Yazar "Şahin, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 27
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çalışan kadınların işyerindeki sorunları: Erzurum alışveriş merkezleri örneği(İnönü Üniversitesi, 2005) Şahin, Mustafa[Abtsract Not Available]Öğe Deneysel gazyağı zehirlenmesinde spontan akciğer aspirasyonu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Özgen, Ünsal; Erbilen, Mustafa; Hasanoğlu, H.Canan; Şahin, Mustafa; Turgut, Mehmet; Aydın, N.EnginHidrokarbon zehirlenmelerinde gastrik lavaj ve kusturma önerilmemekte, destekleyici tedavi ve hastanın ızlcııilmesiyle yetinilmektedir. Hu zehirlenmelerde pulmoner komplikasyonlar sık görülmekte ve hastanın prognozıınıı belirlemektedir. Hu çalışma gazyağı zehirlenmelerinde, akciğere spontan aspirasvon riskini araştırmak amacı ile yapıldı. Denekler herhiri onar tavşandan oluşan 2 gruba ayrıldı. Birinci gruba orogastrık tüple, II. gruba mini la/ıaratomi ya/>arak direkt mideye gazyağı verildi. 4H saat sonra denekler öldürüldü ve akciğerler histopatolo/ik inceleme için alındı, lîıstopatolojik lezyonların gruplara dağılımı istatistiksel olarak değerlendirildi ve gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmadı.Öğe Duodenal ülser tedavisinde günde iki doz 300 mg ranitidin kullanımının etkinlik ve güvenilirliği(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Karahan, Ömer; Belviranlı, Metin; Kaynak, Adnan; Şahin, Mustafa; Er, CemilEndoskopik olarak büyük çapı en a: 5 mm veya daha büyük duodenal ülseri bulunan 20 hastaya dört hafta süre He sabah akşam 300 'er mg ranitidin tedavisi verildi. Hastalar 4 hafta sonra endoskopik ve klinik olarak değerlendirildi. Kontrol edilebilen I~ hastanın 16'sında (% 94.1) ülser ağrısı ortalama 1.6 günde geçmiş, dört hajiada ülser endoskopik olarak iyileşmişti. İlaç kullanımına ait yan etkiyle karşılaşılmadı. Günde iki do: 300 mg ranitidin verilmesinin daha etkili ve güvenilir olduğu sonucuna varıldı.Öğe Ekonomik yeniden yapılanma sürecin yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılması üzerine bir alan araştırması(İnönü Üniversitesi, 1997) Şahin, Mustafa[Abtsract Not Available]Öğe Estimating Time of Weed Emergence in Cucumber (Cucumis sativus L.)(Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji dergisi, 2015) Tursun, Nihat; Akinci, İrfan Ersin; Şahin, Mustafa; Uludağ, AhmetAbstract: İstatistiki modellerin geliştirilmesi için hıyar bitkisinde on bir önemli yabancı otun çıkış zamanın belirlenmesinde modellemeler yapılmıştır. Hıyar deneme arazisinde bulunan önemli yabancı otlar çıkış zamanlarına göre gruplara ayrılmıştır. Bu yabancı otlardan; Amaranthus retroflexus, Chenopodium album, Heliotropium europaeum, Polygonum aviculare ve Solanum nigrum erken, Convolvulus arvensis, Cyperus rotundus, Cynodon dactylon, Portulaca oleracea ve Sorghum halepense bütün vejetasyon boyunca ve Tribulus terrestris ise geç çimlenen yabancı ot türü olarak belirlenmiştir. Farklı doğrusal olmayan büyüme eğrileri (Chapman-Richard, Weibull, logistic, Gompertz ve cubic spline) farklı yabancı ot türleri ve yıllar için çıkış yüzdeleri verileri esas alınarak uyarlanmıştır. Cubic splin model birçok yabancı ot türü için en iyi model olarak saptanmıştır.Öğe Fitobezoara bağlı mekanik ince barsak obstrüksiyonu : vaka takdimi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Şahin, Mustafa; Bülbüloğlu, ErtanBu çalışmada fitobezoara bağlı bir mekanik ince barsak obstrüksiyonu vakası takdim edilmiştir. Fitobezoarlar ince barsak tıkanıklıklarının nadir görülen sebeplerindendir. Fitobezoar oluşumunda başlıca predispozan faktörler lifli besinlerin fazla alınması ve gastroduodenal ülser cerrahisinde uygulanan trunkal vagotomiyle birlikte drenaj veya gastrik rezeksiyon ameliyatlarıdır. Klinikte bezoar vakalarının çoğu intestinal obstrüksiyon bulguları ile başvururlar. Geçirilmiş ülser cerrahisi anamnezi olan mekanik intestinal obstrüksiyon vakalarında bezoarlar mutlaka akılda tutulmalıdır.Öğe Fitobezoara bağlı mekanik ince barsak obstrüksiyonu: Vaka takdimi(1996) Şahin, Mustafa; Bülbüloğlu, ErtanBu çalışmada fitobezoara bağlı bir mekanik ince barsak obstrüksiyonu vakası takdim edilmiştir. Fitobezoarlar ince barsak tıkanıklıklarının nadir görülen sebeplerindendir. Fitobezoar oluşumunda başlıca predispozan faktörler lifli besinlerin fazla alınması ve gastroduodenal ülser cerrahisinde uygulanan trunkal vagotomiyle birlikte drenaj veya gastrik rezeksiyon ameliyatlarıdır. Klinikte bezoar vakalarının çoğu intestinal obstrüksiyon bulguları ile başvururlar. Geçirilmiş ülser cerrahisi anamnezi olan mekanik intestinal obstrüksiyon vakalarında bezoarlar mutlaka akılda tutulmalıdır. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(2):121-123]Öğe A huge hydatid cyst of liver: A case report(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1996) Hasanoğlu, Adnan; Bülbüloğlu, Ertan; Baysal, Tamer; Şahin, Mustafa; Ertaş, ErtuğrulÖz: Türkiye'de karaciğer ve akciğerlerde kist hidatik hastalığı çok yaygındır ve en çok Echinococcus granulosus ile oluşur. Karaciğerinde, nadiren bu kadar büyük boyuta ulaşan (30x20cm) kist hidatiği olan 32 yaşındaki bayan hasta sunuldu. Bilier ilişkisi olmayan bası nedeniyle gelişmiş sarılık, hastadaki tek komplikasyondu. Bir aylık albendazol tedavisinden sonra parsiyel kistektomi ve omentoplasti operasyonu uygulandı. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(2): 127-129] Başlık (İngilizce): Dev karaciğer kist hidatiği: Olgu sunumu Öz (İngilizce): Hydatid disease of the liver and lungs are both common in Turkey and it's mostly because of Echinococcus granulosus. 32-year-old woman who had a huge hydatid cyst (30x20 cm) of liver is reported since hepatic hydatid cyst rarely grows this much. Obstructive jaundice was the only complication without a bilier communication. Following albendazole treatment for a period of one month, she underwent partial cystectomy and omentoplasty operation. [Journal of Turgut ÖzaJ Medical Center 1996,3(2): 127-129]Öğe İlerlemiş tiroid kanserinde palyatif sternal reseksiyon(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Soysal, Ömer; Şahin, Mustafa; Putnam, Joe B.; Clayman, Gary L.Dördüncü kez lokal nüksetmiş folliküler tiroid kanseri olan nadir bir vaka sunulmuştur. Sternuma invaze olan, trakeaya ve özefagusa bası yapan dev tümör nedeniyle, hastaya; tümörün üst sternumla birlikte total rezeksiyonu işlemi uygulanmıştır. Sternum rekonstruksiyonu sol pektoralis majör kası ile yapılmıştır. Tümörün ve üst sternumun rezeksiyonu ile hastanın başta solunum sıkıntısı ve yutma güçlüğü semptomları olmak üzere bütün semptomlarının palyasyonu sağlanmıştır.Öğe Ileus secondary to pancreatic pseudocyst: A case report(1996) Büyükberber, Süleyman; Mahmutyazıcıoğlu, Kamran; Ertaş, Ertuğrul; Şencan, Orhan; Şahin, Mustafa; Orakçı, VahapIntra veya ekstrapankreatik pseudokistler pankreatitin sık görülen bir lokal komplikasyonudur, fakat akut veya kronik pankreatitte kolonun tutulumu nadir bir komplikasy öndür. Üç gündür devam eden, sırta vuran karın ağrısı ve konstipasyonu olan 45 yaşındaki bir kadın hastanın CT'si bir pseudokistin transvers kolona basısına bağlı ileusla uyumluydu. Hastanın oral alımı durduruldu ve parenteral alimentasyon ve nazogastrik dekompresyon yapıldı. Transvers kolona bası düzelirken, klinik ve laboratuar bulgularıyla uyumlu olarak CT bulguları da tedrici olarak düzeldi. [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996; 3 (2): 124-126]Öğe Karaciğer rezeksiyonları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Hasanoğlu, Adnan; Erbilen, Mustafa; Şahin, Mustafa; Şakrak, ÖmerSon yıllımla radiodiagnostik ve cerrahi alandaki gelişmeler karaciğer anatomisi ve fonksiyonlarının ilaha /ı / anlaşılmasına, karaciğer rezeksıyon ameliyatlarında da ilerlemelere yol açmıştır. Hu makalede literatür filizden geçirilerek karaciğer rezeksıyon ameliyatlarının teknikleri ve özellikleri ele alınmıştır.Öğe Karın duvarı defekti veya hernilerde kullanılan prostetik materyallerin karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Arab, Adnan; Şahin, Mustafa; Erbilen, Mustafa; Orakçı, Vahap; Bülbüloğlu, Ertan; Ertaş, ErtuğrulBu çalışmada, vatlarda oluşturulan 2x1 cm boyutlarında karın duvarı defekti, farklı prostetik materyaller (polypropylene ıv polytetrafluoroethylene) ile tamir edilerek enfeksiyon, yapışıklık ve herni oluşumu yönünden farklılıklar araştırıldı. Enfeksiyon ve herni oluşumu yönünden gruplar arasında istatistiksel anlamlı fark bulunmadı. Polypropylene kullanılan grupta yapışıklık daha fazla, kontrol ve polytetrafluoroethylene grubuna göre farklılık istatistiksel olarak anlamlı idi (p 0.05 ).Öğe Laparoskopik kolesistektoıııi esnasında düşmüş safra taşlarına bağlı postoperatif peritonit: olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Şahin, Mustafa; Imrie, Clement W.Laparoskopik kolesistektomi günümüzde semptomatik kolelithiasis tedavisinde tercih edilen tedavi yöntemidir. Laparoskopik kolesistektomi esnasında safra ve safra taşları periton boşluğuna yayılabilir. Düşmüş safra taşlarının çıkarılması zor olabilir ve bunlar periton boşluğunda kaybolabilir. Bu çalışmada laparoskopik kolesistektomi esnasında düşmüş safra taşlarına bağlı bir erken postoperatif peritonit vakası bildirilmiştir. Periton boşluğunda bırakılmış safra taşları komplikasyonlara yol açabilir ve laparoskopik kolesistektomi esnasında düşmüş safra taşlarının çıkarılması için tüm çaba sarfedilmelidir.Öğe Malign mide tümörleri: 69 vakanın retrospektif incelenmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Arab, Adnan; Erbilen, Mustafa; Şahin, Mustafa; Ertaş, Ertuğrul; Karaayvaz, Muammer; Orakçı, Vahap1988-1993 yılları arasında Ankara Numune Hastanesi Cerrahi Kliniği ve İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında tedavi olan 69 mide kanserli vakanın değerlendirilmesi yapıldı. Vakalarımızın 47'si erkek (%68.1), 22'si kadındı (%31.9), erkek/kadın oranı 2/1 olarak tespit edildi. Bu değerlendirme sonucunda, vakalarımızın hemen hepsinin geç dönemlerde hastaneye müracaat ettiği, tümörün serozayı tuttuğu ve çoğunun III'üncü veya IV'üncü evrede olduğu tespit edildi. 36 hastaya subtotal gastrektomi, 17 hastaya total gastrektomi, 8 hastaya drenaj ve 3 hastaya eksploratif laparatomi uygulandı. 4 hastamız inoperabl olarak değerlendirilerek operasyona alınmadı. 38 hastaya postoperatif kemoterapi,1 hastaya radyoterapi uygulandı. Mide kanserlerinin çeşitli faktörlere bağlı olarak kötü prognoza sahip olduğu gözlendi.Öğe Neostigmin ile barsak peristaltizminin uyarılmasının peritoneal adezyon oluşumu üzerine etkisi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Erbilen, Mustafa; Sönmez, A.Süha; Arab, Adnan; Şahin, Mustafa; Ertaş, Ertuğrul; Bülbüloğlu, ErtanHer iki cinsten 20 Wistar rat'a ketamin hidroklorür anestezisi altında 3 cm'lik median kesi ile laparatomi yapıldı. Omentum bir yerinden ipek ile bağlandı. Orta hattın 3 cm sağında 4 x 1 cm'lik periton ve adele defekti oluşturuldu. Bu defekt 5 adet 3-0 ipek sütürle tek tek kapatıldı. Çekum ön yüzüne fırça ile 1 cm2'lik erozyon oluşturuldu. Denekler iki gruba ayrıldı. 10 tanesine 7 gün süre ile 25 gr/kg/gün intramusküler neostigmin uygulandı. Tüm denekler postoperatif 10. gün sakrifiye edildi ve adezyonlar değerlendirildi. Kontrol grubu ile neostigmin verilen grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p < 0.05). Postoperatif adezyonların önlenmesinde barsak peristaltizmi uyarılmasının katkısı olabileceği sonucuna varıldı.Öğe Pankreatik pseudokiste bağlı ileus : olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Mahmutyazıcıoğlu, Kamran; Ertaş, Ertuğrul; Şencan, Orhan; Şahin, Mustafa; Orakçı, Vahapİntra veya ekstrapankreatik pseudokistler pankreatitin sık görülen bir lokal komplikasyonudur, fakat akut veya kronik pankreatitte kolonun tutulumu nadir bir komplikasyondur. Üç gündür devam eden, sırta vuran karın ağrısı ve konstipasyonu olan 45 yaşındaki bir kadın hastanın CT’si bir pseudokistin transvers kolona basısına bağlı ileusla uyumluydu. Hastanın oral alımı durduruldu ve parenteral alimentasyon ve nazogastrik dekompresyon yapıldı. Transvers kolona bası düzelirken, klinik ve laboratuar bulgularıyla uyumlu olarak CT bulguları da tedrici olarak düzeldi.Öğe Pilonidal sinüsün cerrahi tedavisinde marsupializasyon ve primer sütür yöntemlerinin karşılaştırılması(1996) Şahin, Mustafa; Erbilen, Mustafa; Ertaş, Ertuğrul; Hasanoğlu, Adnan; Bülbüloğlu, ErtanPilonidal sinüs genç erişkinlerde sık görülür. Pilonidal sinüs tedavisinde çok sayıda operatif ve nonoperatif tekniğe rağmen ideal tedavi metodu tartışmalıdır. Bu çalışmada eksizyon ve marsupialisazyon ile tedavi edilen 22 hasta ile eksizyon ve primer sütür uygulanan 11 hasta, postoperatif komplikasyonlar, hastanede yatış süresi, yara iyileşmesi ve nüks yönünden karşılaştırıldı. Eksizyon ve primer sütür ile pilonidal sinüsün tedavisini takiben yara enfeksiyonu ve nüks relatif olarak yüksek olmasından dolayı eksizyon ve marsupializasyonun pilonidal sinüs vakalarında daha uygun olduğu görüldü. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(2): 107-109]Öğe Pilonidal Sinüsün Cerrahi Tedavisinde Marsupializasyon ve Primer Sütür Yöntemlerinin Karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Şahin, Mustafa; Erbilen, Mustafa; Ertaş, Ertuğrul; Hasanoğlu, Adnan; Bülbüloğlu, ErtanPilonidal sinüs genç erişkinlerde sık görülür. Pilonidal sinüs tedavisinde çok sayıda operatif ve nonoperatif tekniğe rağmen ideal tedavi metodu tartışmalıdır. Bu çalışmada eksizyon ve marsupialisazyon ile tedavi edilen 22 hasta ile eksizyon ve primer sütür uygulanan 11 hasta, postoperatif komplikasyonlar, hastanede yatış süresi, yara iyileşmesi ve nüks yönünden karşılaştırıldı. Eksizyon ve primer sütür ile pilonidal sinüsün tedavisini takiben yara enfeksiyonu ve nüks relatif olarak yüksek olmasından dolayı eksizyon ve marsupializasyonun pilonidal sinüs vakalarında daha uygun olduğu görüldü.Öğe Postoperative peritonitis associated with spilled gallstones during laparoscopic cholecystectomy: Case report(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1996) Şahin, Mustafa; Imrıe, Clement W.Öz: Laparoskopik kolesistektomi günümüzde semptomatik kolelithiasis tedavisinde tercih edilen tedavi yöntemidir. Laparoskopik kolesistektomi esnasında safra ve safra taşları periton boşluğuna yayılabilir. Düşmüş safra taşlarının çıkarılması zor olabilir ve bunlar periton boşluğunda kaybolabilir. Bu çalışmada laparoskopik kolesistektomi esnasında düşmüş safra taşlarına bağlı bir erken postoperatif peritonit vakası bildirilmiştir. Periton boşluğunda bırakılmış safra taşları komplikasyonlara yol açabilir ve laparoskopik kolesistektomi esnasında düşmüş safra taşlarının çıkarılması için tüm çaba sarfedilmelidir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(4): 347-349] Başlık (İngilizce): Laparoskopik kolesistektomi esnasında düşmüş safra taşlarına bağlı postoperatif peritonit: Olgu sunumu Öz (İngilizce): Laparoscopic cholecystectomy is currently the preferred treatment of symptomatic cholelithiasis. Spillage of bile and gallstones may occur during laparoscopic cholecystectomy. Spilled gallstones may be difficult to retrieve and may lost in the peritoneal cavity. A case of early postoperative peritonitis associated with spilled gallstones during laparoscopic cholecystectomy is reported in this study. Retained gallstones in the peritoneal cavity may cause complications and every effort should be made to retrieve the spilled gallstones during laparoscopic cholecystectomy. [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996;3(4): 347-Öğe Safra kesesi kanserlerinde displazi ve nöroendokrin diferansiyasyon(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Aydın, Abdullah; Şahin, Mustafa; Atik, Esin; Aydın, N. Engin; Şehitoğlu, MehmetBu çalışmada 1992-1996 yılları arasında, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda 435 safra kesesi materyalinde saptadığımız 8 safra kesesi karsinomu gözden geçirildi. Mikroskobik incelemede 3 müsinöz karsinom, 3 iyi ve 1 orta diferansiye adenokarsinom ile 1 adenoskuamöz karsinom görüldü. İki olguda tümör komşuluğunda displazi saptandı. Olguların 5 ’i evre V, 1 ’i evre IV ve 2 ’si evre III idi. İki adenokarsinom ve 2 müsinöz karsinom olgusunda tümör hücrelerinde Kromogranin-A ile fokal pozitiflik vardı. Nöroendokrin diferansiyasyonun safra kesesi karsinom!arında prognoza etkili olmadığı bildirilmesine rağmen çalışmamızda ileri evredeki tümörler arasında Kromogranin-A ile pozitif olgu sayısı daha fazla bulundu.