Yazar "Tuncer, İbrahim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut infektif ve alerjik konjonktivitlerde gözyaşı stabilitesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Polat, Nihat; Tuncer, İbrahimAmaç:Bu çalışmada akut konjonktivitlerin gözyaşı film stabilitesi üzerine etkilerini araştırmayı amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya akut konjonktivit tanısı konulup tedavisi başlanmamış 33 olgunun 60 konjonktivitli gözü (grup 1) ve kontrol gurubu olarak gözlük muayenesi için polikliniğe başvuran 10 normal sağlıklı olgunun (yaş ve cinsiyet uyumlu) 20 gözü (grup 2) dahil edildi. Konjonktivitli gözler ise akut infektif konjonktivit tanısı konulup tedavisi başlanmamış 20 olgunun 34 konjonktivitli gözü (grup 1-A), akut mevsimsel alerjik konjonktivit tanısı konulup tedavisi başlanmamış 13 olgunun 26 gözü (grup 1-B) olarak iki alt gruba ayrıldı. Tüm hastaların shirmer testi yapılarak anormal test sonucu olanlar çalışmadan çıkarıldı. Olgular seçilirken oküler yüzeyi bozabilecek oral antihipertansif, antihistaminik, antidepresan vb.sistemik ilaç veya kronik topikal ilaç tedavisi almaması, kontakt lens kullanmaması, blefaritlerinin olmaması, oküler yüzey hastalığı bulunmaması göz önüne alındı. Bulgular: Olguların yaş ortalaması 28.8±6.4 yıl (SD), çalışmaya katılan hastaların 17 si erkek 16 sı kadın idi. Kontrol gurubunun yaş ortalaması 25.9±5.9 yıl idi. Kontrol olgularının 5’i erkek 5’i kadın idi. Akut konjonktivitlerin gözyaşı kırılma zamanı ortalaması 11.23±6.18 sn, kontrol gurubunun gözyaşı kırılma zamanı ortalaması 23,50±4.45 sn olarak bulundu. p<0.05 olduğundan akut konjonktivitli hastalarda gözyaşı kırılma zamanı anlamlı olarak düşük bulundu. Sonuç: Sonuç olarak bizim çalışmamız da akut konjonktivitin gözyaşı stabilitesinde önemli değişikliklere neden olabildiği saptanmıştır. Akut konjonktivit semptomlarının önemli bir bölümünün kuru göz semptomlarına benzer özellik göstermesinin nedeni akut konjonktivitlerde ortaya çıkan gözyaşı stabilitesi bozukluğu olabilir.Öğe Konkav Göz İçi Lensin Neden Olduğu Kapsüler Blok Sendromu(2014) Polat, Nihat; Tuncer, İbrahimÖz: Atmışiki yaşında kadın hasta sol katarakt nedeniyle sorunsuz fakoemülsifikasyon+göz içi lens ameliyatından bir hafta sonra gelişen erken kapsüler blok sendromu açısından değerlendirildi. Ameliyat öncesi değerlendirmeye göre biometrik ölçümlerinde yüksek aksiyel uzunluğa sahip olan fort miyopik hastaya fako sonrası -3.00 Dioptri 3 parçalı akrilik katlanabilir konkav kenarlı intraoküler lens yerleştirilmesi dışında hiçbir olağandışı durum gelişmemiş ancak hastanın postoperatif bir hafta sonra görme keskinliğinde ve kalitesinde azalma olduğu ifade ediliyordu. Kapsüloreksis çapı 5 mm gibi ideal bir ölçüde olmasına rağmen hasta kapsüler blok sendromu olarak değerlendirilip ön kapsül alt kadran periferine yag laser ön kapsülotomi yapıldı. Hastanın şikayetleri düzeldi. Ön kamara derinliği normale döndü. Arka kapsül göz içi lensin arkasına yapıştı. Konkav göz içi lens kenarlarının kapsüloreksis açıklığını kapatarak oluşturduğu kapsüler blok olgularında ön kapsül periferik yag laser kapsülotomi etkili bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilirÖğe Korneal Çap Korneal Kırma Gücü ve Aksiyel Uzunluk Arasındaki Korelasyon(2015) Tuncer, İbrahim; Polat, NihatAmaç: Korneal çap, korneal kırma gücü ve aksiyel uzunluk değerleri arasındaki korelasyonun incelenmesi. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 40 hastanın 80 gözü dahil edildi. Limbustan-limbusa korneal çap, korneal kırma gücü ve aksiyel uzunluk ölçümleri IOLMaster (Carl Zeiss Meditec, Jena, Germany) cihazı ile yapıldı. Ölçümler arasındaki korelasyon Pearson korelasyon analizi ile incelendi. Bulgular: Ortalama yaş 24,65±4,89 (15-33) yıl, ortalama limbustan-limbusa korneal çap 11,96±0,21 (11,70-12,50) mm, ortalama korneal kırma gücü 43,99±1,56 (39,79-45,40) dioptri (D) ve ortalama aksiyel uzunluk 22,86±0,76 (21,94-24,88) mm bulundu. Limbustan-l imbusa korneal çap ile korneal kırma gücü arasında ve limbustan-limbusa korneal çap ile aksiyel uzunluk arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmadı (r=0,143, p=0,206 ve r=0,078, p=0,494 sırasıyla). Korneal kırma gücü ile aksiyel uzunluk arasında ise çok kuvv etli negatif korelasyon bulundu (r=-0,736, p<0,0001). Sonuç: Aksiyel uzunluk değeri arttıkça kornea düzleşmekte ya da diğer bir ifadeyle kornea daha az kırıcılığa sahip olmaktadır.Öğe Optik aberasyonlar ve wavefront(İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye, 2014) Polat, Nihat; Yelkenci, Esra Aydın; Tuncer, İbrahimÖz: Bir optik sistemde ışığın ideal görüntü oluşturacak pozisyondan sapmasına aberasyon (sapınç) denilmektedir. Aberasyonlar düşük sıralı aberasyonlar (defokus: sferik ve silindirik refraktif kusurlar) ve yüksek sıralı aberasyonlar (koma, sferik aberasyon, trefoil, kuadrofoil, tetrafoil, sekonder astigmatizma ve pentafoil) olarak iki alt gruba ayrılmaktadır. Aberasyonlar yaşla birlikte artmaktadır. Gençlerde kornea yüzeyi pozitif sferik aberasyonlara, lens ise negatif sferik aberasyonlara neden olarak birbirini kompanse etmekte ve böylece sferik aberasyonlar sıfırlanmaktadır. Yaşlılarda kornea yüzeyi de lens yüzeyi de pozitif sferik aberasyonlara neden olarak total aberasyon miktarında artışa neden olmaktadır. Bu yazıda son zamanlarda görsel kalite üzerindeki önemi daha çok anlaşılan optik aberasyonlar hakkındaki temel kavramları irdelemeyi amaçladık. (Turk J Ophthalmol 2014; 44: 306-11)Öğe Tears Stability in Acute Infective and Allergic Conjunctivitis(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Polat, Nihat; Tuncer, İbrahimAmaç: Bu çalışmada akut konjonktivitlerin gözyaşı film stabilitesi üzerine etkilerini araştırmayı amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya akut konjonktivit tanısı konulup tedavisi başlanmamış 33 olgunun 60 konjonktivitli gözü (grup 1) ve kontrol gurubu olarak gözlük muayenesi için polikliniğe başvuran 10 normal sağlıklı olgunun (yaş ve cinsiyet uyumlu) 20 gözü (grup 2) dahil edildi. Konjonktivitli gözler ise akut infektif konjonktivit tanısı konulup tedavisi başlanmamış 20 olgunun 34 konjonktivitli gözü (grup 1-A), akut mevsimsel alerjik konjonktivit tanısı konulup tedavisi başlanmamış 13 olgunun 26 gözü (grup 1-B) olarak iki alt gruba ayrıldı. Tüm hastaların shirmer testi yapılarak anormal test sonucu olanlar çalışmadan çıkarıldı. Olgular seçilirken oküler yüzeyi bozabilecek oral antihipertansif, antihistaminik, antidepresan vb.sistemik ilaç veya kronik topikal ilaç tedavisi almaması, kontakt lens kullanmaması, blefaritlerinin olmaması, oküler yüzey hastalığı bulunmaması göz önüne alındı. Bulgular: Olguların yaş ortalaması 28.8±6.4 yıl (SD), çalışmaya katılan hastaların 17 si erkek 16 sı kadın idi. Kontrol gurubunun yaş ortalaması 25.9±5.9 yıl idi. Kontrol olgularının 5’i erkek 5’i kadın idi. Akut konjonktivitlerin gözyaşı kırılma zamanı ortalaması 11.23±6.18 sn, kontrol gurubunun gözyaşı kırılma zamanı ortalaması 23,50±4.45 sn olarak bulundu. p<0.05 olduğundan akut konjonktivitli hastalarda gözyaşı kırılma zamanı anlamlı olarak düşük bulundu. Sonuç: Sonuç olarak bizim çalışmamız da akut konjonktivitin gözyaşı stabilitesinde önemli değişikliklere neden olabildiği saptanmıştır. Akut konjonktivit semptomlarının önemli bir bölümünün kuru göz semptomlarına benzer özellik göstermesinin nedeni akut konjonktivitlerde ortaya çıkan gözyaşı stabilitesi bozukluğu olabilir.