Sanal sosyal ağların, geleceğin yetişkin kuşağı olacak dijital yerlilerin sosyo-demografik özellikleri bağlamında aidiyet tutumlarında nasıl bir etkiye sahip olduğunun tespit edilmesinin amaçlandığı bu çalışmaya, 2000 sonrası doğumlu olup, literatürde "dijital yerli" olarak nitelendirilen öğrencilerden toplam 790 öğrenci katılmıştır. Yapılmış olan bu çalışmada; karma araştırma yöntemi olarak ifade edilen nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanıldığı bir araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada Malatya ilinde bulunan ortaokul ve lise öğrencilerinden toplam 790 öğrenciye anket uygulanırken, 20 öğrenciyle mülakatlar yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS ile değerlendirilmiş, frekans, yüzde ve ortalama değerleri tespit edilmiş, ayrıca T-Testi, Anova ve Pearson korelasyon analizleri yapılmış, sonuçlar tablolar halinde sunulmuştur. Bunlara ek olarak konuyu açıklığa kavuşturacağı düşünülen derinlemesine mülakatlar, kayıt programı ile kaydedildikten sonra deşifre edilerek yazıya geçirilmiş ve anket sonuçları ile birlikte değerlendirilmiştir. Bu çalışma, hem kuramsal hem de uygulamalı bir eser niteliği taşıması planlanarak hazırlanmış olan bir çalışmadır. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde araştırmanın metodolojisi hakkında bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde konunun daha iyi anlaşılabilmesi için kuramsal çerçeve oluşturulmuştur. Çalışmanın teorik çerçevesinde temel kavram tanımlamaları ve sanal toplulukları açıklayan kuramlara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise sanal sosyal ağlar ve dijital yerlilerin sanal sosyal ağ aidiyetlerine dair açıklamalara yer verilmiştir. Bu bağlamda alanla ilgili literatür ayrıntılı bir şekilde taranmış, ulaşılabilen konuyla ilgili Türkçe ve yabancı asıllı metinlerin çevrilmesinden oluşan kaynaklar incelenerek, arşiv araştırması yapılmıştır. Çalışmanın uygulamalı bölümünü oluşturan dördüncü bölümünde ise, elde edilen bulgular değerlendirilerek, sonuçlar literatür ışığında tartışılmıştır. Değerlendirme sonucunda, araştırma hipotezlerinin, bazılarının tamamen bazılarının ise kısmen doğruluğu tespit edilmiştir.
A total of 790 students, born after 2000 and described as "digital natives" in the literature, participated in this study, which aims to determine how virtual social networks affect the attitudes of belonging in the context of socio - demographic characteristics of digital natives who will be the grown-up population of tomorrow. In this study; A research method, which is expressed as a mixed research method, in which quantitative and qualitative methods are used together, was used. In the research, a questionnaire was applied to 790 students from secondary and high schools in Malatya, while 20 students were interviewed. The data obtained were evaluated with SPSS, frequency, percentage and mean values were determined, and T-Test, Anova and Pearson correlation analyzes were performed, and the results were presented in tables. In addition to these, in-depth interviews, which are thought to clarify the subject, were recorded with the recording program, deciphered, transcribed and evaluated together with the survey results. This study is a study that was planned to be both a theoretical and applied work. The study consists of four parts. In the first part, there is information about the methodology of the research. In the second part, a theoretical framework has been created in order to better understand the subject. In the theoretical framework of the study, basic concept definitions and theories explaining virtual communities are included. In the third part, there are explanations about virtual social networks and virtual social network belongings of digital natives. In this context, the literature related to the field was scanned in detail, and archive research was conducted by examining the sources consisting of translations of Turkish and foreign texts on the subject that can be accessed. In the fourth part, which is the applied part of the study, the findings are evaluated and the results are discussed in the light of the literature. As a result of the evaluation, it has been determined that some of the research hypotheses are completely correct and some are partially correct.
