olgunun (%8) seroloji sonucu, olguların patoloji raporlarına göre kesin KE olgusu olması nedeni ile “yalancı negatif” olarak kabul edildi. İntraabdominal yerleşimin diğer tutulumlara göre daha fazla çoklu organ tutulumu gösterdiği ve daha büyük kist oluşumuna yol açtığı saptandı. Semptom süresi uzamasıyla kist büyüklüğünün istatistiksel olarak anlamlı ancak zayıf doğrusal ilişki gösterdiği bulundu (p<0,05; r2=0,09). IHA titrasyonu ile kistlerin klinik özellikleri arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki görülmedi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kistik Ekinokokkozis olgularının irdelenmesi ve histopatolojik incelemede nekrozun tanısal önemi.
    (İnönü Üniversitesi, 2007) Miman, Özlem
    Echinococcus granulosus'un larval formunun sebep oldugu kistik ekinokokkozis (KE) ülkemizde endemik olarak görülen büyük bir halk saglıgı sorunudur. Klinik olarak yerlestigi organda yer kaplayan olusum olarak karsımıza çıkmaktadır. Yerlestigi organda basıya baglı semptomlar gelisebilecegi gibi bazı vakalarda rüptür, alerjik reaksiyonlar ve enfeksiyon gelisimi de görülebilmektedir. Bu çalısmada 91 olgu yas, cinsiyet, lokalizasyon, semptomların sekli ve süresi açısından, olguların eksizyon örnekleri ise makroskobik ve mikroskobik olarak incelenmis ve konak doku reaksiyonu olarak belirtilen alanda görülen nekrozun KE'daki tanısal degeri ve serolojik bulgularla iliskisi arastırılmıstır. ntraabdominal yerlesimin diger tutulumlara göre daha fazla çoklu organ tutulumu gösterdigi, karaciger ve intraabdominal tutulumlarda daha büyük kistlerle karsılasıldıgı, semptom süresinin uzamasıyla kist büyüklügünün istatistiksel olarak anlamlı olarak arttıgı, ancak zayıf dogrusal iliski gösterdigi, histopatolojik olarak fibrozis, çevresel dokuda eozinofil varlıgı, nötrofil ve dev hücre gözlenmesinin daha sıklıkla nekrozla birlikte görüldügü (MNH, germinatif hücre membranı ve skoleks görülmesi ile karsılastırıldıgında), karaciger ve böbrekte nekrozun daha fazla, diger yerlesim yerlerinde daha az görüldügü, IHA'da yüksek titrasyonlu olguların kistlerinde daha sıklıkla nekroz görüldügü, eozinofillerin daha yüksek titre pozitif IHA sonuçlu olgularda görüldügü ortaya konmustur. Gözlemlenen nekrozun olus mekanizması ve klinik önemi daha ileri çalısmalara gerek duymaktadır. Bu konuda nekrozla ilgili ek verilere gereksinim oldugu kanaatine varılmıstır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Malatya temizlik işçilerinde anti-ekinokokkus antikorlarının araştırılması
    (2005) Karaman, Ülkü; Atambay, Metin; Aycan, Özlem; Miman, Özlem; Daldal, Nilgün
    Öz: Hidatik kist hastalığı açısından bazı meslek gruplarının daha fazla risk altında olup, belediye temizlik işçileri de özellikle başıboş köpeklerin yaygın olduğu bölgelerde bu riski yaşamaktadır. Çalışmada hidatik kist yönünden risk grubu olarak görülen Malatya Belediyesi'ndeki temizlik işçilerinde anti-ekinokok antikorlarının araştırılması amaçlanmıştır. Alınan 240 serum örneği İndirekt Hemaglütinasyon Tekniği (IHAT) ve İndirekt İmmunofluoresans Tekniği (IFAT) ile incelenmiştir. Serumların 17'si(%7.08) pozitif olarak değerlendirilmiştir. Seropozitif saptanan işçilerde selofan band, nativ-lugol ve sedimentasyon yöntemleri ile barsak parazitleri araştırılmıştır. Seropozitif grupta Echinococcus granulosus ile çapraz reaksiyon verebilecek Taenia saginata ve Hymenolepis nana parazitlerine rastlanmamıştır. İnceleme sonuçları işçilere bildirilmiş ve ileri tetkikler için yönlendirilmiştir. Çalışmada elde edilen %7.08 seropozitiflik oranı işçilerin bir risk grubu olarak görülmesini destekler niteliktedir. Hastaların takibi yapılmakta olup, tüm temizlik işçilerine korunma yolları konusunda eğitim semineri yapılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Malatya'da alveolar Echinococcosis olgusu
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2008) Atambay, Metin; Karaman, Ülkü; Miman, Özlem; Karadağ, Neşe; Söğütlü, Gökhan; Daldal, Nilgün
    Öz: İnsanlarda Echinococcus multilocularis'in larval formunun neden olduğu hastalığa Alveolar echinococcosis (AE) denilmektedir. Ülkemizde AE'ye Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde rastlanılmaktadır. Malatya'da ise yataklı sağlık kuruluşlarının kayıtlarına göre AE vakası görülmemiştir. Sağ üst kadranda ağrı şikayeti ile İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezine gelen 70 yaşındaki bayan hastanın dinamik karaciğer Bilgisayarlı Tomografisi ile Cystic Echinococcosis (CE) tanısı konmuştur. Kistektomi sonrası patolojik inceleme ile AE olduğu anlaşılmıştır. Olgu Malatya ilinde tespit edilen ilk AE vakası olması nedeniyle sunulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Malatya'da son yedi yıl içindeki sıtma olguları
    (Türkiye Parazitol Dergisi, 2007) Karaman, Ülkü; Atambay, Metin; Yaşar, Safa; Çolak, Cemil; Miman, Özlem; Daldal, Nilgün
    Sıtma insandan kan emen Anofel ile insanda hastalık yapan Plasmodium türlerinin bulunduğu her bölgede görülebilir. Malatya bölgesinde, sıtmanın daha yaygın olduğu illerin yolu üstünde olması, mevsimsel tarım işçilerinin yaz aylarında Malatya’da çalışması ve artan turizm nedeni ile hariçten gelen vakalar da tespit edilebilmektedir. Çalışmada Malatya’da son yedi yıl içindeki sıtmanın durumunun belirlenmesi amaçlanmıştır. Malatya il Sağlık Müdürlüğü Sıtma Savaş Birimi kayıtlarına göre 1999-2005 yılları arasındaki yedi yıllık sürede 189 sıtmalı hasta tespit edilmiştir. Olguların 186’sı (%98,4) P. vivax, 3’ü (%1,6) ise yurt dışı kaynaklı P. falciparum sıtmasıdır. Çalışmada erkeklerde %58,2, kadınlarda ise %41,8 pozitiflik bulunmuştur Sonuç olarak Malatya bölgesinde sıtma bir sağlık sorunu olarak önemini korumaktadır. Bölgedeki insanların sıtma ve korunma yolları konusunda bilgilendirmeleri gerektiği kanısına varılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Malatya’da Gıda ile Uğraşan Bir Şirketin Personelinde Bağırsak Parazitlerinin Araştırılması
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2008) Aycan, Özlem M.; Atambay, Metin; Karaman, Ülkü; Miman, Özlem; Daldal, Nilgün
    In this study, the staff of Malatya food company were investigated for intestinal parasites. The control of intestinal parasitic diseases is aimed in this study. For this reason food workers are examined and porters are treated. Stool and cellophane tape specimens were taken for parasitological examination from 47 people who work in Meat and Meat product company. Stool samples were examined using native lugol and precipitation by formol ethyl acetate methods. Parasites were isolated at 11 sample (23%) of 47 in total. 6 (12%) Giardia intestinalis, 1 (2%) Enterobius vermicularis, 2 (4%) Entamoeba coli, 1 (2%) Blastocystis hominis, 1 (2%) Iodamoeba bütschili were recognized and medical treatment was applied. Prevalence rates and species of parasites are similar that found in patients in our laboratory and the staff of Malatya Meat and Meat product Industry and Trade company. It is observed that companies may became the source of parasitic diseases in cases when the routine examinations are not made or not held with high priority.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Necrosis in human cystic echinococcosis: An underrecognized tissue reaction possibly related to host response
    (2009) Miman, Özlem; Atambay, Metin; Aydın, Nasuhi Engin; Daldal, Nilgün
    Abstract: Amaç: Ekinokokkozis, çeşitli Echinococcus türlerince oluşturulan, dünya çapında yaygın önemli zoonotik sestod enfeksiyonlarından biri olduğundan histopatolojik bulgularının derinlemesine incelenmesi değerlidir. Yöntem ve Gereç: Bu çalışmada, kistik ekinokokozlu hastaların çıkarılmış parankimal dokularındaki histopatolojik değişiklikler incelenmiştir. Yaşları 4 – 80 arasında değişen (ortalama 36,24 yaş) 91 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Bulgular: 83 olgunun histopatolojik bulgularında fibrozis (% 77,11), mononükleer hücreler % 71,08, nekroz % 67,47, eozinofiller % 51,80, dev hücreler % 31,33 ve nötrofiller % 8,43 izlendi.Fibrozis, eozinofiller, nötrofiller ve dev hücre infiltrasyonu istatistiksel olarak belirgin olarak mononükleer hücre infiltrasyonu, germinal membran ve protoskoleks varlğından daha fazla nekrozla birlikte saptanmıştır (P < 0,01). Nekroz, asellüler laminar tabaka ve konak parankim dokusu arasında izlenmiştir. Karaciğer ve böbrek diğer lokalizasyonlara göre daha çok nekrozlu görülmüştür (P < 0,01). Yine nekrozun yüksek IHA titrasyonlu hastalarda daha sık görüldüğü saptanmıştır (P < 0,01). Sonuç: Kistik ekinokokkoziste daha önceleri nekrozun önemsiz olduğu rapor edildiğinden histopatolojik tanıda kist duvarındaki nekroz ayırıcı tanıda değerlendirilmektedir. Kistik ekinokokkoziste histopatolojik bulgu olarak nekrozun en olası açıklaması immunopatogenezin doğal seyri sırasında oluşabileceğidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The prevalence of demodex folliculorum on the scrotum and male perineal skin
    (Türkiye Parazitoloji Dergisi, 2009) Uğraş, Murat; Miman, Özlem; Karıncaoğlu, Yelda; Atambay, Metin
    SUMMARY: Demodex folliculorum (D. folliculorum) is a human ectoparasite that resides in the pilosebasceous skin unit. Common sites of predilection are the skin of cheeks, forehead, nose, nasolabial fold and eyelids. Genital D. folliculorum inoculation case reports are extremely rare and depend on investigation of skin lesions. There is no study of genital skin without lesions, and, as far as we know, there is no literature on D. folliculorum prevalence in male genital skin. We examined D. folliculorum prevalence on the healthy scrotum and male perineum. One hundred males were examined for D. folliculorum on facial and genital skin. Samples were taken from cheek, forehead, scrotum and perineum by standard skin surface biopsy (SSSB) or hair epilation. The mean age was 53.5±13.0 (24-70) years. Eight percent of males had D. folliculorum on their facial skin. Mean Demodex density (Dd) of men with D. folliculorum positivity was 5.1± 2.9/ cm2 (2-9/cm2 ). Diagnostic results of both sampling methods were similar. No D. folliculorum was demonstrated on genital skin. Key Words: Demodex folliculorum, genital, prevalans, skrotal

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim