Yazar "Uslu, Sinan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diagnostic and therapeutic approach in newborns with ambiguous genitale with disorder of sex development: consensus report of Turkish Neonatal and Pediatric Endocrinology and Diabetes Societies(Turkish Pediatrics Assoc, 2018) Cetinkaya, Merih; Ozen, Samim; Uslu, Sinan; Gonc, Nazli; Acunas, Betul; Akinci, Aysehan; Satar, MehmetDisorders of sex development are defined as conditions in which the chromosomal, gonadal, and anatomic sex is discordant. Patients usually present with atypical appearing genitalia. In the assessment of neonates with disorders of sex development, first, it is important to determine whether this situation requires prompt evaluation, and then the karyotype, hormone levels, and underlying etiology should be determined as soon as possible. All these procedures should be performed in the guidance of a multidisciplinary team in reference centers. As the physical examination of the infant is extremely important, the physcian should suspect and then perform a detailed history and physical examinationi and lastly plan the required laboratory and imaging procedures for the definite diagnosis. It is important not to be hurried in the choice of sex. The aim of this article, which includes the diagnostic and therapeutic approaches in infants with ambiguous genitalia, was to provide a common practice for all pediatricians.Öğe Yenidoğan bebeklerde doğum travması sıklığı ve ilişkili risk faktörleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Bülbül, Ali; Sözeri, Şehrinaz; Selalmaz, Melek; Kunt, Ayşe; Uslu, Sinan; Nuhoğlu, AsiyeAmaç: Yenidoğanlarda gelişen doğum travmalarının belirlenmesi ve doğum travması gelişiminde saptanan risk faktörlerinin incelenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Hastanemizde doğan 13198 bebeğin dosyaları retrospektif incelenerek, doğum travması saptanan bebekler çalışmaya alındı. Doğum travmaları; yumuşak doku hasarları (sefal hematom, ekimoz, kaput suksadeneum, cilt kesisi), sinir dokusu hasarları (brakiyal pleksus, periferik sinir hasarları), kemik doku hasarları (klavikula, femur, humerus ve diğerleri) olarak sınıflandırıldı. Perinatal asfiksi, mekonyum aspirasyonu ve yenidoğan konvülsiyonu gibi intrauterin faktörlerden etkilenebilen doğum hasarları çalışmaya alınmadı. Elde edilen veriler hastanemizde 2001- 2004 yılları arasında yapılan benzer çalışma sonuçları ile karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmada 322 (%2,4) bebekte doğum travması saptandı. Bebeklerin 124’ü (%38,6) kız, ortalama gebelik haftası 38.1±3.2 hafta ve ortalama doğum ağırlığı 3234±694 g idi. Doğum şekli %65,8 normal spontan yolla doğum, %34,2 sezaryen idi. Travma saptanan olguların 67'si (%20,8) preterm idi. Yumuşak doku hasarı %93,4, sinir dokusu hasarı %3,4 ve kemik dokusu hasarı %3,2 oranındaydı. Doğum travması saptanan bebeklerin %61,5’inde bir risk faktörü saptanmaz iken; bebeklerde preterm doğum (%20,8), ilerlemeyen travay (%11,5) ve doğum ağırlığının >4000 g olması (%8,4) en sık saptanan risk faktörleri idi. İlk dönemde 1000 canlı doğumda yumuşak doku hasarı, kemik dokusu hasarı ve sinir dokusu hasarı sırasıyla 5.8, 1.0 ve 1.4 iken çalışmamızda bu oranlar sırasıyla 22.8, 0.75 ve 0.83 saptandı. Sonuç: En sık saptanan risk faktörlerinin prematürite, uzamış doğum eylemi ve doğum ağırlığının >4000 g olduğu saptandı. Çalışmamızda kemik dokusu ve sinir dokusu hasarlarının 1000 canlı doğuma oranlandığında anlamlı olarak azaldığı belirlendi.Öğe Yenidoğan Bebeklerde Doğum Travması Sıklığı ve İlişkili Risk Faktörleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Bülbül, Ali; Sözeri, Şehrinaz; Selalmaz, Melek; Kunt, Ayşe; Uslu, Sinan; Nuhoğlu, AsiyeAmaç: Yenidoğanlarda gelişen doğum travmalarının belirlenmesi ve doğum travması gelişiminde saptanan risk faktörlerinin incelenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Hastanemizde doğan 13198 bebeğin dosyaları retrospektif incelenerek, doğum travması saptanan bebekler çalışmaya alındı. Doğum travmaları; yumuşak doku hasarları (sefal hematom, ekimoz, kaput suksadeneum, cilt kesisi), sinir dokusu hasarları (brakiyal pleksus, periferik sinir hasarları), kemik doku hasarları (klavikula, femur, humerus ve diğerleri) olarak sınıflandırıldı. Perinatal asfiksi, mekonyum aspirasyonu ve yenidoğan konvülsiyonu gibi intrauterin faktörlerden etkilenebilen doğum hasarları çalışmaya alınmadı. Elde edilen veriler hastanemizde 2001- 2004 yılları arasında yapılan benzer çalışma sonuçları ile karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmada 322 (%2,4) bebekte doğum travması saptandı. Bebeklerin 124’ü (%38,6) kız, ortalama gebelik haftası 38.1±3.2 hafta ve ortalama doğum ağırlığı 3234±694 g idi. Doğum şekli %65,8 normal spontan yolla doğum, %34,2 sezaryen idi. Travma saptanan olguların 67'si (%20,8) preterm idi. Yumuşak doku hasarı %93,4, sinir dokusu hasarı %3,4 ve kemik dokusu hasarı %3,2 oranındaydı. Doğum travması saptanan bebeklerin %61,5’inde bir risk faktörü saptanmaz iken; bebeklerde preterm doğum (%20,8), ilerlemeyen travay (%11,5) ve doğum ağırlığının >4000 g olması (%8,4) en sık saptanan risk faktörleri idi. İlk dönemde 1000 canlı doğumda yumuşak doku hasarı, kemik dokusu hasarı ve sinir dokusu hasarı sırasıyla 5.8, 1.0 ve 1.4 iken çalışmamızda bu oranlar sırasıyla 22.8, 0.75 ve 0.83 saptandı. Sonuç: En sık saptanan risk faktörlerinin prematürite, uzamış doğum eylemi ve doğum ağırlığının >4000 g olduğu saptandı. Çalışmamızda kemik dokusu ve sinir dokusu hasarlarının 1000 canlı doğuma oranlandığında anlamlı olarak azaldığı belirlendi.