Yazar "Yayan, Emriye Hilal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 67
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 3-6 YAŞ ÇOCUKLARIN OYUNCAK KULLANIMINA İLİŞKİN EBEVEYN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ(2017) Yayan, Emriye Hilal; Zengin, MürşideÇocukların fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinde oyuncak önemli bir yere sahiptir. Çocuğun isteyerek, hoşlanabileceği bir şekilde gelişimi oyuncak ile desteklenebilir. Ebeveynlerin çocuğun gelişimini desteklemeleri anlamında oyuncak seçimleri önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada 3-6 yaş çocukların oyuncak kullanımına ilişkin ebeveyn görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Öğe 3-6 yaş çocukların oyuncak kullanımına ilişkin ebeveyn görüşlerinin incelenmesi(2017) Zengin, Mürşide; Yayan, Emriye HilalÇocukların fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinde oyuncak önemli bir yere sahiptir. Çocuğun isteyerek, hoşlanabileceği bir şekilde gelişimi oyuncak ile desteklenebilir. Ebeveynlerin çocuğun gelişimini desteklemeleri anlamında oyuncak seçimleri önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada 3-6 yaş çocukların oyuncak kullanımına ilişkin ebeveyn görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Öğe Astımlı çocuğa sahip ebeveynlerin COVID-19 pandemi sürecinde değerlendirilmesi: Kalitatif bir çalışma(2023) Belpınar, Ayşe; Akdemir, Mehmet Akif; Yayan, Emriye HilalAmaç: Bu çalışma astımlı çocuğa sahip ebeveynlerin pandemi döneminde yaşadıkları deneyimleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu çalışma Ekim 2021- Ocak 2022 tarihleri arasında İç Anadolu’da bulunan bir üniversite ve şehir hastanesinin çocuk göğüs hastalıkları polikliniğine başvuran amaçlı örnekleme yöntemiyle belirlenen, dahil edilme kriterlerini karşılayan ve araştırmaya katılmak için gönüllü 17 ebeveyn ile yapılmıştır. Ebeveynlere yüz yüze görüşme yöntemi ile yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan 5 soru sorulmuş ve ebeveynlerin ses kayıtları alınmıştır. Alınan ses kayıtlarından içerik analizi tekniği ile temalar oluşturulmuştur. Bulgular: Araştırmaya katılan ebeveynlerin %53’ünün lise mezunu, %82’sinin kadın, yaş ortalamalarının 31, çocukların %59’unun erkek, yaş ortalamalarının ise 6.5 olduğu belirlenmiştir. Ses kayıtlarının analizi sonucunda “korku ve anksiyete”, “sosyal izolasyon”, “dijital oyun”, “sağlık hizmetlerine ulaşma”, “psikososyal destek” isimli 5 ana tema belirlenmiştir. Sonuçlar: Bu araştırmada; astım hastalığı olan çocuk ve ailelerinin COVID-19 pandemisinde psikolojik ve sosyal yönden sorunlar yaşandığı, sağlık hizmetlerine erişim konusunda zorlandıkları belirlenmiştir. Ayrıca aile ve çocukların psikososyal yardıma ihtiyaç duydukları ve destek sistemlerinin yetersiz kaldığı görülmüştür. Bu nedenle astımlı hastalığa sahip aile ve çocukların psikososyal yönden desteklenmesi önerilmektedir.Öğe Behaviours and experiences of nurses during the COVID-19 pandemic in Turkey: A mixed methods study(Wiley-Hindawi, 2021) Cengiz, Zeliha; Isik, Kevser; Gurdap, Zuleyha; Yayan, Emriye HilalAim The aim of this work is to present behaviours and experiences of nurses in Turkey during the current coronavirus pandemic. Background The coronavirus pandemic leads to difficulties for most health care workers, especially for nurses who mostly accompany patients and are on the front line. Methods In the study, a parallel mixed pattern converging quantitative and qualitative research methods was used. Results The model revealed that 41 years old or older, diabetic, female, single professionals, working in the pandemic department took more personal measures. Five main themes appeared regarding the experiences of the nurses during the pandemic period: (1) psychological and mental strain; (2) personal protective equipment; (3) organizational, physical, and social strains; (4) change in professional values; (5) turning the crisis into an opportunity. Conclusions Personal measures are associated with the risk status. There is a need to protect nurses with significant measures by providing psychosocial support, meeting their basic needs, and preventing all complications likely to occur due to increasing workload. Implications for Nursing Management More efforts should be made to ensure good work, fair treatment, no tolerance for discrimination, and equal compensation conditions.Öğe The child food rejection scale for children aged 2-7(2022) Sülün, Ayşe; Yıldırım, Maksude; Yayan, Emriye HilalAim: This study aims to translate the Child Food Rejection Scale into the Turkish version and then test its validity and reliability in parents. Methods: This study was carried out methodologically, cross-sectionally with 111 parents between February and March 2020. First of all, the language validity of the scale, then validity and reliability analyzes were made. Content validity for validity study, explanatory factor analysis and confirmatory factor analysis methods were used. Internal consistency analysis and test-retest method were used for reliability evaluation. Results: The mean age of the parents was determined as 33.76 ± 5.40. The mean age of the children is 4.31 ± 3.04, half of them are girls. It was determined that the scale has 9 items and two subcomponents likert scale. The measurement tool explains 63% of the total variance. Goodness-of- fit indices were found to be 0.92 by confirmatory factor analysis. The Cronbach alpha coefficient of the scale is 0.87. Conclusion: The Child Food Rejection Scale for children is a valid and reliable measurement tool for the Turkish sample.Öğe ÇOCUK -ERGEN SAĞLIK DAVRANIŞLARI SOSYAL DESTEK ÖLÇEĞİNİN(2016) Çelebioğlu, Ayda; Yayan, Emriye HilalÖz: Amaç: Bu araştırma Çocuk-Ergen Sağlık Davranışları Sosyal Destek Ölçeği'ni Türkçeye uyarlamak, geçerlilik ve güvenirliğini değerlendirmek amacıyla yapıldı. Yöntem: Bu araştırmaÇocuk-Ergen Sağlık Davranışları Sosyal Destek Ölçeğiningeçerlik ve güvenirlik çalışmalarını gerçekleştirmek amacıyla metodolojik olarak gerçekleştirildi.Araştırmanın evrenini Ekim 2013Temmuz 2014 tarihleri arasında Malatya il merkezinde ortaokul kademesinde öğrenim gören öğrenciler oluşturdu. Ölçeğin çeviri süreci ardından kapsam ve yapı geçerliliği yapıldı. Uzman görüşlerinin alınmasından sonra kapsam geçerlilik indeksi hesaplandı,yapı geçerliliği için açımlayıcı faktör analizi, güvenirlik için madde analizleri ve iç tutarlık analizi yapıldı Bulgular: Ölçeğin kapsam geçerlilik indeksi .99 olarak bulundu.Faktör analizinde ölçek maddeleri, özdeğeri 1'i aşan 5 faktörde toplandı. Bu 5 faktörün toplam varyansın% 66.92'sini açıkladığı belirlendi. Maddelerin faktör yükleri .48-.89 arasında değişmekteydi.60 madde olan Sağlık Davranışları Sosyal Destek Ölçeğinin, faktör analizine göre 5 alt boyuttan (annem, babam, öğretmenlerim, sınıf arkadaşlarım ve yakın arkadaşlarım) oluştuğu saptandı. Ölçek ve alt boyutlar için Cronbach alfa katsayıları 0.92 ile 0.98 arasında bulundu. Sonuç: Çalışma sonucunda "Sağlık Davranışları Sosyal Destek Ölçeği"nin Türk toplumu için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlendi.Öğe Çocuk Hemşiresi ve Öğrencilerinin Empatik Eğilimlerinin Aile Merkezli Yaklaşıma Etkisinin İncelenmesi(Sağlık Bilimleri ve Meslekleri Dergisi /Journal of Health Sciences and Professions, 2018) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Düken, Mehmet EminÖz: Amaç: Araştırma çocuk hemşiresi ve hemşirelik öğrencilerinin empatik eğilimleri ile ebeveynlerin katılımları arasındaki ilişkinin İncelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntemler: Kesitsel analitik tipte olan bu araştırma 2016-2017 eğitim öğretim yılı içerisinde yapılmıştır. Araştırma çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği dersi alan öğrenciler ve çocuk kliniklerinde çalışan hemşireler ile gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında öğrenci bilgi formu, hemşire bilgi formu, Empatik Eğilim Ölçeği ve Ebeveyn Katılım Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin ve hemşirelerin orta düzeyde empatik eğilime sahip oldukları, öğrencilerin empatik eğilimlerinin hemşirelerden daha yüksek olduğu, empatik eğilimin kız öğrencilerde daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kronik bir hastalığa sahip olmayan ve uzun süre hastanede yatmayan öğrencilerin empatik eğilim puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülmüştür. Öğrencilerin hemşirelere göre ebeveyn katılımını daha fazla desteklediği ve hemşirelerden daha yüksek puan bildirdikleri saptanmıştır. Ebeveyn katılımı ile empatik eğilim arasında pozitif yönde zayıf ilişki bulunurken yaş ile ebeveyn katılımı arasında negatif yönde zayıf ilişki bulunmuştur. Hemşirelerin çalışma yılı ile empatik eğilim arasında negatif yönde zayıf ilişki tespit edilmiştir. Sonuç: Öğrencilerin empatik eğilim ve ebeveyn katılımı düzeylerinin hemşirelerden iyi olduğu, empatik eğilimin artıkça ebeveyn katılımını destekleme düzeyinin arttığı sonucuna varılmıştır. Başlık (İngilizce): Examination of the effect of the Family-Centered Approach of the Empathic Trends of Children's Nurses and Students Öz (İngilizce): Objectives: The aim of the research was conducted to investigate the relationship between their parent’s participation with empathic tendencies of pediatric nursing and nursing students. Materials and Method: This cross-sectional analytical type study was conducted during the academic year of 2016-2017.There search was carried out with nurses working in children's clinics and students taking courses in child health and diseases nursing. Student information form, nurse information form, empathic tendency scale and parental participation scalewere used to collect the data. Results: It wasfound that nursing students and nurses had medium level of empathic tendency, students had higher empathic tendencies than nurses, and empathic tendency was higher in girl students. Students who did not have a chronic illness and who did not stay in the hospital for a long time were found to have significantly higher empathic tendency scores. Students reported more support for parental involvement and higher scores than nurses. There was a weak relationship between parental involvement and empathic tendency in the positive, while a weak relationship between age and parental involvement was found in the negative. A weak relationship was determined between nurses' working years and empathic tendencies on the negative side. Conclusion: The empathic tendency and parental involvement levels of the students were better than the nurses, as the empathic tendency increases, the level of support for parental involvement increases.Öğe Çocuk Kliniklerinde Terapötik Oyun(2018) Yayan, Emriye Hilal; Zengin, MürşideAkut/kronik hastalıklar ve hastaneye yatış çocuklar için hoş olmayan bir deneyimdir. Çocuklar hastaneye yatışla birlikte anksiyete, korku, ağrı gibi olumsuz duygu durumlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu noktada ağrıyı azaltmak, anksiyete ve gerginliği gidermek, iletişim kurmak amacıyla terapötik oyun kavramı ortaya çıkmaktadır. Terapötik oyun, pediatri kliniklerinde hemşirelik bakımının çok önemli bir yönünü oluşturur. Bu derlemede terapötik oyunun, çeşitlerini, hastaneye yatan çocuklar için yararlarını ve hemşirelik bakımına katkısını tanımlamak amaçlanmıştır. Böylece başta hemşireler olmak üzere sağlık profesyonellerinin, hastaneye yatan çocukların sağlığını ve gelişimini desteklemek amacıyla, terapötik oyunu daha etkin kullanabilmesi için yol gösterici olacağı düşünülmektedir.Öğe Çocuk Yoğun Bakım Ünitelerinde Hemşirelerin Kullandıkları Ağız Bakım Yöntemlerinin Belirlenmesi(Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2018) Yayan, Emriye Hilal; Düken, Mehmet EminÖz: Amaç: Bu araştırma çocuk yoğun bakım ünitelerinde hemşirelerin kullandıkları ağız bakım yönteminin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte olan araştırmaya Türkiye’nin tüm coğrafik bölgelerinden üç düzey çocuk yoğun bakıma sahip 133 hastane katılmıştır. Araştırmada veriler Ağız Bakım Anketi aracılığı ile telefonla görüşme yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hastanelerin %68.4’ü serum fizyolojik, %33.8’i ağız bakım seti, %41.4’ü sodyum bikarbonatlı solüsyon kullanmaktadır. Ağız bakımında serum fizyolojik uygulayanların %62.6’sı, bakım seti uygulayanların %46.7’si ve sodyum bikarbonatlı solüsyon uygulayanların %61.8’i günde üç kez uygulamaktadır. Sonuç: Çocuk yoğun bakımlarda ağız bakımı için genel olarak serum fizyolojik ile günde 3 kez bakım verdikleri bulunmuştur. Başlık (İngilizce): Öz (İngilizce): Objective: The purpose of this study was conducted to determine the oral care method used by nurses in children intensive care units. Materials and Methods: The cross-sectional type of research, from all the geographical regions of Turkey 133 hospital with third-level children intensive care participated. It was collected by using the telephone interview method through the oral care questionnaire given in the study. Results: 68.4% of the participating hospitals use normal saline, 33.8% use oral care set and 41.4% use sodium bicarbonate solution. In oral care, 62.6% of the normal saline practitioners, 46.7% of the oral care set practitioners and 61.8% of the sodium bicarbonate solution practitioners apply three times a day. Conclusion: It has been found that child intensive care generally take 3 times a day with normal saline for oral care.Öğe Çocukların Bilgisayar Oyun Bağımlılıkları: Kronotip Uyku(2022) Dağ, Yeliz Suna; Yayan, Emriye Hilal; Yayan, Yakup ÖmürAmaç: Günümüzde teknolojik gelişmelerle beraber özellikle çocuk ve ergenlerde bilgisayar kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. Bu çalışma, çocukların bilgisayar oyun bağımlılıklarının kronotip uyku durumlarına etkisini incelemek amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız 1 Ocak-31 Mayıs 2020 tarihleri arasında 109 ebeveyn ve çocuk üzerinde yapıldı. Araştırmada ‘‘çocuk bilgi formu’’, ‘‘çocuklar için bilgisayar oyun bağımlılığı ölçeği’’ ve ‘‘çocukluk dönemi kronotip anketi’’ kullanıldı. Veriler, bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t-testi ve korelasyon ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışma kapsamına alınan çocukların %50,5’inin kız olduğu ve yaş ortalamalarının 9,20±1,45 olduğu belirlendi. Çocukların %94,4’ünün bilgisayar oyun bağımlılığı için riskli grupta oldukları ve %2,8’inin sabahçı tip, %8,3’ünün ara tip, %89’unun ise akşamcı tip kronotipe sahip olduğu belirlendi. Annelerin çalışma durumları ile bilgisayar oyun ölçeğinin bilgisayar oyununu hayalinde yaşatma ve gerçek hayatla ilişkilendirme alt boyutunun, çocuğun bilgisayar/tablette zaman geçirme durumları ile bilgisayar oyun ölçeğinin bilgisayar oyunu oynamaktan dolayı görevleri aksatma alt boyutunun puanları arasında önemli fark olduğu belirlendi (p<0,05). Çocukların uyku toplam puanları ile bilgisayar oyun bağımlılığının bazı alt boyutları ve toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu belirlendi. Sonuç: Araştırmamızda çocukların büyük bir kısmının akşamcı tip kronotipe sahip oldukları ve bilgisayar oyun bağımlılığı için riskli grupta oldukları belirlenmiştir. Bu doğrultuda çocukların bilgisayar kullanımları ile uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe A Comparison of Caregiving Burden and Social Support Levels of Parents of Children Undergoing Liver Transplant(Elsevier Science Inc, 2019) Yayan, Emriye Hilal; Duken, Mehmet EminPurpose: This study was conducted to compare caregiving burden and social support levels of parents of children who have undergone a liver transplant. Designs and methods: This study utilized a descriptive, cross-sectional research design. Data were collected using a parent information form, the Zarit Burden Interview, and the Multidimensional Scale of Perceived Social Support. Data were collected via face-to-face interview after written consent was obtained from the parents of children who had received a liver transplant. Results: Parent participants were found to have a high caregiving burden and low levels of social support from their surroundings. Parents who experienced change in their work life, social and family relationships, and had economic problems post-transplant, had a higher caregiving burden and may have lower social support. Parents whose children had a transplant from a cadaveric donor and continued to attend school were found to have a lower caregiving burden. There was a negative correlation between parent caregiving burden and social support scores; that is, caregiving burden (R-2= 0.57, p < 0.01) was significantly affected by social support (B = -0.682, beta=-0.757). Conclusions: This study concluded that parents receiving social support may have a lower caregiving burden, and some of their socio-demographic characteristics may have a positive effect on social support and caregiving burden. Practice implications: Health professionals need to pay special attention to the social support and caregiving burden of parents whose children have had an organ transplant. (C) 2019 Elsevier Inc. All rights reserved.Öğe Comparison of Quality of Life and Caregiving Burden of 2-to 4-Year-Old Children Post Liver Transplant and Their Parents(Lippincott Williams & Wilkins, 2020) Yayan, Emriye Hilal; Duken, Mehmet EminA literature search determined there are no studies on children between 2 and 4 years of age who have had a liver transplant and their parents. For this reason, this study aimed to compare the quality of life of children between 2 and 4 years of age who have had a liver transplant, and the caregiving burden of their parents. The study was carried out as a descriptive cross-sectional study on 47 children who visited Inonu University Liver Transplant Institute outpatient clinic between March 2017 and March 2018. This study found that 59.6% of the children with transplants were male and 38.3% had their organ donated by their mother. There was a positive relationship between the quality of life of the parents and the quality of life and subdimensions of the children. There was a negative relationship between parental quality of life and care burden. This study found that the quality of life of children with liver transplants and their parents was low and, as the quality of life of children was impaired, the caregiving burden of parents increased. Healthcare professionals' awareness of the effect of caregivers' care load on quality of life after liver transplantation can positively affect the healing process.Öğe A COMPARISON OF TWO DIFFERENT TACTILE STIMULUS METHODS ON REDUCING PAIN OF CHILDREN DURING INTRAMUSCULAR INJECTION: A RANDOMIZED CONTROLLED STUDY(Elsevier Science Inc, 2022) Zengin, Murside; Yayan, Emriye HilalIntroduction: Pediatric patients in the emergency department often require intramuscular injection procedures, which may lead to pain, fear, and anxiety. The purpose of this study was to test a novel nonpharmacological intervention to reduce needle-related pain in the pediatric emergency department. Methods: The study was conducted as a parallel-group, randomized controlled design. The study population consisted of 159 children aged 7 to 10 years cared for in the emergency department who received an intramuscular injection of ampicillin/sulbactam. The children were randomly assigned to Palm Stimulator, ShotBlocker, or control groups. The children's preprocedure fear levels were evaluated using the Children's Fear Scale, and their perceived pain levels during the procedure were evaluated using the Faces Pain Scale-Revised and Visual Analog Scale. Parents and observers also completed the pain level scores. Results: According to all raters (child, parent, and observer), the Palm Stimulator group had the lowest mean Faces Pain Scale-Revised score averages (P < .001). The Visual Analog Scale score averages of the children in the Palm Stimulator group (Visual Analog Scale: M = 27.94, standard deviation = 19.13) were statistically significantly lower than the ShotBlocker (Visual Analog Scale: M = 46.07, standard deviation = 24.96) and control group (Visual Analog Scale: M = 53.43, standard deviation = 29.01) score averages (F = 14.94, eta(2) = 0.16, P= .001). Discussion: The results of this study support the effectiveness of the Palm Stimulator to reduce perceived pain in children during intramuscular injection administration in the pediatric emergency department.Öğe COVID-19 Salgını Sürecinin Ergenlerde Akıllı Telefon Kullanımına ve Uyku Üzerine Etkisi(2021) Sülün, Ayşe; Yayan, Emriye Hilal; Düken, Mehmet EminÖz: Amaç: Bu çalışmanın amacı Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19 ) salgını döneminin ergenlerin akıllı telefon kullanımı ve uykuları üzerine etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tipte bir çalışma olup, Google-formlar programıyla oluşturulan form aracılığıyla veriler toplanmıştır. Aydın ilinde bulunan bir lisedeki 155 ergen çalışmaya katılmıştır. Araştırma verileri “Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği Kısa Formu”, “Pittsburgh Uyku Kalitesi indeksi”, Pediyatrik Gündüz Uykululuk Ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan “Tanıtıcı Bilgi Formu” ile online olarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı, karşılaştırmalı ve korelasyonel istatistikler kullanılmıştır. Bulgular: Ergenlerin %56,8’i COVID-19 salgını sürecinde uyku süresinin 8 saat ve üzeri olduğunu, %40’ı tüm gün akıllı telefon kullandığını ifade etmiştir. Ergenlerin akıllı telefon bağımlılığı, gündüz uykululukları ve uyku kaliteleri arasında pozitif yönlü anlamlı düzeyde korelasyonel ilişki bulunmuştur (p<0,05). Yapılan regresyon analiz sonuçları gündüz uykululuğu ve uyku kalitesi indeksinin varyansı %25,2’sinin akıllı telefon bağımlılığı tarafından açıklandığını göstermektedir. Akıllı telefon bağımlılığı, gündüz uykululuğu ve uyku kalitesi üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir (p<0,05). Sonuç: Çalışmamız COVID-19 salgınında ergenlerin akıllı telefon bağımlılığı riskinin yüksek olduğunu ayrıca akıllı telefon bağımlılığının gündüz uykululuğu ve uyku kalitesini etkilediğini ortaya koymuştur.Öğe COVİD-19 Sürecinde Çocukların Oyun Bağımlılığı Düzeylerinin Uyku ve Akademik Başarılarına Etkisi(2021) Dağ, Yeliz Suna; Yayan, Yakup Ömür; Yayan, Emriye HilalÖz: Amaç: Bu araştırma çocukların oyun bağımlılığı düzeylerinin uyku ve akademik başarılarına etkisini incelemekamacı ile yapıldı.Yöntem: Araştırma 123 ebeveyn ve çocukla yapıldı. Araştırmada ‘ Ebeveyn ve Çocuk Bilgi Formu’ Çocuklar İçinDijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanıldı.Bulgular: Çalışma kapsamına alınan çocukların %52’sinin kız, yaş ortalamalarının 10.21±1.30 ve çoğunluklaakademik başarılarının iyi olduğu saptanmıştır. Çocukların %92’sinin dijital oyun bağımlılığı için riskli gruptaoldukları ve tamamının uyku sorunu yaşadığı bulunmuştur. Evde bilgisayar/tablet bulunması, çocuklarınbilgisayar/tablette geçirdikleri süre ve bilgisayar/tablette zaman geçirmelerine izin verilme durumlarının çocuklarınuykularını etkilediği belirlenmiştir. Çocukların akademik başarılarının uyku süreleri ile aralarında pozitif ilişki ve oyunbağımlılığı toplam puanı ve alt boyutları ile negatif ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca dijital oyun bağımlılığı ölçeğive alt boyutlarının uyku kaygısı, gece uyanmaları, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku ölçeği toplampuanlarını pozitif yönde etkilediği belirlenmiştir.Sonuç: Araştırmamızda çocukların dijital oyun bağımlılığı için riskli grupta oldukları ve uyku sorunu yaşadıklarıbelirlenmiştir. Bu doğrultuda çocukların teknoloji kullanımları ile uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlıkverilmesi önerilmektedir.Öğe Determination of psychosocial conditions of refugee children living in society(Wiley, 2019) Yayan, Emriye Hilal; Duken, Mehmet EminPurpose This study aims to determine the psychosocial conditions of refugee children living in society. Designs and Methods This descriptive cross-sectional research which used the Socio-demographic Information Form for Children, Child Posttraumatic Stress Reaction Index (CPTS-RI), and Children's Depression Inventory (CDI) included 738 children. Results Social factors like the educational levels and professions of their parents, as well as economic status could affect the children's level of posttraumatic stress disorder, depression, and anxiety. The regression analysis revealed that depression and anxiety explained 72% of posttraumatic stress disorder in the children studied. Practice Implications Nurses should be aware that the effects of trauma on children who were exposed to war and migration can continue even after much time has passed since the war started.Öğe Development study of 2-5 age Technology Addiction Scale (TAS)(W B Saunders Co-Elsevier Inc, 2023) Yildirim, Maksude; Yayan, Emriye HilalPurpose: Although it is known that technology use increases in early childhood, no measurement tool has been found to examine technology addictions in children in this period. In this study, the development and validation process of the Technology Addiction Scale (TAS), which can be used to evaluate the technology addiction of children 2-5 years, is described. Design: The sample of the study consists of 308 children 2-5 years living in one of the big cities of Turkey. Methods: Item-total correlation coefficients, Cronbach Alpha reliability analyzes, explanatory and confirmatory factor analyses, and normality analyzes were used in the evaluation of the research data. Findings: As a result of the analyzes made, the validity and reliability of the 9-item 2-factor (impulsiveness and implicit attitude) TAS scale have been proven. The Cronbach alpha value of the impulsiveness factor was calculated as 0.865, the Cronbach alpha value of the implicit attitude factor was calculated as 0.840, and the total Cronbach alpha value of the scale was 0.90. These Cronbach alpha values show an acceptable level of reliability. Conclusions: According to the results of the validity and reliability analyzes, it can be said that TAS can be used as a reliable scale.Öğe Dif ficulties Experienced by Turkish Parents and Their Coping Strategies: Children With Mucopolysaccharidosis(Elsevier Science Inc, 2020) Zengin, Murside; Yayan, Emriye Hilal; Akinci, AysehanPurpose: The purpose of this study is to determine the parents' lived experiences whose children have Mucopolysaccharidosis (MPS) by using Husserl's phenomenology. Design and methods: A phenomenology method was used as a qualitative research design in the study. The study included parents of 10 children who received weekly enzyme replacement therapy at a university hospital's paediatric endocrinology clinic. The data were collected using an in-depth interview method including an introductory information form and a semi-structured interview form. The interviews were recorded on a voice recorder and converted into written documents after the interview. Results: The average age of the children was 8.8 +/- 1.8; the average age of the mothers was 32.6 +/- 3.6; and the average age of the fathers was 36.0 +/- 3.5. The data analysis identi fied the following three main themes: (1) difficulties, (2) concerns, and (3) coping. Conclusions: This study determined that parents of children with an MPS diagnosis had many dif ficulties related to multi-systemic problems (orthopaedic problems, vision and hearing problems, speech disorders, cardiac problems) caused by the disease. Practice implications: Parents should receive support from healthcare professionals to develop coping strategies that are appropriate for the physical and psychological dif ficulties experienced and to comply with the disease. (c) 2020 Elsevier Inc. All rights reserved.Öğe Does the Post-Feeding Position Affect Gastric Residue in Preterm Infants?(Mary Ann Liebert, Inc, 2018) Yayan, Emriye Hilal; Kucukoglu, Sibel; Dag, Yeliz Suna; Boyraz, Nazli KarsavuranBackground: Body position affects the gastric emptying rate and hence the amount of gastric residue. Objective: This study aims to analyze the effect of the post-feeding position of preterm infants on gastric residue. Materials and Methods: This experimental study was conducted in the neonatal intensive care unit (NICU) of a university hospital (nonu University Turgut ozal Medical Center) in Eastern Turkey. The study included 40 preterm infants weighing less than 2,000g, who were fed orogastrically. The preterm infants were sequentially placed in four positions and were fed before each change of position. The infants were sequentially placed in the right lateral, left lateral, supine, and prone positions; their gastric residues were measured with a nasogastric tube. The gastric residue was recorded in percentages at 30, 60, 120, and 180 minutes. Ethical principles were applied in all phases of the study. Results: The lowest mean gastric residue level was observed in the right lateral position at 30 minutes (58.1612.71%) and 60 minutes (33.97 +/- 15.00%). The prone position showed the lowest mean gastric residue level (1.74 +/- 1.08%), followed by the right lateral (3.06 +/- 1.97%), supine (3.53 +/- 2.18%), and left lateral position (5.14 +/- 1.85%) at 120 minutes. The final measurements were taken at 180 minutes with the right lateral position showing the lowest mean gastric residue level (0.38 +/- 0.34%). Conclusion: The premature infants had similar lower levels of gastric residue in the right lateral and prone positions and higher levels of gastric residue in left lateral and supine positions. The gastric emptying rate was found to be highest in the right lateral position at 30, 60, and 180 minutes and in the prone position at 120 minutes.Öğe The effect of anxiety and depression levels of children with celiac disease on quality of life(Elsevier Science Inc, 2023) Belpinar, Ayse; Dag, Yeliz Suna; Sulun, Ayse Aricioglu; Yayan, Emriye Hilal; Varol, Fatma IlknurPurpose: This study was conducted to examine the effect of anxiety and depression levels on quality of life in children with celiac disease.Design and method: This descriptive and correlational study was conducted with 98 children diagnosed with celiac disease who applied to the pediatric outpatient clinic of a university hospital in Eastern Anatolia between September 2021 and August 2022. Data were collected using the State-Trait Anxiety Scale, Depression Scale, and Quality of Life Scale through face-to-face interviews conducted by the researchers. Percentage distribution, mean, independent samples t-test, Pearson correlation analysis and regression analysis were used to analyze the data.Results: It was found that 62% of the participant children were female and their mean age was 11.69 +/- 4.15 years. The mean scores of state anxiety, trait anxiety, depression and quality of life of children with celiac disease were 42.46 +/- 5.42 (high), 43.83 +/- 7.08 (high), 23.37 +/- 4.79 (high) and 43.67 +/- 19.67 (low), respectively. Regression analysis revealed that anxiety had a statistically significant relationship with quality of life.Conclusions: It was found that children with celiac disease experienced high levels of depression and anxiety along with physical functionality and psychosocial health problems and this negatively affected their quality of life. It is recommended that children with celiac disease should be followed up and supported psychosocially.Practice implications: That healthcare professionals can contribute to reducing the depression and axienty and improving the quality of life by strengthening the social support systems of childrens with celiac disease.