Yazar "Yetkiner, Beyler" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe DEVLETİN İDEOLOJİK AYGITLARI BAĞLAMINDA MASALLARA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA(2021) Yetkiner, Beylerİlk çağlardan günümüze kadar masallar bazı temel işlevler üstlenmiştir. Masalların temel öğelerinden biri yaşanan durumlardan yola çıkarak kahramanlar ve olaylar aracılığıyla kültürün aktarılmasıdır. Bu aşamada, toplumun beklentileri doğrultusunda masalın öngördüğü mesajlar kişiye iletilmektedir. Çocukların masallardaki ilişkileri sorgulayacak yaşta olmamaları, dinleyici olarak kalmalarına ve böylece arzu edilen sosyo-kültürel toplumun oluşmasına zemin hazırlanmaktadır. Toplumların organize olmasının ve bir arada bulunmasının en önemli unsuru, kuşkusuz toplumda var olan ideolojiyle gerçekleşmektedir. Çalışmada, masalların ideolojiyi yeniden ürettiği iddiasından hareketle devletin/toplumun ideolojik aygıtı olarak nasıl ele alındığı araştırılmaya çalışılacaktır. Çocuklarla kurulan iletişimde, onların toplumla uyumlu birer birey olmaları hedeflenmektedir. Böylece hem kurulu düzen bozulmayacak hem de çocuk kendisinden beklenen davranışları sergileyecektir. Bu yüzden gerek aileler gerekse de eğitim kurumları toplumda var olan iletişim ve ilişki biçimlerinin yeniden üretmektedir. Söz konusu devletin bu ideolojik aygıtları geleceklerini de böylece garanti altına almaktadır. Düşünceye egemen olan kişiler bunu farklı araçlarla yapmaktadır. Bunların başında dini kurumlar, eğitim kurumları, kitle iletişim araçları ve edebi eserler yer almaktadır. Bu ilişkinin gelişmesini sağlayan metinlerden biri de masallardır. Özellikle masalların içine yerleştirilen ideolojik unsurlar var olan egemen düşüncenin yeniden üretimine büyük katkılar sağlamaktadır. Çalışma kapsamında incelenen masallar Louis Althusser’in devletin ideolojik aygıtları kuramı bağlamında incelenmiştir. Betimsel araştırma yöntemine başvurulan çalışmada; örneklem olarak seçilen “Kırmızı Başlıklı Kız” ve “Pinokyo” masalı, birer ideolojik aygıt olmaları varsayımından hareketle incelenmiştir. Her iki masalda var olan kalıp betimlemelerin, toplumda baskın olan ideolojik yapıyı destekler biçimde kurgulandığı ve Althusser’in belirttiği baskı ve güç aygıtlarının masallarda yoğun şekilde yer aldığı tespit edilmiştirÖğe Farklı Müzik Türlerinin Bireylerin Medya Metinlerini Algılamalarına Etkisi: "Saniyenin Yüzde Biri" Örneği(Turkish Studies (Elektronik), 2015) Nisan, Fatma; Yetkiner, BeylerÖz: Bireyler medya metinlerini okurken bir takım faktörlerin etkisinde kalabilmektedir. Bu etkiler; çevresel, fiziksel ya da psikolojik faktörlerden kaynaklanabilmektedir. Bu durum, bireylerin medyadan gelen iletileri alırken sadece medya metniyle ilgilenmedikleri, bunun yanında algılarının bir takım dışsal ya da içsel durumlara açık olduğunu göstermektedir. Müzik, bireylerin duygularına seslenebilmek amacıyla medya metinlerinde çok fazla kullanılmaktadır. Medya yöneticilerinin müziği kullanmalarındaki temel amaç bireylere vermek istedikleri mesajı istedikleri şekilde iletebilmektir. Bireylerin medya metinlerini okurken oradan gelen iletileri algılama ve yorumlama sürecinde farklı tonlardaki müziklerden etkilenip etkilenmedikleri, yani farklı müziklerin bireylerin algılarını ve yorumlarını etkileyip etkilemediği çalışmanın temel sorusunu oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, farklı müzik türlerinin bireylerin medya metinlerini algılama ve yorumlama sürecinde etkisinin olup olmadığını, olduysa bu etkinin ne yönde olduğunu belirlemektir. İletişim alanında daha önce hiç yapılmamış olan bir çalışma olması nedeniyle çalışma önemlidir. 11 iletişim fakültesi öğrencisi üzerinde uygulanan bu çalışmada medya metni olarak, "Saniyenin Yüzde Biri" (OneHundredth of a Second) adlı kısa film seçilerek katılımcılara birer hafta arayla üç farklı zamanda, normal, duygusal ve sert müzik türlerinde, farklı müzik kategorileri eşliğinde izlettirilmiştir. Çalışmada, katılımcıların aynı metni farklı müzik türleriyle farklı zamanlarda izlerken müziğin etkisinde kalıp kalmadıklarına ve bu durumun metni algılayıp yorumlamalarına etki edip etmediği sorgulanmış olup yöntem olarak deney yöntemi kullanılmıştır. Başlık (İngilizce): THE EFFECTS OF DIFFERENT TYPES OF MUSIC ON PEOPLE'S PERCEPTION OF MEDIA TEXTS: "ONE HUNDREDTH OF A SECOND" CASE Öz (İngilizce): When people read media texts, they can be influenced by a number of factors. These effects may stem from environmental, physical or psychological factors. This shows that while people are receiving messages from the media, they arenot only interested in the media text but also their perceptions are open for some external and internal circumstances. Music is very much used in media texts to touch upon the individuals' emotions. The main aim of the media managers using music is to convey the message they want in the way they want to the individuals. Whether individuals are affected differently by different tones of music at the process of interpreting the messages while reading, in other words, whether different styles of music affect individuals' perceptions and interpretations, is the main question of this study. Therefore, the purpose of this study is to find out whether different styles of music have an effect on the perception and interpretation processes of individuals, and if yes how they affect. This study is a crucial one as there is no precedent for it so far in the field of communication. In this study, the short movie "One Hundredth of a Second" is usedas the media text and 11 students from Faculty of Communication participates in the experiment and watches this movie three times as one week after another with different genres of music as normal, emotional and hard styles.In the study, whether the participantsare influenced by the music or not while watching the same text with different styles of music at different times, and whether this affects their perceiving and interpreting the text are questioned and the method of the research is experimentingÖğe Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı Bağlamında İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencilerinin Tik Tok Kullanımı(2020) Yetkiner, Beyler; Öztürk, BaharÖz: Türkiye’de 25 milyon kullanıcısı bulunan son dönemin fenomen uygulaması Tik Tok, 2016’da Çin merkezli ByteDance firması tarafından piyasaya sunulmuştur. Bu çalışmada, Türkiye’de son zamanlarda sıkça tartışılan ama bilimsel anlamda çok fazla çalışma yapılmayan sosyal medya uygulaması “Tik Tok” un insanların hangi gereksinimlerini karşıladığı ya da karşılayamadığı, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı bağlamında incelenecektir. Yine diğer sosyal medya platformlarını kullanıp “Tik Tok” u kullanmayanların neden bu uygulamayı tercih etmediği ya da bu sosyal medya uygulamasını diğerlerine oranla neden tercih ettiği derinlemesine görüşmeler kapsamında değerlendirilecektir. Derinlemesine mülakatın yapıldığı çalışmada amaçlı örneklem kullanılmıştır. Sosyal medya uygulaması olan “Tik Tok” u kullanan İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ile yapılan görüşmelerde Tik Tok kullanma tercihlerini ya da neden kullanmadıklarını, ne tür paylaşımlarda bulunduklarını, paylaşım sıklıklarını, paylaşıma iten nedenleri ortaya çıkaracak sorular yöneltilecek ve cevaplar değerlendirilecektir.Öğe Pandemi Sürecinde “Salgın” Filminin Alımlanmasına Yönelik Bir Çalışma(2021) Yetkiner, BeylerDünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgını sağlık, ekonomi, sosyal, siyaset ve çevre gibi birçok alanı etkilemiştir. Bu çalışmanın amacı “Salgın” (Contagion) filminde yaşananlardan yola çıkarak pandemi döneminde gerçekleşen kimi uygulamaların izleyicilerde nasıl bir alımlama oluşturduğu Filmde okulların kapatılması, birçok yerde karantinaların gerçekleşmesi, uygulanan kimi yasaklar ve hastalığın tüm dünyayı etkilemesi gibi durumların pandemi döneminde de yaşanması filmin tercih edilmesinde etkili olmuştur. Çalışmada “Salgın” filminde kodlanan mesajların nasıl okunduğuna odaklanmaktadır.Demografik özellikleri bir birinden farklı 8 katılımcıyla bilişsel alımlama analizi yapılmıştır. Katılımcıların pandemi sürecinde filmdekine benzer olayları yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Bu anlamda Hall’ın ortaya koyduğu"Kodlama, Kodaçımlama" yaklaşımını göz önünde bulundurularak bazı sonuç elde edilmiştir. Çalışmada Hall’un ortaya koymuş olduğu farklı okuma türlerinden olan egemen okumanın diğer okumalara göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir.Öğe Radyo, televizyon ve sinema bölümlerinde verilen sinema derslerinin değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2018) Yetkiner, Beylerİletişim fakültelerinin Radyo Televizyon ve Sinema (RTS) bölümlerinde okutulan derslerin niteliği ve amacı sinema sektöründe çalışmayı düşünen öğrencilerin iş hayatına atılmaları noktasında önemlidir. Makale bölümlerde verilen derslerin ağırlıklı olarak teorik eğitme mi yoksa uygulamalı eğitime mi dayanmaktadır sorusuna cevap bulmaya çalışmaktadır. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) resmi internet adresinde yayınladığı 2015 kontenjanlar kılavuzunu dikkate alınarak, devlet üniversitelerine bağlı iletişim fakültelerinin Radyo Televizyon ve Sinema bölümlerinin dört yıl boyunca sinemaya dair dersleri incelenmiştir. Dersler Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK)’in ekonomik gelişmişliklerine göre belirlediği 12 bölgede kurulu iletişim fakülteleri göz önüne alınarak incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda RTS bölümünden mezun olacak bir öğrencinin eğitsel anlamda hangi alanlardan daha fazla ders aldığı ve RTS ile ilgili derslerin dağılımının bir haritasının çıkartılıp eksik kalan yönlerinin tartışılması hedeflenmektedir. Nicel veri analizinin uygulandığı çalışmada sinema derslerinin teknolojik olarak yetersiz kaldığı ve yeni teknolojiyle uyumlu hale getirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe TÜRK BASININDA ÇERÇEVELEME MÜCADELESİ: AMASRA MADEN KAZASI HABERLERİNİN ÇERÇEVELEME ANALİZİ(2023) Yetkiner, Beyler; Özarslan, Hüseyin; Güran, M. Salih15 Ekim 2022 tarihinde, Bartın ilinin Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü'ne bağlı kömür madeninde grizu patlaması oldu, sonrasında göçük ve yangın meydana geldi. Yaşanan maden kazasında yeraltında bulunan 110 madenciden 42’si hayatını kaybetti. Basında önce “kaza” “facia”, “patlama” kelimeleriyle kurulan haber öyküleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arama kurtarma faaliyetlerini incelemek üzere gittiği Bartın’da “Kader planına inandığımız için bunun ne dünü bugünü ne de yarını olmayacaktır bunlar her zaman olacaktır. Bunu da bilmemiz lazım.” şeklindeki açıklamasından sonra yön değiştirdi. Medya ve siyaset sahnesinde kader ve şehitlik tartışması başladı ve yeni bir kutuplaşma yaşandı. Kutuplaşmanın bir tarafında siyasi aktörlerin sponsorluğunda “şehit”, “kader” gibi kültür ve din referanslı çerçeveler diğer tarafta ise “ihmal/tedbirsizlik, cinayet/katliam” gibi sorumluluk atıflarının hakim olduğu çerçevelerle inşa edilmiş haberler ortaya çıktı. Bu araştırma yaygın medyanın haber söylemini ve siyasi aktörlerin söylemlerini izleyerek çerçeveleme kuramının toplumsal-siyasi süreçlerin analizinde ne ölçüde pratik bir araç olduğunu anlamayı ve ayrıca Türk medyasında maden kazasıyla ilgili haberlerdeki çerçeveleme tercihlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çerçeveleme teorisi, siyasi aktörlerin ve medya aktörlerinin söylemlerinin, ortaya çıkış sürecinden başlayarak, birbirleriyle çatışmaları, izlerkitle çerçeveleriyle etkileşimleri, zaman içindeki dönüşümleri ve sosyal kültürel-politik arka planlarını da göz önünde bulundurularak analiz edilmesinde yararlı bir yöntem oluşturmaktadır. Bu bağlamda Birgün, Karar, Sabah, Sözcü, Yeni Akit, Yeni Şafak gazetelerinde Amasra Maden Kazasıyla ilgili yayımlanan toplam 276 haber çerçeve analizine tabi tutulmuştur. Araştırma sonucunda Sabah, Yeni Şafak ve Yeni Akit gazetelerinin “şehit”, “kader”, “devlet görev başında” çerçeveleriyle; Sözcü, Karar, Birgün gazetelerinin ise “cinayet/katliam”, “ihmal/tedbirsizlik”, “kader söylemine tepki” çerçeveleriyle kaza haberlerini çerçevelediği bulunmuştur. Gazetelerin en çok tercih ettiği tür çerçevesi ise insani ilgi çerçevesi olmuştur.Öğe TÜRKİYE’DE FİLM FESTİVALLERİNİN DÖNÜŞEN YAPISI(2018) Yetkiner, BeylerÖz: Günümüzde sinema alanında uygulanan politikalar değişimlere uğramıştır. Bu değişimden film festivalleri de etkilenmiştir. Dünyanın hemen hemen her yerinde film festivali düzenlenmektedir. Avrupa’da ilk kez Venedik’te yapılan festival üzerinden yıllar geçmiş ve festival etkinleri ihtişamlı kutlamalara, yıldız oyuncuların davet edilmelerine ve insanlar tarafından merakla takip edilmelerine neden olmuştur. Film festivalleri sinema endüstrisinin önemli bileşenlerinden birini oluşturmaktadır. Çalışmada Türkiye’deki film festivallerinin yaşadıkları sıkıntılar, festivallerin ekonomik yapıları ve aldıkları maddi destekler, festival içerikleri, yapıları ve işleyişleri nitel araştırma tekniklerinden olan betimsel analizle incelenmiştir. Çalışma kapsamında yönetmenler, festival organizatörleri ve politik eyleyicilerin görüşler yapılmıştır. Film festivallerinin Türkiye’de sinemaya ve yönetmenlere olumlu katkılarının olduğunun gözlendiği araştırmada ayrıca bireysel görüşmelerden ortaya çıkan veriler ve öneriler de sunulmuştur.