Yazar "Pehlivan, Fatma Seher" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Relationship of cox-2, bax, bcl-2, ki67, p53 expression to clinicopathologic parameters and their impact on prognosis in renal cell carcinoma(2014) Pehlivan, Fatma Seher; Sarı, Ayşegül; Görgel, Sacit Nuri; Morgül, Yelda; Balcı, Uğur; Ermete, Murat; Şefik, ErtuğrulAbstract:Giriş ve Amaç : Renal Hücreli Karsinom (RHK), böbrek korteksinden kaynaklanan bir malignite olup malign böbrek tümörlerinin %85 ini oluşturmaktadır. Günümüzde RHK lu hastalarda prognozun en önemli belirleyicileri olarak evre ve nükleer derece kabul edilmektedir. Bununla birlikte pek çok hastada evreleme ve dereceleme hastalığın seyrinin belirlenmesinde yetersiz kalmaktadır. Prognozu ön görülemeyen bu hastaların belirlenmesi onkolojik açıdan önemlidir. Bu nedenle tümörün davranışının belirlenmesi amacıyla ek parametrelere ihtiyaç vardır. Bu çalışmada RHK da Cox-2, Bax, Bcl-2, p53 ekspresyonu ve Ki-67 proliferasyon indeksinin histopatolojik parametreler ile ilişkisini ve prognoza etkisini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem : Çalışmaya İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji bölümüne Mayıs 1998 - Mayıs 2008 tarihleri arasında 1. Üroloji kliniğinden gönderilen 70 adet RHK olgusu dahil edildi. Çalışmada, tümör çapı, tümörün histolojik tipi, nükleer derecesi, evresi, metastaz durumu ve hasta yaşam süresi ile immunohistokimyasal olarak uygulanan Bax, Cox-2, Bcl-2, p53 ve Ki 67 ekspresyonunun boyanma yüzdeleri istatiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamızda bu belirteçler ile prognoz dahil hiçbir klinikopatolojik parametre arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Sonuç: Tümörün patolojik evresi sadece metastaz gelişimini öngörmede istatiksel anlamalılık göstermiş olup sağ kalımı belirlemede etkisiz kalmıştır. RHK da Cox-2 ekspresyonu, Bax, Bcl-2 ve p53 gibi apoptik belirteçler ve Ki67 proliferasyon indeksinin prognoz üzerine etkisinin olup olmadığını net olarak belirleyebilmek için standardize edilmiş yöntemlerle, daha fazla sayıda olgu ve takip süresi içeren çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.Öğe Renal hücreli karsinomlarda cox-2, bax, bcl-2, ki-67 ve p53 ekspresyonunun klinikopatolojik parametrelerle ilişkisi ve prognoza etkisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Pehlivan, Fatma Seher; Sarı, Ayşegül; Görgel, Sacit Nuri; Morgül, Yelda; Balcı, Uğur; Ermete, Murat; Şefik, ErtuğrulGiriş ve Amaç: Renal Hücreli Karsinom (RHK), böbrek korteksinden kaynaklanan bir malignite olup malign böbrek tümörlerinin %85’ ini oluşturmaktadır. Günümüzde RHK’ lu hastalarda prognozun en önemli belirleyicileri olarak evre ve nükleer derece kabul edilmektedir. Bununla birlikte pek çok hastada evreleme ve dereceleme hastalığın seyrinin belirlenmesinde yetersiz kalmaktadır. Prognozu ön görülemeyen bu hastaların belirlenmesi onkolojik açıdan önemlidir. Bu nedenle tümörün davranışının belirlenmesi amacıyla ek parametrelere ihtiyaç vardır. Bu çalışmada RHK’ da Cox-2, Bax, Bcl-2, p53 ekspresyonu ve Ki-67 proliferasyon indeksinin histopatolojik parametreler ile ilişkisini ve prognoza etkisini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji bölümüne Mayıs 1998 - Mayıs 2008 tarihleri arasında 1. Üroloji kliniğinden gönderilen 70 adet RHK olgusu dahil edildi. Çalışmada, tümör çapı, tümörün histolojik tipi, nükleer derecesi, evresi, metastaz durumu ve hasta yaşam süresi ile immunohistokimyasal olarak uygulanan Bax, Cox-2, Bcl-2, p53 ve Ki 67 ekspresyonunun boyanma yüzdeleri istatiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamızda bu belirteçler ile prognoz dahil hiçbir klinikopatolojik parametre arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Sonuç: Tümörün patolojik evresi sadece metastaz gelişimini öngörmede istatiksel anlamalılık göstermiş olup sağ kalımı belirlemede etkisiz kalmıştır. RHK’ da Cox-2 ekspresyonu, Bax, Bcl-2 ve p53 gibi apoptik belirteçler ve Ki67 proliferasyon indeksinin prognoz üzerine etkisinin olup olmadığını net olarak belirleyebilmek için standardize edilmiş yöntemlerle, daha fazla sayıda olgu ve takip süresi içeren çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.Öğe Renal Hücreli Karsinomlarda Cox-2, Bax, Bcl-2, Ki-67 ve p53 Ekspresyonunun Klinikopatolojik Parametrelerle İlişkisi ve Prognoza Etkisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Pehlivan, Fatma Seher; Sarı, Ayşegül; Görgel, Sacit Nuri; Morgül, Yelda; Balcı, Uğur; Ermete, Murat; Şefik, ErtuğrulGiriş ve Amaç: Renal Hücreli Karsinom (RHK), böbrek korteksinden kaynaklanan bir malignite olup malign böbrek tümörlerinin %85’ ini oluşturmaktadır. Günümüzde RHK’ lu hastalarda prognozun en önemli belirleyicileri olarak evre ve nükleer derece kabul edilmektedir. Bununla birlikte pek çok hastada evreleme ve dereceleme hastalığın seyrinin belirlenmesinde yetersiz kalmaktadır. Prognozu ön görülemeyen bu hastaların belirlenmesi onkolojik açıdan önemlidir. Bu nedenle tümörün davranışının belirlenmesi amacıyla ek parametrelere ihtiyaç vardır. Bu çalışmada RHK’ da Cox-2, Bax, Bcl-2, p53 ekspresyonu ve Ki-67 proliferasyon indeksinin histopatolojik parametreler ile ilişkisini ve prognoza etkisini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji bölümüne Mayıs 1998 - Mayıs 2008 tarihleri arasında 1. Üroloji kliniğinden gönderilen 70 adet RHK olgusu dahil edildi. Çalışmada, tümör çapı, tümörün histolojik tipi, nükleer derecesi, evresi, metastaz durumu ve hasta yaşam süresi ile immunohistokimyasal olarak uygulanan Bax, Cox-2, Bcl-2, p53 ve Ki 67 ekspresyonunun boyanma yüzdeleri istatiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamızda bu belirteçler ile prognoz dahil hiçbir klinikopatolojik parametre arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Sonuç: Tümörün patolojik evresi sadece metastaz gelişimini öngörmede istatiksel anlamalılık göstermiş olup sağ kalımı belirlemede etkisiz kalmıştır. RHK’ da Cox-2 ekspresyonu, Bax, Bcl-2 ve p53 gibi apoptik belirteçler ve Ki67 proliferasyon indeksinin prognoz üzerine etkisinin olup olmadığını net olarak belirleyebilmek için standardize edilmiş yöntemlerle, daha fazla sayıda olgu ve takip süresi içeren çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.