Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Siyasal Şiddetin Anlam Karmaşasının Temelleri Üzerine
    (2022) Yıldırım, Umut Turgut
    Şiddet, insanın davranış ve tutumlarında geçmişten beri var olan bir olguyu tanımlar. Bu nedenle, şiddeti insan-insan ve insan-doğa ilişkilerinin öne çıkan belirleyicilerinden biri olarak kabul etmek gerekir. Şiddetin bir türü olarak siyasal şiddetin de tarihi oldukça geriye götürülebilir. Ayrıca son yıllarda toplumsal ilişkilerde şiddete dayalı eylemlerdeki artış ve uluslararası anlamda yükselişe geçen terörizm dikkate alındığında şiddetin ve politik amaçlara hizmet eden siyasal şiddetin gittikçe öneminin arttığı görülmektedir. Bu önem artışıyla birlikte akademik alanda da popülerliğini arttıran siyasal şiddet, geçmişten gelen birikime ek olarak çeşitli görüşler ve yaklaşımlarca sürekli tartışılan bir mesele haline gelmiştir. Bu tartışmaların ortak noktalarından biri de siyasal şiddetin tanımlanması hususunda yaşanan görüş farklılığı olarak öne çıkmaktadır. Dolayısıyla siyasal şiddet neredeyse her disiplinin ayrı bir noktadan yaklaştığı ve bu nedenle üzerinde mutabakata varılamayan oldukça muğlak bir kavram niteliği kazanmıştır. Buradan hareketle, çalışmada siyasal şiddet kavramının yakın dönemdeki anlam belirsizliğinin nedenlerine odaklanılmakta ve şiddetin ele alındığı klasik metinlerin bu belirsizliğin kaynağı olduğu savunulmaktadır. Ek olarak, metinlerdeki görüş çeşitliliğin siyasal şiddet kavramının günümüzdeki anlamına etkileri tartışılmaktadır. Siyasal şiddet kavramını klasik ve çağdaş dönem siyaset felsefesi düşünürlerinin görüşleri üzerinden irdeleyen çalışma, bu kapsamda siyasal şiddet kavramının belirsizliğini gerekçelendirmeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinin benimsendiği çalışmada siyasal şiddetin kavramsal belirsizliği betimsel ve yorumsamacı bir analizle tartışılmaktadır. İlk olarak, şiddet kavramına, şiddetin nedenlerine ve şiddet türlerine değinilmektedir. Sonrasında siyasal şiddet kavramına dair literatürdeki tartışmalar ortaya konulmaktadır. Son olarak da bu tartışmalar siyaset felsefesi kapsamında düşünürler üzerinden analiz edilmektedir. Çalışmanın sonucunda, düşünürlerin siyasal şiddet kavramı üzerinde farklı görüşlere sahip olduğu, düşünürlerin kendi felsefeleri bağlamında şiddeti değerlendirdiği ve bu nedenle siyasal şiddet kavramının muğlaklaştığı savlanmaktadır.
  • Öğe
    Türk Siyasal Hayatında Anayasa Yargısı-Siyaset İlişkisi: Türk Anayasa Mahkemesi
    (2021) Yıldırım, Umut Turgut
    Abstract: Constitutional courts are often criticized for not being impartial or exceeding their jurisdictional authority in matters related to the politics. The general views and evaluations requiring the constitutional courts to be independent and impartial have also supported the claim that courts’ activism in political life poses problems, and those claims can be read as one of the grounds on which the criticisms are placed. Thus, the areas of discussion and criticism focusing on the position of the constitutional courts in political system also generate the ground that the legitimacy of relationship between politics and constitutional jurisdiction is measured and the efforts to determine the jurisdictional authoity take place. Hence, the study which primarily focuses on the relationship between constitutional jurisdiction and politics in Turkey, aims to specify the areas of discussion and criticism by analyzing the outputs of the Turkish Constitutional Court. It also deals with discussions specific to Turkey in the relevant literature by addressing the theoretical explanations about the emergence and development of the constitutional courts. The main argument of this study claims that the Court has operated as an institution restraining its “other” from political sphere from its foundation years to the end of the twientieth century, although constitutional jurisdiction theory requires limiting the political power in favor of citizens on the basis of rule of law. Those outputs of the Court related with politics are explained by using of its founding logic, structural characteristics and political outputs. After all, this study advocates that official ideology as its founder and safety concerns of Turkish bureaucratic elite have mainly shaped the structure of the Court and its impacts on political life. In addition, the Court have taken protecting regime’s security on as a duty quite a while. Structured Abstract: Besides its other aspects, the judiciary system of the states consists several rules that limit political authority in favor of citizens in democratic regimes. The constitutional jurisdiction, as a part of the judiciary organ of the state, has also significant roles considering the legitimacy of the state and the political authority where main priciples of the state of law are adopted. To protect fundamental rights and liberties, to provide fair political power competition and to limit political power authority excess can be given as other functions of the constitutional courts in democratic regimes. However, constitutional courts are often criticized on the grounds that they do not behave in the ways that democracy required. The content of critics generally consist of issues such as the interpretation of constitutions in a way that does not comlpy with the
  • Öğe
    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Eleştirileri: Türkiye’de Muhalefet Partileri Üzerinden Bir İnceleme
    (2020) Yıldırım, Umut Turgut
    Hükümet sistemi tartışmaları, Türk siyasal gündeminin uzun dönemdir vazgeçilmez konularındandır. Akademik çevreler, siyasiler, bürokrasi ve toplumun yanında, demokratik yaşamın tabii unsurları olan siyasi partiler de bu tartışmaların öznesini oluşturmaktadır. Hükümet sistemi tartışmalarının günümüzdeki içeriğini belirleyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş, Türkiye’deki siyasi partilerin propagandalarında önemli yer tutmaktadır. Bu açıdan düşünüldüğünde, siyasi partilerin Türkiye’de parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş süreci ve sonrasındaki tepkileri/görüşleri/yaklaşımları, hem yeni hükümet sisteminin değerlendirilmesi hem de uygulanabilirliği konularında oldukça önemli belirtiler içermektedir. Bu düşünceden hareketle çalışmada, hükümet sistemi değişikliğine geliştirdikleri eleştiriler bağlamında Türkiye’deki muhalefet partilerine odaklanılmıştır. Fakat çalışmanın sınırlandırılması sebebiyle, Türk siyasal yaşamının tüm aktif muhalefet partileri kapsama dâhil edilmemiş, parlamentoda temsilcisi bulunan partilerin yaklaşımları incelenmiştir. Bu minvalde, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Demokrat Parti, Büyük Birlik Partisi (BBP) yaklaşımları incelenen partiler olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda partilerin 2018’de yürürlüğe giren partili cumhurbaşkanlığı sistemi olarak da adlandırılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik eleştirileri de çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmadaki temel amaç, muhalefet partilerinin sistem eleştirilerinin yada sistemi destekleyen söylemlerinin odak noktalarının karşılaştırmalı analizle ortaya konulmasıdır. Bu amaçla çalışma, seçilen muhalefet partilerinin söylemlerini, Türkiye’de hükümet sistemi tartışmalarının siyasal gündem haline geldiği 2010 yılından itibaren incelemektedir. Çalışmanın sonucunda ifade edilebilir ki; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP, TİP ve Demokrat Parti yürürlüğe giren hükümet sistemini belirli açılardan eleştirirken, MHP ve BBP yeni sistemi belirgin şekilde desteklemiştir. Partilerin eleştirileri, çoğunlukla taraflı cumhurbaşkanı, kuvvetler ayrılığının ihlali ve yeni sistemin Türkiye’ye uyum sorunu üzerinde yoğunlaşırken, karar alma süreçlerindeki tıkanıklıkların giderilmesi ve istikrarlı yönetim, yeni sistemi destekleyen partilerin temel gerekçelerini oluşturmuştur. Muhalefet partilerinin eleştirilerinin temel söylemler üzerinde benzerlik taşıdığı da ayrıca belirtilmelidir.
  • Öğe
    LAİKLİK VE DİN-DEVLET İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE, FRANSA VE MISIR: KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ
    (2020) Yıldırım, Umut Turgut
    Özet Laiklik, Türkiye ve Fransa’da siyasal, hukuki ve toplumsal düzende kayda değer değişimlere neden olmuştur. Bununla birlikte, Mısır’da bu etkiyi göstermemiştir. Bu gerçekten hareketle çalışma, Türkiye, Fransa ve Mısır’ın laiklik anlayışını ve pratiğini ülkelerin siyasal geçmişlerini dikkate alarak incelemektedir. Laiklikle kurulan ilişkide ülkelerin siyasal geçmişi, kültürü ve deneyimlerinin etkisiyle ortaya çıkan farklılıklar ve benzerliklerin ortaya konulması, çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla çalışma Türkiye, Fransa ve Mısır’da dinin siyasal sistem içindeki konumunu ve din özgürlüğü meselelerini, ülkelerin anayasalarına atıfla mukayese etmektedir. Ayrıca çalışmanın, Mısır’ın laiklik anlayışının ortaya konulması noktasında ilgili literatüre ciddi katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Çalışma, Türkiye ve Fransa’da devlet kontrolü altında din anlayışının din- devlet ilişkilerini belirli noktalarda şekillendirdiğini, Mısır’da ise dinin, siyasal sistem üzerinde belirleyici değişkeni olduğunu göstermektedir. Laikliğin din ve devletin birbirinden ayrılması unsurunun üç ülkede de tam olarak gerçekleştirilmediği ve dini özgürlüklerin tümüyle garanti altına alınmadığı görülmektedir. Son olarak çalışma, Mısır’ın farklılaşan laiklik anlayışı, Batılı değerlerle kurulan ilişkinin sınırlılığıyla savlamaktadır. Anahtar Kavramlar: Laiklik, Din-Devlet İlişkisi, Türkiye, Fransa, Mısır.
  • Öğe
    TÜRKİYE’DE SİYASET-EKONOMİ İLİŞKİSİ: DEVLETÇİ EKONOMİ ANLAYIŞI ÜZERİNDEN BİR DEĞERLENDİRME
    (2020) Yıldırım, Umut Turgut
    ÖZET Siyaset ile ekonomi ilişkisi birbirini etkileyen, oldukça karmaşık ve karşılıklı süreçleri içerir. Zira siyasetin değişkenlerinin ekonomik değişkenleri etkilediği ya da ekonomik performansın siyasetin belirleyicilerinden olduğu da tartışma götürmezdir. Ayrıca bu iki kurumun sahip olduğu nitelikler de ilişkinin profilini belirler. Bu argümandan hareketle Türkiye’de siyaset ve ekonomi arasındaki ilişkiye odaklanan çalışma, devletçi ekonomi anlayışı ve uygulamalarının siyaset-ekonomi ilişkisindeki etkilerini ve rollerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren 1980 yılında ekonomideki paradigma değişimine kadar olan süreçte devletçi ekonomi anlayışının ortaya çıkışı, gelişimi ve dönüşümünü belirli dönemler özelinde ele alarak siyasal yaşamın gelişmeleriyle birlikte tartışmaktadır. Türkiye’de siyaset ve ekonomi arasındaki ilişkinin süreklilik arz eden ve istikrarlı bir profil çizmediği, dönemin konjonktürüne bağlı siyasal alanın aktörleri tarafından şekillendiği iddiasından hareketle çalışma, siyasal alanın amaç-araç bağlamında ekonomiyi şekillendirdiğini, bununla birlikte ekonominin de iktidar paylaşımı süreçlerinde siyasal alanı kısıtladığı ya da özgürleştirdiğini ortaya koymaktadır. Sonuçta, devletçi ekonomi anlayışının siyasal iktidarların amaçları ve konjonktürün gereklerine göre benimsenip benimsenmediği ve uygulanmasıyla iktidar paylaşımı süreçlerinde çoğulculuğu zedelediği ifade edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Siyaset, Ekonomi, Türk Siyasal Hayatı, Devletçi Ekonomi Anlayışı THE RELATIONSHIP BETWEEN POLITICS AND ECONOMY IN TURKEY FROM THE PERSPECTIVE OF STATIST ECONOMY ABSTRACT Politics-economy relations involve highly complex and reciprocal processes that affect each other. Since it is unquestionable that the variables of politics affect economic variables, as well as economic performance, is one of the determinants of politics. In addition, the qualities of these two institutions determine the profile of the relationship. Based on this argument, the study which focuses on the relationship between politics and economics in Turkey, aims to reveal the effects and roles of statist economy understanding and practices in the relationship between politics and economics. Therefore, from the foundation of the Republic to the radical paradigm change in the economy in 1980, the emergence, development, and transformation of the statist understanding of economy are discussed in specific periods, together with the occurrences of political life. Considering the fact that the relationship between politics and economics do not draw a continuity or consistent profile and is shaped by the political actors according to the socio-economic conjuncture of Turkey, this study aims to present that the political area shapes the economy within the context of aim-means, however, the economy also limits or frees the politics in the processes of powersharing. After all, it is stated that the statist economy is adopted according to whether the goals of political power and the requirements of the conjuncture are available and that its implementation undermines pluralism in power-sharing processes. Keywords: Politics, Economy, Turkish Political Life, Statist Economy