Yazar "Önal, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir Hayat Felsefesi ve Mutluluk Öğretisi Olarak Sınıfsız Aylaklık(2019) Önal, MehmetÖz: Bu çalışmada ilk olarak aylaklığın tanımı, tarihi, asalaklık ve tembellikle olan benzerlikleri ya da farklılıkları incelenecektir. Daha sonra aylaklığın tarihsel süreçte kazandığı anlam farklılıkları, tekabül ettiği sınıf ya da insan grupları ve aylaklığın günümüzde bir yaşam biçimi olarak kurulup kurulamayacağı tartışılacaktır. Bu zeminde; hem aylaklık teorisi, sosyal aylaklık, aylak sınıf ve kendi kendine yetme erdemi gibi bazı temel kavramlar hem de aylaklığın kapitalist sömürü düzeni için bir alternatif oluşturup oluşturamayacağı konu edilecektir. Nitekim kapitalist üretim-tüketim çılgınlığının en yıkıcı sonuçlarından biri olan gelir adaletsizliği ve tabiatın kirletilmesi neticesinde ekolojik dengenin bozulması ile yaşanan çevre felaketleridir. Makalenin temel tezi ise aylak hayat tarzının bir tembellik olmadığı, hem derin ekolojiye hizmet edebileceği hem de kapitalist sömürü düzenini rahatsız edecek olan bir iddiasının olduğudur. Sonuçta, aylaklık ne bir ideoloji ne de anarşizmde olduğu gibi bir antitez hareketi olarak değil; bir yaşam felsefesi ve bir mutluluk öğretisi olarak bizatihi tez olarak sunulacaktır.Öğe Çağdaş Pragmatist ve Realist Hukuk Felsefelerinin On- tolojik ve Epistemolojik Kökleri(Beytulhikme An International Journal of Philosophy, 2015) Önal, MehmetÇağdaş Pragmatist ve Realist Hukuk Felsefelerinin On- tolojik ve Epistemolojik Kökleri Öz: Anahtar Kelimeler: Konu Alanı: Fen > Sosyal > FelsefeÖğe Dört Teknoloji Felsefesi(2020) Önal, MehmetÖz: Bu makalede Drengson bazı teknoloji ve felsefe tipolojileri geliştirmekte-dir. Önce o, “felsefe” hakkında mümkün olan dört anlayışı ortaya koyar ve felse-fenin en iyi şekilde “kavramlarla icra edilen bir tür caz müziği"gibi anlaşılması gerektiğini savunur. Daha sonra, teknolojik gelişmenin dört aşamasını şöyle ad-landırır: Teknolojik anarşi, teknofili, teknofobi ve uygun teknoloji. Bunlar ara-sına bir sınır çekerken kullandığı temel kriter ise teknolojinin her bir aşamasın-da insanoğlunun baskın tavrıdır. Teknolojik anarşi, teknik imkânların henüz keşfedildiği ve baskın bir standardın mevcut olmadığı için ne olsa gider misali oynaktır. Teknofili, teknoloji aşkıdır ve bazı durumlarda teknoloji ile özdeşleşir. Bu aşamada, bir aşk hikâyesinin ilk günlerinde olduğu gibi, insan çoğunlukla teknolojinin sorunlarını, sınırlarını ve kötü yanlarını fark edemez. Doug Browning tarafından ifade edildiği gibi “taklit” iyi bir teknofili örneğidir. Tek-nofobi, teknolojiden korkma ve nefret etmedir. O, teknolojinin olumsuz yanla-rıyla ilgili olarak düşünüp tartışılmış bir farkındalığın ötesine geçer ve reddet-meye doğru bir eğilim gösterir. Dreng-son’ın kendi kendini eleştirme aşaması ve tutumu olarak uygun teknolojiyi (insanın) en olgun ve felsefi olarak en zengin tavrı sayar. Uygun teknoloji, bizleri, bütün maliyetleri dengelemeye, biyolojik çeşitliliği korumaya, insan, hayvan ve teknoloji arasındaki karşılıklı dost etkile-şimi artırmaya ve insanî gelişimi desteklemeye zorlar. Bu görüş, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir ya da yeşil mühendislik ve tasarımın mevcut prog-ramlarının anlam ve amaçlarının çoğunu gösterir.Öğe Fen/Edebiyat ve Eğitim Fakültelerinin Geleceği ya da Türkiye'de Bilim Adamı ve Öğretmen Yetiştirme Meselesi(2015) Önal, MehmetÖz: Türk Milli Eğitim ve Yüksek Öğretim Sisteminde son 200 yıllık ciddi ve samimi çabalara rağmen istenen başarı sağlanamamıştır. Tanzimat'tan bugüne kadar geçen sürede, bilim adamı ve öğretmen yetiştirme konusunda, kurulan üniversiteler ve öğretmen okulları için, çok çeşitli yöntem ve yaklaşımlar denenmiş ise de ciddi bir eğitim ve öğretim geleneği oluşmamıştır. Öğretmen yetiştirmede en başarılı deneyim Yüksek Öğretmen Okulları modelidir. Bu modelde öğretmen olacak aday hem Fen/Edebiyat fakültelerinden alan dersi okuyor hem de kendi okulları olan Yüksek öğretmen okullarından öğretmenlik formasyonu alıyordu. Maalesef bu modele göre şekillenen Yükseköğretim kurumları 1970'li yıllardan sonra Türkiye'de yoğun olarak yaşanan terör ve anarşinin etkisiyle 1978 yılında kapatılmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra da yükseköğretim alanında yapılan düzenlemeler daha çok bir tepki yaklaşımı ve güvenlik kaygısı üzerine inşa edildiği için yine ciddi bir başarı sağlanamamıştır. Hepsinden kötüsü de bu askeri darbeden sonra Eğitim Fakülteleri ile Fen ve Edebiyat Fakülteleri arasındaki akademik ilişkilerin tamamen kopmuş olmasıdır. Kısacası, makalede bahsi geçen bu tarihi arka plan incelenmekte ve bilim adamı ve öğretmen yetiştiren eğitim kurumlarının birbiri ile yeniden ilişkilendirilerek gelecekte nasıl işlevsel hale getirilebileceği tartışılmaktadır.Öğe Kötülük problemine epiktetos’un mutluluk öğretisiyle bakmak(Felsefe Dünyası, 2012) Önal, MehmetÖz: Bu makalede, Roma Stoası temsilcilerinden biri olan Epiktetos’un (55- 135), kötülük problemi (teodise) hakkındaki görüşleri değerlendirilecektir. Bunun için önce, din felsefesinde kötülük probleminin genel anlamda açıklaması yapılacak ve bu bağlamda, son yıllarda din felsefecilerinin yaptığı teodise ve savunma ayrımına dikkat çekilecektir. Daha sonra, insanlık tarihinde öne çıkan bazı destan ve dinlerde geçen ve batı felsefe geleneğinde ortaya konan kötülük konusundaki yorumlar ele alınacaktır. İşte bu tarihi zeminde Epiktetos’un, Tanrı’nın varlığı ve adaletini hedef alan eleştirilere karşı geliştirdiği bir nevi savunma olan mutluluk öğretisi onun eserlerinden yapılan alıntılara dayanarak işlenecektir. Makalenin sonuç bölümünde ise Epiktetos’un theodise görüşünün din felsefesine ne gibi katkılar sağladığına ve ayrıntılarının neler olduğuna işaret edilecektir.Öğe Malatya graben havzası güney bölümünün stratigrafisi ve depolanma ortamları(1997) Önal, MehmetMalatya graben havzası, kuzey ve güneyden büyüme fayları ile çevrili, üçgen biçimli, tipik bir dağarası havza niteliği taşır. Havzayı çevreleyen Miyosen öncesi kaya birimleri Permo-Karbonifer yaşlı kireçtaşı ve çeşitli şistlerden, Üst Kretase ve Eosen yaşlı fliş benzeri tortullardan ve kireçtaşlarından oluşur. Genel olarak alüvyon yelpazesi, akarsu ve taşkın ovası ortamlarından oluşan havzanın güney bölümünün Orta Miyosen istifi, alttan üste doğru, yöntemsiz olarak, Şeyhler, Sultansuyu ve Beyler Deresi formasyonlarına bölünmüştür. İncelenen kaya birimlerinin toplam kalınlığı 308 metredir. Şeyhler formasyonu, genel olarak taşkın ovası ortamını yansıtan, yeşil kiltaşı, kırmizı-kahverengi çamurtaşı, kahverengi kumtaşı ve yersel kumlu çakıltaşlarından oluşan çevrimsel tortul düzeylerden oluşmaktadır. Yörede bulunan ekonomik nitelikli linyit düzeyi (üst linyit) en fazla 4 m. kalınlıkta olup Şeyhler formasyonunun alt düzeyinde yeralır. Sultansuyu formasyonu, genel olarak akarsu ve taşkın ovası ortamını yansıtan yeşil kiltaşı, ak renkli killi kireçtaşı, kırmızı-kahverengi çamurtaşı, kahverengi kumtaşı ve çakıltaşlarından yapılı çevrimsel tortul düzeylerinden oluşmuştur. Beyler Deresi formasyonu, alüvyal yelpaze ortamını simgeleyen, kırmızı renkli çamurtaşı ve kumtaşı arakatmanlı çakıltaşlarından oluşur. Formasyon üste doğru kabalaşan ve katman kalınlığı artan az belirli çevrimsel tortul düzeylerden oluşur. Formasyonlar birbiriyle yanal ve düşey geçişli, Şeyhler formasyonu altındaki Parçikan formasyonu ile düşey geçişli olup, tüm birimler temel kayalarını açılı uyumsuz olarak üstlerler. Yersel olarak da Sultansuyu formasyonu Parçikan formasyonunu paralel uyumsuz olarak örter. Havzanın güneyini dolduran tortulların yanal ve düşey yönde gösterdiği litofasiyes değişimleri, depolanma ortamlarının dağılımı ve geometrik özellikleri, Malatya graben havzasının güney bölümünün tortullaşmayla yaşıt normal fayların kontrolünde geliştiğini göstermektedir. Üste doğru kabalaşan çevrimsel tortullar da bu faylarla ilgili olabilir.Öğe MEVLANA’DA AŞK FELSEFESİ VE KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME(2022) Kayışlı, Buket; Önal, MehmetMevlana düşünce sisteminde görülen ‘kendini gerçekleştirme’ kavramının, kişisel gelişimcilerin ya da psikologların ifade ettiği anlamda bir kendini gerçekleştirme olmadığı bu çalışmanın temel iddiasıdır. O, insanın ilahi boyuta sahip manevi bir varlık olduğunu ifade eden, bu noktada Sokrates gibi “insan doğuştan bilgi sahibidir” tezini savunan bir yaklaşımı temsil etmektedir. Özden gelen bilgiyi kabul eden Mevlana, Platon’un ruhun eğitilmesi suretiyle insan özünde gizlenmiş olan ilahi cevherin açığa çıkacağı düşüncesini de kabul etmektedir. Bu düşüncenin temel paradigması olan “insan-ı kamil” e dair öğretisini açıklamak, O’nun düşüncesini idrak ettirmek için zorunludur. İnsanın varlığının özünde yer alan hakikati açığa çıkarmaya, anlamaya ve anlamlandırmaya çalışması mana arayışının temel yapı taşlarıdır. Ona göre, kendini bilmeyen, anlamayan insan kemale eremez; bu kemale erme süreci sabır, gayret ve istikrar gerektirmektedir. Bu doğrultuda insan neye maruz kalırsa kalsın kendi aczine ve zorluklara takılıp kalmayacak, hakikati nerde araması gerektiğini artık öğrenmiş olacaktır. Mevlana bu sürecin sonunda kendini gerçekleştiren kamil insan ortaya çıkar diyerek tasavvufi öğretisini felsefi olarak temellendirmiştir.Öğe Permo-Karbonifer yaşlı Koltik kireçtaşı'nın (Malatya güneyi) yapı ve kaplama taşı olarak kullanılabilirliğinin araştırılması(Geosound, 2003) Eren, Didem; Önal, MehmetÖz: Malatya güneyinde geniş yüzlekleri bulunan ve dolomitik mermer ve mermerlerden oluşan Koltik kireçtaşı yaklaşık 1000 metre kalınlığa sahiptir. Çalışma alanının temelini Yüksekova karmaşığı (Üst Kretase) oluşturur. Koltik kireçtaşı Yüksekova karmaşığı üzerine tektonik (faylı) bir dokanakla gelir. Daha genç birimler Yüksekova karmaşığı ve Koltik kireçtaşını uyumsuz olarak üzerler. Kireçtaşının jeomekanik özelikleri arazi ve laboratuvar çalışmaları ile belirlenmiştir. Arazi çalışmalarında, kireçtaşının orta-sık çatlaklı ve çatlakların genellikle dolgulu oldukları gözlenmiştir. Laboratuvarda kaya bloklarından elde edilen küp örnekler üzerinde TSE ve ASTM standartlarına göre deneyler yapılmıştır.Çalışılan kireçtaşının katman kalınlığı, birim hacim ağırlığı, su emme özelliği, tek eksenli basınç dayanımı, asit etkilerine dayanımı ve don kaybı TSE standartlarına , tek eksenli basınç dayanımı, asit etkilerine dayanımı ASTM standartlarına göre uygun sınırlar içindedir. Deney sonuçlarına göre, Koltik kireçtaşının yapı ve kaplama taşı olarak kullanılabilir olduğu belirlenmiştir. Başlık (İngilizce): Utilization as building and cladding stone of Permo-Carboniferous age Koltik limestone (Malatya southern) Öz (İngilizce): Koltik limestone has approximately 1000 m thick, which is wide appearences in the southern part of Malatya. The basement rock of study area is Yüksekova complex (Upper Cretaceous). Koltik limestone (Permo-Carboniferous) which is mainly composed of dolomitic marbles and marbles, was placed on the Yüksekova complex with a tectonic (fault) contact. Upper Cretaceous and Tertiary sediments overlain to the Yüksekova complex and Koltik limestone as unconformably.The geomechanics features of the Koltik limestone were determined with area and laboratory studies. Limestone is middle to often cracked. Cracks were generally filled. In the laboratory, on the cubical formed samples from the rock blocks were done experiments as to TSE and ASTM standarts. According to TSE standarts bed thickness, unit weight, specific gravity, water absorbtion, uniaxial compressive strength, resistivity to acidity and frost action values were found to be suitable for marble industries. According to ASTM standarts uniaxial compressive strength and resistivity to acidity are suitable for marble industries.As to the results of the experiments, Koltik limestone may be used for building and cladding stone.Öğe Son konferansları bağlamında sezai karakoç’un “medeniyet” ve “diriliş” kavramları(İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Önal, MehmetSezai Karakoç, 1960’dan beri, çok bilinçli bir plan ve program dâhilinde, yazdığı yazılar, konferanslar, şiirler ve diğer sanat ürünü eserleri ile inandığı medeniyetimizin dirilişine hizmet etmek, milletimizi bilinçlendirmek ve dirilişin mümkün olduğunu anlatmak için sürekli çabalayıp durmuştur. Bunu, ne günübirlik hevesler ile ne politik kaygılar ile ne de her 10 yılda bir değişen batılı paradigmalara yaslanarak değil, kendi medeniyet ve ruh köküne dayanarak yapmaya çalışmıştır. Bu yönüyle o, sıradan bir yazar ya da entelektüel değil, ağırbaşlı ve basiretli bir düşünür, bir sanat adamı ve bilgedir. Bu yüzden olsa gerek, o, “artık bizden adam olmaz, öldük bittik”, denildiği kırılma anlarında bile, İslam medeniyetinin yeniden dirilişi konusunda hiçbir yese düşmemiş ve hep milletine ümit aşılamaya devam etmiştir. Her türlü olumsuzluğa rağmen, medeniyet perspektifli bir dirilişin mümkün olduğunu, özellikle aydın kadrolara anlatmaya çalışan Sezai Karakoç’un ilerlemiş yaşına rağmen verdiği son konferanslarında bu umudunu koruduğu ve hatta güçlendirdiği görülmektedir. Bunun en güzel delili, 1990’da kurulup 1997’de kapatılan Diriliş Partisi dönemi konuşmalarından olan ve 1991-94 arasında yapılan 4 konferansıdır. Bu bildirinin yazılış amacı, Çıkış Yolu II adlı kitapta topladığı bu konferanslardaki görüşleri ile 30 yıl önce yazdığı yazılardaki arasında ciddi bir fark olmadığını ortaya koymaktır. Anahtar Sözcükler: Sezai Karakoç, Medeniyet, İslam Medeniyeti, DirilişÖğe Üst Kretase yaşlı Tohma kireçtaşı'nın (Malatya Güneyi) yapı ve kaplama taşı olarak kullanılabilirliğinin araştırılması(2005) Eren, Didem; Önal, MehmetÖz: Malatya güneyinde yüzlekleri bulunan Tohma kireçtaşı en fazla 120 m kalınlığa sahiptir. Kireçtaşı Üst Kretase transgresyonunun tabanında bulunur ve resifal özellik taşır. Kireçtaşının jeomekanik özellikleri arazi ve laboratuvar çalışmaları ile belirlenmiştir. Kireçtaşı tekyönlü, içi genelde boş ve geniş aralıklı çatlaklar içerir. Laboratuvarda kaya bloklarından elde edilen küp örnekler üzerinde TSE ve ASTM standartlarına göre deneyler yapılmıştır. Çalışılan kireçtaşının katman kalınlığı, birim hacim ağırlığı, özgül ağırlığı, su emme özelliği, porozite değeri, tek eksenli basınç dayanımı ve don kaybı TSE, su emme ve tek eksenli basınç dayanımı ASTM standartlarına göre uygun sınırlar içindedir. Deney sonuçlarına göre, Tohma kireçtaşı'nın yapı ve kaplama taşı olarak kullanılabilir olduğu belirlenmiştir.