Yazar "Yavuz, Burcu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir üniversite hastanesi psikiyatri servisinde bipolar afektif bozukluk tanılı hastaların sosyodemografik ve klinik özelliklerinin geriye dönük incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2016) Yavuz, BurcuAmaç: Son 10 yılda Bipolar Afektif Bozukluk depresif atak tanısı ile yatarak takip edilen hastaların geriye dönük olarak sosyodemografik verilerinin ve ilk atak klinik özellikleri, hastalığın seyri, son depresif atakta kullanılan tedavi yöntemleri gibi klinik özelliklerinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Bu çalışmaya, 2004-2014 tarihleri arasında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri kliniğinde yatarak tedavi gören, DSM-IV-TR tanı kriterlerine göre BAB depresif atak tanılı 18-65 yaş aralığında 62 hasta dahil edildi. Çalışma verileri, hasta dosyalarının geriye dönük olarak taranması ile toplandı. Araştırma verilerinin istatistiksel değerlendirilmesi SPSS 17.0 yazılım programı ile yapıldı. Bulgular: Çalışmamıza katılan hastaların %69.4'ü BAB 1, %30.6'sı ise BAB 2 tanılıydı. Hastalığın ortalama başlangıç yaşı 26.4±9.8 yıl olup, BAB 1 ve BAB 2 grupları arasında başlangıç yaş ortalaması ve hastaneye başvuru yaşı açısından fark bulunamadı. Ancak BAB 2 tanılı hastaların BAB 1'e göre daha geç tanı aldıkları ve daha geç Duygu Durumu Düzenleyici (DDD) başlandığı saptandı. Tüm hasta gruplarında hastaların ortalama hastalık süresi 13.1±18.3 yıl, geçirdikleri ortalama atak sayısı 8.5±6.0 olarak saptandı. BAB 2 tanılı hastaların geçirdikleri ortalama depresif ve hipomanik dönem sayıları BAB 1 tanılı hastalardan anlamlı düzeyde daha fazla olduğu bulundu. Çalışmamızda BAB 1 ve BAB 2 tanılı hastalar psikotik özellikli depresif atak sayısı acısından değerlendirildiğinde aralarında anlamlı fark bulunamadı. Yatış öncesinde hastaların %59.7'sinde düzenli psikiyatrik ilaç kullanımı vardı. Ancak hastaların %30.6'sının yeterli dozda ve etkin kan düzeyinde DDD kullandığı görüldü. Yatışta hastaların %98.4'ünün DDD kullandığı, hastaların %41.9'unun ikili DDD kullandığı saptandı. DDD olarak en sık valproik asid ve lityum kullanıldığı görüldü. Hastalarda antipsikotik (AP) olarak en sık ketiyapin (%66.1) kullanıldığı saptandı. Hastaların %3.2'sinin tedavisinde antidepresan kullanıldı. Hastaların %8'inde elektrokonvulsif tedavi (EKT) kullanımı saptandı ve ortalama EKT seans sayısı 8.1±1.7 idi. EKT uygulamasının hastalarda yatış süresini uzattığı saptandı. Taburculukta yatış sırasında kullanılan DDD'lerin aynı oranda devam ettiği, AP kullanım oranlarının iv azaldığı, benzodiazepin/hipnotik kullanımın ise neredeyse tamamının kesildiği görüldü. Ketiyapin kullanılan hastaların çoğunluğunda taburculukta da kullanımının devam edildiği görüldü. Tedavi süresince iki hastada hipomanik kayma geliştiği saptandı. Sonuç: Çalışmamızın sonuçları incelendiğinde BAB 2 tanılı hastaların BAB 1 tanılı hastalara göre hastaneye daha geç başvurdukları ve daha geç tanı aldıkları görülmektedir. İlk atakların sıklıkla depresyon olduğu göz önüne alındığında, depresif belirtilerle başvuran hastalarda özellikle hipomanik özelliklerin daha dikkatli sorgulanması gerektiği düşünülebilir. Anahtar kelimeler: Bipolar depresyon, klinik özellikler, duygudurum düzenleyiciler, tedavi