Yazar "Taştekin, Neşe" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Gram pozitif ve Gram negatif bakterilerde imipenem duyarlılığı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Özerol, İ.Halil; Sönmez, Emine; Özbilge, Hatice; Taştekin, NeşeKadın üst genital yollan infeksiyon lan, cerrahi infeksiyonlar, intraabdomirtal infeksiyonlar ve daha pekçok in feksiyonlar genellikle polimikrobiktır. Bu infeksiyon tarda Gram pozitif ve negatif, aerob ve anaerob bakteriler izole edilmektedir, dram negatif mikroorganizmaların büyük çoğunluğunu Escherichia cali, Klebsiella, Proteus, Enterobacter ve Pseudomonas türleri oluşturur. Gram pozitif mikroorganizmalar arasında genellikle, sta/ilokoklar izole edilir. İnönü l ’ııiversitesi Tıp f akültesi Turgut Özal Tıp Merkezi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji laboratuvarında. 1 Ocak 30 Aralık 1994 tarihleri arasında, izole edilen 438 mikroorganizmaya imipenem sılastatin (IMPS)'in antimikrobial etkinliği incelendi. 2~5 Gram negatif bacterileriıı %9".5 ve 163 Gram pozitif bakterilerin (Staphylococcus aureııs), %9S. I oranında IMF S’e duyarlı olduğu bulundu. 14 Pseudomonas aerugiııosa ızolatmdan %92.8’i bu antimikrobiğe duyarlı idi. Bu çalışmada. IMPS'in Pseudomonas aeruginosa suçlarına amikacin. netilmicin ve tobramycin gibi aminoglikozidlerden ve cephalotlıine, cefuroxime. ceftriaxone ve ceftazidime gibi sefalosporınlerden daha etkin okluğu anlaşılmıştır.Öğe İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde BACTEC kan kültür sistemi ile alınan sonuçların değerlendirilmesi(İnfeksiyon Dergisi, 2000) Durmaz, Bengül; Tekerekoğlu, Mehmet Sait; Taştekin, Neşe; Otlu, Barış; Durmaz, RızaÖz: Bu çalışmanın amacı, BACTEC kan kültür sistemi ile elde edilen deneyimleri değerlendirmek idi. Üç yıllık süre içinde BACTEC kan kültür sistemi ile yapılan 5678 kan kültürünün 711 'in den pozitif sinyal alındı. Bunların 686'sında (% 12) mikroorganizma üremesi saptanırken, 25'inde (%0.4) üreme olmadı. En sık saptanan mikroorganizmalar % 48 oranı ile Gram-pozitif koklardı. Bunlarında % 76'sını Staphylococcus türleri oluşturuyordu. Gram-negatif mikroorganizmalar % 37 olarak bulunurken; maya türleri % 6 oranında üredi. Bu sistemle kontaminasyon oranı % 9 olarak saptandı. Üreme olan toplam 686 mikroorganizmanın 465'i (% 68) ilk 24 saat veya daha az zamanda pozitif sinyal verirken; 221"i (% 32) 24 saatten sonra pozitif üreme sinyali verdi. Konvansiyonel yöntemlere göre; kısa sürede bakteri üremesinin belirlenmesi, antibiyotik duyarlılık testinin kısa zamanda yapılmasına olanak sağlaması ve kontaminasyon oranının düşük olması bu tür otomatize kan kültürü sistemlerinin avantajları olarak değerlendirildi. Başlık (İngilizce): The evaluation of blood cultures using BACTEC blood culture system in the Turgut Ozal Medical Center, Inönü University Öz (İngilizce): The aim of this paper is to evaluate the experience with BACTEC blood culture system. Results of 5678 blood cultures collected over a period of three years were evaluated. Of these 711 gave positive singals but growth occurred only in 686 bottles (12%), no growth in 25 (0.4%). Gram positive cocci were the most commonly identified organisms (48%) and Staphylococcus spp. were the most common isolates (76%). The isolation rates of other organisms were 37% for Gram-negative bacteria and 6% for yeasts. In the system the contamination rate was 9%. In 465 bottles (68%) positive signal was seen within the first 24 hours while in the rest 221 bottles (32%) positive signal was observed after 24 hours. It is concluded this system yields positive cultures within a short time and enables earlier determination of antibiotic susceptibility. The low contamination rate is another advantage of the system.Öğe Klinik örneklerden izole edilen anaerop bakteriler ve yeni sınıflandırma kriterlerine göre identifikasyonu(İnönü Üniversitesi, 1998) Taştekin, NeşeBu çalışmada anaerop enfeksiyon şüpheli hastalarda bakteriyolojik tanı için Aralık 1994- Kasım 1997 tarihleri arasında Laboratuvarımıza gönderilen 160 örnekten aerop ve anaerop kültür yapılmış ve izole edilen bakteriler tanımlanmıştır. Kültürlerden 49'unda (% 31) üreme saptanmazken, üreme olan 111 kültürün 32'sinde (% 29) anaerop ve aerop bakteri birlikte, 31 'inde (% 28) yalnız anaerop bakteri ve 48'inde (% 43) yalnız aerop bakteri üretilmiştir. Bu örneklerde toplam olarak tanımlanan anaerop suş sayısı 81'dir. En fazla anaerop bakteri üretilen materyal %65 ile intraabdominal mayiler olmuştur. Bunu %54 ile eklem mayileri, %49 ile apse materyalleri, %42 ile kan kültürleri takip etmiştir. B.fragilis grup üyeleri %27 ile en sık izole edilen anaerop bakteri olmuştur. Klinik materyallerden diğer izole edilen anaerop bakteriler %20 Porphyromonas, %12 pigmentli Prevotella, %12 Clostridium, %10 Fusobacterium türleri, %10 Peptostreptococcus, %4 pigmentsiz Prevotella, % 2,5 ile Veillonella ve Fusobacterium türleri olarak saptanmıştır.Öğe Sigara içiminin nazofarinks'de potansiyel patojenlerin taşıyıcılığına etkisi(2010) İmadoğlu Yetkin, Gülay; Yetkin, Özkan; Taştekin, Neşe; Güçlüer, NilayÖz: Amaç: Sigara içiminin solunum yolu enfeksiyonu sıklığını ve bazı potansiyel patojen mikroorganizmaların ağızda kolonizasyonunu artırdığı bilinmektedir. Sigara içiciliği veya sigara dumanına maruz kalmak potansiyel patojen bakterilerin orofaringeal muköz membrana yapışma özelliğini arttırmaktadır. Bu çalışmanın amacı aktif sigara içiminin nazofarinkste potansiyel patojen bakterilerin taşıyıcılığına ve aerob floraya etkisini araştırmaktır. Potansiyel patojen bakteriler olarak Haemophilus İnfluenza, Moraxella catarrhalis, Streptococcus pneumoniae, Streptococcus pyogenes, Neisseria meningitidis , Staphylococcus aureus ve Candida albicans araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Hastanenin çeşitli servislerinden 77 hastane personeli sağlıklı yetişkin üzeride çalışıldı. Nazofarinks kültürleri steril pamuklu eküvyon ile ağızdan girilerek nasofarinksden alındı. Sigara içenler hafif (n: 29; 0-10 paket/yıl), orta (n: 16; 11-20paket/yıl) ve ağır içici (n: 12; 25 ve üstü paket/yıl) olarak sınıflandırıldı. Kültürler semikantitatif (roll plate,yuvarlama) ekildi ve değerlendirildi. Bulgular: Üç örnekte Staphylococcus aureus, 1 örnekte Neisseria meningitidis, 1 örnekte Acinetobacter lwoffi, 1 örnekte E.coli, 12 örnekte her plak alanında yoğun maya (Candida albicans), 8 örnekte her plak alanında az sayıda maya (Candida albicans ve Candida spp.), 1 örnekte Haemophilus aphrophilus ve 1 örnekte A grubu ß hemolitik streptokok üredi. Elli yedi gönüllü (%75) sigara içiyordu. Sigara içenlerin 24'ünde (%42), sigara içmeyenlerin 4'ünde (%20) patojen bakteri izole edildi (p<0.05). Hafif içiciler grubunda 6 patojen (%20), orta içiciler grubunda 8 patojen (%50) ve ağır içiciler grubunda 10 patojen (%83) bakteri izole edildi (p<0.05). Her üç gruptaki üreme oranları anlamlı olarak arttı; potansiyel bakteri üreme oranı sigara içme oranındaki artışla paralel olarak %20 den %83'e çıktı. Sonuç: Sigara içimi ağızda potansiyel patojen kolonizasyonunu arttırmıştır.Öğe Turgut Özal Tıp Merkezi personelinde burunda S.aureus ve metisiline dirençli Staphylococcus aureus taşıyıcılık oranı(1999) Durmaz, Bengül; Tekerekoğlu, Mehmet; Otlu, Barış; Taştekin, NeşeÖz: Turgut Özal Tıp Merkezi çalışanlarında nazal Staphylococcus aureus taşıyıcılığı ve etkenin metisilin'e duyarlılığı araştırılmıştır. Burun sürüntüsü alınan 133 sağlık personelinin 42'sinde (% 32), 61 kişilik kontrol grubunun 20'sinde (% 33) S. aureus üretilmiştir. İstatistiksel olarak değerlendirildiğinde naza l S.aureus taşıyıcılığı yönünden her iki grup arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır (p> 0.05). Kontrol grubunda metisilin'e dirençli Staphylococcus (MRSA) taşıyıcılığı olmamasına karşın, hastane personelinin 15'i (% 11) MRSA taşıyıcısı olarak bulundu.Öğe Üçüncü kuşak sefalosporinlerin ve kinolonlarm in vitro etkilerinin karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Özerol, İ.Halil; Durmaz, Rıza; Durmaz, Bengül; Taştekin, NeşeKlinik materyallerden elde edilen toplam 684 izolatm (333 'ü (iram negatif basil ve 351' i Stafilokok) antimikrobiklere duyarlılıkları “National Committee for Clinical Laboratory Standards ('('('LS, 1991)" tarafından önerilen prosedüre uygun olarak Kirby-Baıter disk diffüzyon testi ile incelendi. İzolatların dokuz antimikrobiyale karşı in vitro duyarlılıkları değerlendirildi. (İram negatif basiller sefoperazona %2~.6, sefotaksime %14.4, sejiizoksime %13.5, sefiazidime %11.4, sejiriaksona %10.S. norjloksasine %3.3. pefloksasıne %3. ojloksasine %1.2 ve siprojloksasine %1.2 oranında dirençli bulundu. Stajilokoklar sefiazidime %l".l, sefoperazona %I5.4, sejiizoksime %I4.5, sefotaksime %I2.5, sejiriaksona %I2.3, pejloksasine %8.5, norjloksasine %6.8, ojloksasine %4.0 ve siprojloksasine %3." oranında dirençli idi.Öğe Yatan hastalardan izole edilen stafilokokların florokinolonlara direnci(2001) Abut, İşeri Latife; Durmaz, Bengül; Tekerekoğlu, Mehmet S.; Taştekin, NeşeAmaç: Metisiline dirençli stafilokok (MRS) suşlarının florokinolonlara karşı in vitro direnç durumlarını saptamak. Gereç ve Yöntem: Yatan hastaların kin, kan, idrar ve diğer steril vücut sıvılarından izole edilen toplam 117 MRS suşunun florokinolonlara karşı duyarlılık testleri disk diffüzyon yöntemi ile yapılmıştır. Bulgular: MRS'larda levofloksasine %62, siprofloksasine %70, norfloksasin ve ofloksasine %76 oranında direnç saptanmıştır. Sonuç: Florokinolonlara karşı bu kadar yüksek oranda direnç bulunması, ampirik kinolon tedavisinde gözönüne alınmakdır.Öğe Yatan Hastalardan îzole Edilen Stafilokokların Florokinolonlara Direnci(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2001) Abut, Latife İşeri; Durmaz, Bengül; Tekerekoğlu, Mehmet S.; Taştekin, NeşeMetisiline dirençli stafilokok (MRS) suşlarının florokinolonlara karşı in vitro direnç durumlarını saptamak. Gereç ve Yöntem: Yatan hastaların irin, kan, idrar ve diğer steril vücut sıvılarından izole edilen toplam 117 MRS suşunun florokinolonlara karşı duyarlıl ık testleri disk diffüzyon yöntemi ile yapılmıştır. Bulgular: MRS'larda levofloksasine %62, siprofloksasine %70, norfloksasin ve ofloksasine %76 oranında direnç saptanmıştır. Sonuç: Florokinolonlara karşı bu kadar yüksek oranda direnç bulunması, ampirik ki nolon tedavisinde gözönüne alınmalıdır.