Yazar "Temiz, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ciddi Pulmoner Hipertansiyona Neden Olan Dev Sol Atriyal Miksoma. Bir Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2010) Bostan, Mehmet; Çiçek, Yüksel; Temiz, Ahmet; Aslan, Cemal; Çanga, AytunMiksoma en sık görülen primer kardiyak tümör tipidir. Kardiyak miksomaların çoğunluğu tek ve beningdir. Genellikle sol atriyumda oluşur ve interatriyal septumun fossa ovalis civarına bağlanan bir pediküle sahiptir. Miksoma mekanik intrakardiyak tıkanma, emboli veya pozisyonal bozukluklar gibi farklı klinik semptomlarla ilişkilidir, fakat nadiren bizim olgumuzda da olduğu gibi, uzun süre asemptomatik kalabilir. Pulmoner hipertansiyon miksomaya bağlı nadir bir klinik durumdur. Biz bu yazıda, büyük, sol atriyumu tamamen dolduran, hareketsiz ve pulmoner hipertansiyona neden olan bir miksomayı sunduk.Öğe Clinical and functional results of patients after arthroscopic single row rotator cuff repair and arthroscopic acromioplasty(2020) Dogar, Fatih; Topak, Duran; Temiz, Ahmet; Vatansever, Fatih; Kuscu, Burak; Bilal, OkkesAim: The present study aims to evaluate clinical and functional results of arthroscopic single row rotator cuff repair and acromioplasty in patients with Rotator cuff tears (RCT).Materials and Methods: Sixty one patients whom were applied arthroscopic single row rotator cuff repair and arthroscopic acromioplasty between 2016 and 2019 were included in the present study. Patients’ rotator cuff tears (Patte classification) and acromion were classified based on X-ray and Magnetic Resonance Imaging (MRI) results. In addition, patients’ Constant Murley Scores, Shoulder Range of Motion (ROM) and visual analogue scale (VAS) scores were also analyzed prior to and following the surgical operation.Results: Forty one (67.2%) out of 61 patients in the present study were applied surgery on the right shoulders, while 20 of them (32.8%) were applied surgery on the left shoulders. Twenty one (34.4%) of patients were male, while 40 (65.6%) of them were female. Patients were divided into three groups as type 1 (n=10), type 2 (n=41), type 3 (n=10) based on their acromion classification and three stages as stage 1 (n= 15), stage 2 (n=36), and stage 3 (n=10) based on their rotator cuff tears. In addition, while their mean preoperative Constant-Murley and VAS scores were 29.8±0.79 and 9.14±0.11, respectively, it increased to 81.1±1.07 and decreased to 2.06±1.07 in the postoperative period, respectively. Finally, while patients’ preoperative mean abduction ROM was 60.73°±1.31°, it increased to 126.22°±2.27° in the postoperative period. Conclusion: Arthroscopic single row rotator cuff repair and arthroscopic acromioplasty in patients suffering from RCT contributes to significant relief of pain and remarkable increase in shoulder abduction ROM, thus offering an effective and reliable surgical treatment which allows the active use of extremities.Öğe ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE GÖRÜLEN DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL SORUNLARLA İLGİLİ TÜRKİYE’DE YAPILAN LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İNCELENMESİ(2019) Ayanoğlu, Mine; Tarkoçin, Suna; Boğa, Ebru; Kaçmaz, Cihangir; Kay, Mehmet Akif; İnci, Ramazan; Temiz, Ahmet; Göğebakan, ŞahinÖz: Bu çalışmanın amacı, duygusal ve davranışsal sorunlarla ilgili Türkiye’de yapılan lisansüstü tezlerinincelenmesidir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanınörneklemini Yüksek Öğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi internet sitesinden ulaşılan 145 yüksek lisans, doktorave tıpta uzmanlık tezleri oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafındanaraştırmanın amacına uygun olarak hazırlanan veri toplama formu oluşturulmuştur. İncelenen tezler, veritoplama formunda yer alan sorular doğrultusunda incelenmiş, elde edilen verilerin frekans ve yüzdeleri analizedilmiştir. Araştırma sonucunda duygusal ve davranışsal sorunları içeren en fazla çalışmanın tıpta uzmanlık tezi(%44.83) olduğu; yıllara göre bakıldığında en fazla 2000-2009 yılları arasında (%41) çalışma yapıldığısaptanmıştır. Çalışma gruplarına bakıldığında en fazla farklı yaş grubundaki çocuklar (%39.31) üzerindeçalışmaların yapıldığı; lisansüstü çalışmalarında en fazla amaçsal örnekleme tekniğinin (%58.62) kullanıldığıgörülmüştür. Hastalık türü/çalışılan sorun türüne göre en fazla birden fazla bozukluk türünü aynı anda çalışılan(%50.34) lisansüstü tezlere rastlanmıştır. İncelenen lisansüstü tezlerin çoğunlukla tam metin (%79.31) olarakulaşıldığı; anabilim dalları incelendiğinde duygusal ve davranışsal sorunlarla ilgili lisansüstü çalışmalarınçoğunluğunun Çocuk Ruh Sağlığı/Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları anabilim dalında (%30.34)yayınlandığı tespit edilmiştir. İncelenen lisansüstü tezlerde model ve desen olarak en fazla betimsel model(%42.76) çalışıldığı; yöntemine bakıldığındaysa en fazla nicel araştırma yönteminin (%67.59) kullanıldığıgörülmüştür.Öğe ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE GÖRÜLEN DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL SORUNLARLA İLGİLİ TÜRKİYE’DE YAPILAN LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İNCELENMESİ(2019) Ayanoğlu, Mine; Boğa, Ebru; Kay, Mehmet Akif; İnci, Ramazan; Tarkoçin, Suna; Kaçmaz, Cihangir; Temiz, Ahmet; Göğebakan, ŞahinBu çalışmanın amacı, duygusal ve davranışsal sorunlarla ilgili Türkiye’de yapılan lisansüstü tezlerin incelenmesidir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Yüksek Öğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi internet sitesinden ulaşılan 145 yüksek lisans, doktora ve tıpta uzmanlık tezleri oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından araştırmanın amacına uygun olarak hazırlanan veri toplama formu oluşturulmuştur. İncelenen tezler, veri toplama formunda yer alan sorular doğrultusunda incelenmiş, elde edilen verilerin frekans ve yüzdeleri analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda duygusal ve davranışsal sorunları içeren en fazla çalışmanın tıpta uzmanlık tezi (%44.83) olduğu; yıllara göre bakıldığında en fazla 2000-2009 yılları arasında (%41) çalışma yapıldığı saptanmıştır. Çalışma gruplarına bakıldığında en fazla farklı yaş grubundaki çocuklar (%39.31) üzerinde çalışmaların yapıldığı; lisansüstü çalışmalarında en fazla amaçsal örnekleme tekniğinin (%58.62) kullanıldığı görülmüştür. Hastalık türü/çalışılan sorun türüne göre en fazla birden fazla bozukluk türünü aynı anda çalışılan (%50.34) lisansüstü tezlere rastlanmıştır. İncelenen lisansüstü tezlerin çoğunlukla tam metin (%79.31) olarak ulaşıldığı; anabilim dalları incelendiğinde duygusal ve davranışsal sorunlarla ilgili lisansüstü çalışmaların çoğunluğunun Çocuk Ruh Sağlığı/Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları anabilim dalında (%30.34) yayınlandığı tespit edilmiştir. İncelenen lisansüstü tezlerde model ve desen olarak en fazla betimsel model (%42.76) çalışıldığı; yöntemine bakıldığındaysa en fazla nicel araştırma yönteminin (%67.59) kullanıldığı görülmüştür.Öğe Examination of mother's opinions on developmental differences of children with autism in early period(Taylor & Francis Ltd, 2022) Boga, Ebru; Arslan, Rukiye; Tarkocin, Suna; Temiz, Ahmet; Saglam, MehmetEarly diagnosis is extremely important for children with autism spectrum disorder (ASD), as other children having developmental disabilities. In early diagnosis, which is one of the most important elements of the treatment process, parents have a special place with different factors. Considering the importance of parents in early diagnosis, the aim of the study is to examine the opinions of the mother on early developmental differences in children with autism. The research is a case study designed in a qualitative research model. Accordingly, an interview form was developed by the researchers and data were collected in the scanning model in the first step of the study. In the second step of the study, data were obtained by using the semi-structured interview method, which is one of the qualitative research methods. In the study group of the research, 110 mothers were interviewed, whom were selected via purposeful sampling, and 87 mothers, who gave full answers to the questions, were included in the study. The data obtained were subjected to descriptive and thematic analysis. As a result of the study, it was found that children diagnosed with autism and children with development showed similar developmental characteristics during pregnancy and after birth. It was observed that mothers with a child diagnosed with autism have the awareness on the suspicion of autism in their children when they are between 18 and 24 months and 31 and 36 months, and they experienced problems in breast-feeding and falling asleep.Öğe A Giant left atrial myxoma causing severe pulmonary hypertension. A case report(2010) Bostan, Mehmet; Çiçek, Yüksel; Temiz, Ahmet; Aslan, Cemal; Çanga, AytunAbstract:Miksoma en sık görülen primer kardiyak tümör tipidir. Kardiyak miksomaların çoğunluğu tek ve beningdir. Genellikle sol atriyumda oluşur ve interatriyal septumun fossa ovalis civarına bağlanan bir pediküle sahiptir. Miksoma mekanik intrakardiyak tıkanma, emboli veya pozisyonal bozukluklar gibi farklı klinik semptomlarla ilişkilidir, fakat nadiren bizim olgumuzda da olduğu gibi, uzun süre asemptomatik kalabilir. Pulmoner hipertansiyon miksomaya bağlı nadir bir klinik durumdur. Biz bu yazıda, büyük, sol atriyumu tamamen dolduran, hareketsiz ve pulmoner hipertansiyona neden olan bir miksomayı sunduk.Öğe Investigation of Childhood to Be Made in Emotional and Behavioral Problems with Graduate Thesis on Turkey(2019) Göğebakan, Şahin; Ayanoğlu, Mine; Boğa, Ebru; Kay, Mehmet Akif; İnci, Ramazan; Tarkoçin, Suna; Kaçmaz, Cihangir; Temiz, AhmetÖz:Bu çalışmanın amacı, duygusal ve davranışsal sorunlarla ilgili Türkiye’de yapılan lisansüstü tezlerin incelenmesidir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Yüksek Öğretim Kurumu Ulusal Tez Merkezi internet sitesinden ulaşılan 145 yüksek lisans, doktora ve tıpta uzmanlık tezleri oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından araştırmanın amacına uygun olarak hazırlanan veri toplama formu oluşturulmuştur. İncelenen tezler, veri toplama formunda yer alan sorular doğrultusunda incelenmiş, elde edilen verilerin frekans ve yüzdeleri analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda duygusal ve davranışsal sorunları içeren en fazla çalışmanın tıpta uzmanlık tezi (%44.83) olduğu; yıllara göre bakıldığında en fazla 2000-2009 yılları arasında (%41) çalışma yapıldığı saptanmıştır. Çalışma gruplarına bakıldığında en fazla farklı yaş grubundaki çocuklar (%39.31) üzerinde çalışmaların yapıldığı; lisansüstü çalışmalarında en fazla amaçsal örnekleme tekniğinin (%58.62) kullanıldığı görülmüştür. Hastalık türü/çalışılan sorun türüne göre en fazla birden fazla bozukluk türünü aynı anda çalışılan (%50.34) lisansüstü tezlere rastlanmıştır. İncelenen lisansüstü tezlerin çoğunlukla tam metin (%79.31) olarak ulaşıldığı; anabilim dalları incelendiğinde duygusal ve davranışsal sorunlarla ilgili lisansüstü çalışmaların çoğunluğunun Çocuk Ruh Sağlığı/Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları anabilim dalında (%30.34) yayınlandığı tespit edilmiştir. İncelenen lisansüstü tezlerde model ve desen olarak en fazla betimsel model (%42.76) çalışıldığı; yöntemine bakıldığındaysa en fazla nicel araştırma yönteminin (%67.59) kullanıldığı görülmüştür.Öğe Tenekteplazın koroner girişim imkanı olmayan bir merkezde st yükselmeli miyokard enfarktüslü hastalarda kullanımının etkinlik ve güvenilirlik açısından sonuçları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Altun, Burak; Taşolar, Hakan; Bük, Salih; Temiz, Ahmet; Gazi, Emine; Kırılmaz, Bahadır; Saygı, SerkanAmaç: Çalışmada koroner girişim imkanı olmayan merkezimizde ST yükselmeli miyokard enfarktüslü (STEMI) hastalarda tenekteplazın (TNK) etkinliğinin ve güvenilirliğinin geriye dönük olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Acil servise akut koroner sendrom semptomlarıyla başvuran ve çekilen elektrokardiyografi ile STEMI tespit edilen hastaların tedavilerinde TNK kullanıldı ve hastaların etkinlik ve güvenilirlik parametreleri kaydedildi. TNK tedavisi brakial ven yoluyla, kilo bağımlı tek doz bolus olarak uygulandı. Ek tedavi olarak standart antiiskemik ve antiagregan tedaviler güncel kılavuzlar ışığında uygulandı. Başarılı reperfüzyon kriterleri klinik ve elektrokardiyografik değerlendirmelere göre belirlendi, Bu kriterler ilk 3 saatte göğüs ağrısındaki ani azalma ve TNK uygulandıktan sonraki 90. dk’da çekilen elektrokardiyografide ST segment yükselmelerinde en az %50 azalma olarak kabul edildi. Hastalar TNK uygulandıktan sonra ilk 24 saat içinde koroner anjiyografi amacıyla ileri merkezlere sevk edildi. Hastalar koroner anjiyografi yapıldıktan 1 ay sonra poliklinikte tekrar değerlendirildi ve tedavileri düzenlendi. Bulgular: Çalışmaya 45 hasta (32 erkek, 13 kadın, ortalama yaş 55,2±13,25 yıl) dahil edildi. 32 hasta ön duvar, 11 hasta alt duvar, 2 hasta yan duvar STEMI idi. Göğüs ağrısı başlangıcından TNK verilene kadar geçen ortalama süre 90 dakika idi. Klinik olarak başarılı tromboliz % 84,4 hastada gözlendi. 1 hastada kafa içi kanama, 2 hastada ölüm, 3 hastada yeniden enfarkt gözlendi. Sonuç: Bu bulgular ışığında TNK’nın koroner girişim imkanı olmayan bir merkezde STEMI hastaların tedavisinde etkin ve güvenilir olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.Öğe Tenekteplazın Koroner Girişim İmkanı Olmayan Bir Merkezde ST Yükselmeli Miyokard Enfarktüslü Hastalarda Kullanımının Etkinlik ve Güvenilirlik Açısından Sonuçları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Altun, Burak; Taşolar, Hakan; Bük, Salih; Temiz, Ahmet; Gazi, Emine; Kırılmaz, Bahadır; Saygı, SerkanAmaç: Çalışmada koroner girişim imkanı olmayan merkezimizde ST yükselmeli miyokard enfarktüslü (STEMI) hastalarda tenekteplazın (TNK) etkinliğinin ve güvenilirliğinin geriye dönük olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Acil servise akut koroner sendrom semptomlarıyla başvuran ve çekilen elektrokardiyografi ile STEMI tespit edilen hastaların tedavilerinde TNK kullanıldı ve hastaların etkinlik ve güvenilirlik parametreleri kaydedildi. TNK tedavisi brakial ven yoluyla, kilo bağımlı tek doz bolus olarak uygulandı. Ek tedavi olarak standart antiiskemik ve antiagregan tedaviler güncel kılavuzlar ışığında uygulandı. Başarılı reperfüzyon kriterleri klinik ve elektrokardiyografik değerlendirmelere göre belirlendi, Bu kriterler ilk 3 saatte göğüs ağrısındaki ani azalma ve TNK uygulandıktan sonraki 90. dk’da çekilen elektrokardiyografide ST segment yükselmelerinde en az %50 azalma olarak kabul edildi. Hastalar TNK uygulandıktan sonra ilk 24 saat içinde koroner anjiyografi amacıyla ileri merkezlere sevk edildi. Hastalar koroner anjiyografi yapıldıktan 1 ay sonra poliklinikte tekrar değerlendirildi ve tedavileri düzenlendi. Bulgular: Çalışmaya 45 hasta (32 erkek, 13 kadın, ortalama yaş 55,2±13,25 yıl) dahil edildi. 32 hasta ön duvar, 11 hasta alt duvar, 2 hasta yan duvar STEMI idi. Göğüs ağrısı başlangıcından TNK verilene kadar geçen ortalama süre 90 dakika idi. Klinik olarak başarılı tromboliz % 84,4 hastada gözlendi. 1 hastada kafa içi kanama, 2 hastada ölüm, 3 hastada yeniden enfarkt gözlendi. Sonuç: Bu bulgular ışığında TNK’nın koroner girişim imkanı olmayan bir merkezde STEMI hastaların tedavisinde etkin ve güvenilir olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.