Yazar "Sevimli, Erdem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe AN AESTHETIC APPROACH TO NESIMI'S SENDEN DONMEZEM (I DON'T RETURN FROM YOU) GHAZAL WITH RHYME(Selcuk Univ, Fac Letters, 2016) Gunduz, Erol; Sevimli, ErdemClassical Turkish literature is a literature known for its aesthetic wealth. In the rhymed ghazal I don't return from you of Nesimi who is the pioneer poet of the field of Azerbaijani and ecole of Hurufism in the 14th century, Nesimi skillfully used all characteristics and poetic themes that belong to beauty of our classical poetry in his poems. He added the emotion of indispensability and resistance to this skillful usage with the declamation I don't return from you. The poem proves its worth as the significant aesthetic role model in terms of reflecting the rich accumulation in classical poetry. This poem of Nesimi reveals the substantial aesthetic world of our classical poetry if analyzed either in terms of formal study or aesthetic appearances of the content. In this manner the poem in question has been analyzed both formally and aesthetically in view of the fact that the substantial world of the meaning, and in this way aesthetics accumulations of Nesimi and our classical poetry have been depicted as possible.Öğe Bâkî, Şeyhülislam Yahya ve Nedîm divanlarında haz kavramı(İnönü Üniversitesi, 2015) Sevimli, ErdemAşkı temel alan klasik şiirimizde 'haz' kavramı, aşkın ifade ettiği geniş anlam çerçevesinde kendisini ifade imkânı bulmuştur. İster ilahi isterse beşeri açıdan ele alınsın aşk mefhumu şiirde başlı başına bir haz vesilesi olmuş, bu doğrultuda işlenmiştir. Hoca Dehhanî ile başlayan, Ahmedî ile ilerleme kaydeden maddi aşk kavramı, Bâkî ile üst seviyeye ulaşmış, Şeyhülislâm Yahya'nın şiirlerinde de doruk noktasına ulaşmıştır. Şeyhülislam Yahya din adamlığının verdiği hoşgörüyle bu duyguyu, içi dışı bir olan rind kimliği ile süslemiştir. Yahya, şiirlerinde yer yer riyanın olmadığı, zevkin ve hazzın mekanı meyhaneyi manevi kimliğinden arındırarak işlevsellik kazandırmış, böylece şair Nedîm'e giden yolu açmıştır. 18. yüzyıl divan edebiyatının çapkın çocuğu olan Nedîm'in gazellerinde bu duygular dünyevi yönü ile işlenmiş, afrodizyak boyutuna ulaşmış, uçarı arzuların tercümanı olmuştur. Nedîm hazza 'sevgili ve şuhluk' bağlamında farklı bir açılım yapmış, Lâle Devri gibi zevk ü safanın şiire nezih bir ortam bağışladığı dönemin en yetkin tercümanı olmuştur. Nedîm, ilk defa divan şiirinin kan dökücü, şehla bakışlı, eziyet edici, uslanmaz nazlı dilberini şuhane üslubu ile dönüştürmüş, onu zevk ü safa membaı haline getirmiş ve ona ilk kez kadın hüviyeti kazandırmıştır. Böylece divanlarda sevgili tipi canlı bir atmosferde irdelenmiştir. Böylece sevgili, âşığı ile şarap içen, eğlenen, kucağa gelip okşanan ve öpülen bir haz nesnesine dönüşmüştür. Çoğu zaman da âşıkların uçarı arzularının tedarikçisi olmuştur. Bu bağlamda bir tabu olarak görülen "cinsellik" sevgilinin kimliğine estetik bir görünüm vererek sanatın dünyasında yeniden biçimlendirilmiştir. Üç büyük şairin divanları haz kavramı açısından incelendiğinde şiirlerin, sevgiliyi ele almaları yönüyle tensel bir nağme, şuh bir şarkı hükmünde olduğu da görülmektedir. Klasik şiirimize şuh bir çeşni katan bu tarz şiirler mutluluğun asıl kaynağı olarak şiirde arz-ı endam etmiş, okuyucuyu edebi iklimine çekerek hayata bağlamıştır. Hayata haz kavramı çerçevesinde değer katan bu tarz şiirler klasik şiirin yenilenen dünyasında yüreklere ferahlık veren bir ezgi gibi dolanıp durmaktadır. Biz bu çalışmamızda klasik şiirimizde henüz başlıbaşına bir araştırma konusu olarak tam olarak üzerinde çalışılmamış haz kavramını açıklamayı amaçladık. Bu amaçla Bâkî, Şeyhülislam Yahya ve Nedîm'in şiirlerinde yer alan haz kavramını ve bunun şuh söylemini divan beyitlerinden yararlanarak açıklamaya çalıştık. Çalışmamızda aşk/sevgili, içki/meyhane/şarap, bahar gibi üç unsuru konunun önemi doğrultusunda ele alıp işledik. Ayrıca çalışmaya Antik Çağ Yunan felsefesi ile Ortaçağ İslam felsefesinin erdem ve mutluluk düşüncelerini de ekleyerek, şiirin hedonist kaynağına inilmiş, klasik şiirin kronolojik anlamda hedonist birikimi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmada üzerinde durulan şairlerin divan beyitleri aşk, tutkulu/şuh duygu ve arzular, haz ve mutluluk kavramları üzerinden yorumlanmış, açıklanmıştır.Öğe Klasik Türk Şiirinde Melâmî İbadet Anlayışının Şiirsel Terennümleri(2020) Sevimli, ErdemMelâmîlik, Horosan’da Hicri IV (M. IX) yüzyıldan itibaren görülen ve pek çok zümre ve tarikatı etkileyen bir tasavvufî düşüncedir. Bu düşünce aşka ve tasavvuf hayranlığına dayalı bir anlayış olarak gelişmiştir. Tasavvufu geniş bir edebî birikimle ele alan klasik Türk şiirinde bu düşüncenin pek çok yönü yanında, ibadet anlayışı da ele alınmıştır. Çalışmada bu anlayışın bazı edebî yönleri yedi başlık altında detaylı incelenmiştir. Bunları çalışmadan hareketle şöyle sırlamak mümkündür: İbadetlerinde gösterişe başvurmama ve Allah yolunda nefisle amansız mücadele etmek, aşka ibadet niteliğiyle sarılmak ve Melâmî yoldan vazgeçilmezlik,hırkaya, posta ve taca aldırmama, ümit tüccarlığı yapmama, halktan ve sultandan gelen caizeleri, vakıf gelirlerini dışlama. Bu edebî söylemlere İslami kurallara sıkı sıkıya bağlı kalmak, “bezm-i elest” te verilen ikrara bağlılık ve Peygamber ahlakına sahip olmak gibi ahlakî ilkeleri eklemek gerekir. Bu ilave nitelikler İslam'da ibadet hükmündedir. Bu yolda kendilerini rint olarak konumlayan klasik pek çok şairin şiirsel söyleminde, sufînin gösteriş içerikli dindarlığı ile erişilemeyen bu ibadet anlayışı/Melâmet büyük beğeni toplamıştır.Bu makalede, klasik gelenekte asıl sevgiliye duyulan aşk anlayışında da yer elan bu düşüncenin şiirsel terennümleri incelenmiştir.Öğe Klasik Türk şiirinde şuhluk ve şûhâne tarz(İnönü Üniversitesi, 2021) Sevimli, ErdemŞûh kavramı "hareketlerinde serbest, açık saçık, arsız, neşeli, oynak ve güzel sevgili" anlamlarına gelmektedir. Şuhâne tarz ise kadın ve kadın güzelliğini pervasız ve alenî anlatımlarla konu alan manzumelerin klasik şiirdeki karşılığı olmaktadır. Bu kavramda sevgilinin güzelliğinden ve ona duyulan afrodizyak duygulardan bahsedildiği görülmektedir. Klasik Türk şiiri, sevgilinin pek çok nitelikleri yanında, bu tarz özelliklerine de değinmiştir. Bu şûh söylemleri şöyle sırlamak mümkündür: Sevgilinin kendini âşığa çekincesizce bırakması, âşığını kur ve kirişmelerle vuslatına çağırması, bir bezm ya da "hane"de birkaç kadehle âgûşa kolaylıkla kendini bırakması, mahbub olarak da belirmesi ve hamamda sim tenini aleni olarak sergileyebilmesi. Bu şûhluk, klasik estetiğin çizdiği sınırlarda asla bayağılaşmadan ilerlemektedir. Çünkü bu tarz söylemlerde cismanî unsurlar nesnelere verilerek sevgilinin masuniyeti korunmaktadır. Bu tarzda âşık, sevgiliyle "hane"sinde ya da câme-hâbda lebâleb, sîne-be-sîne halde bulunduğu tahayyül ve tasavvurunu pervasızca dilendirebilmektedir. Şarap ve bahar da bu şûhluğun ifadesinde vesile olmaktadır. Hoca Dehhanî'den başlayarak pek çok şairin şûh söylemleriyle geliştirdiği bu tarz, Nedîm'le zirvesini bulmuştur. "Nedîmâne tarz" olarak da adlandırılan bu şiirsel söylemin Nedîm'e ulaşan çizgide çok zengin örnekleri bulunmaktadır. Hikmetli ve irfanî nitelikte şiirler söyleyen şairlerin bile şûhluk içeren manzumeler yazarak bu tarza katkı verdikleri görülmektedir. Bu manzumelerin Nedîm'i dahi aratmayacak şûh nitelikler taşıdığı görülmektedir. Çalışmada Nedîm'le zirvesini bulan bu tarzın klasik gelenek doğrultusundaki gelişimi çok sayıda şairden örnek beyitlerle detaylı olarak betimlenmiştir. Bu detaylı betimlemelere iki bedenin sükûnu, vuslat, sevgilinin kokusu ve mahbub hüviyetindeki şûh nitelikleri de eklemlenmiştir. Klasik Türk şiirinde bu konuların daha önce yeterince vurgulanmadığı görülmektedir. Çalışma ile şûhluk ve şûhâne tarzın klasik Türk şiirindeki bu zengin estetik nitelikleri sevgili bağlamında bütüncül olarak ortaya konulmuştur. Anahtar Sözcükler: Şûh, Şûhluk, Klasik Türk Şiiri, Şuhâne TarzÖğe Nedîm Divanında “Lale Devri”nin Çeşitli Yönleri ve Giyim Usüllerine Sosyolojik Bir Yaklaşım(2021) Sevimli, ErdemÖz: XVIII. yüzyılın önemli edebi simalarındanolan Nedîm, yazdığı şiirlerle yaşadığı LaleDevri’nin seyrini değiştirmiştir. Onun yazdığışiirlerde Lâle Devri’nin sosyal yapısını bulmakmümkündür. Nedîm, bu sosyal yapıyı sadeceyansıtmakla kalmamış, canlı tasvirlerle yaşamışve yaşatmıştır. Bu yaşamı Nedîm, sadece tasviretmekle kalmamış sevgili bağlamında devringiyim usullerine de nakşetmiştir. Bu usullerinLâle Devri’nin sosyal yapısı ve Nedîm’in hazcımizacında biçimlendiği düşünüldüğünde,sosyolojik analizlerinin yapılması gerekmektedir.Çünkü bir toplumun kültürel dokusunu oluşturangiyim usulleri, sadece bir gereksinim değil, aynızamanda bir yaşantı şekli ve var olma çabasıdır.Elbette siyasî otorite ve değer yargılarınınyönlendirdiği bu var olma çabası, Nedîm’inkimliğinin şiirdeki sosyal yansıması olarak dikkatçekmektedir. Makalede Nedîm’i var eden busosyal yapı, otorite-sanatçı/şair ilişkisi ve vemekân-şair ilişkisi başlıkları altında analizedilmiştir. Ayrıca bunlara, Divanındaki örnekbeyitler doğrultusunda giyim usullerininsosyolojik analizleri de eklenmiştir.Öğe Nesîmî'nin "Senden Dönmezem" Redifli Gazeline Estetik Bir Yaklaşım(Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2016) Gündüz, Erol; Sevimli, ErdemÖz: Klasik Türk edebiyatı, estetik zenginliğiyle bilinen bir edebiyattır. 14. yy. Azeri sahasının ve Hurufîlik ekolünün öncü şairi Nesîmî'nin "senden dönmezem" redifli gazelinde, Klasik şiirimizin ve Nesîmî'nin estetik yönünün yansımaları görülmektedir. Nesîmî, şiirlerinde Klasik şiirimizin güzelliğe ait bütün hususiyetlerini ve mazmunlarını ustaca kullanmıştır. Bu ustaca kullanıma "senden dönmezem" hitabıyla vazgeçilmezlik ve direnç duygusu katmıştır. "Senden dönmezem" redifli şiir, asırların içinden süzülüp gelen klasik şiir içindeki derin birikimi yansıtma açısından önemli bir estetik rol model olarak kendini göstermektedir. Nesîmî'nin bu şiiri, ister biçimsel, isterse muhtevanın estetik görünümleri açısından tahlil edilsin, klasik şiirimizin zengin bediî iklimini ortaya çıkarabilmektedir. Bu doğrultuda söz konusu şiir, hem biçimsel hem de zengin mânâ evreni açısından estetik tahlile tabii tutulmuş, böylece Nesîmî'nin ve klasik şiirimizin estetik birikimi imkânlar ölçüsünde anlatılmaya çalışılmıştır. Başlık (İngilizce): AN AESTHETIC APPROACH TO NESİMİ'S "SENDEN DÖNMEZEM (I DON'T RETURN FROM YOU)" GHAZAL WITH RHYME Öz (İngilizce): Classical Turkish literature is a literature known for its aesthetic wealth. In the rhymed ghazal "I don't return from you" of Nesimi who is the pioneer poet of the field of Azerbaijani and ecole of Hurufism in the 14th century, Nesimi skillfully used all characteristics and poetic themes that belong to beauty of our classical poetry in his poems. He added the emotion of indispensability and resistance to this skillful usage with the declamation "I don't return from you". The poem proves its worth as the significant aesthetic role model in terms of reflecting the rich accumulation in classical poetry. This poem of Nesimi reveals the substantial aesthetic world of our classical poetry if analyzed either in terms of formal study or aesthetic appearances of the content. In this manner the poem in question has been analyzed both formally and aesthetically in view of the fact that the substantial world of the meaning, and in this way aesthetics accumulations of Nesimi and our classical poetry have been depicted as possible.Öğe A Persian Poet Freshen Down in the Shadow of Arabic Poetry: Minucihri-yi Damgani(Selcuk Univ, Fac Letters, 2020) Sevimli, ErdemIn the study we made a publication review, the codes of the poetry philosophy of Minucihri-yi Damgani, who acts as a contrary poet unlike other Persian poets by bringing Arab culture to his poems, were examined. The introduction of the work is a source showing the developmental stages of Arabic and Persian literature/poetry. The first part of the study is devoted to the life of Minucihri. From the second to the sixth chapter, the author mentions the themes that the poet uses in his poems under the title The Poetry of Minucihri. These contain important elements that illuminate the literary identity of Minucihri. These are nature, wine, love and beloved, mythology and music, elements of harmony, and mood. A mixed index was added to the end of the work. The author combined the common features of Arab - Persian culture and literature, which Minucihri-yi Damgani also follows as a model. The work is a guide for those who will work in this field.