Yazar "Yeksan, Mehdi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hemodiyaliz hastalarında rekombinan hepatit B aşısının antikor cevabına etki eden faktörler(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Koşar, Ali; Dalmaz, Mahmut; Polat, Hakkı; Yeksan, F.Nurten; Türk, Süleyman; Yeksan, MehdiSelçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hemodiyaliz l'nitesinde düzenli olarak diyaliz programına bağlı 22 erkek. 14 kadın araştırmaya dahil edildi. Hastalara 0. t ve ö.ncı aylarda 20 microgram rekombinant hepatit B aşısı intramusküler olarak deltoid kasma yapıldı. Anti-HBs, C3, C4 ve total Ig(! düzeyleri ölçüldü. T4 ve TH sayısı immun Jloresans yöntemi (İFA) He sayıldı. Elde edilen sonuçlar mini tab istatistik programı ile bilgisayarda değerlendirildi. Hastaların % 69.04'ünde antikor düzeyi koruyucu düzeyde idi. Hepatit B aşının antikor cevabı ile T4 lenfosit, yaş ve serum kreatinin seviyesi arasında istatistiki olarak pozitif korelasyon butundu (r 0.05. p 0.05). C3. C4, total lenfosit, TH lenfosit, T4. TS oranı, diyaliz süresi, ağırlık, cinsiyet. anti-il(’l’ ¡mzitifliği, karaciğer fonksiyon testleri arasında istatistiki olarak anlamlı bir korelasyon yoktu.Öğe Hemodiyaliz ünitemizdeki son 5 yıldaki HCV ve CMV prevalansı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Baykan, Mahmut; Koşar, Ali; Yeksan, Mehdi; Türk, Süleyman; Alıcı, Süleyman; Polat, Hakkı; Dalmaz, Mahmutİmmün sistem baskılanmış olduğu için hemodiyaliz hastalarında bakteriyel, mikotik ve viral infeksiyonlara sık olarak rastlanmaktadır. Diyaliz yaşı, yapılan kan transfüzyonları gibi değişik faktörler bu tür infeksiyonların riskini artırmaktadır. Bu çalışmada hemodiyaliz ünitemizde son 5 yıldaki hepatit C virüsü (HCV) ve sitomegalovirııs (CMV) prevalansmı değerlendirdik. 1990 yılında, anti-HCV için 60 hasta, CMV için 78 hasta ve 1994 yılındaki 48 hasta araştırmaya dahil edildi. Anti-HCV, anti-CMV IgG ve IgM ELİSA yöntemi ile çalışıldı. Sonuçlar minitab bilgisayar programında değerlendirildi. 1990 yılına göre 1994 yılında CMV IgM ve anti-HCV prevalansında istatistiki olarak anlamlı düşme oldu. CMV IgG prevalansında ise önemli düşme olmadı. Anti-HCV ve CMV IgM prevalansındaki düşmenin en önemli nedeni anti-HCV pozitif hastaların diyaliz cihazlarının ayrılması ve eritropoietin kullanımı nedeni ile kan transfîizyon ihtiyacının azalmasıdır.Öğe r-HuEPO tedavisi ve serum total glutatyon s-transferaz aktivitesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Kaptanoğlu, Bünyamin; Dalmaz, Mahmut; Koşar, Ali; Yeksan, Mehdi; Akkuş, İdris; Yeksan, Nurten; Alıcı, SüleymanGlutatyon S-transferaz (GST)'lar organizmada yaygın olarak bulunan bir enzim grubudur. Bazı hastalıkların ve hormona! manipıılasyonların bu enzimin hücresel düzeyini değiştirdiği bilinmektedir. Hu çalışmada diyaliz hastalarında r-IIuFPO tedavisinin serum total GST konsantrasyonuna etkisini inceledik. Hastalar üç gruba ayrıldı. Grııp-I en az altı aydır haftada 2000-4000 II ’ sııbkutan r-Huh.PO tedavisi gören 15 hastadan oluşuyordu. Grup-II kontrol grubu olup hiç r-lluFPO tedavisi almamış 15 hasatçıdan oluşuyordu. Grup-III'de ise çalışmadan önce r-UuEPÜ tedavisi görmemiş 10 hasta mevcud olııp bu gruptaki hastalar 3 aylık çalışma süresince haftada 3000 11'subkuian r-HuFPO tedavisi aldılar. Gruft-Iir deki hastalardan tedavi öncesi ve sonrası serum GST aklivilesine bakıldı. Grııp-I ve -II’ deki hastalarda sadece bırkez GST aktivitesi bakıldı. Hastalarda total GST tayini llabig ve ark.' nın metoduna göre çalışıldı. (irıtp-I ve -//' deki hastalarda serum GST aktivitesi açısından anlamlı bir fark yoktu (p 0.1). Fakat Grup-III' deki hastalarda r-lluFPO tedavisi öncesi serum GST aktivitesi üç aylık r-IIl’FPO tedavisi ile 31.69 ± 6.23 I I.' den 39.04 ± ~.20 l' L düzeyine yükseldi Bu istatistiki olarak anlamlı idi (p 0.03). Ayrıca serum GST konsantrasyonu ite serıım transaminaz düzeyleri arasında anlamlı bir korelasyon ve HBs hastalarla HBs - hastalar arasında anlamlı bir fark tespit edilmedi. Sonuç olarak. r-IIuFPO, tedavinin başlangıcında serum GST seviyesini yükseltmekte fakat uzun süreli tedavi ile bu etkiye karşı tolerans gelişmekle olduğu sonucuna varılabilir.