Yazar "Şad, Süleyman Nihat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 42
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ailede Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği Geliştirme Çalışması(2023) Yıldırım, Nuray; Şad, Süleyman NihatBu çalışmada ailede (ebeveyn ve çocuğun) akıllı telefon bağımlılığını ölçebilmek için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan veriler iki farklı gruptan toplam 677 veliden toplanmıştır. İlk grup olan 288 katılımcıdan elde edilen verilere açımlayıcı faktör analizi (AFA), ikinci grup olan 389 katılımcıdan elde edilen verilere ise doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Literatür taraması sonucunda hazırlanan 54 aday madde, uzman görüşleri sonucunda 34 maddeye indirgenmiştir. Bu maddelere uygulanan açımlayıcı faktör analizi sonucunda “veli boyutu” ile “çocuk boyutu” olmak üzere iki faktörden oluşan 20 maddelik yapıya ulaşılmıştır. Ölçeğin ilk faktörünün varyansın %33.52’sini, ikinci faktörünün ise varyansın %26.43’ünü açıkladığı belirlenmiştir. Ölçeğin tamamının ise toplam varyansın yaklaşık %60’ını açıkladığı gözlenmiştir. DFA ile iki faktörlü yapı doğrulanmış, uyum indekslerinin de “iyi” ve “kabul edilebilir” düzeyde olduğu bulunmuştur. Ölçeğin güvenirliği, iç tutarlılık katsayısıyla hesaplanmış ve Cronbach alfa katsayısı ölçeğin tamamı için .928, “Çocuk Boyutu” için .936; “Veli Boyutu” içinse .911 hesaplanmıştır.Öğe The aim of this research was to provide an in-depth analysis of Inonu University Distance Education Students' Level of Online Student Connectedness in terms of some variables. Formal and distance education students’ online student conn(2021) Sel, Feride; Şad, Süleyman NihatÖz:The aim of this research was to provide an in-depth analysis of Inonu University Distance Education Students' Level of Online Student Connectedness in terms of some variables. Formal and distance education students’ online student connectedness levels were defined and analyzed in terms of way of education, gender and academic success. This study was conducted according to associational research design. Participants comprised 944 students, 646 formal students who took 5 / ı courses (Atatürk's Principles and History of Revolution, Turkish Language and Foreign Language) through web- based instruction, and 298 distance education program students. In order to collect data “Personal Information Form” and “Online Student Connectedness Survey” were used. Results showed that while distance education students feel comfortable in online learning environments in general, formal education students have lower online student connectedness levels and they do not feel comfortable in the distance learning environment. Also, a low level of sense of community was observed among the participant students in the studyÖğe Analysis of Online Student Connectedness Levels of Inonu UniversityDistance Education Students in Terms of Some Variables(2021) Sel, Feride; Şad, Süleyman NihatThe aim of this research was to provide an in-depth analysis of Inonu UniversityDistance Education Students' Level of Online Student Connectedness in terms of somevariables. Formal and distance education students’ online student connectedness levelswere defined and analyzed in terms of way of education, gender and academic success.This study was conducted according to associational research design. Participantscomprised 944 students, 646 formal students who took 5 / ı courses (Atatürk's Principlesand History of Revolution, Turkish Language and Foreign Language) through web- based instruction, and 298 distance education program students. In order to collect data“Personal Information Form” and “Online Student Connectedness Survey” were used.Results showed that while distance education students feel comfortable in onlinelearning environments in general, formal education students have lower online studentconnectedness levels and they do not feel comfortable in the distance learningenvironment. Also, a low level of sense of community was observed among theparticipant students in the studyÖğe Çağdaş Öğrenme Yaklaşımlarının Matematik Dersi Akademik Başarısına Etkisi Üzerine Bir Meta Analiz Çalışması(Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2017) Şad, Süleyman Nihat; Kış, Ali; Demir, MustafaÖz: Bu araştırmada çağdaş öğrenme yaklaşımları kapsamında değerlendirilen işbirlikli öğrenme, çoklu zekâ kuramına dayalı öğrenme, probleme dayalı öğrenme ve yapılandırmacı öğrenme yaklaşımlarının matematik dersi akademik başarısına etkisinin incelendiği deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçların meta-analiz yoluyla sentezlenmesi amaçlanmıştır. Verilerin toplanması için dâhil edilme kriterleri belirlenip kodlama formu hazırlanmıştır. Bu doğrultuda çağdaş öğrenme yaklaşımlarının matematik başarısına etkisini inceleyen ve 2005-2014 yılları arasında yayınlanmış toplam 47 deneysel çalışma meta-analize dâhil edilmiştir. Bu araştırmalara katılan 2627 denekten elde edilen bulgulara göre çağdaş öğrenme yaklaşımlarının matematik başarısına etkisine ilişkin sentezlemeye gidilmiştir. Rastgele etkiler modeline göre yapılan analizler sonucunda çağdaş öğrenme yaklaşımların matematik başarısı üzerindeki etkisinin anlamlı (p<0.001) ve geniş (d=0.93) olduğu saptanmıştır. Bu değer çağdaş öğrenme yaklaşımlarının öğrencilerin matematik başarısını artırmada anlamlı düzeyde daha etkili olduğunu göstermektedir. Rastgele etkiler modeline göre yapılan analizler sonucunda çalışmaların ortak etki büyüklükleri açısından yapılan gruplar arası karşılaştırmalarda, uygulanan yaklaşımlar arasında (QGA=6.456, sd=3, p=.091) ve deneyin yapıldığı öğretim kademeleri arasında (QGA=4.136, sd=2, p=.126) istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Ayrıca rastgele etkiler modeline göre yapılan meta-regresyon analizi sonucunda çağdaş öğrenme yaklaşımlarına dayalı yürütülen deneysel çalışmalarda deney süresinin matematik başarıları açısından anlamlı bir etkiye sahip olmadığı (z=-0.0499, p>.05) görülmüştür. Ancak grup büyüklüğünün çağdaş öğrenme yaklaşımlarına dayalı yürütülen deneylerde öğrencilerin matematik başarılarına anlamlı bir etkisinin olduğu (z=-2.12076, p<.05) ortaya çıkmıştır. Buna göre sınıftaki öğrenci sayısı azaldıkça, çağdaş öğrenme yaklaşımlarını kullanmanın öğrencinin matematik başarısı üzerindeki etkisi de olumlu yönde artmaktadır. Başlık (İngilizce): A Meta-Analysis of the Effect of Contemporary Learning Approaches on Students' Mathematics Achievement Öz (İngilizce): The purpose of this research is to synthesize the results of experimental studies which investigated the effect of certain contemporary learning approaches including cooperative learning, multiple intelligence-based learning, problem-based learning, and constructivist learning approach on students' mathematics achievement via meta-analysis method. In order to collect the data, first the inclusion criteria were determined and a coding form was developed. As a result, the meta-analysis involved 47 experimental studies published between 2005 and 2014, which investigated the impact of contemporary learning approaches on learners' mathematics achievement. Based on the findings obtained from 2627 subjects who took part in these studies, a synthesis was done about the impact of contemporary learning approaches on mathematics achievement. The analysis based on the random effects model revealed that using contemporary learning approaches have a significant (p< 0.001) impact on mathematics achievement with a large effect size (d=0.93). This finding suggests that using contemporary learning approaches in mathematics lessons is effective in increasing the learners' mathematics achievement. As a result of the comparisons of common effect sizes between the groups based on random effects model, no statistically significant difference was observed between the specific learning approaches (QBG=6.456, df=3, p= .091) and the school stages (QBG=4.136, df=2, p=.126). Moreover, the metaregression analysis based on random effects model revealed no statistically significant effect of the duration of treatment on learners' mathematics achievement in the lessons conducted in accordance with the contemporary learning approaches (z=-0.04990, p> .05). However, it was found that group size had a significant negative effect on mathematics achievement in the lessons conducted in accordance with the contemporary learning approaches (z=2.12076, p< .05), i.e. as the number of students decreases, the better results are achieved from contemporary learning approaches in terms of learners' math achievement.Öğe Çevirinin yabancı dil öğretiminde kullanılması: Deneysel bir çalışma(2010) Duruhan, Kemal; Şad, Süleyman NihatÖz: Bu çalışmanın amacı çevirinin aktif bir öğretim tekniği olarak kullanılmasının Malatya İnönü Üniversitesi Battalgazi Meslek Yüksek Okulunda okuyan öğrencilerin yabancı dil (İngilizce) öğrenimine etkisini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubu 2005–2006 akademik yılında Malatya İnönü Üniversitesi Battalgazi Meslek Yüksek Okulu Bahçe Ziraatı, Basın Yayıncılık, Seracılık ve Süs Bitkileri Yetiştiriciliği ve Yerel Yönetimler bölümlerine devam eden toplam 100 öğrenciden oluşmaktadır. Çalışmada, deney ve kontrol gruplu ön test-son test deseni kullanılmıştır. Ön test-son test formu olarak öğrencilere 30 sorudan oluşan bir başarı testi verilmiştir. Haftada iki ders saati (2 x 45 dk.) olmak üzere toplam iki hafta boyunca süren deneysel sürecin ardından verilen son test formundan elde edilen puanlar SPSS 13.0 Windows paket programı yardımıyla bağımsız gruplarda ve eşleştirilmiş gruplarda t-testi analizine tabi tutulmuştur. Deneysel değişken olan çevirinin etkisinin manidarlığı 0.05 düzeyinde sorgulanmıştır. Yapılan t-testi sonucunda deneysel değişken olan çevirinin öğrenci başarısı üzerinde 0.05 düzeyinde istatistiksel açıdan manidar bir fark yarattığı bulunmuştur.Öğe DİK TEMEL YAZI VE BİTİŞİK EĞİK YAZI BİÇİMLERİNİN 4. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUDUĞUNU ANLAMA BECERİSİNE ETKİSİ(Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (elektronik), 2017) Şad, Süleyman Nihat; Demir, OkayÖz: Bu araştırmanın amacı, dik temel ve bitişik eğik yazıyla oluşturulmuş metinlerin ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama becerileri üzerindeki etkisini test etmektir. Araştırma deneysel desende tasarlanmıştır. Araştırmaya 2015-2016 eğitim-öğretim yılı birinci dönemi Malatya İli Yeşilyurt ve Battalgazi ilçeleri sınırları içinde bulunan farklı sekiz ilkokulun dördüncü sınıflarında öğrenim gören toplam 300 öğrenci katılmıştır. Araştırma sonucunda 4. sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama testinde sergiledikleri performansın, metnin dik temel yazı ya da bitişik eğik yazı ile hazırlanmış olmasından etkilenmediği görülmüştür. Benzer şekilde madde bazında yapılan analizlerde soruların güçlük düzeylerinin dik temel yazı ya da bitişik eğik yazı biçiminden etkilenmediği sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan bitişik eğik yazıya kıyasla dik temel yazıyla hazırlanan soruların %27'lik alt ve %27'lik üst gruptaki başarısız ve başarılı öğrencileri ayırt etme gücü açısından istatistiksel olarak daha etkili olduğu, ancak bu etkinin pratikte yeterince büyük olmadığı görülmüştür. Maddelerin ayırtedicilik gücüne dair alternatif göstergelere (düzeltilmiş ve normal nokta-çift-serili maddetoplam korelasyon katsayıları) ilişkin analiz sonuçları da yazı biçiminin okuduğunu anlama testinde yer alan maddelerin ayırt edicilik gücü üzerinde etkisinin olmadığını göstermiştirÖğe Do Prospective Classroom Teachers Perceive Themselves as Effective and Willing to Teach Young Learners English?(Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 2015) Şad, Süleyman NihatDo Prospective Classroom Teachers Perceive Themselves as Effective and Willing to Teach Young Learners English?Öğe Facebook as a Peer-Assessment Platform: A Case Study in Art Teacher Education Context(2018) Ersöz, Yasemin; Şad, Süleyman NihatAbstract: This research intended to answer the question “Is Peer-Assessment on Facebook useful in visual art education?” in an intrinsic case study. Participants were a group of prospective visual-art teachers, who regularly share and comment on the photographs of their paintings in a special group they created on Facebook. Ten volunteering prospective visual-art teachers were involved in the study during 2013-2014 academic year. Focus group interviews were conducted with the participants to collect data in addition to online digital documents, including photographs of students’ paintings and comments on them. In general, participants stated that Facebook-based peer assessment is beneficial, since it helps them notice their deficiencies, look at their works from a different perspective and improve their artistic skills. Thanks to the productive feedback, their motivation and self-confidence are boosted. It was also found that peer-assessment on Facebook has the advantage of ubiquity, allowing more peer involvement, easy and objective criticism, and sustainable learning opportunities in the long-run. The participants also emphasized some disadvantages of the practice of peer assessment on Facebook such assubjective feedback and poor quality of digitalized visuals.Öğe How Do High School Adolescents Define a Good Friend versus a Bad Friend?(2021) Öztürk, Nilgün; Atli, Abdullah; Şad, Süleyman NihatAbstract: This qualitative study aimed to examine the perceptions of adolescents at high schools about “good friends” and “bad friends”, and to classify their perceptions under inclusive themes. Data were collected from 126 high school students. As a result of the inductive thematic analyses of the interviews, three major binary themes emerged: “Reliable versus Unreliable”, “Foul-weather friend” versus “Fair-weather friend”, and “Empathetic versus Callous”. Based on the results of the analysis, it was asserted that a good friend is characterized by reliability in not lying to you and keeping you away from dangers, a sound support when you are in need, and finally a feeling of emotional intimacy. A bad friend is characterized by unreliability in lying to you and a potential risk of endangering you, no support when you are in need, and a feeling of emotional distance from you. Practical suggestions were given to practitioners within the framework of the findings.Öğe İlköğretim birinci kademe ingilizce öğretim programının çocuklara yabancı dil öğretiminin duyuşsal hedeflerini gerçekleştirme düzeyi(İnönü Üniversitesi, 2011) Şad, Süleyman Nihat; Gürbüztürk, OğuzAraştırmanın temel amacı, İlköğretim birinci kademe İngilizce öğretim programının, çocuklara yabancı dil öğretiminin duyuşsal hedeflerini gerçekleştirmeye hizmet etme düzeyini bazı değişkenler açısından incelemektir. Araştırmada eşzamanlı baskın (NİCEL) ve daha az baskın (Nitel) karma yöntem deseni kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda, betimsel tarama modeli ile ilişkisel modeller olan nedensel karşılaştırma yöntemi ve korelasyon yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda ise, olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Malatya ili Merkez ilçe sınırları içinde yer alan 74 devlet ilköğretim okulunun ve 3 özel ilköğretim okulunun 4. ve 5. sınıflarında eğitim gören toplam 15.654 öğrenci içerisinden 2009-2010 eğitim öğretim yılı ikinci döneminde tabakalı örnekleme yöntemi kullanılarak seçkisiz olarak belirlenen 528 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın nitel boyutu için amaçlı örnekleme yöntemlerinden olan maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemi kullanılarak 31 öğrenci ve 6 yabancı dil öğretmeni katılımcı olarak belirlenmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla hem nicel hem de nitel veri toplama araçları kullanılmıştır. Öğrencilerin, çocuklara yabancı dil öğretiminin duyuşsal özelliklerine ne düzeyde sahip olduklarını ölçmek amacıyla ?Çocuklara Yabancı Dil Öğretiminin Duyuşsal Hedefleri Ölçeği?, yabancı dil derslerindeki öğretim etkinliklerinin yapılma sıklığını ölçmek amacıyla da ?Yabancı Dil Öğretim Etkinlikleri Ölçeği? geliştirilmiştir. Ölçeklerin içtutarlılık ve kararlılık açısından güvenirliğinin test edilmesi amacıyla madde toplam korelasyonları, Cronbach Alfa güvenirlik katsayıları ve test-tekrar test güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar ölçeklerden elde edilen puanların içtutarlılık ve kararlılık açısından güvenilir olduğunu göstermiştir. Araştırmada nitel verilerin toplanması amacıyla öğretmen ve öğrenciler için yarı yapılandırılmış görüşme formları geliştirilmiştir. Verilerin analizinde normallik varsayımı karşılandığı için parametrik istatistiksel yöntemler tercih edilmiştir. Buna göre araştırmanın alt problemleri doğrultusunda betimsel istatistikler (ortalama ve standart sapma), nedensel karşılaştırmalı analizlerde bağımsız gruplar için t-testi ve tek faktörlü ANOVA (varyansların eşit olmadığı gruplarda Brown-Forsythe), Post Hoc testi olarak Scheffe testi (varyanslarının eşit olmadığı durumlarda Dunnett's C) ve korelasyon analizlerinde çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde anlamlılık düzeyi p< .05 olarak alınmıştır. Görüşme yöntemiyle elde edilen nitel veriler NVivo8 Nitel veri analizi programı kullanılarak betimsel analize ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmanın nicel bölümünden elde edilen bulgulara göre, öğrenciler yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik yüksek düzeyde olumlu tutuma sahiptir. Araştırmanın nitel bulgularına göre öğrencilerin genelde yabancı dil öğrenmeye özelde de İngilizce derslerine yönelik olumlu tutumları, özellikle yabancı dil öğrenmenin zevkli ve eğlenceli doğasından ve derslerde kullanılan zevkli ve eğlenceli etkinliklerden kaynaklanmaktadır. Öğrencilerin yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik olumsuz tutumlarının başlıca nedenleri ise eğlenceli etkinliklerin yeterince yapılmaması ve bunların yerine sıkıcı ve zor etkinliklerin yapılmasıdır. Ayrıca öğrencilerin yabancı insanlara ve kültürlere yönelik yüksek düzeyde olumlu tutuma sahip olduğu bulunmuştur. Öğrenciler, farklı insanları ve kültürleri merak etmekte, yabancı insanlarla tanışmak, iletişim kurmak, ülkelerini ziyaret etmek ve kültürlerini öğrenmek istemektedir. Öğrencilerin yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabalarının yüksek düzeyde olduğu, ancak nitel verilerden hareketle öğretmen merkezli yabancı dil öğrenme çabalarının öğrenci merkezli yabancı dil öğrenme çabalarından daha yoğun olduğu görülmüştür. Nicel bulgulara göre öğrenciler düşük düzeyde yabancı dil kaygısı yaşamaktadır. Nitel bulgular yabancı dil kaygısı taşıyan bazı öğrencilerin kaygılarının olumsuz ve yetersiz değerlendirilme korkusu, sınav korkusu ve iletişim kurma korkusundan kaynaklandığını göstermiştir. Araştırmaya katılan 5. sınıf öğrencileriyle kıyaslandığında, 4. sınıf öğrencilerinin yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik tutumları daha olumlu, yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabaları ise daha yüksek düzeydedir. Ancak sınıf değişkeninin bu boyutlar için etki büyüklüğü ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Yabancı dil kaygısı ile yabancı insanlara ve kültürlere yönelik tutum açısından manidar bir fark gözlenmemiştir. Araştırmaya katılan erkek öğrencilerle kıyaslandığında, kız öğrencilerin yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik tutumları daha olumlu, yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabaları daha fazla, yabancı dil kaygıları ise daha düşüktür. Ancak cinsiyetin bu boyutlar için etki büyüklüğü ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Yabancı insanlara ve kültürlere yönelik tutum açısından ise manidar bir fark gözlenmemiştir. Araştırmaya katılan devlet ilköğretim okulu öğrencileriyle kıyaslandığında, özel okul öğrencilerinin yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik tutumları daha olumlu ve yabancı dil kaygıları daha düşükken, devlet okulu öğrencilerinin yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabaları manidar düzeyde daha yüksektir. Ancak okul türünün bu boyutlar için etki büyüklüğü ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Yabancı insanlara ve kültürlere yönelik tutum açısından ise manidar bir fark gözlenmemiştir. Yabancı dil öğretmeni eğitim fakültesi mezunu olmayan öğrencilerle kıyaslandığında, yabancı dil öğretmeni eğitim fakültesi mezunu olan öğrencilerin yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik tutumları daha olumlu, yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabaları daha yüksek, yabancı dil kaygıları daha düşük ve yabancı insanlara ve kültürlere yönelik tutumları daha olumludur. Ancak öğretmenin mezun olduğu fakültenin bu boyutlar için etki büyüklüğü ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Yabancı dil öğretmeninin mesleki kıdemi 1-5 yıl ve 11 yıl ve üzeri olan öğrencilerle kıyaslandığında, yabancı dil öğretmeninin mesleki kıdemi 6-10 yıl olan öğrencilerin yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik tutumları daha olumlu, yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabaları ise daha fazladır. Ancak öğretmenin mesleki kıdeminin bu boyutlar için etki büyüklüğü ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Yabancı dil kaygısı ile yabancı insanlara ve kültürlere yönelik tutum açısından ise manidar bir fark gözlenmemiştir. Anne-babası yabancı dil derslerine her zaman yardımcı olan öğrencilerin yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabaları, hiç yardım almayanlara ya da bazen yardım alanlara göre daha yüksektir. Anne-babasından her zaman yardım alan öğrencilerin yabancı dil kaygıları, hiçbir zaman yardım almayanlara göre daha düşük, yabancı insanlara ve kültürlere yönelik tutumları ise daha olumludur. Ancak anne-babanın yabancı dil derslerine yardımının bu boyutlar için etki büyüklüğü ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce derslerine yönelik tutum açısından ise manidar bir fark gözlenmemiştir. Bu çalışmada yabancı dil dersi akademik başarısının en önemli yordayıcıları önem sırasına göre yabancı dil kaygısı, yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce dersine yönelik tutum ile yabancı insanlara ve kültürlere yönelik tutumdur. Yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabanın ise öğrencilerin yabancı dil dersi akademik başarısının anlamlı bir yordayıcısı olmadığı bulunmuştur. Öğrenci görüşleri doğrultusunda, yabancı dil derslerinde öğrenci merkezli etkinliklerin bazen yapıldığı, öğretmen merkezli etkinliklerin ise her zaman yapıldığı görülmüştür. En sık yapılan yabancı dil öğretim etkinlikleri dilbilgisi, çeviri, ezber ve soru-cevap etkinlikleridir. En az yapılan etkinlikler ise resimli kartların, İngilizce film ya da çizgi filmlerin ve kuklaların kullanıldığı etkinliklerdir. Ayrıca şarkı, oyun, boyama gibi öğrenci merkezli etkinliklerin amacı dışında uygun olmayan şekilde kullanılabildiği görülmüştür. Araştırmaya katılan 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin yabancı dil derslerinde öğrenci merkezli etkinlikler bazen, öğretmen merkezli etkinlikler ise her zaman yapılmaktadır. Sınıflar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark yoktur. Devlet ve özel ilköğretim okullarında öğrenci merkezli etkinlikler bazen, öğretmen merkezli etkinlikler her zaman uygulanmakta olup, özel ilköğretim okulunda öğrenci merkezli etkinlikler devlet ilköğretim okulundakine göre daha sık yapılmaktadır. Okul türü değişkeninin, öğrenci merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı açısından etki büyüklüğü ?orta? ile ?geniş? aralığında hesaplanmıştır. Öğrenci görüşleri doğrultusunda, eğitim fakültesi mezunu olan ve olmayan öğretmenler öğrenci merkezli etkinlikleri bazen, öğretmen merkezli etkinlikleri ise her zaman uygulamakta olup, eğitim fakültesi mezunu öğretmenler her iki etkinlik türünü de diğer öğretmenlere göre daha sık yapmaktadır. Öğretmenin mezun olduğu fakültenin, öğrenci merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı için etki büyüklüğü ?orta?, öğretmen merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı için ise ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Öğrenci görüşleri doğrultusunda, farklı mesleki kıdemlere sahip öğretmenler öğrenci merkezli etkinlikleri bazen, öğretmen merkezli etkinlikleri ise her zaman kullanmaktadır. 11 yıl ve üzeri mesleki kıdeme sahip öğretmenlerle kıyaslandığında 1-5 yıl ve 6-10 yıl mesleki kıdeme sahip öğretmenler öğrenci merkezli etkinliklikleri daha sık, öğretmen merkezli etkinlikleri ise daha az uygulamaktadır. Ancak öğretmenin mesleki kıdeminin, her iki boyut için etki büyüklüğü ?küçük? olarak hesaplanmıştır. Öğrenci merkezli ve öğretmen merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı birlikte, öğrencilerin yabancı dil dersi akademik başarı puanlarıyla düşük düzeyde ve anlamlı bir ilişki göstermektedir. Önem sırasına göre öğretmen merkezli ve ardından öğrenci merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı, yabancı dil dersi akademik başarısının manidar yordayıcılarıdır. Nicel bulgulara göre öğretmen merkezli ve öğrenci merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı birlikte, öğrencilerin duyuşsal özelliklerine ait puanlarla düşük ve orta arasında değişen düzeylerde anlamlı ilişkiler göstermektedir. Öğretmen merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı bütün duyuşsal özelliklerin manidar bir yordayıcısıdır ve öğrenci merkezli etkinliklere kıyasla daha etkilidir. Öğretmen merkezli etkinliklerle yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce dersine yönelik tutum (YİT), yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çaba (YAÇ) ve yabancı kültürlere ve insanlara yönelik tutum (YKT) arasındaki kısmi korelasyonlar pozitif yönde ve düşük düzeydeyken, yabancı dil kaygısıyla aralarındaki ilişki negatif yönde ve düşük düzeydedir (kısmi r= -.172). Öğrenci merkezli etkinliklerin yapılma sıklığı ise sadece yabancı dil öğrenmeye ve İngilizce dersine yönelik tutumun (YİT) ve yabancı dil öğrenmeye yönelik arzu ve çabanın (YAÇ) manidar bir yordayıcısıdır. Nitel bulgulara göre öğrenci merkezli etkinlikler, öğrencilerin duyuşsal davranışlarını daha çok olumlu yönde etkilemekte, başta yazılı veya sözlü sınavlar ve ödevler olmak üzere öğretmen merkezli etkinlikler ise öğrencilerin duyuşsal davranışlarını daha çok olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmen merkezli etkinliklerin çocukları duyuşsal açıdan olumlu etkilemesinin koşulu ise zor ya da sıkıcı olmamalarıdır.Öğe İlköğretim birinci kademe öğrenci velilerinin çocuklarının eğitimine katılım düzeyleri(Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 2013) Şad, Süleyman Nihat; Gürbüztürk, OğuzÖz: Bu araştırmada ilköğretim okullarının birinci kademesinde öğrenim gören çocukların anne ve babalarının, çocuklarının eğitim öğretim sürecine ne ölçüde katıldıklarının bazı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma betimsel tarama ile karşılaştırmalı ve korelasyonel ilişkisel tarama modellerinde tasarlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, Malatya ilinde bulunan altı ilköğretim okulunun 1-5. sınıflarına devam eden öğrencilerin anne ya da babasından oluşan 1252 veli oluşturmuştur. Veri toplamak amacıyla Veli Katılımı Ölçeği kullanılmıştır. Sonuç olarak velilerin çocuklarıyla iletişim kurma, çocuğun öğrenmesini destekleyici bir ev ortamı oluşturma, çocuğun kişilik gelişimini destekleme ve çocuğun ödev ve çalışmalarına destek olma boyutlarına ilişkin katılım düzeylerinin yüksek; sınıf-içi ve sınıf-dışı etkinliklere gönüllü katılma boyutu için ise düşük olduğu saptanmıştır. Annelerin çocuklarının ödev ve çalışmalarını babalara göre anlamlı düzeyde ( ?2= .05 ve d= .48) daha fazla destekledikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ailenin gelir düzeyi ile özellikle çocuğun sosyo-kültürel gelişimini destekleme ve öğrenmeyi destekleyici bir ev ortamı yaratma düzeyleri arasında orta düzeyde pozitif yönde; gönüllü aktif katılım düzeyleriyle de orta düzeyde negatif yönde ilişkiler bulunmuştur. Başlık (İngilizce): Primary school students parents level of ınvolvement into their children s education Öz (İngilizce): The aim of this study was to investigate the extent to which parents of elementary students (1st to 5th) participate in their children s education with regard to some variables. The study was designed based on descriptive survey model and comparative and correlational associative models. The sample of the research comprised 1252 parents whose children studied at 1st to 5th classes of six primary schools in Malatya province. The Parental Involvement Scale was used to collect data. As a result of the analysis, it was found out that parents level of involvement was high for such tasks as communication with children, creating enabling home settings, supporting child s personality development, and helping with homework, but low especially for volunteering. Also mothers were found to support their children s homework significantly more than fathers ( ?2 = .05 and d= .48). Finally, families monthly income was found to be positively and moderately associated especially with involvement tasks of supporting child s socio-cultural development and creating enabling home settings, and negatively and moderately with volunteering task.Öğe İlkokul İkinci Sınıf İngilizce Dersi Bağlamında Dinleme Becerisi Öğretimi: Bir Durum Çalışması(Eğitimde Nitel Araştrımalar Dergisi, 2015) Şad, Süleyman Nihat; Karaova, MerveÖz: Araştırmanın temel amacı, ikinci sınıf İngilizce dersi bağlamında üç farklı öğretmenin (anadili Türkçe olan bir İngilizce öğretmeni, İngilizce derslerini yürüten bir sınıf öğretmeni ve anadili İngilizce olan bir İngilizce öğretmeni) genel olarak çocuklara yabancı dil öğretimi, özelde de dinleme becerisinin kazandırılması açısından derinlemesine incelenmesi, betimlenmesi ve karşılaştırılmasıdır.Bu amaç doğrultusunda araştırma durum çalışması desenlerinden "bütüncül çoklu durum deseni"ne uygun olarak yürütülmüştür.Veri çeşitliliğini sağlamak amacıyla gözlem, görüşme ve doküman inceleme yoluyla veriler toplanmıştır.Ayrıca araştırmacılar tarafından geliştirilen dinleme becerisi başarı testi uygulanarak, incelenen üç öğretmenin öğrencilerinin İngilizce dinleme becerileri karşılaştırılmıştır.Farklı yollardan elde edilen verilerin analizlerden hareketle, incelenen üç farklı durum arasında, İngilizce derslerinde kullanılan dil, yaratılan sınıf atmosferi, uygulanan öğretim etkinlikleri, özelde dinleme becerisi olmak üzere dört dil becerisi ve dil alanlarının öğretimine yönelik etkinlikler, ölçme ve değerlendirme, program ve ders kitabıyla ilgili görüşler açısından bazı benzerlikler ve farklılıklar saptanmıştır. Uygulanan dinleme başarı testi sonuçlarına göre doğru sayıları itibariyle (Mak=20) en başarılı grup anadili İngilizce olan öğretmenin öğrencileri olmuş (X?=15,66), onları anadili Türkçe olan İngilizce öğretmeninin öğrencileri (X?=8,93) takip etmiş, sınıf öğretmeninin öğrencileri ise en başarısız grubu (X?=6,25) oluşturmuştur. Sonuç olarak, anadili Türkçe olan İngilizce öğretmeni ve anadili İngilizce olan İngilizce öğretmenin genelde çocuklara yabancı dil öğretimi, özelde de dinleme becerisinin geliştirilmesi konusunda nispeten daha başarılı oldukları, sınıf öğretmeninin ise başta yabancı dil yeterliliği ve çocuklara yabancı dil öğretimi pedagojisi olmak üzere birçok açıdan kendisini geliştirmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştırÖğe İngilizce hazırlık öğrencilerinin özbelirleyicilik düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi (İnönü Üniversitesi Örneği)(2009) Şad, Süleyman Nihat; Gürbüztürk, OğuzÖz: Bu arastırmanın amacı öncelikle &ngilizce ögretimi açısından özbelirleyicilik kuramını tanımlamak ve &nönü Üniversitesi &ngilizce hazırlık sınıfı ögrencilerinin (toplam 111 ögrenci; 52 kız ve 59 erkek; 52 istege baglı ve 59 zorunlu) özbelirleyicilik düzeylerini belirlemektir. Ayrıca, ögrencilerin özbelirleyicilik düzeylerinin cinsiyet ve tercih türü (istege baglı ve zorunlu hazırlık) degiskenlerine göre farklılık gösterip göstermedigi incelenmis; ve ögrencilerin özbelirleyicilik düzeyleri ile akademik basarıları arasında iliski olup olmadıgına bakılmıstır. Arastırmada veri toplamak amacıyla Dil Ögrenme Yönelimleri Ölçegi Türkçe’ye uyarlanarak kullanılmıstır. Ayrıca 2007-2008 akademik yılı birinci dönem ortalamaları ögrencilerin akademik basarına iliskin veriler olarak kullanılmıstır. Yapılan analizler sonucunda ögrencilerin orta düzeyde özyeterlige sahip oldukları ve yüksek düzeyde dıssal motivasyona sahip oldukları bulunmustur. Cinsiyet açısından yapılan karsılastırmalarda &çsel Motivasyon-Basarı ve Tanımlanmıs Düzenleme altboyutları açısından kızlar lehine manidar bir fark bulunmustur. Ayrıca istege baglı ögrencilerin dil ögrenme yönelimlerinin zorunlu statüdeki ögrencilerden manidar düzeyde yüksek oldugu gözlemlenmistir. Son olarak da ögrencilerin ders basarıları ile özbelirleyicilik düzeyleri arasında herhangi bir iliskiye rastlanmamıstır.Öğe İngilizce Öğretmenlerinin Erken Yaşta İngilizce Öğretimine İlişkin Yeterlilik Düzeyleri (Kütahya İli Örneği)(İnönü Üniversitesi, 2019) Sarı, Merve; Şad, Süleyman NihatAmaç: Bu araştırmada ilkokul düzeyinde İngilizce derslerini yürüten öğretmenlerin erken yaşta yabancı dil öğretimine ilişkin yeterlilik düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma nicel ilişkisel araştırma desenine göre yürütülmüştür. Araştırmanın katılımcılarını Kütahya merkez ilçesindeki 62 devlet ve 8 özel okulda görev yapan toplam 80 İngilizce öğretmeni oluşturmaktadır. Veriler “Erken Yaşta Yabancı Dil Öğretimi Başarı Testi” ve “Çocuklara Yabancı Dil Öğretimi Özyeterlilik Algısı Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Yapılan analizler sonucunda öğretmenlerin erken yaşta yabancı dil öğretimine ilişkin kuramsal bilgilerinin orta düzeyin üzerinde (x=̄ 61.76/100) ve özyeterlilik algılarının ise yüksek (x=̄ 83.73/95) düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İngilizce öğretmenlerinin erken yaşta İngilizce öğretimine ilişkin kuramsal bilgi düzeylerinin; cinsiyetlerine, mezun oldukları fakülte türüne ve erken yaşta yabancı dil öğretimine ilişkin bir eğitim alma durumlarına göre benzer olduğu; ancak mesleki kıdemleri açısından 6-10 yıl arası mesleki kıdeme sahip İngilizce öğretmenlerinin kuramsal bilgi düzeylerinin diğer mesleki kıdemlere sahip öğretmenlere göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerinin erken yaşta İngilizce öğretimine yönelik özyeterlilik algılarının cinsiyetlerine, mesleki kıdemlerine ve mezun oldukları fakülte türüne göre benzer olduğu, diğer taraftan erken yaşta yabancı dil öğretimine ilişkin bir eğitim alanların özyeterlilik algılarının almayanlara göre anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada ayrıca İngilizce öğretmenlerinin erken yaşta İngilizce öğretimine ilişkin kuramsal bilgi düzeylerinin, erken yaşta yabancı dil öğretimine yönelik özyeterlilik algılarının istatistiksel açıdan anlamlı bir yordayıcısı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Investigation of parental involvement tasks as predictors of primary students’ Turkish, math, and science & technology achievement(Eurasian Journal of Educational Research, 2012) Şad, Süleyman NihatÖz: Problem durumu: Ailelerin çocuklarının eğitimlerine katılımı, eğitimin toplam kalitesinin iyileştirilmesi adına önemli görülmektedir. En geniş anlamıyla aile katılımı, ebeveynlerin çocuklarının eğitimlerinde aktif bir şekilde rol almaları olarak tanımlanabilir. Bu açıdan anne-babaların evde çocuklarıyla okulla ilgili sohbet etmeleri, onların ödevlerine yardımcı olmaları ve çalışmalarını denetlemelerinden, okuldaki etkinliklere gönüllü olarak bizzat katılmalarına, öğretmenlerle görüşmelerine ya da veli toplantılarına katılmalarına kadar birçok uygulama aile katılımı olarak nitelendirilmektedir. Her ne kadar aile katılımı çocuğun okul başarısının önemli koşullarından birisi olarak görülse de, böyle genel geçer bir yargı yanıltıcı olabilir. Zira aile katılımı görevlerinin oldukça farklı ve çeşitli şekillerde tanımlandığı ve öğrenci başansı üzerindeki etkisinin de sınıf (yaş) bazında değiştiği görülmektedir. Bu açıdan genel bir aile katılımı yaklaşımından ziyade özelde aile katılımı görevlerinin tanımlanması ve öğrenci başarısı ile aralarındaki ilişkinin her bir sınıf düzey için ayrı ayrı incelenmesi gerektiği düşünülmektedir. Araştırmanın amacı: Bu araştırmada, ailelerin çocuklarının eğitimine katılımı kapsamında üstlendikleri bazı görevlerin, ilköğretim öğrencilerinin (1. ile 5. sınıflar arası) Türkçe, Matematik ve Fen ve Teknoloji dersi akademik başarılarını ne düzeyde yordadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma, korelasyon yönteminin kullanıldığı ilişkisel tarama modeline uygun olarak tasarlanmıştır. Araştırmaya 1590 ebeveyn katılmıştır. Katılımcılar, Malatya ili merkez ilçe sınırları içerisinde yer alan altı ilköğretim okulunun (100. Yıl İlköğretim Okulu, Atatürk İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okulu, Hayrettin Sönmezay İlköğretim Okulu, Kazım Karabekir İlköğretim Okulu ve Özel TED İlköğretim Okulu) 1.-5. sınıflarında öğrenim gören (178 birinci sınıf, 390 ikinci sınıf, 452 üçüncü sınıf, 260 dördüncü ve 310 beşinci sınıf) öğrencilerin velilerinden oluşmuştur. Bu velilerin 806'i anne 784'ü babadır. Katılımcıların yaş ortalamaları 37.7 olup, yaşları 21 ile 52 arasında değişmektedir. Araştırmada veri toplamak amacıyla Veli Katılımı ölçeği (VKÖ) kullanılmıştır. Beşli derecelendirmeli (Her zaman - Hiçbir zaman) Likert tipi bir ölçek olan VKÖ, 8 alt ölçek ve toplam 39 madde ile velilerin çocuklarının eğitimlerine katılımına ilişkin sekiz farklı katılım görevini ne düzeyde yerine getirdiğini ölçmeyi amaçlamaktadır. Bu ölçekten elde edilen veriler araştırmanın bağımsız (yordayıcı) değişkenlerini oluşturmuştur. Araştırmanın bağımlı (yordanan) değişkeni olarak ise bu velilerin çocukların 2009-2010 eğitim öğretim yılı ikileri yarıyılına ait Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji dersleri yılsonu karne notları kullanılmıştır. Veriler çoklu doğrusal regresyon analizine tabi tutulmuştur. Bulgular: Araştırmada aile katılımı görevleri ile öğrencilerin Türkçe, Matematik ve Fen ve Teknoloji derslerindeki akademik başarıları arasında negatif ve pozitif yönlerde, anlamlı düzeylerde, düşük ile orta (r(min)=.103 ve r(m,k)=.338) arasında değişen katsayılarda ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar bu katsayılar düşük gibi görülse de, aile katılımı ve akademik başarı arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalarda da benzer sonuçlara ulaşılmıştır (ortalama r=.25). Yapılan regresyon analizinde öğrencilerin farklı sınıflar için Türkçe dersi akademik başarılarının görece en güçlü yordayıcılarının, çocuğun kişilik gelişimini destekleme (r<ı tm>i)= -.180, r<3. amip.111, f(4 sm.f)= .150, r(5. s,nıf)= 152), Çocuğun sosyo-kUltilrel gelişimini destekleme (r«. a,n,r>= -183, r(2.sınıf)=.lll, r<3iSmıo= .103), Gönüllü aktif katılım (r<ı.*„,r>=.283, r(z »n.o= -.130), çocukla iletişim (r<2. »mn= .161, r(3. «nrf)=.118, r(5. «mf)= -174), ve çocuğun ödev ve çalışmalarını destekleme (r(5. wn,f)= -.126) türü katılım görevleri olduğu görülmüştür. Farklı sınıflar için Matematik dersi akademik başarılarının görece en güçlü yordayıcıları, çocuğun kişilik gelişimini destekleme (r<3 sımrp .145, r<4 Sım0= .171), Çocuğun sosyo-killtürel gelişimini destekleme (rjı, Smıf)= .170, r{2. smıo =- 130), Gönüllü aktif katılım (ra. «n.o=-338, r(3. sınıo= -.140), ve çocukla iletişim (r(2. 9m.f>= .130, r<5. sm,o= H8) olarak bulunmuştur. Dördüncü ve beşinci sınıflar için Fen ve Teknoloji dersi akademik başarılarının görece en güçlü yordayıcıları ise benzer şekilde, çocuğun kişilik gelişimini destekleme (r<4 s»nıo=. 168, T(4. sınıf)* -121), gönüllü aktif katılım (r<4 Smıf)= -.127) ve çocukla iletişim (r<5. sm,f)= .126) olarak bulunmuştur. Diğer taraftan Okul ve öğretmenle iletişim, Katılım konusunda velinin kendini geliştirmesi, Çocuğun ödev ve çalışmalarını destekleme (5. sınıf Türkçe akademik başarısı hariç) ve öğrenmeyi destekleyici ev ortamının yaratılması boyutlarının (katılım görevlerinin) çocukların söz konusu üç dersin akademik başarılarının anlamlı yordayıcıları olmadıkları saptanmıştır. Yapılan analizlerin sonucunda hesaplanan yordama düzeylerinin etki büyüklüklerinin ise genellikle düşük olduğu görülmüştür (R2 < .096). Buna göre bir çok durumda aile katılımı görevleri çocukların üç dersteki akademik başarılarının % 9.6'sından daha azını açıklamaktadır. Ancak, özellikle birinci sınıflar için çocuğun sosyo-killtürel gelişimini destekleme ve gönüllü aktif katılım görevlerinin birlikte çocuğun Türkçe başarısının % 18.6'sını Matematik başarısının ise % 24.2'ünü açıkladığı görülmüştür. Sonuçlar ve öneriler: Araştırmada okul ve öğretmenle iletişim, katılım konusunda velinin kendini geliştirmesi, çocuğun ödev ve çalışmalarını destekleme (5. sınıf Türkçe akademik başarısı hariç) ve öğrenmeyi destekleyici ev ortamının yaratılması boyutlarının (katılım görevlerinin) çocukların Türkçe, Matematik ve Fen ve Teknoloji derslerindeki akademik başarılarının anlamlı yordayıcıları olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan ailelerin çocuklarının kişiliklerinin ve sosyo-kültürel gelişimlerini desteklemelerinin, okuldaki etkinliklere gönüllü olarak katılmalarının, çocuklarıyla olumlu bir iletişim içerisinde olmalarının Türkçe, Matematik ve Fen ve Teknoloji derslerindeki akademik başarılarının anlamlı yordayıcıları olduğu görülmüştür. Ayrıca, akademik başarının anlamlı yordayıcısı oldukları belirlenen bu veli katılımı görevlerinde, diğer görevlerin aksine, çocuğun anne babası tarafından doğrudan muhatap alındığı, bir başka ifadeyle velinin çocuğuyla birebir ilgilenmesi söz konusudur. Bunun da akademik başarıyı olumlu yönde etkileyen farklı veli katılımı görevlerinin önemli bir ortak özelliği olabileceği düşünülmektedir. Sınıf bazında incelendiğinde ilk yıllarda öğrencilerin Türkçe ve Matematik başarılarını olumlu yönde etkileyen veli katılımı görevlerinin çocuğun sosyo-kültürel gelişimini destekleme (1.-3. sınıflar) ve gönüllü aktif katılım (1. sınıf) olduğu görülmüştür. Devam eden yıllarda öğrencinin kişilik gelişimini desteklemeye ilişkin veli katılımı görevleri, Türkçe (3.-5. sınıflar), Matematik (3. ve 4. sınıf) ve Fen ve Teknoloji (4. ve 5. sınıf) dersi başarısını olumlu yönde etkilemektedir. Son olarak çocukla veli arasında kurulan etkili iletişim başta beşinci sınıfta olmak üzere öğrencilerin her üç dersteki başarılarını olumlu yönde etkilemektedir.Öğe Investigation of the Relationship between Digital Game Addiction and English Listening Skills among University Students(2020) Ağaoğlu, Ayşenur; Şad, Süleyman NihatThe main aim of this study is to investigate the relationship between digital game addiction and English listening skills among university students. This quantitative associational research was conducted with 198 university students during the spring semester of 2018-2019 academic year. The data were collected using “Digital Game Addiction Scale” and “English Listening Skills Test". The results suggested that action, puzzle, and strategy games are the game categories most commonly played by the participants. Furthermore, it was found that 54% of the participants (n=101) primarily played English games and they played 132.75 minutes per day on average. Participants' were moderately (x=̄17.38/35; s=6.91) to digital games. Their digital game addiction scores differed significantly by variables of gender and major. The mean score of the participants on the English listening skill test was 54.75/100. When the relationship among participants' level of digital game addiction, English listening skill, and average time (min.) to play English digital games a day was examined, it was found that as the daily time to play English digital games increased, the level of digital game addiction and English listening skills also increased.Öğe Kesintisiz (dikişsiz) öğrenme: bir derleme çalışması(2016) Şad, Süleyman Nihat; İlhan, Aziz; Poçan, SerdalBu çalışmanın amacı özgün adı seamless learning olan ve ülkemizde eğitim literatürüne yeni giren kesintisiz (dikişsiz) öğrenme kavramına ilişkin yapılmış çalışmalara ait bir derleme sunmaktır. Bu genel amaç doğrultusunda ulusal ve uluslararası veri tabanları “seamless learning”, “mobile seamless learning” ve “seamless” anahtar kelimeleri kullanılarak taranmıştır. Tarama sonucunda ulaşılan toplam 39 çalışma incelenerek kesintisiz (dikişsiz) öğrenme kavramıyla ilgili alan yazının en belirgin özellikleri derlenmiştir. Bilimsel çalışmalar, yayınlanma yılı, çalışmanın yapıldığı ülke, çalışma grubu/katılımcılar, çalışmada ele alınan ders/konu alanı, araştırmanın amacı, bulguları, sonuçları ve önerileri başlıkları altında kategorize edilmiştir. Yapılan derleme sonucunda kesintisiz öğrenmeyle ilgili araştırma trendinin özellikle 2013 yılında belirgin bir artış göstermeye başladığı, çalışmaların özellikle uzak doğu (Singapur, Hong Kong, Tayvan) ve ABD’de yoğunlaştığı, ilköğretim öğrencileriyle yapılan çalışmalar ile kuramsal çalışmaların ağırlıkta olduğu, konu alanı itibariyle de yabancı dil öğretimi ve fen bilgisi öğretiminin ön plana çıktığı görülmüştür. Çalışmaların amaçları, bulguları, sonuç ve önerileri açısından yapılan inceleme sonucunda araştırmalar kavramsallaştırma, kesintisiz öğrenme ortamı tasarımı, ilişkili alanlar ve akademik başarı olmak üzere dört kategori altında betimlenerek sunulmuştur.Öğe Lisansüstü Eğitimde Danışman-Öğrenci İlişkileri Ölçeğinin Türkçe Formunun Psikometrik Özelliklerinin İncelenmesi(2024) Arısoy, Erdener; Özer, Niyazi; Şad, Süleyman NihatBu çalışmada, lisansüstü öğrenim gören öğrencilerin danışmanları ile olan ilişkilerinin niteliğini belirlemek amacıyla farklı bir dilde geliştirilen Lisansüstü Eğitimde Danışman-Öğrenci İlişkileri Ölçeği’nin Türkçeye uyarlanması ve ölçeğin Türkçe for-munun psikometrik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın katılımcıları, 2019-2020 eğitim öğretim yılında İnönü Üniversitesinde farklı lisansüstü programlara kayıtlı 475 öğrenciden oluşmaktadır. Ölçeğin Türkçe formunun yapı geçerliliğinin sınanması amacıyla açımlayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Yapılan AFA sonucunda 16 maddeden oluşan ölçeğin Türkçe formunun toplam varyansın %70.83’ünü açıkladığı belirlenmiştir. Ölçeğin Türkçe formunun orijinal ölçeğin üç faktörlü yapısından farklı olarak rapport ve usta-çırak ilişkisi şeklinde iki faktörlü bir yapıya sahip olduğu belirlenmiştir. Rapport boyutunda yer alan sekiz maddenin faktör yükleri “.641” ile “. 855”, usta-çırak ilişkisi boyutunda yer alan sekiz maddenin faktör yükleri ise “.793” ile “.861” arasındadır. DFA sonucunda ise iki faktörlü yapıya ilişkin model-veri uyumunun iyi olduğu belirlenmiştir [x2=283.57, x2/sd=2.807, RMSEA=.062, CFI=.99, GFI=.93, AGFI=.91, NNFI=.99 ve SRMR=.042]. Ölçeğin Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayısı .956, test-tekrar test korelasyon katsayısı ise .735 olarak bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular, ölçeğin Türkçe formunun, lisansüstü öğrenim gören öğrencilerin danışman-öğrenci ilişkilerine yönelik algılarının ölçülmesinde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir yapıda olduğunu göstermektedir.Öğe LİSE ÖĞRENCİLERİNDE SİBER ZORBALIK, SİBER MAĞDURİYET VE OKUL TÜKENMİŞLİĞİ(2021) Özer, Niyazi; Şad, Süleyman NihatÖz: Bu araştırmanın temel amacı araştırmaya katılan lise öğrencilerinin siber zorbalık, siber mağduriyet ve okul tükenmişlik düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırmada ayrıca siber zorbalık, siber mağduriyet ve okul tükenmişliğinincinsiyet, okul türü ve sınıf düzey değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Son olarak da siber zorbalık ve mağduriyetin, okul tükenmişliğinin anlamlı yordayıcısı olup olmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın verileri,2015-2016 eğitim-öğretim yılında Hatay ili Kırıkhan ilçesinde bulunan on lisedeöğrenim gören toplam 604 öğrenciden toplanmıştır. Veriler siber zorbalık ölçeğive okul tükenmişlik ölçeği ile toplanmıştır. Betimsel analizler sonucunda araştırmaya katılan öğrencilerin siber zorba davranışları “haftada hiç” ile “haftadabir kez” düzeyleri arasında sergiledikleri belirlenmiştir. Öğrencilerin okul tükenmişliklerinin cinsiyetleri ve okul türlerine göre anlamlı farklılık gösterdiği, siberzorbalık düzeylerinin ise sadece okul türüne göre anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Okul tükenmişliği açısından kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre,meslek liselerinde öğrenim görenlerin diğer liselerdeki öğrencilere göre anlamlıdüzeyde daha fazla tükenmişlik yaşadıkları belirlenmiştir. Siber zorbalık açısından ise Anadolu Liselerinde öğrenim gören öğrencilerin diğer liselerdeki öğrencilere göre hem daha fazla siber zorbalık yaptıkları hem de siber zorbalığa dahafazla maruz kaldıkları belirlenmiştir. Regresyon analizi sonucunda ise, siber zorbalık yapmanın ve siber zorbalığa maruz kalmanın okul tükenmişliğinin anlamlı yordayıcıları oldukları ve okul tükenmişliğine ait varyansın yaklaşık %11’iniaçıkladıkları belirlenmiştir.Öğe LİSE ÖĞRENCİLERİNİN GELİŞİMSEL VE TRAVMATİK SORUNLARINI ÇÖZMEYE YÖNELİK DİNAMİK YÖNELİMLİ KISA-YOĞUN-ACİL PSİKOLOJİK DANIŞMA (B.E.P.) UYGULAMASI(2016) Yıldırım, Taşkın; Voltan, Nilüfer Acar; Üstüner, Mehmet; Şad, Süleyman Nihat; Çırak, Yüksel; Atlı, Abdullah; Atik, Servet[Abstract Not Available]
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »