Yazar "Çavdar, Müfide" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Familial association of keratoconus and granular corneal dystrophy: The familial case series(2019) Çankaya, Cem; Gündüz, Abuzer; Cumurcu, Tongabay; Demirel, Soner; Savacı, Saliha Serap; Çavdar, MüfideAbstract: OBJECTIVE: The aim of the present study was to evaluate the coexistence of bilateral keratoconus and granular corneal dystrophy (GCD) in the members of a family. METHODS: A total of 22 patients were examined in four generations of the family tree in this family screening study. Visual acuity test, biomicroscopic examination, and fundus examination were performed in all patients. The diagnosis of granular dystrophy was based on biomicroscopic examination findings. Corneal topography was performed on the patients diagnosed with granular dystrophy and other family members aged >5 years with normal examination findings. Corneal photographs were obtained from all patients with granular dystrophy except one case. RESULTS: Keratoconus or subclinical keratoconus was detected in seven cases. In addition, GCD type 1 was found in six of the seven cases. All patients diagnosed with keratoconus and granular dystrophy were females. On the other hand, there was no ophthalmologic problem in the men of the family tree. Although an autosomal dominant inheritance was found, the onset of the disease only in women suggests that there may be a variant expression. CONCLUSION: The present study showed an association of GCD and keratoconus in four generations of a family. More research is required to further explain this association.Öğe Hedefleyici Lazer Işınlarına Bağlı Maküla Hasarı: İki Olgu Sunumu(2017) Dikici, Seyhan; Demirel, Soner; Çavdar, Müfide; Genç, OğuzhanÖz: Lazerler günümüzde tıp, endüstri, laboratuvar araştırmaları, eğlence ve askeri birçok alanda kullanılmaktadır. Askeri lazer uygulamaları sıklıkla hassas mesafe ölçümleri için ve hedef işaretleyici olarak kullanılmaktadır. Retina lazer ışınlarına oldukça hassastır ve maruz kalınan lazer ışınlarının dalga boyu, gücü ve maruziyetin süresine bağlı olarak geçici veya kalıcı görme kayıpları meydana gelebilir. Lazerler fotokimyasal, mekanik veya termal etki göstererek koryoretinal skar, maküler delik, koroidal neovaskülarizasyon ve preretinal membran oluşumu gibi komplikasyonlara yol açabilirler. Lazer ışınlarından kaynaklanan retinopatilerin yönetiminde etkin ve kanıtlanmış bir tedavi bulunmamasından dolayı lazer ışınlarına maruziyetten kaçınmak önem taşımaktadır. Bu çalışmada ateşli silahlarda kullanılan lazer işaretleyici ışınına maruz kalan ve maküla hasarı gelişen iki güvenlik personeli sunuldu ve bu bağlamda lazerler ile ilgili bilgi vermek ve lazerlerin retina üzerine olan etkilerini tartışmak amaçlandı.Öğe Kliniğimizde yaşa bağlı makula dejenersyonu tanısı ile takip edilen olgulardan az gören rehabilitasyona ihtiyaç duyan hastaların tesbiti(İnönü Üniversitesi, 2014) Çavdar, MüfideKLİNİĞİMİZDE YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERSYONU TANISI İLE TAKİP EDİLEN OLGULARDAN AZ GÖREN REHABİLİTASYONA İHTİYAÇ DUYAN HASTALARIN TESBİTİ AMAÇ: Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uygun tedavi ve refraktif düzeltmeye rağmen iyi gören gözde görme keskinliğinin 20/70 (0,3) veya altında olmasını, görme keskinliği bozulmamış ise görme alanının 20 dereceden daha dar olmasını az görme olarak tanımlanmıştır. Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (YBMD), ileri yaşta legal körlüğün en sık nedenidir ve makula hastalıkları sonucu oluşan görme azalması "az görme rehabilitasyonu" sürecinin en başarılı olduğu alanlardan birisidir. Bu çalışmada kliniğimizde takip edilmekte olan YBMD olgularından, az gören rehabilitasyonuna ihtiyaç duyan hastaların tespiti amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmaya, kliniğimiz Retina Polikliniğine 1 Temmuz 2013 ile 1 Şubat 2014 tarihleri arasında başvuran hastalar içerisinden YBMD nedeni ile takipli olan ve yeni tanı alan 45-85 yaş arası tüm hastalar dahil edilmiştir. Ön veya arka segment patolojisi olan hastalar ve oküler cerrahi geçiren hastalar çalışmadan çıkarılmıştır. Çalışmada hastaların; yaş, cinsiyet, takip süreleri hastaların takip süreleri, ilk ve çalışma süresine denk gelen son muayenelerine ait oftalmolojik muayene bulguları, hangi tip YBMD hastası oldukları ve hangi tedaviyi aldıklarına ait bilgiler kaydedilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya alınan toplam 100 hastanın 46'sı kadın, 54'ü erkektir. Hastaların ortalama takip süresi 17.66 ±18.92 aydır. Hastaların %81'i eksudatif YBMD, %19'u atrofik YBMD tanısı almıştır. Hastaların %24'ü tedavi almamıştır. Hastaların %76'sına ise intravitreal ranibizumab tedavisi uygulanmıştır. Hastaların %40'ı az gören rehabilitasyonuna ihtiyaç duyma kriterindedir. SONUÇ: Sonuç olarak, kliniğimizde görme rehabilitasyonu ile ilgilenen özel bir ekip bulunmamaktadır. Rehabilitasyona ihtiyaç duyan hasta sayısı göz önüne alındığında kliniğimizde az gören rehabilitasyon merkezine ve bu branş ile özel olarak ilgilenen donanımlı personele olan ihtiyaç açıkça görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Az gören, yaşa bağlı makula dejenerasyonu, rehabilitasyonÖğe Presumed Central Serous Retinopathy Due to Sertraline (Sertraline Retinopathy)(Retina-Vitreus, 2017) Cumurcu, Tongabay; Cumurcu, Birgül Elbozan; Zayman, Esra Porgalı; Çavdar, Müfide; Nurlu, Kayhan; Doğanay, SelimÖz: A 36 year-old male patient who developed central serous retinop- athy (CSR) presumed to result from intake of sertraline hydro- chloride (100 mg per day) during one year. A complete ocular examination, color vision testing, automated static perimetry, optical coherence tomography (OCT) and fun- dus fl uorescein angiography (FFA) were performed. OCT and FFA fi ndings were revealed a central serous retinopathy in the right eye in a patient who use sertraline for more than a year. In conclussion, the patients who use sertralin should be aware of the potential risk of developing CSR or the other macular changes. Başlık (Türkçe): Muhtemel Sertraline Bağlı Santral Seroz Retinopati Öz (Türkçe):Öğe Psödotümör orbita, gerçekten psödo bir tümör(2012) Demirel, Ersan Ersin; Çavdar, Müfide; Demirel, Soner; Düz, Cem; Kütükde, DeryaÖz: Orbital psödotümör etiyolojisi ve patogenezi tam olarak bilinmeyen, nonspesifik inflamatuar bir olaydır. Tüm orbita içi yapılar lokal ya da diffüz olarak tutulabilir. Kliniğinde ani başlangıçlı göz ağrısı en önemli belirti olmakla beraber, göz kapaklarında ödem ve kızarıklık, göz hareketlerinde kısıtlanma ve propitozis görülebilir. Wegener granülomatozisi, sarkoidoz, idiopatik mediastinal fibrozis, retroperitoneal fibrozis, kolanjit, vaskulit ve lenfoma gibi bazı hastalıklar ile birlikte görülebilir. Tanısı çoğunlukla klinik olarak konulur ve radyolojik olarak desteklenir. Olgumuza bir dış merkezde orbital selülit nedeniyle tedavi uygulanmış, diğer bir merkezde ise malignite şüphesiyle biyopsi planlanmıştır. Kliniğimize başvurduğunda ise psödotümör orbita tanısı konulmuş ve başarıyla tedavi edilmiştir.