Yazar "Taşolar, Mehmet Hakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abnormal origin of the right coronary artery from the left anterior descending artery(2010) Cansel, Mehmet; Kurtoğlu, Ertuğrul; Yağmur, Jülide; Taşolar, Mehmet Hakan; Ermiş, Necip; Açıkgöz, Nusret; Bayramoğlu, AdilAbstract: Koroner arter anomalileri seyrek görülmekle birlikte önemli sonuçlara neden olabilmektedir. Bu yüzden bu anomalileri açığa kavuşturmak ve uygun tedaviyi vermek çok önem arz etmektedir. Koroner anomaliler arasında ise sol ön inen arterden köken alan anormal orijinli sağ koroner arter anomalisine daha nadir rastlanmaktadır. Bu vakamızda non-st elevasyonlu miyokard enfarktüsü ile başvuran bir hastada sol ön inen arterden çıkan anormal sağ koroner arter anomalisine sahip bir hastayı sunduk.Öğe Successful recanalization of previously subintimal stenting of the right coronary artery(2020) Ulutaş, Zeynep; Taşolar, Mehmet Hakan; Hidayet, Siho; Pekdemir, HasanAbstract: Stent placement in the subintimal or false lumen is a rare complication of coronary interventions. Subintimal stenting can cause chronic total occlusion. Angiography images of previously treated CTO cases should be carefully monitored. To avoid placing a stent in the false lumen, it must be absolutely sure that it is inside the lumen. In this case, we presented a successful case of chronic total occlusion in the right coronary artery with a subintimal stent.Öğe Yavaş koroner akımlı hastalarda efor öncesi ve sonrası plazma Endotelyal Nitrik Oksit Sentetaz (eNOS) seviyelerinin sağlıklı popülasyonla karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi, 2011) Taşolar, Mehmet HakanTıkayıcı epikardiyal bir lezyon olmasa da diffüz aterosklerozun neden olduğu endoteliyal disfonksiyon yavaş koroner akımın (YKA) etyopatogenezinde anahtar rol oynar. Endotelyal nitrik oksid sentetaz (eNOS) L-arginin'in L-siturillin'e oksidasyonu sırasında nitrik oksitin sentezinde görev alan enzimdir. Azalmış plazma eNOS düzeyleri endotelyal disfonksiyonun önemli bir göstergesidir. Bu çalışmada, YKA'lı hastalarda, plazma eNOS düzeylerinin belirlenmesi ve eforla ilişkisini araştırılması amaçlandı. Yöntem: Çalışmaya, en az bir koroner arterinde YKA saptanan 22 hasta (19 erkek, 3 kadın; yaş ortalaması 48,5±10,9) ve 17 sağlıklı birey (12 erkek, 5 kadın; yaş ortalaması 48,7±9,6) alındı. YKA saptanmasında TIMI kare sayısı yöntemi kullanıldı. Hasta ve kontrol grubunda ortalama trombosit hacmi (OTH) ve efor öncesi ve efor sonrası plazma eNOS seviyeleri ölçüldü. Bulgular: Bazal plazma eNOS düzeyi hasta grubunda kontrol grubuna göre daha düşüktü (32,58 ± 21,36, 48,16 ± 24,35, p = 0,040). Efor sonrası plazma eNOS düzeyi hasta ve kontrol gurubunda karşılaştırıldığında hasta grubunda anlamlı derecede daha da düştüğü gözlendi (25,02 ± 17,69, 44,13 ± 17,39, p=0,002). YKA'lı hastalarda bazal plazma eNOS değeri ile efor sonrası plazma eNOS değeri karşılaştırıldığında eforla birlikte plazma eNOS düzeylerinin çok anlamlı derecede azaldığı gözlenirken (32,57 ± 21,36, 25,02 ± 17,69, p<0,0001 ), kontrol grubunda ise bazal plazma eNOS değeri ile efor sonrası plazma eNOS değeri azalma eğiliminde olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı değildi (48,16 ± 24,35, 44,13 ± 17,39, p=0,35). YKA'lı hastalar ile kontrol grubu karşılaştırıldığında OTH, YKA'lı hastalarda anlamlı derecede daha yüksekti (9,21±2,5, 7,77±0,90, p=0,027). YKA'lı hastalarda, TIMI kare sayıları ile hem bazal hem de efor sonrası plazma eNOS düzeyleri arasında ciddi korelasyon vardı (r=0,51, p=0,015, r= 0,58, p =0,005, sırasıyla). YKA'lı hastalarda TIMI kare sayıları ile OTH arasında da belirgin korelasyon izlendi (r=0,44, p=0,04). Ayrıca YKA'lı hastalarda OTH ile hem bazal hem de efor sonrası plazma eNOS seviyeleri arasında negatif korelasyon vardı (r=-0,48, p=0,025, r=-0,44, p=0,041, sırasıyla). Sonuç: YKA'lı hastalarda hem istirahat ve hem de efor sonrası azalmış plazma eNOS seviyeleri ve artmış OTH düzeyi, YKA'da diffüz aterosklerozun neden olduğu endoteliyal disfonksiyonunun, mikrovasküler düzeyde miyokardiyal iskeminin etyopatogenezinde rol oynadığını gösterebilir.