Yazar "Uğurlu, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 18-49 Yaş Grubu Evli Kadınların Üreme Sağlığı ve Kontrasepsiyon Hakkındaki Bilgi, Tutum ve Davranışları(2015) Öztaş, Özlem; Artantaş, Aylin Baydar; Tetik, Burcu Kayhan; Yalçıntaş, Aynur; Üstü, Yusuf; Uğurlu, MehmetAmaç: Bu çalışma ile Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi semt poliklinikleri ile Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniklerine başvuran 18-49 yaş grubu evli kadınların, aile planlaması ve doğum-kontrol yöntemleri hakkındaki bilgi, tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Materyal ve Metot: Çalışmada Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi semt poliklinikleri ile Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniklerine başvuran 18-49 yaş grubu 264 evli kadına yüz yüze görüşme tekniğiyle 37 soruluk çoktan seçmeli yapılandırılmış anket uygulanmıştır. Anketlere verilen cevaplar SPSS 15.0 programı aracılığıyla analiz edildi. Bulgular: Kadınların %65,2'si herhangi bir korunma yöntemi kullanmaktaydı. Doğum kontrol yöntemleri içerisinde en çok bilinenleri sırasıyla; oral kontraseptif (OKS), rahim içi araç (RIA), kondom (prezervatif) idi. Geleneksel yöntemlerden en çok bilineni ise geri çekme yöntemi olarak saptandı. En az bilinen yöntemler ise, kadın kondomu, vajinal halka ve spermisit tablet, jel ve köpüklerdi. En çok kullanılan yöntem, % 28,5 oranında geri çekme idi. Yaş grupları ile yöntem tercihi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı. Sağlık personelinin (doktor-ebe hemşire) önerisiyle yöntem kullanım oranı %64,7 idi. Katılımcılardan %79,9u aile planlamasının ne olduğunu bilmekte ve doğru tanımlayabilmekteydi. Eğitim ve gelir düzeyi arttıkça, aile planlamasını bilme durumu da artmaktaydı. Kadınların %26,1'inin plansız gebeliği olmuştu. Toplam kadınların istemli düşük (küretaj) yapma oranı %17,4 idi. Sonuç: Üreme sağlığı ve kontrasepsiyon yöntemleri konusunda bilgi düzeyi hala istenilen seviyede değildir. Aile planlaması kavramı yeterince bilinmemekte ve hala geleneksel yöntemler yaygın olarak kullanılmaktadır. Plansız gebeliklerin ve küretaj oranlarının yüksek olması, karşılanmayan aile planlaması ihtiyacının da yüksek olduğunu göstermektedir. Günümüzde çok çeşitli etkin ve modern yöntemler mevcut olmasına rağmen, geleneksel yöntemler, hala yüksek oranda kullanılmaktadır. Aile planlaması eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin artırılması, yaygınlaştırılması ve sürekliliğin sağlanması ile bu konudaki bilgi eksikliği büyük oranda giderilecek ve yanlış uygulamaların önüne geçilebilecektir. Böylece; kadın sağlığı, üreme sağlığı ve toplum sağlığı daha ileri seviyelere taşınabilecektir.Öğe Premenapozal Kadınlarda Myoma Uteri Gelişimi Üzerine Visseral/Trunkal Yağ Oranının ve İnsülin Direncinin Etkisinin Değerlendirilmesi(2017) Kayhan Tetik, Burcu; Yavuz, Ayşe Filiz; Ersoy, Reyhan; Üstü, Yusuf; Uğurlu, Mehmet; Çakır, BekirÖz: Amaç: Biz bu kesitsel çalışmada premenapozal kadınlarda myoma uteri gelişimi üzerinde visseral- trunkal yağ oranı ve insülin direncinin etkisini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metot: Bu çalışmada, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'ne Ocak-Mayıs 2012 tarihleri arasında başvuran, myoma uteri tanısı almış 100 hasta, kontrol grubu olarak hasta grubu ile benzer klinik özelliklere sahip myomu olmayan 50 kadın çalışmaya alındı. Hastaların antropometrik ölçümleri, açlık plazma glukozu, HbA1c, insulin, LDL-kolesterol, trigliserit, HDL-kolesterol ve total kolesterol seviyesi bakıldı. Tüm istatistiksel analizler için SPSS 16.0 programı kullanıldı ve anlamlılık düzeyi p < 0,05 olarak kabul edildi. Bulgular: Hasta grubunun trunkal yağ oranı, kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek bulundu (p= 0,014). HbA1c ortalaması hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek idi (p < 0,001). HDL-K ortalaması hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulundu (p= 0,001). Sonuç: Çalışmamızda hasta grubunda trunkal yağ doku oranının yüksek bulunması trunkal yerleşimli yağ dokuda artmış aromataz aktivitesi nedeni ile östrojen üretiminin daha fazla olduğunu bu nedenle myoma sıklığının arttığını düşündürmüştür. Myoma uteri gelişimi üzerinde etkili metabolik parametrelerin değerlendirildiği ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Yine çalışmamızda hasta grubunda ki HbA1c yüksekliğinin myom olma olasılığını 3,5 kat arttırdığını tespit ettik. HOMA-IR değerinin normalsaptanması üzerine insülin direncinin myom gelişimi için muhtemel bir risk faktörü olamayacağı sonucuna varılmıştır.