Yazar "Uzer, Elmas" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Evaluation of the auditory effects in controlled and uncontrolled type 2 diabetes mellitus using otoacoustic emissions(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2010) Bayındır, Tuba; Erdem, Tamer; Uzer, Elmas; Toplu, Yüksel; Sarı, Ramazan; Özturan, OrhanÖz: İnsülin bağımlı (Tip 1 DM) ya da bağımsız (Tip 2 DM) diabetes mellitusta görülebilen işitme kaybı, bilateral, progresif sensörinöral tip işitme kaybı olarak tanımlanmıştır. Bu işitme kaybı mikroanjiopati, nöronal dejenerasyon ya da diabetik ensefalopati ile ilişkili olabilir. Bu çalışmanın amacı Tip 2 DM’da metabolik kontrolün subklinik işitme fonksiyonları üzerine etkisini otoakustik emisyon ölçümleri ile değerlendirmekti. Diabetes mellitusun metabolik kontrolü glikolize hemoglobin (HgA1c) ile değerlendirildi. İşitmesi normal olan (işitme eşiği ?30dB), metabolik kontrol sağlanmış ve sağlanamamış diabetik hastalarda distorsiyon ürünü (DPOAE) ve geçici uyarılmış (TEOAE) otoakustik emisyon ölçümleri yapıldı. Bu kriterleri taşıyan 25 hasta çalışmaya dahil edildi ve hastalar HgA1c seviyelerine göre iki gruba ayrıldı. Grup 1’de metabolik kontrolü sağlanmış (HgA1c<%6) hastalar, grup 2’de ise metabolik kontrolü sağlanamamış hastalar (HgA1c>%6) yer aldı. Bu sayede Tip 2 DM’da gliseminin metabolik kontrolünün dış tüylü hücreler üzerindeki etkisinin araştırılması hedeflendi. Bu çalışmada otoakustik emisyon ölçümleri ile insülin bağımlı olmayan diabetes mellitusta metabolik kontrolün sağlanmamış olması ya da olmamasının, dış tüylü hücre fonksiyonunu etkilemediği istatistiksel olarak gösterilmiştir. Her ne kadar çalışmamızda diabetik hastalarda metabolik kontrolün işitme kaybı üzerine etkisi olmadığı otoakustik emisyon ölçümleri ile gösterilmiş olsa da, bu konuda daha geniş çalışmaların yapılmasına ihtiyaç vardır.Öğe Hiperlökositozlu lösemi hastalarımızda terapötik ve proflaktik lökoferez deneyimlerimiz(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Kuku, İrfan; Kaya, Emin; Erkurt, M. Ali; Uzer, Elmas; Özgül, Mustafa; Dikilitaş, Mustafa; Orhan, Mesut; Görgel, Ahmet; Aydoğdu, İsmetÖz: Akut lösemi hastalarında artmış blastlar, lökostaz yada tümör liziz sendromu gibi ciddi klinik problemlere neden olabilir. Bunların tedavisinde ve/veya önlenmesinde, lökoferez etkili ve hızlı bir tedavi seçeneğidir. Bu çalışmada kliniğimizde artmış lökosit sayıları nedeniyle lökoferez uygulanan 22 hastanın sonuçlan, işlemin etkinliği ve klinik seyrine etkisi açısından değerlendirildi. Lökoferez işlemi, 11 hastaya lökostaz tablosu nedeni terapötik olarak, diğer 11 hastaya ise proflaktik amaçlı uygulandı. Her ild grupta da lökoferez ile ortalama %42'lik lökosit azalması sağlandı. Ancak etkili lökosit azalması sağlanmasına rağmen, terapötik lökoferez uygulanan hastalardan 7'si lökostaz nedeni ile öldü. Sonuçta blast sayısı artmış lösemi hastalarının tanı sırasında proflaktik lökoferezin erken dönemde yapılmasının faydalı olabileceğini düşünüyoruz.Öğe Hiperlökositozlu Lösemi Hastalarımızda Terapötik ve Proflaktik Lökoferez Deneyimlerimiz(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Kuku, İrfan; Kaya, Emin; Erkurt, M.Ali; Uzer, Elmas; Özgül, Mustafa; Dikilitaş, Mustafa; Orhan, Mesut; Görgel, Ahmet; Aydoğdu, İsmetExcessive blasts in patients with acute leukeamia may cause serious problems such as tumour lysis syndrome or luekostasis. Leukapheresis is effective in prevention and/or treatment of these problems. In this study we evaluated the results of 22 patients having hyperleukocytosis and underwent leukapheresis in order to evaluate the effectiveness of the procedure and its influence on clinical course. While therapeutic leukapheresis was performed to 11 patients, in the remainder prophylactic leukapheresis was performed. An average of 42% leucocyte depletion was obtained in both groups. However, despite the significant leucocyte depletion, 7 of the 11 patients who underwent therapotic leukapheresis have died due to leukostasis. We suggest that prophylactic luekapheresis performed early during the diagnosis may be effective in acute leukeamia patients with hyperleukocytosis.Öğe Hipertiroidili hastalarda vücut kompozisyonları ve kan lipid düzeyleri(İnönü Üniversitesi, 2004) Uzer, ElmasVücut kompozisyonlarının ölçümü, beslenme, sıvı tedavileri ve ilaç dozları tespiti açısından klinik uygulamalara sahiptir. Biyoelektrik İmpedans Analizi (BIA), vücut kompozisyonlarının ölçümünde indirekt metod olarak kullanılmaktadır. Endokrin hastalıklarda vücut kompozisyonlarında meydana gelen değişikliklerle ilgili çok az bilgi mevcuttur. Hipertiroidi tablosunda kolesterol ve trigliserid düzeyinin düştüğü bilinmektedir. Ancak vücut kompozisyonlarındaki değişim ve bu değişimlerin lipid parametreleri ile ilişkisi daha önce gösterilmemiştir. Bu çalışmada bu noktadan yola çıkılarak hipertiroidili hastaların BIA yöntemiyle vücut kompozisyonlarında meydana gelen değişiklikler ve lipid parametreleri ile ilişkisi araştırılmıştır. Çalışmada 12 si kadın, 10 u erkek 22 hipertiroidili ve 12 si kadın, 7 si erkek 19 ötiroid kişinin kan lipidleri ve BIA ile vücut kompozisyon ölçümleri yapılmıştır. Hipertiroidili kişilerde kan kolesterol, LDL düzeyleri ve impedans değerleri düşük bulunmuştur. Vücut yağ kitlesi, vücut yağ yüzdesi, serbest yağ kitlesi ve total vücut suyunda anlamlı farklılık saptanmamıştır. Sonuç olarak, hipertiroidili ve ötiroid bireyler arasında vücut yağı ve yağ yüzdesi karşılaştırmamızda fark saptanmamış olması; vücut yağ miktarının hipertiroidi durumlarında etkilenmediğini düşündürmektedir.Öğe Kontrollü ve Kontrolsüz Tip 2 Diabetes Mellitusun İşitme Üzerine Etkisinin Otoakustik Emisyon İle Değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2010) Bayındır, Tuba; Erdem, Tamer; Uzer, Elmas; Toplu, Yüksel; Sarı, Ramazan; Özturan, OrhanThe hearing loss associated with both insulin dependent (Type 1 DM) or non-insulin dependent diabetes mellitus (Type 2 DM) is described as a bilateral and progressive sensorineural type hearing loss. The hearing loss in diabetic patients may be related to microangiopathy, neuronal degenerations or diabetic encephalopathy. The purpose of this study was to establish the effect of metabolic control on the subclinical auditory disfunction related with Type 2 DM by utilizing otoacoustic emission. The metabolic control of the DM was measured by using HbA1c. Distortion product otoacoustic emissions (DPOAE) and transient evoked otoacoustic emissions (TEOAE) measurements were accomplished in metabolicolly controlled and uncontrolled diabetic patients with hearing levels better than 30 dB in both groups. Twenty-five patients with Type 2 DM were eligible to participate in the study. The patients were seperated into two groups according to the HgA1c levels. Group 1 and Group 2 consisted controlled Type 2 DM cases having HgA1c<6% and uncontrolled Type 2 DM cases with HgA1c>6%. Therefore; the effects of metabolic control of glycemia on the outer hair cells (OHCs) functions were evaluated in the Type 2 DM patients. We aimed to investigate the possible role of metabolic control in diabetic patients on the outer hair cells (OHCs) functions.No statistically significant differences were found in the otoacoustic emission measurements of the patients who have metabolicolly controlled diabetes and uncontrolled group. In this study, by using DPOAE (DPgram and DPOAE I/O) and TEOAE measurements. There was no statistically significant effect of metabolic control on hearing loss in diabetic patients. Further comprehensive clinical investigations shoud be done to reveal the effects of metabolic control in diabetes mellitus on hearing.Öğe Lityuma bağlı reversibl nefrojenik diabet insipidus: Olgu sunumu(2003) Şahin, İbrahim; Şenel, Soner; Ulu, Ramazan; Uzer, Elmas; Polat, Ruhcan; Sarı, RamazanÖz: 42 yaşında erkek hasta, polikliniğimize, 6 aydır olan poliüri (yaklaşık 9-10 litre) ve polidipsi şikayeti ile başvurdu. Hikayesinde bipolar bozukluğu vardı ve bu nedenle lityum karbonat 1500 mg/gün kullanıyordu. Hastanın plazma osmolalitesi (298 mOsm/kg) ve plazma sodyum düzeyi (148 mmol/L) yüksek, idrar osmolalitesi (160 mOsm/kg) ve idrar dansitesi (1005) düşük bulundu. Plazma lityum seviyesi terapötik doz aralığında idi [0.76 (0.6-1.2 mmol/L)]. Tüm klinik, laboratuvar bulgular ve su kısıtlama test sonuçları nefrojenik diabetes insipidus ile uyumluydu. Lityum tedavisi kesilerek valproik asit ve amilorid tedavisi başlanan hastanın idrar miktarı azaldı, laboratuar bulguları ve kliniği düzeldi. Bu olgu sunumunda, lityum tedavisinin sık karşılaşılan fakat önemli bir komplikasyonunu bildirilmiştir. Lityum tedavisi alan hastalar poliüri ile başvurduklarında nefrojenik diabates insipidus düşünülmelidir.