Yazar "Pepele, Eda Kaya" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuk kraniyospinal ışınlamalarında helikal tomoterapi, vmat ve üç boyutlu konformal radyoterapi teknikleri kullanılarak yapılan tedavi planlama sonuçlarının fiziksel ve biyolojik parametrelere bağlı değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 2021) Pepele, Eda Kaya; Ünal, İbrahı?m; Dı?rı?can, BaharÇocukluk çağı kanserlerinden en sık görülen, medulloblastomların tedavisinde radyoterapi önemli bir yer alır. Modern radyoterapi teknikleri ile birlikte günümüzde, radyoterapi tedavisindeki ana amaç, uzun süreli hastalık kontrolünü sağlarken aynı zamanda morbidite ve mortalite oranlarını en düşük düzeyde tutmaktır. Bu nedenle radyoterapiye bağlı endikasyonları belirlerken radyasyonun meydana getirdiği geç morbidite ve ikincil kanser olasılığı dikkate alınmalı, ideal tedavi planının seçimi ve uygulamasında da en yüksek düzeyde özen gösterilmelidir. Bu çalışmada amaç tomoterapi, volümetrik ark terapi (VMAT) ve üç boyutlu konformal radyoterapi (3B-KRT) planlama teknikleri kullanılarak yapılan kraniyospinal radyoterapi planlarının karşılaştırılmasında alışılagelmiş fiziksel değerlendirmelerin dışında, ikincil kanser risklerinin ve yan etkilerin de değerlendirilebilmesi açısından biyolojik parametrelere bağlı tedavi planı değerlendirmesine dikkat çekmek amaçlanmıştır. Bu çalışma için medulloblastom tanısı konmuş ve radyoterapi uygulanmış 10 çocuk hastanın bilgisayarlı tomografi görüntüleri üzerinden, tomoterapi, VMAT ve 3B-KRT planları hazırlanmıştır. Tedavi dozu olarak standart risk medulloblastom tedavi dozları kullanılmıştır. Tedavi planları karşılaştırılırken fiziksel parametrelerden; PTV'nin dozimetrik parametre sonuçları, kritik organ dozları, homojenite indeksi (HI), konformite indeksi (CI) kriterleri göz önüne alınmıştır. Biyolojik parametrelerden ise uzun dönem komplikasyon olasılıklarının tahmini için normal doku komplikasyon olasılığı (NTCP) hesaplanmıştır. Fiziksel parametrelere bağlı planlama sonuçları incelendiğinde, Tomoterapi planlarının dozimetrik sonuçlarda üstünlüğü görülmüştür. HI sonuçlarında tomoterapi planlarının, CI sonuçlarında ise VMAT planlarının beklenen kriterlere daha yakın olduğu bulunmuştur. Kritik organların korunmasında planlama teknikleri arasında avantaj ve dezavantajlı durumların olduğu görülmüştür. NTCP sonuçlarında ise modern radyoterapi teknikleri ile özellikle tiroid, lensler, kalp ve kohleaların daha iyi korunduğunu ve buna bağlı olarak komplikasyon görülme olasılıklarının daha düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu tez çalışmasında, tedavi tekniklerinin fiziksel ve biyolojik parametrelere bağlı karşılaştırmalarında, birbirlerine göre avantaj ve dezavantajlarının olduğu görülmüştür. Sonuçta, uzun süre sağ kalım beklenen kraniyospinal ışınlama yapılmış çocuk hastalarda modern radyoterapi teknikleri ile kalp mean dozları düşürülerek uzun dönemde kardiyak problemlerin önüne geçilebilir, aynı zamanda tiroid dozunun düşürülmesi ile ikincil tiroid kanserleri, hipotiroidi ve hipertiroidi görülmesine ilişkin komplikasyon olasılığı önlenebilir. Yüksek sağ kalım oranları ve uzun yaşam beklentisi durumunda çocukluk çağı kanserlerinden medulloblastomların tedavisinde etkin ancak yan etkisi az tedavi modalitelerinin seçimi oldukça önemlidir. Anahtar Kelimeler: Medulloblastom, Kraniyospinal radyoterapi, Tomoterapi, VMAT, 3B-KRT, Plan değerlendirmeÖğe Comparsion of Tomotherapy,Volumetric Arc Therapy and Three-Dimensional Conformal Radiotherapy Planning Techniques with Dosimetric Parameters in Pediatric Craniospinal Radiotherapy(Akad Doktorlar Yayinevi, 2023) Pepele, Eda Kaya; Dirican, Bahar; Temelli, OztunIn present study, the comparison results of craniospinal radiotherapy plans using three different planning techniques including helical tomotherapy (HT), volumetric arc therapy (VMAT) and three-dimensional conformal radiotherapy (3D-CRT) were evaluated in pediatric patients diagnosed with medulloblastoma depending on dosimetric parameters. Ten pediatric patients with medulloblastoma were planned with 3 techniques. Standard-risk medulloblastoma treatment doses of 23.4 Gy in the craniospinal region and 54 Gy in the posterior fossa region were used. When comparing treatment plans, doses of PTV, V95%, maximum PTV dose, homogeneity index (HI) conformity index (CI) criteria were taken into account. When the dosimetric results of PTV are examined; It has been seen that all plans meet the desired criteria, but the target volume coverage of tomotherapy is superior in do-simetric results compared to VMAT and 3D-CRT due to its ability to irradiate at once without field intersection (p< 0.003). It was found that the HI results of the tomotherapy plans and the CI results of the VMAT plans were closer to the criteria expected from the ideal plan. Target max dose were reduced with for tomotherapy and vmat compared to 3DCRT. When all treatment modalities are compared, it can be said that modern radio-therapy techniques may be preferred in Medulloblastoma radiotherapy because they have sufficient target volume coverage, good dose homogeneity and low maximum doses.Öğe Dosimetric Comparison of Adjuvant Pelvic Radiotherapy for Endometrial Cancer using Intensity-Modulated Radiotherapy (IMRT), Volumetric Modulated Arc Therapy (VMAT) and Helical Tomotherapy (HT)(Kare Publ, 2019) Temelli, Oztun; Demirtas, Mehmet; Sisecioglu, Mahmut Serdar; Pepele, Eda KayaObjectives:The purpose of the present study is to compare dosimetrically IMRT, VMAT, HT techniques in endometrium cancer adjuvant radiotherapy practice. Methods: The 10 patients to whom we had applied Pelvic RT due to endometrium cancer previously were selected retrospectively. All patients had received TAH+BSO+BPLND. Three different plans were made for the patients as IMRT, VMAT, and HT. Results: The rectum V40 was found to be 53%, 54%, 45% (p=0.002), respectively; and the bladder V45 was 27%, 26%, 20% (p=0.002), respectively. Bowel V40 was found to be 15%,17%,12%, respectively (p=<0.001). Total monitor unit (MU) and beam-on times were found superior at VMAT (<0.001). Bone marrow V40 was found to be 27%, 26%, 33%, respectively (p<0.001). Conclusion: It was found that the three techniques were suitable in terms of planning criteria and OARs. HI and CI were found to be superior at HT. In risky organs, in rectum, bowel and bladder, HT was found to be superior than the others; in terms of bone marrow, IMRT was found to be superior; and in terms of bone, VMAT was found to be superior. VMAT has the advantage of having short treatment time and low MU.Öğe Dosimetric Evaluation of Deep Inspiration Breath-Hold Technique for Breast Cancer Radiotherapy: A Single-Center Experience(Kare Publ, 2020) Temelli, Oztun; Demirtas, Mehmet; Ugurlu, Berat Tugrul; Pepele, Eda Kaya; Yaprak, Bahaddin; Gulbas, Hulya; Eraslan, Fatma AysunOBJECTIVE To retrospectively evaluate the absorbed doses of organs at risk, such as lungs and the heart of the patients who underwent radiotherapy (RT) using the voluntary deep inspiration breath-hold (vDIBH) technique, and to compare the results with the literature. METHODS In this study, 102 patients who underwent adjuvant RT for the treatment of breast cancer in our clinic between November 2018 and December 2019 were included. A breast and/or chest wall, and/or lymph node RT of 50 Gy in 25 fractions was planned for all patients, and an additional boost of 10 Gy in five fractions was planned for patients requiring an RT boost. The treatment plans included 3DCRT, Field in Field (FIF), IMRT and VMAT approaches. RESULTS In the group undergoing supraclavicular fossa RT, the mean V20Gy was found to be 24.8%, compared to 16% in the group not undergoing supraclavicular fossa RT (p<0.01). In the group undergoing mammaria interna RT, the mean heart dose was 3.1 Gy, compared to 2.1 Gy in the group not undergoing mammaria interna RT (p=0.04). CONCLUSION Respiratory motion control techniques can reduce uncertainties in the target related to respiratory motion. The irradiated volume doses of the ipsilateral lung, heart reduce.Öğe FARMER TİPİ İYON ODASI DEDEKTÖR YANITININ DOZİMETRİK DEĞİŞKENLERE BAĞLI İNCELENMESİ(2021) Pepele, Eda Kaya; Ünal, İbrahim; Düz, MehtapGenellikle iyon odaları; içi hava eşdeğeri gaz ile dolu, dış duvarın iç yüzeyi iletkenliği sağlamak amacıyla karbon veya grafitle kaplı ve merkezi iki elektrottan oluşmaktadır. Eksternal radyoterapide hedefe istenilen dozun verilebilmesi için iyon odası kullanılarak doz ölçümü yapılmalıdır. Radyoterapide kullanılan ışınların doz ölçümünde, çeşitli dozimetri protokolleri tarafından Farmer tipi silindirik iyon odası tavsiye edilmektedir. İyon odalarının duyarlı hacmi 0,01 cc ile 0,6 cc arasında değişmektedir. Bu çalışmada 0,6 cc aktif hacme sahip iyon odasının duvar materyali 0,43 mm kalınlığa sahip grafit duvar elektrotu ve alüminyum merkez elektrotu ile imal edilmiş. Sun Nuclear marka SNC 600c silindirik iyon odası kullanılmıştır. Clinac IX marka lineer hızlandırıcı cihazında 6 ve 15 MV foton ışınlarında iyon odasının çeşitli dozimetrik parametrelere bağlı yanıtı incelenmiştir. Sonuç olarak SNC 600c marka iyon odasının her iki foton enerjisinde de doza bağlı yanıtının doğrusal olduğu görülmüştür. İyon odasının voltaja bağlı değişimde, üreticinin tavsiye ettiği 300 Volt ve üzerindeki değerlerde her iki foton enerjisi için %1’in altında bir fark görülmüştür. Her iki foton enerjisi için iyon odasının yanıtı doz hızından ve enerjiden bağımsızdır. Böylece SNC 600c Farmer tipi silindirik iyon odasının yüksek enerjili fotonlar ile yapılan radyasyon ölçümünde kullanılan dedektörlerin sahip olması gereken özellikleri taşıdığından, mutlak doz ölçümünde kullanılabileceği doğrulanmıştır.Öğe Is helical tomotherapy-based intensity-modulated radiotherapy feasible and effective in bilateral synchronous breast cancer? A two-center experience(Imprimatur Publications, 2016) Ekici, Kemal; Gokce, Tumay; Karadogan, Ilker; Eraslan, Aysun Fatma; Akcay, Cimen; Temelli, Oztun; Pepele, Eda KayaPurpose: This study describes the early clinical results and dosimetric parameters of intensity-modulated radiation therapy (IMRT) using a tomotherapy device in patients with primary bilateral synchronous breast cancer (PSBBC). Methods: Fourteen patients with bilateral breast cancer were treated with tomotherapy between January 2011 and October 2014. The treatment planning objectives were to cover 95% of the planning target volume using a 95% isodose, with a minimum dose of 90% and a maximum dose of 107%. The organs at risk (OAR), such as the lungs, heart, esophagus and spinal cord, were contoured. Acute toxicity was recorded during and after radiation therapy. Results: The advantages included better treatment conformity with lower dosages to minimize the risk to susceptible organs, such as the lungs, heart and spinal cord. There was improved coverage of the planning target volume, including the regional nodes, without any field junction problems. The median homogeneity index was 0.13 and the median conformity index 1.32. The median V20, V15, V10 and V5 for the total lungs were 18.5, 23.3, 24.2 and 60%, respectively. Skin acute toxicity was grade 1 in 72% and grade 2 in 14% of the patients. Esophageal acute toxicity was grade 1 in 43% of the patients. Conclusion: Tomotherapy delivers treatment that is well-tolerated, with high homogeneity and coverage indexes and the capability to reduce the irradiation dose received by the lungs and heart in PSBBC patients. This technique is therefore feasible and safe for the treatment of bilateral breast cancer.Öğe Radyasyon dozu ve tedavi alanı bağımlılıklarının termolüminesans dozimetre sistemleri ve metal oksit yarıiletken alan etkili transistörlerine etkisi üzerine karşılaştırmalı bir çalışma(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2015) Pepele, Eda Kaya; Us, Songül Barlaz; Yaray, Kadir; Eroğlu, Celalettin; Dirican, Bahar; Soyuer, SerdarAmaç: Bu çalışmada, radyoterapi alan hastaların giriş dozunun belirlenmesi için İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nda kullanılan in vivo dozimetre sistemlerinin farklı foton enerjilerinde radyasyon dozu ve tedavi alanına bağımlılıklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada termolüminesans dozimetre ve metal oksit yarıiletken alan etkili transistör invivo dozimetre sistemleri ile lineer hızlandırıcı cihazının 6 MV ve 25 MV foton enerjileri kullanılmıştır. Dozimetre sistemlerinin radyasyon dozu bağımlılığının incelenmesi için 25-1000 cGy radyasyon dozu aralığında ışınlamalar yapılmıştır. Sistemlerin tedavi alanına bağımlılığının belirlenmesi için ise sırasıyla 5x5, 10x10, 15x15, 20x20, 25x25, 30x30, 40x40 cm2’lik tedavi alanlarında ölçümler alınarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Bulgular: 6 MV ve 25 MV foton enerjilerinde artan radyasyon doz değerlerine bağlı okuma değerleri değişimi metal oksit yarıiletken alan etkili transistör dozimetre sisteminde lineer iken, temolüminesans dozimetrede 800 cGy’e kadar lineer, 800 cGy’den sonra ise lineerlikten saptığı gözlenmiştir. Artan tedavi alanı boyutuna bağlı okuma değerleri değişimi ise temolüminesans dozimetrelerde 6 MV foton enerjisi için %±1, 25 MV foton enerjisi için %+4 değerindedir. Metal oksit yarıiletken alan etkili transistör dozimetre sisteminde 6 MV foton enerjisinde değişim %± 1 iken 25 MV foton enerjisinde % ± 4 değerinde olduğu görülmüştür. Sonuç: İnvivo dozimetrelerin birbirlerine göre bazı üstünlükleri vardır. Günlük kullanımda kullanıcıların dozimetre sistemlerini tanımaları ve ölçüm sonuçlarını etkileyecek özelliklerini bilmeleri, radyoterapi uygulanan hastaya verilen dozların doğruluğunun tespit edilmesi açısından oldukça önemlidir.Öğe SNC Edge Dedektör ve Pinpoint Dedektörün Küçük Alanlardaki Performansının Dozimetrik Değişkenlere Bağlı Olarak Değerlendirilmesi(2023) Pepele, Eda Kaya; Ünal, İbrahim; Alagöz, SerkanAmaç: Küçük alan dozimetrisi, radyoterapide yeni tedavi tekniklerinin gelişmesi ile (Sterotaktik Radyocerrahi ve Sterotaktik Radyoterapi) önem kazanmıştır. Küçük alan dozimetrisinde sıklıkla kullanılan dedektör tiplerinden birisi de diyot detektörlerdir. Bu çalışmadaki amaç, küçük alan dozimetrisinde kullanılması uygun görülen SNC (Sun Nuclear Corporation) diyot tipi Edge dedektör ve pinpoint iyon odası dedektörünün 2x2 cm2, 3x3 cm2, 4x4 cm2 alan boyutlarında dozimetrik değişkenlere bağlı cevabının incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada küçük alan dozimetresi için Edge dedektör ve pinpoint iyon odası kullanımıştır. Varian marka Clinac İX model Lineer hızlandırıcı cihazında, 6 MV foton ışınında Sun Nuclear marka su fantomunda 2x2 cm2, 3x3 cm2, 4x4 cm2 alan boyutlarında 1,5 cm derinliğinde yüzde derin doz (PDD) ve aynı alan boyutlarında 5 cm derinlikte cross-plane (x ekseni) ve in-plane (y ekseni) profil ölçümleri alınmıştır. Edge dedektör ve pinpoint dedektör kullanılarak yapılan bu ölçümlerde PDD dozimetrik alan boyutu ve %20-%80 ile %10-%90 penumbra genişlikleri incelenmiştir. Bulgular: Her iki dedektörün küçük alanlardaki dozimetrik performansları birbirine yakın yanıtlar vermiştir. Edge dedektörün 2x2 cm2 alanda ölçülen dozimetrik alan boyutu yanıtının gerçek alan boyutundaki değerine daha yakın çıktığı ve tüm alanlarda daha dar bir penumbraya sahip olduğu görülmüştür. Sonuç: Her iki dedektörün küçük alan dozimetresinde kullanımının uygun olabileceği ancak Edge dedektörünün hassas hacminin küçük olması nedeniyle küçük alanlarda özellikle penumbra bölgesinde dik doz gradyanına verdiği yanıtın daha iyi olduğu görülmüştür.