Yazar "Çelik, Nilüfer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Expression of endometrial receptivity genes increase after myomectomy of Intramural leiomyomas not distorting the endometrial cavity(Reproductive Sciences, 2015) Ünlü, Cihat; Çelik, Önder; Çelik, Nilüfer; Otlu, BarışThis study was designed to investigate whether endometrial receptivity genes are altered in infertile patients with intramural leiomyomas (IM) not distorting the endometrial cavity undergoing myomectomy. We measured endometrial HOXA-10, HOXA-11, LIF, ITGB3, and ITGAV messenger RNA (mRNA) expressions levels before and after myomectomy/metroplasty during mid-luteal phase in participants with IM, submucosal leiomyomas (SM), and septate uterus and fertile participants without fibroids. Initial endometrial sampling was obtained at the time of surgery, and second sampling was obtained 3 months after myomectomy/metroplasty. Expressions of each gene were evaluated using real-time reverse transcriptase polymerase chain reaction (RT-PCR). A trend toward decreased endometrial HOXA-10, HOXA-11, and ITGAV mRNA expression was detected in both SM and IM groups before myomectomy when compared to both fertile group and septate uterus. However, the differences failed to show statistical significance. After myomectomy of IM, we have detected 12.8-fold increase in endometrial HOXA-10 mRNA expression and 9.0-fold increase in endometrial HOXA-11 mRNA expression. This increase in endometrial HOXA-10 and 11 mRNA expression was significant. Accordingly, 2 patients having intramural fibroids greater than 5 cm were able to remain pregnant after myomectomy. Conversely, submucosal myomectomy did not cause any significant effect on endometrial receptivity markers. Likewise, all markers of endometrial receptivity remained unchanged after metroplasty. Myomectomy of IM have favorable effect on endometrial HOXA-10 and 11 mRNA expression.Öğe Logical Basis of Cerebrospinal Fluid and Serum S-100B Protein Measurement in Pregnant Women to Detect any Possible Cerebral Damage(2009) Çelik, Nilüfer; Çelik, Önder; Canpolat, Halis; Evliyaoğlu, Osman; Karakaş, H. MuammerAbstract: AMAÇ: Bu çalışma serum ve beyin omurilik sıvısı (BOS) S100B protein düzey ölçümlerinin gebelerde serebral hasarı saptamadaki rolünü araştırmak için planlandı. GEREÇ VE YÖNTEM: Yaşları 20-34 arasında değişen 14 gebe hastadan sezaryen operasyonu için yapılan spinal anestezi esnasında serum ve BOS örnekleri alındı. Gebe olmayan ve organik bir beyin hastalığı bulunmayan 9 sağlıklı kadından alınan serum örnekleri ise kontrol grubu olarak belirlendi. Serum ve BOS S100B protein düzeyleri electrochemiluminescence yöntemiyle çalışıldı. Kontrol grubu ve gebelerin serum ve BOS S100B düzeyleri Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney Utest kullanılarak karşılaştırıldı. BULGULAR: Gebe kadınların serum S100B protein düzeyleri [0.66 ± 0.06 ng/ml] gebe olmayanlardan [0.06 ± 0.00 ng/ml] anlamlı olarak daha yüksek saptandı (p<.0001). Gebe kadınların BOS S100B protein düzeyleri serum S100B protein düzeylerinden anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.05). Ancak iki dü- zey arasındaki korelasyon anlamlı değildi (p=0.473). Ge be ler - de BOS S100B protein düzeyleri gebe olmayanların serum S100B protein düzeylerinden anlamlı olarak yüksek saptandı (p<0.0001).Öğe Serum nonesterified fatty acids, ghrelin, and homocysteine levels in women with polycystic ovary syndrome(Turkish Journal of Medical Sciences, 2010) Temel, İsmail; Çelik, Önder; Hasçalık, Şeyma; Çelik, Nilüfer; Şahin, İbrahim; Aydın, SüleymanÖz: Amaç: Nonesterifiye yağ asitleri (NEFA), grelin ve homosistein serum düzeyleri ile polikistik over sendromlu (PCOS) kadınların metabolik ve hormonal özellikleri arasındaki ilişkileri araştırmak. Yöntem ve gereç: PCOS’lu 30 kadın ile benzer yaş ve vucut kitle indeksi (BMI) ne sahip sağlıklı 30 kadın çalışmaya dahil edildi. Açlık serum NEFA, grelin, homosistein, büyüme hormonu (GH), kardiyak troponin I, glukoz, insülin, lipitler ve homeostasis model assessment-insülin direnci (HOMA-IR) testleri çalışıldı. Bulgular: Kontrole kıyasla PCOS’lu kadınlarda serum NEFA, homosistein, insulin, HOMA-IR, kolesterol ve testosteron düzeyleri önemli oranda yüksek fakat grelin seviyesi düşük bulundu. Gruplar arasında troponin I ve GH düzeyleri yönünden fark bulunamadı. İnsülin-NEFA ve insülin-homosistein düzeyleri arasında istatiksel anlamlı ve pozitif korelasyon saptanırken, grelin-insülin ve grelin-homosistein parametreleri arasında anlamlı bir korelasayon saptanmadı. Sonuç: Azalmış grelin, yüksek NEFA ve homosistein düzeyleri; açlık insülin düzeyleri ile NEFA ve homosistein düzeyleri arasındaki korelasyonlar PCOS patogenezinde önemli rol oynayabilir. Bu sonuçlar daha büyük prospektif ve kontrollü çalışmalar ile konfirme edilmelidir. Başlık (İngilizce): Polikistik over sendromlu kadınlarda serum nonesterifiye yağ asitleri, grelin ve homosistein düzeyleri Öz (İngilizce): Aim: To investigate the possible relationship of serum levels of nonesterified fatty acids (NEFA), ghrelin, and homocysteine levels to metabolic and hormonal features in women with polycystic ovary syndrome (PCOS). Materials and methods: Thirty women with PCOS and 30 healthy women with similar age and body mass index (BMI) were recruited. Fasting serum NEFA, ghrelin, homocysteine, growth hormone (GH), cardiac troponin I, glucose, insulin, lipids, and homeostasis model assessment of insulin resistance (HOMA-IR) were measured. Results: Serum NEFA, homocysteine, insulin, HOMA-IR, cholesterol, and testosterone levels were significantly higher but in contrast ghrelin level was significantly lower in women with PCOS compared to the controls. No significant differences were found in the troponin I and GH levels between the 2 groups. Significant positive correlations between insulin-NEFA and insulin-homocysteine levels were observed. There was no significant correlation between ghrelin- insulin and ghrelin-homocysteine levels. Conclusion: The decreased ghrelin, elevated NEFA and homocysteine levels, and the correlation of NEFA and homocysteine to fasting insulin level might play an important role in the pathogenesis of the PCOS. These findings need to be confirmed and larger prospective and controlled studies are necessary.