Yazar "Şimşek, Yavuz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Assessment of anxiety and depression levels of pregnant women with hyperemesis gravidarum in a case-control study(Journal of the Turkish-German Gynecological Association, 2012) Şimşek, Yavuz; Çelik, Önder; Yılmaz, Ercan; Karaer, Abdullah; Yıldırım, Engin; Yoloğlu, SaimÖz: Amaç: Bu yazıda Beck anksiyete ve depresyon skorlama sistemi kullanılarak hiperemezisli gebelerde anksiyete ve depresyon düzeylerinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Çalışma için 1. trimesterdeki 86 gebeyi içeren bir olgu-kontrol çalışması yapıldı. Hiperemezis gravidarumlu 41 hasta ve sağlıklı kontrol grubu olarak 45 gebe dahil edildi. Gruplar yaş, parite ve vücut kitle indeksi değerleri açısından eşleştirildi. Tüm hastalardan serum TSH ve hCG düzeylerini de içeren bazal laboratuvar tetkikleri istendi. Bulgular: Gruplar arasında serum potasyum düzeyinin hiperemezisli olgularda anlamlı olarak düşük olması (p=0.039) dışında demografik, obstetrik ve laboratuvar değerleri açısından farklılık yoktu. Hiperemezisli hastaların depresyon ve anksiyete skorları kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksekti (Sırasıyla p=0.0001 ve p=0.049). Sonuç: Artmış anksiyete ve depresyon düzeyleri hiperemezis gravidarumun patogenezinde rol oynayabilir. Bu hastaların takip ve tedavilerinde ekstra psikolojik destek gerekebilir. (J Turkish-German Gynecol Assoc 2012; 13: 32-6)Öğe Cerebral Sinus Thrombosis During Pregnancy Associated with Protein S Deficiency: Report of a Rare Case(2014) Bulanık, Murat; Dağ Özcan, Zeynep; Demiray, Demet; Dağ, Ersel; Şimşek, YavuzAbstract:Herediter trombofilik mutasyonlar genel popülasyonun %10unda görülür ve bir çok olgu gebelik sırasında ortaya çıkan komplikasyonlar sonucunda tanı alır. Bunlardan Protein S eksikliği nadir görülen ve şiddetli trombojenik özellikte bir herediter trombofiliadır. Protein S eksikliği eşlik eden gebelikler genelde fetal kayıpla sonuçlanır. Bu yazıda canlı doğumla son bulan gebeliği sırasında, 30. gebelik haftasında serebral sinüs trombozu geçiren ve tetkiklerinde protein S eksikliği saptanan bir olgu sunularak konu literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.Öğe Gebelik sırasında tanısı koyulan primer hepatik siroz: olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi(Turkish Journal of Clinics and Laboratory, 2015) Göymen, Abdullah; Bilgiç, Yılmaz; Şimşek, YavuzÖz:Karaciğer sirozu olan kadınlarda fertilite olumsuz etkilenir ve nadiren gebelik elde edilebilir. Öte yandan karaciğer hastalıklarının tedavisindeki güncel gelişmelerin sonucu olarak, bu hastalarda yaşam beklentisi ve fertilite imkanı artmıştır. Böylelikle günümüzde sirozlu gebe kadınlarla daha fazla karşılaşılmaktadır. Günümüzde sirozlu gebelerin takibi ve yönetimi ile ilgili belirlenmiş standart yaklaşımlar bulunmamaktadır. Bu hastalarda obstetrik, perinatal, metabolik ve cerrahi riskler artmakta; sonuçta maternal ve fetal mortalite oranları yükselmektedir. Bu yazıda kliniğimizde altı haftalık gebelik saptanan ve viral etiyolojiye bağlı siroz tanısı koyulan bir hastanın takibi ve yönetimi sunularak konu literatür bilgileri eşliğinde tartışıldıÖğe Gebelite protein-s eksikliği ile ilişkili serebral sinüs trombozu: nadir bir olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Bulanık, Murat; Dağ, Zeynep Özcan; Demiray, Demet; Dağ, Ersel; Şimşek, YavuzHereditary thrombophylic mutations are seen in 10% of the general population and many cases are diagnosed as a result of complications that occur during pregnancy. Of these, Protein S deficiency is a rare hereditary trombophilia with severe thrombogenic features. Pregnancies accompanying protein S deficiency often result in loss of fetus. In this paper, we present the case of a protein S deficiency patient who eventually had a live birth despite the cerebral sinus thrombosis in the 30th week of her pregnancy and discuss the case with references to the relevant literature.Öğe Histopathological, Ultrastructural and Apoptotic Changes in Diabetic Rat Placenta(GALENOS YAYINCILIK, 2015-06) Gül, Mehmet; Bayat, Nuray; Çetin, Aslı; Kepekci, Remziye Aysun; Şimşek, Yavuz; Kayhan, Başak; Turhan, Uğur; Otlu, AliBackground: The exchange of substances between mother and fetus via the placenta plays a vital role during development. A number of developmental disorders in the fetus and placenta are observed during diabetic pregnancies. Diabetes, together with placental apoptosis, can lead to developmental and functional disorders. Aims: Histological, ultrastructural and apoptotic changes were investigated in the placenta of streptozotocin (STZ) induced diabetic rats. Study Design: Animal experimentation. Methods: In this study, a total of 12 female Wistar Albino rats (control (n=6) and diabetic (n=6)) were used. Rats in the diabetic group, following the administration of a single dose of STZ, showed blood glucose levels higher than 200 mg/dL after 72 hours. When pregnancy was detected after the rats were bred, two pieces of placenta and the fetuses were collected on the 20th day of pregnancy by cesarean incision under ketamine/xylazine anesthesia from in four rats from the control and diabetic groups. Placenta tissues were processed for light microscopy and transmission electron microscopy (TEM). Hematoxylin-eosin (HE) and periodic acid Schiff-diastase (PAS-D) staining for light microscopic and caspase-3 staining for immunohistochemical investigations were performed for each placenta. Electron microscopy was performed on thin sections contrasted with uranyl acetate and lead nitrate. Results: Weight gain in the placenta and fetuses of diabetic rats and thinning of the decidual layer, thickening of the hemal membrane, apoptotic bodies, congestion in intervillous spaces, increased PAS-D staining in decidual cells and caspase-3 immunoreactivity were observed in the diabetic group. After the ultrastructural examination, the apoptotic appearance of the nuclei of trophoblastic cells, edema and intracytoplasmic vacuolization, glycogen accumulation, dilation of the endoplasmic reticulum and myelin figures were observed. In addition, capillary basement membrane thickening, capillary endothelial cells chromatin condensation in the nucleus and corrugation of the nucleus were found. Conclusion: Diabetes causes histomorphometric, ultrastructural and apoptotic changes in rat placentaÖğe İkinci trimester amniyotik sıvı TNF-alfa ve IL-6 düzeylerinin preterm doğumu ve yenidoğan yoğun bakım ihtiyacını tahmin etmedeki rolü(2011) Çelen, Şevki; Şimşek, Yavuz; Erol, Nida; Şengezer, Oya; Taşın, Cuma; Büyükkağnıcı, ÜmranPrematür doğum neonatal morbidite ve mortalite ile ilişkili en sık rastlanan perinatal komplikasyondur. Bu olguların önceden belirlenmesi ve zamanında müdahale ile preterm doğum ve bunula ilişkili komplikasyonlar azaltılabilir. Bu çalışmada ikinci trimesterde genetik amniyosentez yapılan hastalarda amniyotik sıvı TNF-? ve IL-6 düzeyleri ölçülerek, preterm doğum riski ile ilişkisi değerlendirildi. Materyal-metod: Çalışmaya çeşitli endikasyonlarla genetik amniyosentez yapılan 88 hasta dahil edildi. İşlem sırasında alınan 3 cc’lik amniyotik sıvıda TNF-? ve IL-6 düzeyleri çalışıldı. Hastalar 33 hafta ve altında (Grup 1), 34-36 hafta arasında (Grup 2) ve 37 hafta ve üzerinde (Grup 3) doğum yapanlar olmak üzere 3 gruba ayrılarak ikinci trimester TNF-? ve IL-6 düzeyleri karşılaştırıldı. Bulgular: Grupların obstetrik karakteristikleri arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Grup 1,2 ve 3’ün TNF alfa değerleri sırasıyla 39,8±4,8 pg/ml (33,5-48,0); 31,9±4,5 pg/ml (23,9-42,2); 28,0±6,1 pg/ml (11,6-39,3) saptandı (P<0,001). Grup 1,2 ve 3’ün IL-6 değerleri sırasıyla 815,4±216,5 pg/ml (483-1000); 394,9±130,3 pg/ml (234-752); 290,1±200,8 pg/ml (59-1000) saptandı (P<0,001). Grup 1’deki tüm yenidoğanlar yoğun bakımda takip edildi. Grup 2’deki yenidoğanların %15,7’si; Grup 3’deki yenidoğanların %1,69’u yoğun bakım takibi gerektirdi. Sonuç: Preterm doğum yapan hastaların etiyolojisinde amniyotik sıvıda artmış inflamasyon erken gebelik haftalarından itibaren saptanabilir. Erken ikinci trimesterde amniyotik sıvıda ölçülen TNF-alfa ve IL-6 düzeylerindeki artış hastaların preterm doğum riski ve yeni doğan yoğun bakım ihtiyacı ile ilişkilidir.Öğe On üçüncü gebelik haftasında ovaryan gebelik: bir olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Kaymak, Oktay; Şimşek, Yavuz; Çelen, Şevki; Kahyaoğlu, Serkan; Timur, Hakan; Danışman, NuriOvaryan gebelik, gestasyonel kesenin over içerisine implante olduğu nadir bir ektopik gebelik türüdür. Tüm ektopik gebelikler içerisinde %0.5-3 oranında görülür. Sıklıkla tanı ya ilk trimester rutin ultrasonografisi sırasında ya da akut abdominal ağrı nedeni ile yapılan cerrahi girişimde konur. Biz bu vakada herhangi bir risk faktörü olmayan 13 haftalık ovaryan gebelik sunduk. Transvajinal ultrasonografik taramada sol ovaryan bölgede baş-popo mesafesi (CRL): 67 mm (13 hafta) canlı bir fetüs saptandı. Laparotomi esnasında içinde 13 haftalık fetüs içeren ruptüre over görüldü. Peroperatif 2 ünite taze kan transfüzyonu ile beraber sol ooforektomi yapıldı. Acil laparotomi ve eşzamanlı ooforektomi gibi cerrahi girişimleri gerektirebilen nadir bir klinik durum olarak ovaryan gebelik olasılığı daima akılda tutulmalıdır.Öğe Postpartum kanama tedavisinde internal iliak arter ligasyonunun etkinliği ve over rezervine etkisi(Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisi, 2012) Şimşek, Yavuz; Yılmaz, Ercan; Çelik, Ebru; Türkçüoğlu, Ilgın; Karaer, Abdullah; Turhan, Uğur; Çelik, ÖnderÖz: Amaç: Gelişmekte olan ülkelerde en önemli maternal mortalite nedeni olan postpartum kanamalarda zamanında uygulanan cerrahi tedavi hayat kurtarıcı olmaktadır. Bu yazıda postpartum atoni tanısı ile bilateral internal iliak arter ligasyonu (BİİAL) yapılan olgularda tedavinin etkinliği ve işlemin over rezervine etkisi incelendi. Planlama ve hastalar: 01 Ağustos 2010 - 01 Ağustos 2011 tarihleri arasında kliniğimizde postpartum atoni tanısı ile BİİAL yapılan hastaların bilgileri retrospektif olarak incelendi. Ortam: 3. Basamak bir üniversite kliniği Değerlendirme parametreleri: Hastaların obstetrik ve demograŞk özellikleri, uygulanan cerrahi yöntemler, yoğun bakım ihtiyacı, transfüzyon miktarı, hastanede kalış süresi ve eşlik eden morbiditeler araştırıldı. Ek olarak BİİAL yapılan hastalar ve sezaryenle komplikasyonsuz doğum yapan kontrol hastalarının postpartum folikül stimüle edici hormon (FSH) ve estradiol düzeyi ile ultrasonograŞk over volümleri ölçülerek, işlemin over rezervine etkisi incelendi. Sonuç: Çalışma periyodunda cerrahi tedavi gerektiren postpartum kanama sıklığı %12,5 saptandı. Bunlardan 13 hastaya BİİAL işlemi uygulandı (%5,3). Hastaların ortalama yaşı 32 (24-44); gravidası 3 (1-5); paritesi 2 (0-4) ortalama doğum haftası 38 (35-41); ortalama doğum kilosu 3373 gr (2500-4200) idi. BİİAL'nin etkinliği %84,7 saptandı. BİİAL yapılan 10 hastanın over rezervi 56 kontrol hastasıyla karşılaştırıldığında FSH, estradiol düzeyleri ve ortalama over hacmi iki grup arasında benzer bulundu (Sırasıyla P: 0.650; P: 0.245; P: 0.281). Yorum: Maternal mortalitenin en önemli nedenlerinden olan postpartum kanama olgularının yönetiminde fertilite koruyucu bir yöntem olarak BİİAL, yüksek etkinliğe sahiptir. İşlem yapılan hastalarda erken postpartum dönemde over rezervi olumsuz etkilenmiyor görünmektedir.Öğe Spontaneous heterotopic pregnancy with term delivery of a live ınfant(2011) Yeral, Mahmut İlkin; Şimşek, Yavuz; Seçkin, Doğa; Danışman, NuriAmaç: Spontan siklusta gelişen ve term doğumla sonuçlanan heterotopik gebelik olgusunu sunmak. Olgu: 21 yaşındaki primigravida hasta acil servisimize amenore ,abdominal ağrı ve vajinal kanama şikayetiyle başvurdu.TVUSG’de 8 haftalık intrauterin canlı gebelik ve sol tubal yerleşimli ektopik gebelik gözlendi.Ektopik gebeliğe laparoskopik salpingostomi uygulandı ve intrauterin gebelik sorunsuz bir şekilde terme kadar takip edildi.Sezeryan ile canlı sağlıklı fetus doğurtuldu. Tartışma: Heterotopik gebelik nadir fakat hayati tehlike yaratabilen bir durumdur. Erken gebelikte abdominal ağrı ve vajinal kanama yakınması olan hastalarda heterotopik gebelik ihtimali ayırıcı tanıda düşünülmelidir.Öğe Termde Canlı Doğumla Sonuçlanan Spontan Heterotopik Gebelik(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2011) Yeral, İlkin; Şimşek, Yavuz; Seçkin, Doğa; Danişman, NuriSpontan siklusta gelişen ve term doğumla sonuçlanan heterotopik gebelik olgusunu sunmak. Olgu: 21 yaşındaki primigravida hasta acil servisimize amenore ,abdominal ağrı ve vajinal kanama şikayetiyle başvurdu.TVUSG’de 8 haftalık intrauterin canlı gebelik ve sol tubal yerleşimli ektopik gebelik gözlendi.Ektopik gebeliğe laparoskopik salpingostomi uygulandı ve intrauterin gebelik sorunsuz bir şekilde terme kadar takip edildi.Sezeryan ile canlı sağlıklı fetus doğurtuldu. Tartışma: Heterotopik gebelik nadir fakat hayati tehlike yaratabilen bir durumdur. Erken gebelikte abdominal ağrı ve vajinal kanama yakınması olan hastalarda heterotopik gebelik ihtimali ayırıcı tanıda düşünülmelidir.Öğe Therapeutic efficiency of Atosiban an oxytocin receptor blocking agent in the treatment of experimental endometriosis(Archives of Gynecology and Obstetrics, 2012) Şimşek, Yavuz; Çelik, Önder; Karaer, Abdullah; Gül, Mehmet; Yılmaz, Ercan; Koç, Önder; Çolak, Cemil; Zengin, Şehnaz; Aydın, Nasuhi EnginPurpose The current study investigated the potential therapeutic efficiency of atosiban, an oxytocin receptor antagonist, in an experimental endometriosis model. Methods Endometriosis was surgically induced in 35 female rats during estrus. Four weeks after this procedure, relaparotomy was performed. The viability and dimensions of the endometriosis foci were recorded. Rats were then randomly divided into three groups. In the first group (n = 8), a daily dose of 0.2 ml 0.9 % NaCl was injected intraperitoneally (i.p.) (control cases). In the second and third groups (n = 8 and n = 8), 0.5 mg/kg/day i.p. atosiban and 1 mg/day i.p. diltiazem were given, respectively. At the end of the treatment, laparotomy was performed, and the dimensions of the endometriosis foci were recorded. The endometrial implants were processed for histological and immunohistochemical studies. The volumes of endometriotic implants were measured, and immunohistochemical analyses were performed, and compared between the groups. Results After the treatment with atosiban, volumes of endometriotic implants decreased significantly. Proliferating cell nuclear antigen expression levels were significantly reduced in the atosiban and diltiazem groups compared with the control group. Conclusions In a rat endometriosis model, atosiban, an agent used for the first time for the medical treatment of endometriosis, has shown significant therapeutic efficiency.Öğe Therapeutic efficiency of atosiban an oxytocin receptor blocking agent in the treatment of experimental endometriosis(Archives of Gynecology and Obstetrics, 2012) Şimşek, Yavuz; Çelik, Önder; Karaer, Abdullah; Gül, Mehmet; Ercan, Yılmaz; Koç, Önder; Çolak, Cemil; Zengin, Şehnaz; Aydın, Nasuhi EnginPurpose The current study investigated the potential therapeutic efficiency of atosiban, an oxytocin receptor antagonist, in an experimental endometriosis model. Methods Endometriosis was surgically induced in 35 female rats during estrus. Four weeks after this procedure, relaparotomy was performed. The viability and dimensions of the endometriosis foci were recorded. Rats were then randomly divided into three groups. In the first group (n = 8), a daily dose of 0.2 ml 0.9 % NaCl was injected intraperitoneally (i.p.) (control cases). In the second and third groups (n = 8 and n = 8), 0.5 mg/kg/day i.p. atosiban and 1 mg/day i.p. diltiazem were given, respectively. At the end of the treatment, laparotomy was performed, and the dimensions of the endometriosis foci were recorded. The endometrial implants were processed for histological and immunohistochemical studies. The volumes of endometriotic implants were measured, and immunohistochemical analyses were performed, and compared between the groups. Results After the treatment with atosiban, volumes of endometriotic implants decreased significantly. Proliferating cell nuclear antigen expression levels were significantly reduced in the atosiban and diltiazem groups compared with the control group. Conclusions In a rat endometriosis model, atosiban, an agent used for the first time for the medical treatment of endometriosis, has shown significant therapeutic efficiency.