Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezleri

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 630
  • Öğe
    Nazlı Eray romanlarında yapı ve tema
    (İnönü Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı / Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı, 2021) POLAT ŞABAŞ, ESRA
    Nazlı Eray, büyülü gerçekçilikle başladığı romanlarını biyografiye olan merakı/tutkusu sebebiyle büyülü belgesel gerçekçiliğe ya da kendi deyimiyle belgesel biyografik romana taşımıştır. Kurmacayı biyografi ile buluşturan yazar, eserlerinde ben dilini kullanır ve anlatıcının da yazarın hayatından parçalı bir şekilde otobiyografisini aktardığı görülür. Her ne kadar eserlerde yazarın parçalı otobiyografisini okumak mümkün olsa de çalışmada yazarın romanları muhteva, yapı ve olay örgüsü, şahıs kadrosu, zaman ve mekân, bakış açısı ve anlatıcı, dil ve üslup açısından incelenmiştir. Yazarın biyografiden ödünç aldığı yaşam hikâyelerini büyülü gerçekçilikle buluşturduğu kahramanlar, yoğun bir olay örgüsüne girer, zamanlararası bir geçiş yaşayıp değişik mekânlarda gezindikten sonra rüya anlatım formuyla anlatılırlar. Rüya anlatım formunun ve olayların akışının hızlılığı olay örgüsünün karmaşık ve yoğun olmasına neden olurken yazarın bir tez olarak savunduğu "neyin gerçek neyin rüya olduğunun" ayırımının yapılamayacağı bir bilinç bulanıklığı ile anlatılır. Yazarın illüzyon dünyası, tarih, sanat tarihi, tiyatro, müzik, sinema dünyasından ödünç aldığı kişiler, Türkiye atmosferinde buluşarak yazarın deyimi ile ünlü kişilerin yerli motifleri yaratılır. Eserlerde büyü ve fal önemli yer tutar. Anlatıcının geçmişi ve geleceği bakla falı, tarot falı ya da kahve falı ile anlatılırken fal, olayların çözümü amacıyla kullanılmaz sadece olayları, olanı gözler önüne serer, anlatım muğlaklığını devam ettirir. Okurunu büyülü dünyaya çağırmak isteyen yazar, sade, coşkulu ve açıklayıcı bir anlatım kullanarak yarattığı büyülü dünyayı gerçeklik ve kurmaca ile buluşturur. Anahtar Kelimeler: Nazlı Eray, büyülü gerçekçilik, otobiyografi, biyografi, roman
  • Öğe
    İnanç müziği etnolojisi perspektifinde Arguvan yöresi "içeri makamı" üzerine yapısal ve kültürel analiz
    (İnönü Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Müzik Ana Bilim Dalı / Müzik Bilimleri ve Teknolojisi Bilim Dalı, 2021) DAĞDEVİREN, MUSTAFA
    Arguvan yöresi kolektif belleğinin, inancının ve felsefesinin müziksel bir temsili olan inanç müziklerinin kültürel ve biçimsel olarak incelenmesi ve analiz edilmesi, bilimsel kaynak oluşturması ve Arguvan inançsal müziklerinin toplumsal ve kültürel vizyonunun ortaya koyulması amacıyla yapılan bu çalışmada, Arguvan müzik pratikleri, "inanç müziği etnolojisi" çerçevesinde ele alınmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden etnografik araştırma ile etnomüzikoji disiplini araştırma yöntemlerinin kullanıldığı çalışmada alan araştırması Arguvan merkez ve köyleri ile diasporada yaşayan 38 kaynak kişi ile görüşme yapılarak gerçekleştirilmiş ve betimsel analiz yapılmıştır. Birinci bölümde kuramsal çerçeve çizilerek diğer bölümlerine kaynaklık edecek bilgiler verilmiş, ikinci bölümde Malatya ili Arguvan ilçesinin tarihsel, coğrafi, kültürel, etnik ve demografik yapısı incelenerek kültür analizine kaynaklık edecek bilgiler sunulmuştur. Üçüncü bölümünde Arguvan'da dışarı makamı olarak tanımlanan tespit ettiğimiz 334 türkünün ezgileri ve sözleri, yapısal ve kültürel olarak analiz edilerek, sonuçlar etnomüzikolojik olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise Malatya ili Arguvan ilçesinde yapısal ve kültürel çerçevede inançsal müzik geleneği: "içeri makamı" / "dede makamı" incelenmiştir. Kültürel analiz için inanç ritüelleri, Arguvan inanç müziği sazlarının türleri, işlevleri, anlamları ve çalım teknikleri, Arguvan'daki cem âşıklığı geleneği, müzik uyanışı, "diaspora-festival-müzik" ilişkisi araştırılmıştır. Arguvan içeri makamı eserlerinin form, makam ve usullerine ilişkin yapısal analizler için 107 eser tespit edilmiş olup, yazılı kaynaklardan 96 nota örneği bulunmuştur. 10 eserin notası tarafımızdan notaya alınmış, 1 tane de derleme yapılmıştır. Bu bölümün sınırlılığını belirleyen bu eserlerle yapısal ve kültürel analizler yapılarak sonuçlar elde edilmiştir. Çalışmanın sonunda bir sözlük oluşturularak, yöresel olarak kullanılan sözcüklerin tanımları yapılmıştır. Ekler kısmında ise yöre müziklerine ait bazı notalardan kesitler verilmiştir. Anahtar Kelimeler: İnanç Müziği Etnolojisi, Arguvan, Alevilik, İçeri Makamı, Dışarı Makamı, Etnomüzikoloji
  • Öğe
    Türk makam müziği sözlü eser besteciliğinin 17-19. yüzyıl arasındaki değişiminin form ve makam açısından karşılaştırmalı olarak incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Müzik Ana Bilim Dalı / Müzik Bilimleri ve Teknolojisi Bilim Dalı, 2021) AKGÜN, EMRE
    XVII-XIX. Yüzyıl arasında yaşamış dönemin en önemli bestekârlarından olan Hatip Zâkirî Hasan Efendi'den Muallim İsmail Hakkı Bey'e kadar geçen yaklaşık üç yüz elli yıllık süre içerisinde Türk makam müziği sözlü eser besteciliğinde makam ve form açısından yaşanan değişimler çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, XVII-XIX. Yüzyıl arasında geçen süreyi Türk makam müziği dönemlerine ilişkin yapılmış olan yirmi beş sınıflandırma ışığında ele alarak yaşadıkları dönem itibarı ile sözlü eser besteciliğinin mihenk taşı konumundaki Hatib Zâkirî Hasan Efendi, Hafız Post, Itrî, Dede Efendi, Hacı Arif Bey ve Muallim İsmail Hakkı Bey'in eserlerini form ve makam açısından inceleyip analiz etmek, yapılan analizleri birbiriyle karşılaştırarak Türk makam müziği sözlü eser besteciliğinde XVII-XIX. Yüzyıllar arasında form ve makam açısından yaşanan değişimi açıklamaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden tarihsel araştırma metodu kullanılmıştır. Araştırmada incelenerek form ve makam açısından analiz edilen eserler, Hatib Zâkirî Hasan Efendi, Hafız Post, Buhûrizâde Mustafa Itrî, Dede Efendi, Hacı Arif Bey ve Muallim İsmail Hakkı Bey'in TRT repertuarında yer alan Rast makamındaki eserleri ile sınırlandırılmıştır. İncelenen eserler üzerinde yapılan form ve makam analizleri sonucunda XVII. Yüzyılda dini formların din dışı formlara kıyasla daha fazla bestelendiği, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda bestelenen eserlerdeki çeşni sayısının on yedinci yüzyıla göre artış gösterdiği, on yedinci yüzyılda Rast-Nevâ perdeleri arasında seyreden ezgisel dolaşımın on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Nevâ-Gerdâniye perdeleri arasında yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Makam, Form, Şarkı, Sözlü eser besteciliği, makam analizi
  • Öğe
    Abdulhakîm Kâsım'ın hayatı, edebi kişiliği ve "Eyyâmu'l-İnsâni's-Seb'a" adlı romanı
    (İnönü Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı / Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı, 2021) PARLAK, CENGİZ
    Roman, Arap Edebiyatında "Yeni Dönem"in getirdiği edebi yeniliklerden biridir. Hemen her edebi türde olduğu gibi belirli olgunlaşma aşamalarından geçen roman içinde bulunduğu dönemin şartlarına bağlı olarak veya olmayarak farklı dönemlerde farklı eğilimler göstermiştir. İnsan hayatını en net şekilde yansıtabilen roman bu özelliğiyle edebiyat sahasında önemli bir yere sahiptir. Sahip olduğu çoklu yapısı sebebiyle pek çok şekle evrilmiş roman ayrıca yazarının edebi ve kişisel niteliklerini de gösterebilen bir hüviyet mesabesindedir. Bu çalışmada Arap edebiyat dünyasında "Altmışlar Kuşağı" olarak bilinen kuşağın yazarlarından olup ayrıca Türkiye'de tanınmayan bir yazar olan Abdulhakîm Kâsım'ın hayatı, edebi kişiliği incelenmiş ve meşhur eseri "Eyyâmu'l-İnsâni's-Seb'a" adlı romanının tahlili yapılmıştır. Yapılan çalışma yazarın kendisi, eseri ve yazım üslubunun anlaşılması adına bir ilktir. Bağlı olduğu kuşağın ilkeleriyle eserlerini kaleme aldığı görülen yazar eserlerinde genellikle farklı temalar çerçevesinde toplumsal olgu ve konuları işlemiştir. Çalışmanın birinci bölümünde, modern dönem açısından Mısır'ın siyasi, sosyal ve edebi tarihi ve Mısır romancılığı ele alınmıştır. İkinci bölümde ise yazar ile ilgili ulaşılan malumat ışığında yazar ve eserleri tanınmaya ve tanıtılmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde roman şekil ve içerik yönünden incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise roman, roman inceleme alanında yetkin isimlerin eserleri ve farklı roman teorisyenlerinin yaklaşımları da göz önüne alınarak çözümlenmeye tabi tutulmuş ve anlatım yöntemleri ve üslup özellikleri yönünden analiz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Arap Edebiyatı, Mısır Romanı, Roman Tekniği, Abdulhakîm Kâsım, Eyyâmu'l-İnsâni's-Seb'a.
  • Öğe
    Zorunlu göçmenlerin yeni mekâna yerleşme stratejileri Suriye iç savaşı'ndan kaçan göçmenlerin Şanlıurfa'da kentsel mekâna yerleşme deneyimleri
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Öztekin, Sıddıka
    Bu çalışma, zorunlu göçmenlerin mekâna yerleşme pratiklerini ilişki ağları çerçevesinde ele almıştır. Çalışmanın teorik çerçevesi Lefebvre'in mekânın üretimi, Harvey'in mekânsal ayrışma ve Massey vd.'nin ilişkiler ağı kuramlarından yararlanılarak oluşturulmuştur. Çalışmanın hipotezleri, göç sürecinde işleyen göçmen ilişki ağlarının (Massey vd.) zorunlu göçmenlerin mekâna yerleşme sürecinde nasıl işlediği sorunsalından hareketle üretilmiştir. Hipotezler, Suriye iç savaşı nedeniyle zorunlu kitlesel göç alan Şanlıurfa sahasında nitel araştırmayla test edilmiştir. Amaçlı örnekleme yoluyla Şanlıurfa'nın Eyyübiye, Haliliye ve Karaköprü ilçelerinde yaşayan 35 Suriyeli göçmenle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Kurumsal veriler Şanlıurfa İl Göç İdaresi, Büyükşehir Belediyesi Göç ve Uyum Hizmetleri Dairesi, AFAD İl Müdürlüğünde bulunan yöneticiler ve mahalle muhtarlarından görüşülerek elde edilmiştir. Ayrıca sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle görüşülerek çalışmanın verileri toplanmış ve nitel olarak analiz edilmiştir. Göçmenlerin mekâna yerleşirken kullandıkları ilişki ağları üç dönemde (akut, geçiş ve kalıcı) incelenmiştir. Sahadan elde edilen bulgular araştırmanın hipotezlerini desteklemektedir. Buna göre zorunlu göçmenler mekâna yerleşirken kullandıkları ilişki ağları, birincil ihtiyaçların baskısı, mekânda varolan sınıfsal ve kimliğe dayalı ayrışma, hedef mekândaki dış göç ve insani yardım politikaları ile yerel halkın dayanışma/dışlama kültürü içerisinde işlemektedir. Göçmenlerin her dönemde başvurdukları ağlar farklılaşmaktadır. Göç sürecinde işleyen 'göçmen ilişki ağları' göçmenin sadece göç ederken değil aynı zamanda hedef mekâna yerleşme sürecinde de işlevseldir. Massey vd.'nin zorunlu göç durumuna odaklanmadan tanımladıkları göçmen ilişki ağları, zorunlu göçmenlerin hedef mekâna yerleşme süreçlerinde de olumsal koşullara bağlı olarak değişen biçim ve oranlarda işlev görmektedir. Bu işlevselliği sayesinde göçmenler yeni mekâna yerleşir ve mekânın üretimine dâhil olur. Bu durumda, göçmen ağlarına erişim ve bu ağlardan yararlanma koşulları da değişir.
  • Öğe
    Yargı ombudsmanlığı ve Türkiye'de uygulanabilirliği: Bir model önerisi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Ergüzel, Enis
    Dünyada ve Türkiye'de yargı organlarının işleyişinden kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır. Pek çok ülke bu sorunların çözümü için yargı sistemi ile ilgili reform niteliğinde düzenlemeler yapmaktadır. Ombudsman denetimi de bunlardan biridir. Yargı organlarının yargısal işlemleri ombudsmanın görev alanına girmemekle birlikte yargının işleyişinden kaynaklanan sorunların çözümünde ombudsman denetiminin rolü önem taşımaktadır. Uzmanlık alanları da bulunan ombudsmanlık, yargı alanında "yargı ombudsmanlığı" adıyla, yargı organlarının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesini zedelemeden yargıda kötü yönetimi önleme, hesap verebilirliği sağlama gibi işlevleri yerine getirmektedir. Araştırmanın konusunu, yargı ombudsmanlığının ülke örnekleri üzerinden incelenmesi ve Türkiye için bir model önerisi ortaya konulması oluşturmaktadır. Amacı, yargı ombudsmanlığı sistemini ve yargı ombudsmanlığının ülke örneklerini teorik olarak inceleyerek yargı ombudsmanlığı ile ilgili Türkiye'de uygulanabilir model önerileri geliştirmektir. Araştırmada ombudsmanlık kavramı ve özellikleri, sınıflandırılması ve uzmanlık ombudsmanlığı incelenerek yargı ombudsmanlığının özellikleri ve uygulama örnekleri ele alınmıştır. Kamu Denetçiliği Kurumu'nun yapısı ve işleyişi ile yargı organlarının işlemleri bakımından görev alanı incelenmiş, Türkiye'de bir yargı ombudsmanlığının kurulmasının sağlayacağı faydalara değinilmiş ve model önerileri ortaya konularak bu modellerden "Yargı Ombudsmanı Kurumu" kurulması modeli önerilmiştir. Araştırmada nitel araştırma yönteminin doküman inceleme tekniği kullanılmış, verilerin yorumlanmasında ise betimsel araştırma yönteminden yararlanılmıştır. Araştırma konusu ile ilgili yabancı ve Türkçe literatür taranmış, dolaylı ve alıntısal araştırma yöntemi kullanılarak araştırma kaleme alınmıştır. Anahtar Kavramlar: Ombudsman, Yargı Ombudsmanı, Yargının Hesapverebilirliği
  • Öğe
    Yapay sinir ağları ve aşırı öğrenme makineleri ile döviz kurunun tahmini
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Gökçe, Mustafa
    Döviz kuru ithalat, ihracat, enflasyon ve dış ticaret dengesi üzerinde oldukça önemli bir etkendir. Küreselleşme ve buna bağlı olarak serbest sermaye hareketleri, büyüme ve istikrar temel politika araçlarından biri olan döviz kurlarında dalgalanmaya ve belirsizliğe neden olabilmektedir. Döviz kurundaki dalgalanma ve belirsizlik durumu ekonomik istikrarı olumsuz yönde etkilemekte ve ekonomik krize neden olabilmektedir. Döviz kuruna etki eden değişkenlerin tam olarak belirlenmesi ve modellenmesi buna bağlı olarak döviz kurunun tahmin edilmesi, olası kur Şoklarının önüne geçilmesinde ekonomik istikrarı sağlayan önemli bir araç olacaktır. Döviz kurundaki dalgalanmaların veya ani artışların olumsuz etkisi 1989 yılından sonra Türkiye ekonomisinin serbest piyasa ekonomisine geçişi ile önemli Şekilde hissedilmiştir. Gelişmiş ülkelerden Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yüklü miktarda sermaye giriş ve çıkışları bu ülkelerdeki döviz kuru fiyatlarında dalgalanmalara neden olmuĢtur. Serbest piyasa ekonomisine geçiş ile birlikte 1990‟lı yıllardan sonra 1994 ve 2001 yıllarında döviz krizi yaşanmıştır. 2002-2012 yılları arasında durağan seyreden döviz kuru 2013 yılından sonra artıĢ eğilimine girmiştir. Özellikle 2018 yılından sonra kurda yukarı yönlü hızlı artışlar meydana gelmiştir. Döviz kurundaki beklenmedik ve yüksek dalgalanmalar ülke ekonomisini ve yaşayanları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı, döviz kurunun öngörülebilirliğini Yapay Sinir Ağları (YSA) ve Aşırı Öğrenme Makinesi (AÖM) yöntemleri kullanarak araştırmaktır. Çalışmada literatürde kullanılan birtakım öncü göstergeler dışında farklı değişkenler de dikkate alınarak araştırma yapılmıştır. Bu hedef doğrultusunda YSA ve AÖM yöntemlerinin tahmin başarıları kıyaslanmıştır. Anahtar kelime: Yapay Sinir Ağları (YSA), Aşırı Öğrenme Makineleri (AÖM), Döviz Kuru Tahmini
  • Öğe
    XIX. yüzyılın ikinci yarısında Malatya kazası (1839-1900)
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Ulukaya, Gülşen
    Şehir tarihi ile ilgili araştırmalar, Osmanlı Devleti'nin siyasi tarihi, teşkilatı ve ekonomisi hakkında bilgi verdiğinden son dönemlerde önem kazanmıştır. Çünkü şehirler, her dönemde hangi kültür çevresinde olursa olsunlar kendi toplumlarının uygarlık düzeyini yansıtırlar. Şehir tarihlerine bakılarak toplumların idarî, iktisadî, sosyal ve kültürel gelişmelerini izleyerek devletin yapısı hakkında fikir yürütmek mümkündür. Bunun için öncelikle dönemin taşra yönetimini ayrıntısıyla ele almak gerekir. İdarenin yanı sıra ekonomi, ulaşım, sosyal yapı ve fiziki yapısı da ortaya konulabilir. Malatya, ilk çağlardan itibaren sahip olduğu coğrafi konumu ve stratejik sayesinde hem iktisadî hem de idarî yönden büyük öneme sahip olmuştur. Anadolu'nun kadim şehirlerinden biri olarak yaklaşık 8.000 yıllık bir geçmişi olan Malatya birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve uzun bir süre sınır şehri olarak kullanılmıştır. Söz konusu şehre sahip olan devletler, şehrin kültür yönünden gelişmesine büyük katkı sağlarken; doğu ile batı geçiş güzergâhında bulunmasından dolayı ticari olarak da aktif rol oynamıştır. Ayrıca çok eski zamanlardan bu yana Malatya'da Müslüman nüfusun yanında farklı din ve mezheplere sahip gayr-i Müslim nüfus hep bulunmuştur. Malatya Kazası; idarî yapısı, dinî ve sosyal yapıları, aile yaşantısı, ekonomik faaliyetleri, gibi birçok konusu Osmanlı arşiv vesikaları vasıtasıyla gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Malatya, Aspuzu, Eskimalatya, Tanzimat Fermanı, Göç, Kaza Müdürü.
  • Öğe
    Türkiye'nin tek parti döneminde birey devlet ilişkisi (1923-1945): Ahmet Ağaoğlu'nun birey düşüncesi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Aydın, Ahmet
    İnsanların topluluk halinde yaşama zorunluluğu, toplumsal hayatın değişen şartlarıyla birlikte kurumsallaşmayla sonuçlanmış ve günümüze uzanan devlet yapıları ortaya çıkmıştır. Bu süreçte en önemli kırılma Batı dünyasında yaşanan modernleşme ile gerçekleşmiştir. Batı'da gerçekleşen bilimsel ve ekonomik gelişimin modern devlet anlayışından kaynaklandığı düşüncesi, Batı dışı toplumları derinden etkilemiştir. Böylece Batı dışı toplumlardaki bazı iktidarlar, Batı'nın yükselişini yakalayabilmek için modernleşme politikalarına yönelmiştir. Bu iktidarların bazıları tedrici bir ilerlemeyi benimserken bazıları radikal adımlar atmıştır. İkinci yolu izleyen iktidarlar modernleşme adına bireysel hak ve özgürlükleri baskılayarak topyekün bir inşa sürecine girmiştir. Türkiye'nin tek parti dönemi de pozitivist bir yönetim anlayışının, ulus devlet ideolojisini yerleştirme çalıştığı bir dönemdir. Bu çalışmaya göre, tek parti yönetiminin toplum mühendisliğiyle uyguladığı yeniden inşa çabası, Batı'daki gelişmeyi sağlayamadığı gibi birey devlet ilişkisini devlet lehine bir tahakküm ilişkisine sürüklemiştir. Ayrıca, ilk etapta araçsal olarak değerlendirilen ideolojik yönetim anlayışı süreklilik kazanmıştır. Kemalizmin ideologlarından olan Ahmet Ağaoğlu ise birey düşüncesi ile Batılılaşmaya meşruiyet kazandırmaya çalışmıştır. Çalışmada, tek parti dönemi Türkiye'nin kuruluş ve temellendirme dönemi olarak görülmüştür. Bu süreçte şekillenen birey devlet ilişkisi örnek olay yöntemiyle incelenmiş, Ahmet Ağaoğlu'nun birey düşüncesi üzerinden analiz edilmiştir. Böylece Türkiye'deki birey devlet ilişkisinin temelinde yer alan sorunların, bilimsel bir disiplin doğrultusunda açığa çıkarılması hedeflenmiştir.
  • Öğe
    ürkiye'deki devlet üniversitelerinin stratejik planlarında toplam kalite yönetimi anlayışı: TRB-1 Bölgesi örneği
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Omak Coşkun, Nur
    Günümüzde özel kurumlarda artan rekabet koşullarının devlet kurumlarında da etkili olması, Türkiye'de devlet üniversitelerinin üstlendikleri sorumlulukların kapsamını genişletmekte ve Yeni Kamu Yönetimi (YKY) anlayışının temel unsurlarını benimsemelerini gerekli kılmaktadır. Stratejik plan ve Toplam Kalite Yönetimi anlayışına yönelik uygulamalar, YKY anlayışının Türkiye'de devlet üniversitelerine yansımaları olarak değerlendirilebilir. Türkiye'de devlet üniversitelerinin, stratejik planlarında Toplam Kalite Yönetimi anlayışı hakim kılınmak isteniyorsa; stratejik kararların alınması ve hayata geçirilmesinde Toplam Kalite Yönetimi anlayışının temel ilkelerinin uygulanması gerekmektedir. Türkiye'de devlet üniversitelerinde söz konusu çalışmaların başlatılması "5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu" ile gerçekleşmiş ve üniversitelerce hazırlanan stratejik planların her aşamasında önem teşkil eden kalite politikalarının, stratejik hedeflerle bağlantılı ve örgütün bütün birim ve bölümlerini kapsayacak şekilde uygulamaya geçirilmesi sağlanmıştır. Üniversitelerde Toplam Kalite Yönetimi ilkelerinin benimsenmesi, örgütsel performansı yansıtan temel belirleyici faktörler arasında sayılmaktadır. Araştırmada üniversitelerin performans hedeflerine ulaşmasındaki temel güç kaynağını oluşturan; liderlik, sürekli gelişme, müşteri odaklılık ve katılımlı yönetim ilkelerinden yararlanılmaktadır. Bu anlamda stratejik plan ve Toplam Kalite Yönetimi anlayışı birlikte ele alınmakta ve TRB-1 Bölgesi Üniversitelerinin stratejik planlarındaki Toplam Kalite Yönetimi anlayışı söz konusu ortak göstergeler ölçeğinde incelenmektedir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular göstermektedir ki TRB-1 Bölgesi Üniversitelerinin stratejik planlarının yalnızca farklılaşma stratejisi aşamasında Toplam Kalite Yönetimi anlayışına yönelik liderlik ilkesine rastlanmamış, bunun dışında araştırmaya konu olan stratejik planların incelenen aşamalarında temel belirleyici göstergelerden en az birine rastlanmıştır. Bu nedenle TRB-1 Bölgesi Üniversitelerinin stratejik planlarında Toplam Kalite Yönetimi anlayışı; liderlik, sürekli gelişme, müşteri odaklılık ve katılımlı yönetim ilkeleri bağlamında uygulanmıştır demek mümkündür. Anahtar kelimeler: Strateji, Stratejik Plan, Toplam Kalite Yönetimi, TRB-1 Bölgesi, Üniversite
  • Öğe
    Türkiye'de devletin ekonomideki rolünün demokrasinin gelişimine ve siyasi kültüre etkisi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Türker, Göksel
    Türkiye'de devlet, Osmanlı döneminden itibaren ekonomi, siyaset ve toplumsal yaşam gibi birçok alanda kendine has ve belirgin bir rol üstlenmiştir. Bu nedenle, devletin özellikle ekonomideki söz konusu rolü, çalışmanın kapsamındaki siyasi kültür ve demokrasinin gelişimi alanlarında önemli etkilerde bulunmuştur. Ortaya çıkan etkileri tespit edebilmek üzere, öncelikle Türkiye'de devletin ekonomide nasıl bir rol üstlendiği ortaya konmuştur. Buna göre, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet Dönemi'nde ekonomide aktif bir rol alan, ekonomiyi belirgin bir şekilde kontrol altında tutan ve yönlendiren devlet, belli bir siyasi kültürün oluşmasına ve demokrasinin gelişiminde bu rolün etkilerinin görüldüğü bir sürecin yaşanmasına neden olmuştur. Devletin ekonomideki rolünün etkisiyle siyasi kültürde paternalizm ve nepotizm kavramı etrafındaki özellikler belirginleşmiş, demokrasinin gelişiminde ise, incelenen ekonomik yapıdan dolayı Batı'nın aksine daha yukarıdan ve devletin müdahaleleriyle gerçekleşen bir süreç ortaya çıkmıştır. Bu süreç çalışmanın konusuna en uygun bakış açısı olan siyasi iktisat yaklaşımıyla incelenmiştir.
  • Öğe
    Türkiye'de 2000 sonrası dönemde iktidar ve sivil toplum kuruluşları ilişkisi: Diyarbakır örneği
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Göz, Mert Mahir
    Sivil toplum kavramı tarihsel süreç içerisinde önceleri devletle özdeşleştirilmiştir. Avrupa'da yaşanan siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmeler doğrultusunda, siyasal iktidardan özerk bir alanı ifade etmeye başlayan sivil toplum, zaman içerisinde siyasal iktidarın karşıtı olarak algılanmaya başlamıştır. Sivil toplum olgusunun konumu, dönemlere göre farklılık göstermekle birlikte siyasal iktidar ile sivil toplum arasındaki ilişkiler varlığını belli düzeylerde devam ettirmiştir. Bu araştırmanın temel amacı, 2000 sonrası dönemde siyasal iktidar ile Diyarbakır'daki sivil toplum kuruluşlarının (STK) ilişkisini incelemektir. Bu bağlamda tezin araştırma sorusu, "Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidarı ile Diyarbakır'daki STK'lar arasındaki ilişkilerin, nasıl ve hangi yönde geliştiği" şeklinde belirlenmiştir. Araştırmanın temel sorusuna cevap verebilmek için nitel bir yaklaşım olan durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda, Diyarbakır'daki STK temsilcileri, muhalefet partileri Diyarbakır il başkanları ve AK Parti merkez ve yerel teşkilatında görev alan yetkililerle yarı yapılandırılmış, yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler deşifre edildikten sonra nitel veri analizi programına (NVIVO-11) kodlanarak tematik analizi yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda elde edilen bulgulara göre AK Parti iktidarı ile Diyarbakır'daki STK'ların ilişkilerinde dönemsel değişimlerin olduğu görülmüştür. AK Parti'nin ilk dönemi olarak temalaştırdığımız çıraklık-kalfalık döneminde, siyasal iktidar ile Diyarbakır'daki STK'lar arasında olumlu ilişkilerin kurulduğu ifade edilebilir. Bununla birlikte AK Parti'nin ustalık dönemi olarak temalaştırdığımız ikinci döneminde ise ülkede yaşanan siyasi krizlerin de etkisiyle siyasal iktidar ile Diyarbakır'daki STK'ların ilişkilerinde sorunlar yaşanmaya başladığı görülmüştür. Nitekim demokratikleşme ile otoriterleşme ara dönemi olarak ifade edilen ustalık döneminden, başkanlık dönemine geçişle birlikte, iktidar ile STK'lar arasındaki sorunların yoğunlaştığı, sivil toplum alanında kutuplaşmaların meydana geldiği ve bu bağlamda sivil toplum faaliyetlerinde keskin bir düşüşün olduğu ifade edilebilir. Dolayısıyla AK Parti'nin çıraklık-kalfalık döneminden, başkanlık dönemine uzanan yirmi yıllık iktidar sürecinde Diyarbakır'daki STK'larla olan ilişkilerin, bozulma eğilimi gösterdiği ifade edilebilir. Anahtar Kelimeler: Sivil Toplum, Sivil Toplum Kuruluşları, Siyasal İktidar, Devlet, Otorite, AK Parti, Diyarbakır, Hak ve Özgürlükler, Demokrasi
  • Öğe
    Türkiye ve Malezya'daki faizsiz bankacılık sektörünün finansal performans ve finansal ürünler açısından karşılaştırılması
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Şahin, Ahmet
    Dünyada İslami bankacılık, Türkiye'de ise katılım bankacılığı olarak adlandırılan bankacılık sektörü, faaliyet göstermeye başladığı 1960'lı yıllardan günümüze kadar büyümesini istikrarlı bir şekilde devam ettirmiştir. 2021 yılında yaklaşık 2,8 trilyon $ büyüklüğe sahip olan küresel faizsiz bankacılık varlıklarının %9,5'ine sahip olan Malezya sektör içerisinde önemli bir konumda bulunmaktadır. Küresel faizsiz bankacılık varlıklarının yaklaşık %2'sine sahip olan Türkiye'de ise 2015 yılından itibaren kamu katılım bankalarının da sektöre girmesi ile büyüme hızı ivme kazanmıştır. Türkiye'deki bankacılık sektöründen yaklaşık %8 pay alan ve bu payı 2025 yılında %15'e yükseltmeyi hedefleyen faizsiz bankacılık sektöründeki kurumlar, bu hedefe ulaşmak için finansal ürünler geliştirmeye ve yeni yatırımlar yapmaya devam etmektedirler. Bu çalışma Türkiye'deki faizsiz bankacılık sektörünün karşılaştığı problemleri tespit etmek ve faizsiz bankacılığın gelişmesi için atılması gereken adımları elde edilen bulgular çerçevesinde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda Türkiye ile Malezya'daki faizsiz bankacılık sektörleri hem finansal performans hem de finansal ürünler açısından karşılaştırılmıştır. Finansal performans ölçümünde TOPSIS ve Veri Zarflama Analizi (VZA) yöntemleri kullanılmıştır. 2013 ile 2021 yılları arasındaki veriler ile yapılan TOPSIS analizi sonuçlarına göre; 2016, 2020 ve 2021 yıllarında Malezya'daki; diğer yıllarda ise Türkiye'deki faizsiz bankacılık sektörlerinin finansal performansları daha yüksek çıkmıştır. Faizsiz bankacılık sektörlerinin etkinliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılan VZA sonucunda ise analize dahil edilen Malezya'daki bankalardan bir tanesi dışındaki tüm faizsiz bankaların etkin oldukları, Türkiye'den analize dahil edilen bankaların tamamının ise etkin olmadıkları sonucuna varılmıştır. Çalışmada ayrıca faizsiz bankacılık sektörlerinde yer alan finansal ürünler ve uygulamalar karşılaştırılmış ve ülkeler açısından benzerlikler ve farklılıklar ortaya konmuştur.
  • Öğe
    Türk siyasal hayatında ikinci adamlar
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yıldırım, Umut Turgut
    Bu araştırma, en genel manada, Türk siyasal hayatındaki liderlerin ikinci adamlarını konu edinmektedir. Araştırmanın hazırlanmasındaki temel gerekçe "İkinci kim?" sorusunu Türk siyasal hayatındaki liderler özelinde cevaplamaktır. Dolayısıyla araştırmanın temel amacının Türkiye'de Cumhuriyet sonrası dönemin öne çıkan lider ve lider kadrolarını ikinci adam kavramsallaştırması üzerinden okuyarak liderlerin ikinci adamları olarak nitelenebilecek isimleri ortaya çıkarmak ve sosyal/siyasal yaşamda karşılığı olan ikinci adam kavramına dair siyaset bilimi kapsamında genel bir profil çizmek ve tartışmak olduğu ifade edilebilir. Bu bağlamda araştırma ilk olarak ikinci adam kavramını tanımlayarak başlamaktadır. Sonrasında Türk siyasal hayatında ikinci adamlık pozisyonu üzerinde etkisi olduğu iddia edilen faktörler tartışılmaktadır. Buradaki argümanlardan hareketle Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit ve Turgut Özal'ın lider kadroları irdelemekte ve bu kadrolardan ikinci adam kavramına uygun düşen isimler tespit edilmektedir. Nitel araştırma yöntemleriyle hazırlanan bu araştırmada doküman analizi tekniğiyle veriler toplanmıştır. Toplanan veriler betimsel olarak analiz edilmiştir. Araştırmada Türk siyasal hayatında liderlerin ikinci adamlarının kimler olduğu, her liderin bir ikinci adamının olmadığı, Türk siyasal hayatının yapısal özelliklerinin ikinci adamlığın üzerinde belirleyici olduğu ve Türk siyasal hayatında ikinci adamlara ilişkin belirli bir profilin genel manada çizilebileceği tespit edilmiştir. Anahtar Kavramlar: Siyaset Bilimi, Türk Siyasal Hayatı, Siyasal Liderler, İkinci Adamlar.
  • Öğe
    Türk runik harfli metinlerde söz yapımı
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Kekevi, İbrahim
    Türk runik harfli metinlerde söz yapımını inceleyen bu çalışmada altı yazıt bölgesi (Moğolistan, Yenisey, Kırgızistan, Dağlık Altay, Çin bölgeleri ve Kâğıda yazılı olanlar) belirlenmiştir. Yazıt bölgelerinin listeleri çalışmada verilmiş ve bu listelerden hareketle veri malzemesi oluşturulmuştur. Buradan elde edilen yazılı veriler dört ana başlık altında söz yapımı açısından değerlendirilmiştir. İsimden isim, isimden fiil, fiilden isim ve fiilden fiil ana başlıkları altında değerlendirilen veriler, örnekleri ve ilgili yazıtın bilgisi de verilerek söz yapımı süreçleri oluşturulmuştur. Türk runik harfli metinlerin yazılı ilk metin olmalarından dolayı sözlükselleşme süreçlerinden ziyade mevcut sözcük ögelerinin bilhassa ileri öge özelliği taşıyanların kök hâlinin tanılanamadığı örneklerde söz yapım süreçleri değerlendirilirken sözcüğün etimolojik süreçleri de ele alınmıştır.
  • Öğe
    Türk mûsikîsinde Kâr-ı Nâtıkların beste ve güfte ilişkisi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Okcu, Semih
    Türk Mûsikîsinde Kâr-ı Nâtıkların Beste ve Güfte İlişkisi" adlı bu çalışma, beş bölümden oluşmaktadır. Problem durumunun ele alındığı birinci bölümde; araştırmanın amacı, önemi, varsayımı ve sınırlılıklarıyla beraber ilgili tanımlar ele alınmıştır. İkinci bölümde ise, yapılan çalışmanın yöntem kısmı ile beraber araştırmanın modeli, evren ve örneklemi, verilerin toplanması ve analizi gibi veriler bulunmaktadır. Üçüncü bölümde, Dil-Müzik ilişkisi hakkında genelden özele doğru bilgiler verilmiş, daha sonra ses bilimi olan Fonetik hakkında bilgiler verilerek, akabinde mûsikî diksiyonu olan Prozodi ve Prozodiyi oluşturan unsurlar hakkında yine genelden özele doğru bilgiler verilmiş ve son olarak Kâr-ı Nâtık formu hakkında bilgiler verilmiştir. Dördüncü bölümde, bulgular ve yorum başlığı altında çalışmanın örneklemini oluşturan Türk mûsikîsinde Kâr-ı Nâtıkların Beste ve Güfte ilişkisi ele alınarak gerekli inceleme ve analizler yapılmıştır. Çalışmanın beşinci ve son bölümünde ise yapılan analizler bağlamında elde edilen birtakım çıkarımlar ve bunların neticesinde şahsımıza ait bazı öneriler yer almaktadır. Araştırma, "Nitel" araştırmalar çerçevesinde ele alınıp "Betimsel" yöntem kullanılmıştır. Betimsel yöntem doğrultusunda da "Tarama" (Survey) modelinden yararlanılmıştır. Veriler; literatür taraması, gözlem ve görüşme, içerik analizi, müzikâl analiz yöntemleri kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma konusuna yönelik olarak kullanılan bu teknikler aracılığı ile elde edilen tüm veriler analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Bu çalışma; bestecilik tekniklerinde prozodi hususunun ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmış olmakla beraber, hem sanatsal eserlerin devamı açısından hem de mûsikîmizi öğreticiliği açısından Kâr-ı Nâtıkların önemini bir kez daha vurgulamıştır. Araştırmaya konu olan Kâr-ı Nâtıkların beste ve güfte uyumu doğrultusunda besteleme teknikleri ve prozodi açısından genel itibariyle örnek teşkil edecek nitelikte kusursuza yakın eserler olduğu tesbit edilmekle beraber, özellikle Cumhuriyet dönemi sonrası eserlerde kusur denilebilecek hususların en asgari seviyede olduğu ayrıca göze çarpmaktadır. Çalışmamızın, yeni eserler oluşturulurken ne gibi unsurlara dikkat edilmesi gerektiğine katkı sağlayacağı gibi hangi eserlerin referans alınması hususunda da önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Türk edebiyatında Manzum tarihler ve Murâdî'nin Fetih-nâme'si
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Akgül, Hasan
    Tarih yazıcılığından daha dar bir alanı kapsayan ve literatüre yeni yeni girmeye başlayan "Manzum Tarih" yazıcılığı çalışmamızın odak noktasını oluşturmaktadır. Nazmın olanaklarından yararlanarak; bir padişahın, bir vezirin veya ünlü bir paşanın/kumandanın yaptığı gazaları konu edinen tarihler (gazavât-nâme), bir kalenin veya bir şehrin fethini konu edinen tarihler (fetih-nâme), bir muharebede kazanılan zaferi konu edinen tarihler (zafer-nâme), bir hükümdarın saltanat dönemini baştan sona konu edinen tarihler(Selîm-nâme veya Süleymân-nâme), Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan başlayarak belli bir döneme kadarki olayları konu edinen genel tarihler ve Osmanlı padişahlarının tahta çıkış tarihlerini, saltanat sürelerini, saltanatları süresince yaptıkları işleri, kazandıkları zaferleri, aldıkları ülkeleri, vefat veya tahttan ayrılma tarihlerini, kendilerinden sonra hangi padişahın tahta çıktığını ve buna benzer niteliklerini birkaç beyit içerisinde anlatan manzum tarihler (Fihrist-i Şâhân) şeklinde tasnif edilebilir. Manzum Tarihler, genellikle uzun konuları anlatmak için kullanılan mesnevi nazım biçimiyle kaleme alınmıştır. Ancak -nadiren de olsa- kaside nazım şekliyle kaleme alınan manzum tarihler de olmuştur. Türk edebiyatında kaleme alınan manzum tarihlerin incelendiği bu çalışmada, giriş ve sonuç bölümleri hariç 3 bölüm bulunmaktadır. Birinci bölümde manzum tarihçilik hakkında bilgi verilmiş ve tespit edilen manzum tarihler tasnif edilmiştir. İkinci bölümde; tespit edilen 127 eserden günümüze ulaşan 118 manzum tarih, kronolojik sıra gözetilerek tanıtılmış, "Manzum", "Manzum-Mensur Karışık" ve "Farsça Yazılanlar" şeklinde gruplandırılmış, muhteva, dil ve üslup bakımlarından ele alınmıştır. Üçüncü bölümde Fetih-nâme adlı manzum tarih ise transkribe edilerek incelenmiştir. Sonuç olarak Türk edebiyatında Ahmedî'nin 15. yüzyılın başlarında kaleme aldığı İskender-name adlı eserinde Osmanlı Tarihi'ni anlattığı Dâsitân-ı Tevârih-i Mülûk-ı Âl-i Osman başlıklı bölümle başladığı kabul edilen ve 20. yüzyılın başlarında Mehmed Cemil'in kaleme aldığı Muhtasar ve Manzum Târîh-i Osmânî adlı eserle son bulan manzum tarih yazıcılığı geleneği çerçevesinde ortaya konan 118 eser tanıtılmış ve Murâdî'nin Fetih-nâme adlı eserinin transkripsiyonlu metni eklenmiştir.
  • Öğe
    Toplam faktör verimliliği ve enerji tüketimi arasındaki ilişkinin OECD ülkeleri için panel veri modelleriyle analizi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Hark, Remzi
    Ekonomik büyümenin sağlanabilmesi ve sürdürülebilir olması verimlilik artışları ile mümkün olabilmektedir. Küreselleşmeyle birlikte artan uluslararası rekabet ortamında ülke ekonomileri için verimliliği arttırmaya yönelik politikalar çok önemli bir konu haline gelmiştir. Bu çalışma kapsamında 2002-2019 yıllarını kapsayan dönem dikkate alınarak 35 OECD ülkesinin toplam faktör verimliliği ve seçili belirleyicileri arasındaki ilişkiler incelenmektedir. Bu doğrultuda toplam faktör verimliliği ile GSYİH, doğrudan yabancı yatırımlar, enerji ithalatı, enerji tüketimi ve yenilenebilir enerji tüketimi değişkenleri arasındaki olası ilişkiler heterojen panel veri model analizleri yöntemleriyle sınanmaktadır. Ayrıca çalışmada OECD ülkeleri için toplam faktör verimliliği havuzlanmış en küçük kareler (HEKK) yöntemi yardımıyla hesaplanmaktadır. Analizde kullanılan sabit parametresi heterojen model sonuçlarına göre toplam faktör verimliliği ile GSYİH ve doğrudan yabancı yatırımlar değişkenleri arasında pozitif ve anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Enerji ithalatı değişkeni ile TFV arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Enerji tüketimi ve yenilenebilir enerji tüketimi açıklayıcı değişkenlerinin TFV ile parabolik bir ilişkisinin olduğu analiz sonuçlarından elde edilmiştir. Birincil enerji tüketimi TFV'yi belirli bir tüketim düzeyinden sonra azaltırken yenilenebilir enerji tüketimi ise TFV'yi belirli bir tüketim düzeyinden sonra arttırmaktadır. Genel itibariyle OECD ülkelerinin enerji tüketimlerinin TFV'yi azaltan düzeyde olduğu, yenilenebilir enerji tüketiminin ise incelenen ülkelerin çoğunluğunda TFV'yi arttıran düzeyin altında olduğu saptanmıştır. TFV ve enerji arasındaki ilişkinin araştırıldığı bu çalışmaya göre, TFV'nin arttırılabilmesi ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanabilmesi yenilenebilir enerji tüketiminin arttırılmasıyla mümkün olabilmektedir. Anahtar Kelimeler: Toplam Faktör Verimliliği, Enerji, Ekonomik Büyüme, Havuzlanmış En Küçük Kareler, Heterojen Panel Veri.
  • Öğe
    Timurlular döneminde Herat
    (2023) Söylemez, Yusuf Ziya
    Türkistan'da Türk-İslam Kültür ve medeniyetinin en önemli merkezlerinden biri olan Afganistan'ın Herat şehri Türkistan, İran ve Hindistan üçgeninde yer alması hasebiyle siyasi, askeri, ticari ve göç yollarının da üzerinden geçtiği bir nokta olup doğu-batı, kuzey-güney eksenli bölgenin kapısı olma özeliğini bölgede hâkimiyet tesis eden devletlere vererek Timurlular Devletine kadar pek çok hâkimiyetin ana karargâhını oluşturmuştur. Emir Timur tarafından hâkimiyet altına alınmasıyla birlikte Timurlular Devletinde yeni bir kimlik kazanan Herat şehri söz konusu hâkimiyet döneminin sonuna kadar mirzaların yetişerek tecrübe kazandıkları bir merkez olmasının yanı sıra siyasi, askeri ve ticari pek çok seferin düzenlendiği, elçilik heyetlerinin kabul gördüğü, pek çok imar faaliyetlerinin yapıldığı bir merkez oluştur. Yine Herirud Vadisinin zengin özellikleri vesilesiyle tarım, hayvancılık, madencilik ve ticaret başta olmak üzere Timurluların iktisadi hayatının şekillendiği ana nokta olan Herat şehri sultan ve mirzaların da desteklerinden dolayı pek çok noktadan önemli şahsiyetin uğrak noktasına dönüşmüştür. Devletlerin ekonomik refahı şehirlerin ihya edilmesinde önemli bir yer ihtiva ederken Herat şehri de ipek yolu üzerinde yer alması hasebiyle iktisadi ve ilmi hayatın kalbinin attığı bir merkez olmuş, bu bağlamda Timurlular döneminde Doğu Rönesansı diye tarif edilen üst düzeyde refahın yaşandığı bir süreci geçirmiştir. Hazırladığımız bu çalışmada Timurlular Devletinde başkent statüsü kazanan Herat şehrinin siyasi, iktisadi ve kültürel faaliyetleri konu edilmiştir. Bu doğrultuda siyasi, iktisadi ve kültürel faaliyetler ayrı ayrı başlıklar halinde kaynaklara yansıyan şekilde incelenmiştir. Konusu Timurluların Herat hâkimiyeti olan tezimizin amacı; ülkemizde Timurlular Devletinin siyasi tarihine dair pek çok çalışma yapılmış olmasına rağmen Emir Timur'dan sonraki başkentleri olan Herat'a dair özelde geniş kapsamlı bir çalışma yapılmamasından ötürü dönemin müellif ve çağdaş kaynakların verdiği bilgiler ışığında bir bütünlük ortaya koymak hedeflenmiştir. Bu bağlamda hazırlanan çalışmada Herat'ın siyasi, iktisadi ve kültürel faaliyetlerine dair açıklayıcı bilgilere de yer verilmekte iken Türk-İslam şehirlerinin kentsel yapılarının temel ilkeleri dikkate alınarak ta değerlendirilmede bulunulmuştur.
  • Öğe
    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının uyguladığı geleneksel olmayan para politikalarının enflasyon ve büyümeye etkileri: 2008-2020 dönemi zaman serisi yöntemiyle analizi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Akgül, Cem
    Ekonomi tarihinde krizlerin önemli bir yeri vardır. Bu krizler mevcut teorilerin gelişmesine ve teorilerdeki yetersizliklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmaktadır. Bu durum 2008 yılında başlayıp dünyanın diğer ülkelerine yayılan finansal krizde de böyle olmuştur. Krizden sonra ilk önce, geleneksel para politikaları uygulanmaya başlanmış fakat bu politikaların istenilen sonuçları vermemesi üzerine geleneksel olmayan para politikalarının uygulanmasına başlanılmıştır. Başlıca politikalar arasında İleriye Yönelik Rehberlik, Nicel Genişleme, Sıfır Alt Sınır veya Negatif faiz politikası ve Faiz Koridoru uygulaması sayılabilir. FED, ECB ve BOE'nin önderlik ettiği bu politikalar diğer ülkeleri de etkilemiştir. TCMB'de gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladıkları politikaların olumsuz yansımalarını engellemek için geleneksel olmayan para politikası uygulamalarına başvurmuştur. Çalışmada, TCMB'nin uyguladığı bu politikaların sonuçlarının izlenmesi amacıyla merkez bankasının kullanıdığı araçlar tek tek incelenmiştir. TCMB'nin açık piyasa işlemlerini politika faizlerinde bir istikrar sağlamak amacıyla kullandığı görülmüştür. İnceleme dönemimizde başlangıcında istenilen hedeflere ulaşılırken, dönemin sonlarında faizler yükselmiştir. Merkez bankası zorunlu karşılık oranlarını da aktif olarak kullanmıştır. Örneğin 2010 yılında zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi uygulamarına ara verilmiş fakat 2014 yılında tekrar faiz ödenmesine başlanmıştır. Merkez Bankası faiz koridoru ve rezerv opsiyon mekanizması uygulamasına birlikte kullanmıştır. Geniş koridor sistemi kullanan merkez bankası rezerv opsiyon mekanizmasını da aktif olarak kullanmıştır. Çalışmanın uygulama kısmında ise; 2008-2020 yılları arasında uygulanan politikaların parasal tabanda ortaya çıkardığı artışın enflasyon ve büyüme üzerindeki etkisi zaman serisi ile test edilmiştir. Kurulan SVAR modeli yardımıyla etki tepki analizi yapılmış ve elde edilen sonuçlar fiyatlar ile para arzı arasında çift yönlü etkinin olduğunu ileri süren yapısalcı görüşü doğrular nitelikte çıkmıştır. Tüketici fiyatları ile üretici fiyatları arasındaki ilişki incelenmesi sonucunda ise Tüketici fiyatlarındaki artışın üretici fiyatları üzerinde ilk önce negatif daha sonra pozitif ekti doğurduğu ve çift yönlü etkileşim doğurduğu görülmüştür. Yapılan varyans ayrıştırmasında ise parasal tabandaki en önemli değişikliğin sebebinin üretici fiyatları olduğu tespit edelirken, tüketici fiyatları ile üretici fiyatları kıyaslandığında tüketici fiyatlarını daha etkili olduğu, talep enflasyonunun baskınolduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Para Politikası, Merkez Bankası, Enflasyon, Büyüme