Yazar "Yüksel, Tuğba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocukluk Çağında Başlayan Psikotik Belirtilerde Ayırıcı Tanı(Journal of Mood Disorders, 2013) Yüksel, Tuğba; Elbozan, Birgül Cumurcu; Özcan, Özlem ÖzelÖz: Çocukluk çağındaki psikotik belirtilerin saptanması psikopatoloji ile yakından ilişkilidir ve psikotik bir bozukluğun işareti olabilir. Çocuklar ve gençlerde görülen psikotik bozukluklar içinde şizofreni, şizoaffektif bozukluk ve iki uçlu mizaç bozukluğu sayılabilir. Çocukluk döneminde görülen psikiyatrik bozuklukların ayırıcı tanısının yapılması çocukluk ve ergenlik döneminin gelişimsel özellikleri göz önüne alındığında zor ve uzun zaman alan bir süreçtir. Bu yazıda 8 yaşında psikotik belirtileri başlayan ve 12 yaşında kliniğimize başvuran bir erkek hastada hastalık süreci paylaşılacak ve ayırıcı tanı açısından tartışılacaktır. Başlık (İngilizce): Differential diagnosis of childhood onset psychotic symptoms Öz (İngilizce): Detecting psychotic symptoms of childhood onset is closely related to psychopathology and may be a sign of a psychotic disorder. Psychotic disorders seen in children and youths may include schizophrenia, schizoaffective disor- der, and bipolar affective disorder. Differential diagnosis of psychotic disorders seen in children is a difficult and time consuming process when the developmental aspects of childhood and adolescence have been considered. In this paper, we will share the course of the disorder and discuss the differential diagnoses in a 12 years-old boy admitted to our clinic with psychotic symptoms that have begun at 8-years of his age.Öğe Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda kalp hızı değişkenliği ve bunların klinik parametrelerle ilişkisi(İnönü Üniversitesi, 2013) Yüksel, TuğbaBu çalışmanın amacı ilaç tedavisi kullanmayan DEHB tanılı hastalarda KHD parametrelerini sağlıklı çocuklarla arşılaştırmak ve KHD parametreleriyle klinik değişkenlerin ilişkisini araştırmaktır. Yöntem: Araştırmaya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı polikliniğine dikkat eksikliği ve hareketlilik yakınmaları ile başvuran DSM IV tanı kriterleri ve Okul Çağı (6-18 Yaş) Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu- Türkçe (ÇGDŞ-ŞY-T) göre DEHB tanısı alan 8-12 yaş aralığındaki 51 çocuk alınmıştır. Aynı yaş grubunda ve cinsiyetteki 51 sağlıklı çocuktan kontrol grubu oluşturulmuştur. Tüm çocuklar, Çocuklar için Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri (ÇDSKE), Çocuklar için Depresyon Ölçeği (ÇDÖ) ve Çocuklar için Anksiyete Duyarlılığı İndeksi (ÇADİ) ile değerlendirilmiştir. Anne ve babalar, sosyodemografik bilgi formu ve Conners Ebeveyn Değerlendirme Ölçeği-Yenilenmiş Uzun Formu (CEDÖ Y:U) ile değerlendirilmiştir. Klinik değerlendirmeleri yapılan çocuklar, 24 saatlik Holter cihazı ile KHD parametreleri açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırma ve kontrol grubu arasında KHD parametreleri açısından her iki grup arasınd anlamlı bir fark bulunamamıştır. DEHB?nin alt tipleri ile KHD parametreleri arasındaki ilişki incelenmiş, fakat anlamlı bir fark saptanmamıştır. DEHB?si olan çocukların sağlıklı kontrol grubuna göre ÇDSKE, ÇDÖ ve ÇADİ puanları daha yüksek bulunmuştur. Tartışma: DEHB?li çocuklar ile sağlıklı kontrol grubu, Otonom Sinir Sistemini (OSS) değerlendirmede duyarlı bir yöntem olan 24 saatlik Holter cihazı takılarak değerlendirilmiş ve KHD açısından her iki grup arasında fark bulunamamıştır. Bu sonuç DEHB?nda KHD yöntemi ile ölçülen otonom sinir sistemi (OSS) işlevlerinde farklılık olmadığını desteklemektedir. Ancak, DEHB hastalarında OSS işlevini araştıracak daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Kabakulak Meningoensefaliti Sonrası Gelişen Tourette Sendromu: Bir Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2011) Özcan, Özlem; Yüksel, Tuğba; Cumurcu, Birgül; Güngör, SerdalTourette sendromu (TS) ani, hızlı, istemsiz ve yineleyici motor-vokal tiklerle karakterize çocukluk çağı başlangıçlı nöropsikiyatrik bir bozukluk olup; etiyolojisinde immünolojik, genetik, epigenetik, hormonal ve çevresel faktörlerin rol oynayabileceği bilinmektedir. Son yıllarda A grubu B hemolitik streptekok, herpes simplex virus, varisella zoster virus, HIV, borrelia burddorferi gibi enfeksiyöz ajanlarla geçirilen enfeksiyonlardan sonra SSS tutulumuna bağlı olarak da tiklerin ortaya çıktığı ya da alevlendiği bildirilmektedir. Olgu: Bu olgu sunumunda kabakulak enfeksiyonundan yaklaşık 40 gün sonra ortaya çıkan, 2 yıldır motor ve vokal tikleri olan 12 yaşında bir erkek hastadan söz edilecektir. Sonuç: Bildirilen kabakulak sonrasında tikler gelişen ikinci olgu olması ve aripiprazol tedavisinden fayda görmesi nedeniyle bu olgu önemlidir. İkincil TS belirtileri bu önemli gelişimsel nöropsikiyatrik bozukluğu daha iyi anlamamıza katkı sağlayabilir.Öğe Kabakulak meningoensefaliti sonrası gelişen tourette sendromu: bir olgu sunumu(2011) Özcan, Özlem; Yüksel, Tuğba; Elbozan, Birgül Cumurcu; Güngör, SerdalTourette sendromu (TS) ani, hızlı, istemsiz ve yineleyici motor-vokal tiklerle karakterize çocukluk çağı başlangıçlı nöropsikiyatrik bir bozukluk olup; etiyolojisinde immünolojik, genetik, epigenetik, hormonal ve çevresel faktörlerin rol oynayabileceği bilinmektedir. Son yıllarda A grubu B hemolitik streptekok, herpes simplex virus, varisella zoster virus, HIV, borrelia burddorferi gibi enfeksiyöz ajanlarla geçirilen enfeksiyonlardan sonra SSS tutulumuna bağlı olarak da tiklerin ortaya çıktığı ya da alevlendiği bildirilmektedir. Olgu: Bu olgu sunumunda kabakulak enfeksiyonundan yaklaşık 40 gün sonra ortaya çıkan, 2 yıldır motor ve vokal tikleri olan 12 yaşında bir erkek hastadan söz edilecektir. Sonuç: Bildirilen kabakulak sonrasında tikler gelişen ikinci olgu olması ve aripiprazol tedavisinden fayda görmesi nedeniyle bu olgu önemlidir. İkincil TS belirtileri bu önemli gelişimsel nöropsikiyatrik bozukluğu daha iyi anlamamıza katkı sağlayabilir.Öğe Testosteron alımı sonrası başlayan kekemelik: Bir olgu sunumu(2012) Kartalcı, Şükrü; Erbay Gönenir, Lale; Özel Özcan, Özlem; Yüksel, Tuğba; Ünal, SüheylaÖz: Kekemelik konuşmanın normal akıcılık ve zamanlamasındaki bir bozulma olarak tanımlanır. Gelişimsel ve edinim- sel olmak üzere iki tip kekemelik vardır. Etiyolojisi tam olarak bilinmese de, cinsiyet farkının kekemelik gelişimi üzerinde belirgin bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Erkeklerde kekemelik sıklığı kadınlardan daha fazladır. Kekemelik çocukluk çağında yaygın olmasına rağmen, özellikle kadınlarda olmak üzere genellikle yetişkinlikten önce düzelmektedir. Yüksek androjenlerin salınımıyla ilişkili olduğu bilinen stresli yaşam olayları gibi çevresel etkenler de kekemeliğin süreğenleşmesine katkıda bulunabilir. Bütün bunlar birlikte düşünüldüğünde, kekemeliğin altında yatan nedenlerden biri de cinsiyet hormonları olabilir. Edinimsel kekemelik her yaşta ve farmakolojik ajanları da içeren birçok etkenle ortaya çıkabilir. Testosteron çeşitli yan etkilere sahip androjenik bir ilaç olmasına rağmen, literatür taramasında komplikasyonları arasında kekemeliğe rastlamadık. Bu yazıda, testosteron kullanı- mının kekemeliğin olası bir nedeni olarak gördüğümüz bir olguyu sunuyoruz. (Anadolu Psikiyatri Derg 2012; 13: 82-84)