Yazar "Sağer, Turan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe THE EFFECT OF ACTIVE LEARNING ACTIVITIES ON THE PERFORMANCE AND MOTIVATION OF VIOLA STUDENTS(2022) Sağer, Turan; Kalaycıoğlu, Şükrü Göktuğ; Zahal, OnurIn this study, it is aimed to determine the effects of active learning activities on viola students' performance and motivation. One group pretest-posttest experimental design was used in the study. The study group consist of 10 students, 7 of them receiving Viola training within the scope of the Individual Instrument course at Gaziosmanpaşa University Fine Arts Education Department Music Education Department and 3 students within the scope of Turkish and Western Music Instruments course at Tokat Fine Arts and Sports High School. During the eight-week practice, with the students in the study group, active learning-based activities which are prepared for the viola training were carried out with students in the study group. In the study, as a means of data collection, by adapting ‘Exam Performance’ dimension of ‘Violin Lesson Performance Form’ to the viola, the ‘Motivation Scale’ part of ‘Motivated Strategies for Learning Questionnaire’ were used. According to the results of the study, it was determined that the activities based on active learning increased viola performance success, and influenced the students' motivation for viola lesson positively.Öğe Hareketli do solfej metodu ile geleneksel Türk sanat müziği solfej çalışmaları arasındaki ilişkilerin karşılaştırmalı olarak incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2013) Sağer, Turan; Gürpınar, Engin; Zahal, OnurSolfej, notaları belirli bir sistematik düzen içerisinde, frekans ve ritim değerlerine göre müziksel okuma davranışının gerçekleştirilmesi eylemidir. Günümüzde birçok solfej öğretim metodu uygulanmaktadır. Hareketli do solfej öğretim metodu da bunlardan biridir. Bu sistem; bütün tonal yapılardaki melodilerin, do majör ve la minör dizilerinin sesleri kullanılarak solfej yapıldığı bir öğretim yöntemidir. Geleneksel Türk Sanat Müziği solfej uygulamalarında ise sistematik bir öğretim metodu bulunmamaktadır. Bu uygulamaların birçoğunda nota isimleri aynı olduğu halde frekanslar farklılık göstermektedir. Bu bakımdan Hareketli do solfej metodu ile Geleneksel Türk Sanat Müziği solfej çalışmaları arasında yöntem benzerliği bulunmaktadır. Araştırmada bu ilişki çeşitli yönleriyle ortaya konulmuştur.Öğe İşbirlikli Öğrenme Yöntemine Dayalı Uygulamaların Çoksesli Solfej Alan Başarısına Etkisi(Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2015) Sağer, Turan; Gürpınar, Engin; Zahal, OnurÖz: Bu çalışmada, İşbirlikli öğrenme yaklaşımının "Öğrenci Takımları Başarı Bölümleri" tekniğine dayalı yapılan çoksesli solfej çalışmalarının, çoksesli solfej alan başarısına etkisi incelenmiştir. Araştırmada öntest-sontest kontrol gruplu tam deneme modeli uygulanmıştır. Çalışma grubu, 2013-2014 öğretim yılında, İnönü Üniversitesinde öğrenim gören 3. Sınıf öğrencilerinden oluşan 22 kişidir. Uygulama süreci 10 haftalık bir süreci kapsamıştır. Kontrol grubuna geleneksel öğretim yöntemleri, deney grubuna ise işbirlikli öğrenme yaklaşımlarından öğrenci takımları başarı bölümleri tekniğine dayalı öğretim yöntem ve teknikleri uygulanmıştır. Veri toplama aracı olarak güvenirlik düzeyi .88 olarak hesaplanan Müziksel Okuma (Solfej) Performans Testi kullanılmıştır. Ölçme ve değerlendirme üç alan uzmanı tarafından gerçekleştirilmiştir. Normallik düzeyleri incelendikten sonra analiz işlemleri için ilişkili ve ilişkisiz gruplar t-testleri kullanılmıştır. Ayrıca etki büyüklüğünün hesaplanması için Cohen's d formülü uygulanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; işbirlikli öğrenme yaklaşımına dayalı uygulamaların, öğrencilerin çoksesli solfej alan başarısını olumlu yönde ve yüksek düzeyde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Klasik armoni çözümlerinde kullanılan bas şifreleme yöntemleri ve derece isimlendirmeleri(İnönü Üniversitesi Sanat Ve Tasarım Dergisi, 2011) Sağer, Turan; Sevgi, AliBu çalışmada, klasik armoni çözümlerinde kullanılan bas şifreleme yöntemleri ile derece isimlendirmeleri üzerine bir inceleme yapılmıştır. Bu amaçla değişik ülkelerde armoni öğretimi üzerine çalışan 24 müzik kuramcısına ait armoni kitapları incelenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda, tonal armoni çözümlerinde derecelendirme-isimlendirme ve bas şifrelemelerde genel olarak iki yöntemin olduğu; bunların işlevsel (fonksiyonel) ve basamaksal armoni olarak adlandırıldığı tespit edilmiştir. İki kuram arasında armoni çözümlerinde herhangi bir fark olmadığı sadece isimlendirme ve bas şifrelemelerde farkların olduğu çalışma sonucunda ortaya çıkmıştır. İşlevsel armoni akorları Tonik(I), Subdominant (IV) ve Dominant(V) diye ana fonksiyon olarak adlandırırken yan basamakları ise fonksiyonlarla ilişkilendirerek pareleli veya karşıtı olarak adlandırmaktadır. Basamaksal armoni ise dizinin tüm seslerini I.basamak, II. basamak ve III. basamak biçiminde adlandırmaktadır. Jadassohn ise derecelendirmede normal sayıları (1, 2, 4, 5, 7) kullanmıştır. Bas şifrelemelerde beşli akorlarda aynı şifrelemeleri kullanırken işlevsel armonide tüm derecelerde yedili akorlarda aynı bas şifreleme kullanılmaktadır. Basamaksal armonide ise dominant yedili akoru ile diğer basamaklar üzerine kurulan yedili akorlarının bas şifrelemeleri birbirinden farklıdır. Yedinci derece üzerine kurulan eksik beşli akorunu işlevsel armoni beşli akor şifresi gibi kullanırken, basamaksal armoni dominant yedili akoru ile ilişkilendirmek amacıyla ayrı bas şifreleme kullanmıştır. Bazı kuramcılar derece ve fonksiyon isimlerini kullanmazken, bazıları derece veya fonksiyon kısaltmalarını bas şifrenin yanına yazmışlar, bazı kuramcılar ise derece ve fonksiyon kısaltmalarını bas şifrelerin altına yazmışlardır.Öğe Klasik Armoni eğitiminde kullanılan birinci çevrim ( 6’lı ) akorlarda ses katlaması(Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2010) Sağer, TuranÖz: Bu çalışmada, 1600 - 1900 yılları arasındaki dönemi kapsayan ve bugün “Klasik Armoni” olarak tanımlanan, ülkemizdeki yüksek öğretim kurumlarından Eğitim Fakülteleri Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği Programları, Güzel Sanatlar Fakülteleri Müzik Bölümleri ile Devlet Konservatuarları’nın Müzik ile ilgili bölümlerinde Armoni Eğitimi derslerinde kullanılan 21 kaynak kitapta yer alan “birinci çevrim 6’lı” akorlarında, hangi sesin katlanması gerektiğine ilişkin bir araştırma yapılmıştır. Bu amaçla yerli ve yabancı kuramcı ve yazarlar tarafından hazırlanan Armoni Eğitimi kitapları incelenerek, majör ve minör tüm dizilerin her bir derecesinin birinci çevrim 6’lı akorlarında hangi sesin katlandığı araştırılmaya çalışılmıştır. Birçok kuramcı ve bestecinin aynı derecede aynı sesi katlamasına karşın, aynı derecelerin farklı konumlarında 6’lı akorların değişik seslerini katlayan, farklı derecelerde akorun konumuna göre farklı akor seslerinin katlanması gerektiğini belirten kuramcı ve bestecilerin de olduğu, çalışma sonucunda ortaya çıkmıştır.Öğe MODERN VE POSTMODERN DÖNEMİN MÜZİĞE YANSIMALARI(Sanat Yazıları, 2016) Açıkgöz, Mehmet Güneş; Sağer, TuranÖz: Müzikte modern sanatın karmaşası, halkın sanattan uzaklaşmasına sebep olmaktadır. İnsanların, sanatı sesi olmayan konserler ve yok sergiler olarak tanımlanmasına karşı çıkan postmodernizm anlayışı, tüketim toplumu bilincinin gelişmesiyle yeni bir üretkenlik ve yalınlık çağını oluşturmaya başlamış ve sanat anlayışını ciddi bir tavırdan alaycı bir tavra, yeni sanat anlayışından, karşı sanat anlayışına taşımıştır. Müzikte dönemlerin oluşumunda 20. yy. sonrası olarak gruplanan günümüz müziğinin kapsadığı modern ve postmodern dönemin, farklı özellikleri olduğunu gösteren bu çalışmada, "kaynak tarama" ve "döküman analizi" modeli kullanılmıştır. Ayrıca, çalışma Modern Dönem ve Postmodern Dönem'in müzikte bağıntı ve benzerliklerine yönelik durum tespiti yapmayı ve müzikte Postmodern Dönem'in özelliklerini belirlemeyi amaçladığından betimsel nitelik taşımaktadır. Sonuç olarak, yapılan incelemeler ve derlemeler ile müzikte Postmodern Dönem, bu döneme kadar yaşanmış tüm dönemleri kapsayan ve kendi içinde yeni gelişmelere olanak sağlayan karma bir dönem olarak tanımlanmıştır.Öğe Müzik eğitiminde imgelerin kullanımı(İnönü Üniversitesi, 2012) Sağer, Turan; Ayhan, AliBu çalışmada, görsel ve işitsel imgelerin müzik eğitiminde kullanımının elde edilecek olan başarı düzeylerine yönelik etkisi incelenmiştir. Gelişen teknolojiyi her geçen gün daha hızlı takip etmemiz gereken çağımızda müzik eğitiminde kullanılan yöntem ve tekniklerinde buna paralel olarak geliştirilmesi gerekmektedir. İmgelerin aktif olarak kullanılmasını sağlayacak eğitim-öğretim materyallerinin hazırlanması, müzik eğitiminde yeni bir yöntem olarak düşünülmüştür. Bu amaçla, okul şarkılarına, imgesel destekli animasyonlar, videolar hazırlanmıştır. Yapılan bu öğretim materyalleri ile özellikle de şarkı sözlerinin imgesel olarak desteklenmesi yoluyla, şarkıların hatırlanma düzeylerinde önemli bir artış gözlenmiştir. İlköğretim birinci kademe düzeyinde hazırlanan animasyon ve videolarda, şarkılara ait görsel ve işitsel imgeler, Flash CS5, iMovie, Photoshop CS5, Finale 2011, Logic Studio gibi programlar ile tasarlanarak bir araya getirilmiştir. Multimedya uygulamalarının kullanıldığı bu çalışmada imgelerin müzik eğitiminde kullanılmasının başarı düzeylerine olumlu bir etkisi olduğu tespit edilmiştir.Öğe Müzik eğitiminde uzaktan eğitim ve orkestra uygulamaları(İnönü Üniversitesi, 2014) Sağer, Turan; Eden, Arda; Şallıel, Orhanİletişim ve bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeler, hayatın pek çok alanında olduğu gibi eğitimi de küresel bir boyuta taşımıştır. Bu gelişmelere parallel olarak ortaya çıkan uzaktan eğitim modeli, bireylere farklı eğitim seçenekleri ve ilk kaynaktan bilgiye ulaşma imkanı sağlamaktadır. Sesli ve görüntülü iletişim imkanı sunan bilişim araçları, görsel – işitşel iletişimin çok önemli olduğu müzik eğitimi alanında da uzaktan eğitim uygulamalarının gerçekleştirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu araştırmada, Malatya İnönü Üniversitesi, müzik eğitimi master ve doktora öğrencileri ile öğretim elemanlarından oluşturulan oda orkestrası, şef Orhan Şallıel yönetiminde gerçekleştirilmesi planlanan bir konser etkinliği için biraraya gelmiştir. Şef Orhan Şallıel orkestra provalarına Skype üzerinden gerçek zamanlı görsel – işitsel telekonferans ile katılmıştır. Çift yönlü etkileşimli bilgisayar modelinin kullanıldığı bu uygulama ile ilgili olarak, orkestra elemanlarına provalar sırasındaki tecrübelerine yönelik küçük bir anket uygulanmıştır.Öğe Öğrencilerin kültürel ve müzikal profilleri ile çalgı öğretim süreçlerine yönelik bir araştırma: flüt eğitimi örneği(İnönü Üniversitesi, 2011) Öner, Afşin; Sağer, TuranMüzik, medeniyetin ilerleyişiyle beraber insan yaşamını en çok etkileyen ve gelişen sanat dallarından biri haline gelmiş, aynı zamanda, sahip olduğu kültürel rolü de, önemini yitirmeden sürdürmüştür. Diğer yandan eğitim biliminin gelişmesi, müzik eğitiminin de gelişip çeşitlenmesine sebep olmuş, farklı ulusların ve kültürlerin müzik eğitim süreçlerinde kendilerine has yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Araştırma, Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencilerinin sahip oldukları kültürel profillere odaklanmaktadır. Araştırmada öğrencilerin kültürel ve müzikal donanımlarını tespit etmeye yönelik veriler toplanmıştır. Bu veriler ışığında müzik eğitiminin kültürel katmanı ve bu katmanın öğrenci profili ile etkileşimleri ele alınmıştır. Sonuçta, öğrencilerin yoğunlukla Anadolu kültüründen geldikleri ve Batı kültürü ve müziği ile yeterince iç içe olmadıkları görülmüştür. Araştırmanın yürütüldüğü kurumdaki mevcut flüt müfredatı incelenmiş, yazılı ve elektronik ortamda kaynak taraması yapılmıştır. Elde edilen veriler araştırmacının mesleki deneyimi doğrultusunda incelenerek, teknik çalışma yazılmıştır. Bu çalışmalar geleneksel müzik öğeleri ile flüt tekniklerini harmanlamakta, aynı zamanda öğrencilerin kültürel profili ile eğitimi verilen çalgı teknikleri arasında köprü oluşturmayı hedeflemektedir.Öğe Türk müziği makam dizilerinin modern armoniyle çok seslendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 2014) Sağer, Turan; Ersoy, OzanBu araştırmada; Modern armoniyle dört farklı makamda düzenlenmiş dört türkünün öğrenci performanslarına olan etkisi araştırılmıştır. Araştırmanın deneysel evresinde öğrenciler 12 hafta boyunca çalıştırılmışlardır. Deneysel sürecin sonucunda, öğrenci performansları üç uzman tarafından değerlendirilmiş olup, ön-test ve son-test başarı puanlarına göre öğrencilerin başarı durumları tespit edilmiştir.Öğe Türkiye cumhuriyeti’nin müzik kurumları yapılanması ve müziksel değişim -1950 sonrası(İnönü üniversitesi Kültür Ve Sanat Dergisi, 2018) Yurtseven, Gürsel; Sağer, TuranBir ulusun ve o ulusun bireylerinin müzikle ilişkisiyle toplumsal düzen arasında ilişki kurulması sıklıkla başvurulan bir benzetmedir. Konfüçyüs’e ait olduğuna inanılan "Bir toplumun müziği bozuldu mu, o toplumda pek çok şey bozulmuş demektir" sözü bu anlamdaki bir fikri içermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte müzikte değişim fikrini ortaya atan Atatürk "Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir" sözleriyle toplumun değişimi ve müzikte değişim arasında yukarıdakine benzer bir ilişki kurmaktaydı. Devletin yapılanmasında müziği önemli bir unsur olarak gören Atatürk Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte müziksel kurumlaşmaya da özel bir önem vermiş ve ilk kurumlaşma hareketleri Cumhuriyet’in kuruluşunu izleyen ilk yıl içinde Musiki Muallim Mektebi’nin (MMM) kuruluşuyla başlamıştı. Daha sonraki yıllarda gerçekleşen müziksel kurumlaşma hareketleri Cumhuriyet’in kurucularının müziksel kurumlaşmaya verdikleri önemi vurgulamak açısından dikkat çekicidir. İmparatorluğa ait unsurların birçoğunun Cumhuriyet kurumlaşmasının dışında tutulmuş olmasına rağmen Mızıka-ı Hümayun’un 1924’te Atatürk’ün isteğiyle Ankara’ya taşınarak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na dönüştürülmesi ve 1932’den sonra Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası adıyla hizmetine devam etmiş olması, müzik etkinliklerine büyük önem verilen Halkevleri ve Köy Enstitüleri’nin, Konservatuvarın ardından bunları izleyen birçok müzik kurumlaşmasının gerçekleşmesi müziğe verilen özel önemi anlatan olaylardır. 1923 ve 1950 yılları arasındaki tek parti yönetiminde kurumlaşma yönünde yavaş ama emin ve kararlı adımlar atılmıştır. Çok partili sisteme geçiş tarihi olarak Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950 tarihi değil de kuruluş tarihi olan 14 Ocak 1946 tarihi alındığında müzik kurumlaşmasına dair birtakım çarpıcı uygulamalara şahit oluruz. 1946-1950 yılları arasında yükselen muhalefetin yarattığı kaygılar Cumhuriyet Halk Partisi’nin daha sonra eleştireceği imam hatip kursları, imam hatip liseleri, ilahiyat fakültesi gibi uygulamaları hayata geçirmesinin yanısıra müziksel kurumlaşmaya dair bazı adımlar atmasına da yol açmıştır. Bunlardan biri Müzik-Resim Semineri adlı okulun CHP döneminde (1947’de) açılıp yine aynı dönemde (1948) kapatılması diğeri ise Cumhuriyet’in ilk müzik kurumu olan Musiki Muallim Mektebi’nin devamı olan Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü’nün Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer tarafından kapatılma girişimidir. Müzik kurumlaşmamız Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de yabancı müzik adamlarına emanet edilmişti. İmparatorluk döneminde Donizetti, Guatelli ve Aranda paşalar 1828-1908 arasında Mızıka-ı Hümayun'u yöneten yabancı müzik adamlarıydı. Cumhuriyet döneminde ise konservatuvar kuruluşu için yine yabancı bir müzik adamı üzerinde, Paul Hindemith’te karar kılınmıştı. Yüz yıldan fazla bir süre yabancılar elinde şekillenen müziksel kurumlaşmamızda ulusal müzik değerleri belki de bu yüzden göz ardı edilmiş ve müziksel yapılanmamızda ulusal değerler gerektiğince kurumlaştırılamamış ve bu müzik kurumlaşmasının çıktıları yoluyla toplumla tam bir kültürel buluşma gerçekleştirilememiştir. 1950 sonrasında ortaya çıkan oluşumlar ihmal edilmiş olan Türk müziğinin kurumsal bir çerçeve içinde eğitimine olanak yaratmış ve bu çerçevede müziksel kurumlaşmanın önü açılmıştır. Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşu bu sürecin devamında gerçekleşmiştir. Hâlihazırda konservatuvar adıyla üniversiteler bünyesinde eğitim veren kurumların yarısının TMDK çizgisinde olması da çokpartili siyasal sisteme geçişin müzik kurumlaşmasında bir yansıması olarak alınabilir. Çokpartili dönemin ilk iktidarını kuran DP müzik kurumlaşmasına doğrudan bir müdahalede bulunmamış ve iktidarda kaldığı on yıl boyunca kurumlaşmaya ilişkin bir geri adım gerçekleşmemiştir. 1960-1980 arasında gerçekleşen üç askeri darbeyle 1997’deki müdahale ile sivil hükümetler görevlerinden uzaklaştırılmış 40 yılı aşkın süren istikrarsızlık müzik kurumlaşmasını doğrudan etkilememiştir. YÖK’ün kuruluşuyla birlikte üniversite düzeyindeki müzik kurumlaşması, 1989’da Güzel Sanatlar Liseleri’nin açılışıyla birlikte de ortaöğretim düzeyinde büyük bir kurumlaşma hareketliliği oluşmuştur. Günümüzde müzik kurumlaşması açısından önemli kazanımlar elde edilmiş olmakla birlikte özellikle konservatuvar yapılanmasında birbirini görmezden gelen iki farklı yapının varlığı bir sorun olarak durmaya devam etmektedir.