Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Çetin, Feray" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Malatya il merkezinde yaşayan kadınlarda metabolik sendrom prevalansı ve öfke ve sosyodemografik özellikler ile ilişkisi: Enine-kesitsel gözlemsel bir araştırma
    (Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2012) Çetin, Feray; Güneş, Gülsen; Özer, Ali
    Öz: Amaç: Bu çalışmada amacımız, Malatya ili merkez ilçede 20 yaş üstü kadınlarda öfke ve sosyodemografik özelliklerin metabolik sendrom (MetS) prevalansı ile ilişkisini saptamaktır. Yöntemler: Bu araştırma Nisan-Eylül 2008 tarihleri arasında yapılmış olup kesitsel tipte bir araştırmadır. Otuz küme örnekleme yöntemi ile Malatya merkez ilçedeki sağlık ocaklarına bağlı otuz sağlık evi bölgesi sistematik örnekleme ile seçilmiş araştırmaya 669 birey dâhil edilmiştir. Sosyodemografik özellikler ve öfke durumu ile MetS arasındaki ilişki incelenmiştir. İstatistiksel analizlerde Ki-kare testi ve Student t-testi kullanıldı. Bulgular: Araştırma kapsamına giren kadınlarda yaş ortalaması; 41.9±12.7 yıl idi. MetS prevalansı %30.9, 60 yaş ve üzeri yaş grubunda %61.3 bulunmuştur. Eğitim durumu, medeni durum, vücut kitle indeksi ve aile tipi ile MetS prevalansı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p<0.05). Çalışma grubunda, MetS prevalansı ile öfke ölçeği arasında anlamlı bir ilişki yoktur (p>0.05). Çalışmamızda MetS parametreleri arasında, en sık gözlenen %45.6 oranında abdominal obezite (bel çevresi >88 cm) ve HDL düşüklüğü olmuştur. Araştırma kapsamına giren kadınlarda, MetS olanlar arasında birinci sırada yüksek açlık kan şekeri (%76.7), ikinci sırada trigliserit yüksekliği (%69.4), üçüncü sırada hipertansiyon (%63.5) gözlenmiştir. Sonuç: Obeziteyi kontrol altına almak ya da önlemek MetS gelişimini önlemede merkezi rol oynar. Eğitim durumu, medeni durum, vücut kitle indeksi ve aile tipi ile MetS prevalansı arasında anlamlı bir ilişki vardır. Çalışma grubunda, MetS prevalansı ile öfke ölçeği arasında anlamlı bir ilişki yoktur. (Anadolu Kardiyol Derg 2012; 12: 53-9)
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Malatya il merkezinde yaşayan kadınlarda metabolik sendrom prevalansı ve öfke ve sosyodemografik özellikler ile ilişkisi: Enine-kesitsel gözlemsel bir araştırma (Yazarın Cevabı)
    (Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2013) Çetin, Feray; Güneş, Gülsen; Özer, Ali
    Malatya il merkezinde yaşayan kadınlarda metabolik sendrom prevalansı ve öfke ve sosyodemografik özellikler ile ilişkisi: Enine-kesitsel gözlemsel bir araştırma (Yazarın Cevabı)
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Malatya merkez ilçede yaşayan 20 yaş ve üzeri kadınlarda metabolik sendrom ve bileşenlerinin prevalansı, etkileyen faktörler ve metabolik sendromun öfke durumu ile ilişkisi
    (İnönü Üniversitesi, 2010) Çetin, Feray
    Malatya merkez ilçede 20 yaş üstü kadınlarda metabolik sendrom (MetS) ve risk faktörlerinin prevalansını, MetS un risk faktörleriyle ilişkisinin belirlenmesi ve öfke ile MetS arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu araştırma Nisan 2008- Eylül 2008 tarihleri arasında yapılmış olup kesitsel tipte bir araştırmadır. Otuz küme örnekleme yöntemi ile Malatya merkez ilçedeki sağlık ocaklarına bağlı otuz sağlık evi bölgesi sistematik örnekleme ile seçilmiş ve her bir kümeden ortalama 20 ile 25 bireye ulaşılarak, araştırmaya 669 birey dahil edilmiştir. Bireylere bir gün öncesinde sosyodemografik faktörler, sosyoekonomik faktörler, aile hikayesi, yaşam tarzları ve öfke durumlarını sorgulayan bir anket uygulanmıştır. Bireyler ertesi gün sağlık ocaklarına çağrılmıştır. Sağlık ocağına gelen bireylerin boy, kilo, kan basıncı ve bel çevreleri ölçülmüştür. Laboratuar analizi için kanları alınmıştır. MetS NCEP ATPIII tanı kriterlerine uygun olarak tanımlanmıştır. Verilerin analizinde ki-kare testi, t-testi ve lojistik regresyon kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına giren kadınlarda yaş ortalaması; 41.9 ±12.7 idi. MetS prevalansı %30.9, 60 yaş ve üzeri yaş grubunda %61.3 bulunmuştur. MetS görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır (P=0.0001). Eğitim durumu, medeni durum, vücut kitle indeksi, aile tipi, sigara içme durumu ve gebelik sayısı ile MetS prevalansı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Fizik aktivite, gelir durumu, aile hikayesi ve öfke ile anlamlı bir ilişki saptanamamıştır. Çalışmamızda MetS parametreleri arasında, en sık gözlenen % 45.6 oranında abdominal obesite (bel çevresi>88) ve HDL düşüklüğü olmuştur. İkinci sırada hipertansiyon (%35.1), üçüncü sırada ise trigliserid yüksekliği (%30.8) gözlenmiştir. Araştırma kapsamına giren kadınlarda, MetS olanlar arasında birinci sırada yüksek açlık kan şekeri (%76.7), ikinci sırada trigliserid yüksekliği (%69.4), üçüncü sırada hipertansiyon (%63.5) gözlenmiştir. Sonuç: Malatya'da MetS güçlü bir şekilde abdominal obesiteyle ilişkilidir. Obesiteyi konrol altına almak ya da önlemek MetS gelişimini önleme de merkezi rol oynar. Bunun için etkili bir eğitim, iyi bir diyet ve fizik aktivite artışı gereklidir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışan evli kadınların doğurganlık özellikleri ve gebeliği önleyici yöntem kullanımları
    (2005) Karaoğlu, Leyla; Çetin, Feray; Ilgar, Mehtap; Tekiner, Selda; Güneş, Gülsen; Genç, Metin F.; Eğri, Mücahit
    Amaç: Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışan evli kadın personelin doğurganlık özelliklerini ve gebeliği önleyici yöntem kullanım düzeyini saptamak. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmaya, Mart 2004 tarihinde Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışmakta olan 195 evli kadından 144'ü katılmıştır. Araştırmanın kapsama oranı %73.8'dir. Konuyla ilgili hazırlanan anket formunu katılımcılar kendi kendilerine doldurarak kapalı zarflar içinde iade etmişlerdir. Bulgular: Araştırma kapsamına giren kadınların yaş ortalaması 30.8±0.4 yıldı. Katılımcıların %30.6'sı doktor, %32. 6'sı hemşire, %9.7'si diğer sağlık personeli, %27.1'i idari personeldi. Ortalama canlı doğum sayısı 1.1±0.1 ve ortalama yaşayan çocuk sayısı 1.1±0.1' di. Kadınların, %71' i modern, %10' u geleneksel olmak üzere toplam %81'i gebeliği önleyici bir yöntem kullanmaktaydı. En çok kullanılan yöntemler sırayla kondom (%29.9), RİA (%20.1), hap (%13.9), geri çekme (%8.3), tüp ligasyonuydu (%5.6). Modern yöntem kullanımı üniversite mezunlarında ve 2 veya daha fazla çocuğa sahip kadınlarda belirgin olarak daha yüksekti (P<0.05). Sonuç: Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışan evli kadınlar arasında hem gebeliği önleyici yöntem kullanımı hem modern yöntem kullanımı toplumun genelinden daha yaygındı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Turgut Özal Tıp Merkezinde Çalışan Evli Kadınların Doğurganlık Özellikleri ve Gebeliği Önleyici Yöntem Kullanımları+
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2005) Karaoğlu, Leyla; Çetin, Feray; Ilgar, Mehtap; Tekiner, Selda; Güneş, Gülsen; Genç, Metin F.; Eğri, Mücahit; Pehlivan, Erkan
    Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışan evli kadın personelin doğurganlık özelliklerini ve gebeliği önleyici yöntem kullanım düzeyini saptamak. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmaya, Mart 2004 tarihinde Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışmakta olan 195 evli kadından 144'ü katılmıştır. Araştırmanın kapsama oranı %73.8'dir. Konuyla ilgili hazırlanan anket formunu katılımcılar kendi kendilerine doldurarak kapalı zarflar içinde iade etmişlerdir. Bulgular: Araştırma kapsamına giren kadınların yaş ortalaması 30.8±0.4 yıldı. Katılımcıların %30.6'sı doktor, %32. 6'sı hemşire, %9.7'si diğer sağlık personeli, %27.1'i idari personeldi. Ortalama canlı doğum sayısı 1.1±0.1 ve ortalama yaşayan çocuk sayısı 1.1±0.1’ di. Kadınların, %71' i modern, %10' u geleneksel olmak üzere toplam %81’ i gebeliği önleyici bir yöntem kullanmaktaydı. En çok kullanılan yöntemler sırayla kondom (%29.9), RİA (%20.1), hap (%13.9), geri çekme (%8.3), tüp ligasyonuydu (%5.6). Modern yöntem kullanımı üniversite mezunlarında ve 2 veya daha fazla çocuğa sahip kadınlarda belirgin olarak daha yüksekti (P<0.05). Sonuç: Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışan evli kadınlar arasında hem gebeliği önleyici yöntem kullanımı hem modern yöntem kullanımı toplumun genelinden daha yaygındı.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Turgut Özal Tıp Merkezinde doğum yapan annelerin doğum öncesi bakım alma ve emzirmeye başlama durumları ve etkileyen faktörler
    (2005) Karaoğlu, Leyla; Çetin, Feray; Üstün, Yusuf; Güneş, Gülsen
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, Turgut Özal Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisi'nde doğum yapan kadınların doğum öncesi bakım (DÖB) alma durumlarını ve anne sütü verme uygulamalarını ve bunların bazı faktörlerle ilişkilerini değerlendirmektir. Yöntem: Eylül 2004- Ocak 2005 tarihleri arasında doğum yapan 102 anneye doğum sonrası anket uygulanmıştır. Sosyodemografik özellikleri, çocuğun doğum sırası, doğum öncesi bakım sayısı, doğurganlık özellikleri ve anne sütü verme uygulamaları sorgulanmıştır. Beş ve üzerinde doğum öncesi bakım alan kadın"Yeterli DÖB almış" olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Annelerin yaş ortalaması 28.7 idi. Yüzde 48'i yeterli sayıda DÖB almıştır. Yeterli DÖB alma, 20-34 yaş grubunda diğer yaş gruplarına göre daha fazladır ( % 56.4). İlk çocuklarda yeterli doğum öncesi bakım alma %60.0, doğum sırası dört ve daha fazla olanlarda %16.7 bulunmuştur.(p<0.05). Kentsel kesimde yeterli DÖB alma, kırsal kesime göre iki kat fazladır. Eğitim durumu ile DÖB sayısı ilişkili bulunmuştur. Annelerin % 54.9'u ilk bir saatte, bebeğini emzirmiştir, %19.6'sı ilk bir ayda sadece anne sütü vermiştir. Anne sütüne ilk saatte başlama, vajinal doğum yapan annelerde % 82.9, sezeryanla doğum yapanlarda %37.5'dir (p<0.05). İlk saatte emzirmeye başlama, doğum ağırlığı 2500 gr'ın altında bebeği olan annelerde % 40, 2500 gr ve üstü bebeği olan annelerde %60'dır. Doğum aralığı iki yıldan az olan annelerde ilk saatte emzirme % 78.4 iken, doğum aralığı iki yıl ve üzerinde olan annelerde % 49.1 bulunmuştur (p<0.05) Sonuç: Anneler DÖB ve anne sütünün önemi hakkında eğitilmelidirler. Kadınların eğitim düzeyinin yükseltilmesi yeterli DÖB almayı arttırabilecek en önemli girişimdir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Turgut Özal Tıp Merkezinde Doğum Yapan Annelerin Doğum Öncesi Bakım Alma Ve Emzirmeye Başlama Durumları Ve Etkileyen Faktörler+
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2005) Çetin, Feray; Güneş, Gülsen; Karaoğlu, Leyla; Üstün, Yusuf
    Bu çalışmanın amacı, Turgut Özal Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisi’nde doğum yapan kadınların doğum öncesi bakım (DÖB) alma durumlarını ve anne sütü verme uygulamalarını ve bunların bazı faktörlerle ilişkilerini değerlendirmektir Yöntem: Eylül 2004- Ocak 2005 tarihleri arasında doğum yapan 102 anneye doğum sonrası anket uygulanmıştır. Sosyodemografik özellikleri, çocuğun doğum sırası, doğum öncesi bakım sayısı, doğurganlık özellikleri ve anne sütü verme uygulamaları sorgulanmıştır. Beş ve üzerinde doğum öncesi bakım alan kadın“Yeterli DÖB almış” olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Annelerin yaş ortalaması 28.7 idi. Yüzde 48’i yeterli sayıda DÖB almıştır. Yeterli DÖB alma, 20-34 yaş grubunda diğer yaş gruplarına göre daha fazladır ( % 56.4). İlk çocuklarda yeterli doğum öncesi bakım alma % 60.0, doğum sırası dört ve daha fazla olanlarda %16.7 bulunmuştur.(p<0.05). Kentsel kesimde yeterli DÖB alma, kırsal kesime göre iki kat fazladır. Eğitim durumu ile DÖB sayısı ilişkili bulunmuştur. Annelerin % 54.9’u ilk bir saatte, bebeğini emzirmiştir, % 19.6’sı ilk bir ayda sadece anne sütü vermiştir. Anne sütüne ilk saatte başlama, vajinal doğum yapan annelerde % 82.9, sezeryanla doğum yapanlarda % 37.5’dir (p<0.05). İlk saatte emzirmeye başlama, doğum ağırlığı 2500 gr’ın altında bebeği olan annelerde % 40, 2500 gr ve üstü bebeği olan annelerde % 60’dır. Doğum aralığı iki yıldan az olan annelerde ilk saatte emzirme % 78.4 iken, doğum aralığı iki yıl ve üzerinde olan annelerde % 49.1 bulunmuştur (p<0.05) Sonuç: Anneler DÖB ve anne sütünün önemi hakkında eğitilmelidirler. Kadınların eğitim düzeyinin yükseltilmesi yeterli DÖB almayı arttırabilecek en önemli girişimdir.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim