Yazar "Akça, Emine" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Amasya İl Merkezindeki Aile Sağlığı Merkezlerine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem Kullanımı ve Etkileyen Faktörler(2018) Aydoğdu, Saadet Gonca Mavi; Akça, EmineÖz: Amaç: Araştırma, aile sağlığı merkezlerine başvuran kadınların aile planlaması yöntem kullanımı ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırma, 24 Temmuz-1 Eylül 2017 tarihleri arasında aile planlaması danışmanlığı almak için Amasya İl Merkezindeki 6 Aile Sağlığı Merkezine başvuran ve araştırmaya katılmayı kabul eden 1061 kadın ile yürütülmüştür. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan veri toplama formu kullanılarak toplanmış ve SPSS 22 paket programında analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan kadınların (n=1061) yaş ortalamaları 31,05±7,00 (min=17, max=52)’dir. Kadınların %36,9’u lise mezunu, %85,5’i ev hanımı, %99,6’sı evli ve %89,5’i kentte yaşamaktadır. Kadınların %46.4’ü modern, %31.3’ü geleneksel yöntem ile gebelikten korunmaktadır. Kadınların en çok kullandıkları modern kontraseptif yöntemler sırasıyla erkek kondomu, RİA, hormonal yöntemler ve tüp ligasyonudur. Kadınların herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanma durumları ile yaşı, eşin yaşı, yaşadığı yer, gebelik sayısı, doğum sayısı, son iki doğum arasında geçen süre, son doğumun üzerine geçen süre ve yaşayan çocuk sayısı gibi özelikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Aynı zamanda kadının öğrenim durumu, evlilik yaşı, yaşadığı yer ve son iki doğum arasında geçen süre ile etkili aile planlaması yöntem kullanımı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0,05). Sonuç: Aile planlaması hizmetlerinin yürütüldüğü aile sağlığı merkezlerine başvuran her kadının aile planlaması konusundaki gereksinimleri fark edilmelidir. Kadınların düşünce, seçim ve kararları ile uyumlu rehberlik sağlık hizmetleri kapsamında sağlanmalıdır.Öğe Ebelik öğrencilerinin sosyal zeka düzeyleri ile meslek algıları arasındaki ilişki(2019) Akça, Emine; Gökyıldız Sürücü, Şule; Akbaş Yeşilçimen, MeltemÖz: Amaç: Bu çalışma; ebelik öğrencilerinin sosyal zekâ düzeyleri ile meslek algıları arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel olarak yapılan araştırmanın örneklemini 15 Nisan-1 Mayıs 2018 tarihleri arasında okulda bulunan ve araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 174 ebelik öğrencisi oluşturmuştur. Veriler “Kişisel Bilgi Formu”, “Tromso Sosyal Zeka Ölçeği (TSZÖ)” ve “Ebelerin Mesleği Algılama Biçimleri ve Gelecekten Beklentilerini Sorgulayan Anket Formu” ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları 20,99±2,385’tir. Çalışmada öğrencilerin %66,1’i bölümünü isteyerek seçtiğini ve %82,2’si bölümünü sevdiğini bildirmiştir. Öğrencilerin TSZÖ toplam puan ortalamaları 71,79±10,040’tır. Mesleğe adanmışlıkları olumlu olan, atamaları adaletli bulmayan, kurumda özlük haklarına ilişkin yeterince bilgilendirilmediklerini düşünen, mesleğinin toplumun gelişimine katkıda bulunduğunu düşünen ve mesleki anlamda sosyo-kültürel faaliyetlere katılan” öğrencilerin sosyal zeka düzeylerinin istatistiksel olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmada ebelik öğrencilerinin sosyal zeka düzeyleri yüksek ve sosyal zekanın öğrencilerin meslek algısı ve gelecekten beklentilerini olumlu yönde etkilediği bulunmuştur.Öğe GEBELERDE SAĞLIK ALGISI, SAĞLIK OKURYAZARLIĞI VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER(2020) Akça, Emine; Gökyıldız Sürücü, Şule; Akbaş, MeltemBu çalışma gebelerde sağlık algısı, sağlık okuryazarlığı ve ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini Mart-Nisan 2017 tarihlerinde özel bir hastanenin NST polikliniğine başvuran ve araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 150 gebe oluşturmuştur. Veriler “Gebe Tanıtım Formu, Sağlık Algısı Ölçeği ve Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği” ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak toplanmış olup Statistical Package for Social Sciences for Windows 20.0 istatistik paket programında analiz edilmiştir. Gebelerin ortalama yaşı 28,77±5,479 (min=17, max=42)’dur. Gebelerin, % 68’inin lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip olduğu, %36’sının çalıştığı ve %77,3’ünün orta gelir düzeyine sahip olduğu saptanmıştır. Gebelerin Sağlık Algısı Ölçeği puan ortalaması 50,48±7,009 ve Sağlık Okuryazarlığı Tanılama Ölçeği puan ortalaması 111,52±13,282 olarak bulunmuştur. Gebelerin eğitim ve gelir durumları ile sağlık algısı ve okuryazarlığı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Aynı zamanda gebelerin sağlık algısı ve sağlık okuryazarlığı toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir ilişki saptanmıştır. Çalışmada gebelerin iyi düzeyde sağlık algısına ve yüksek düzeyde sağlık okuryazarlığına sahip olduğu saptanmıştır. Ayrıca gebelerin sağlık okuryazarlıkları yükseldikçe sağlık algılarının iyileştiği belirlenmiştir.Öğe GEBELERDE SAĞLIK ALGISI, SAĞLIK OKURYAZARLIĞI VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER(2020) Akça, Emine; Sürücü, Şule Gökyıldız; Akbaş, MeltemBu çalışma gebelerde sağlık algısı, sağlık okuryazarlığı ve ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi amacıylayapılmıştır. Çalışmanın örneklemini Mart-Nisan 2017 tarihlerinde özel bir hastanenin NST polikliniğinebaşvuran ve araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 150 gebe oluşturmuştur. Veriler “Gebe TanıtımFormu, Sağlık Algısı Ölçeği ve Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği” ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılaraktoplanmış olup Statistical Package for Social Sciences for Windows 20.0 istatistik paket programında analizedilmiştir. Gebelerin ortalama yaşı 28,77±5,479 (min=17, max=42)’dur. Gebelerin, % 68’inin lise ve üzerieğitim düzeyine sahip olduğu, %36’sının çalıştığı ve %77,3’ünün orta gelir düzeyine sahip olduğu saptanmıştır.Gebelerin Sağlık Algısı Ölçeği puan ortalaması 50,48±7,009 ve Sağlık Okuryazarlığı Tanılama Ölçeği puanortalaması 111,52±13,282 olarak bulunmuştur. Gebelerin eğitim ve gelir durumları ile sağlık algısı veokuryazarlığı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Aynı zamanda gebelerinsağlık algısı ve sağlık okuryazarlığı toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir ilişkisaptanmıştır. Çalışmada gebelerin iyi düzeyde sağlık algısına ve yüksek düzeyde sağlık okuryazarlığına sahipolduğu saptanmıştır. Ayrıca gebelerin sağlık okuryazarlıkları yükseldikçe sağlık algılarının iyileştiğibelirlenmiştir.Öğe Nullipar gebelere sağlık inanç modeli doğrultusunda verilen mobil eğitimin normal doğum eğilimine etkisi(İnönü Üniversitesi, 2021) Akça, EmineAmaç: Bu araştırma gebelerin normal doğuma ilişkin inanç ve eğilimlerini değerlendiren bir ölçek geliştirmek ve nullipar gebelere sağlık inanç modeli doğrultusunda verilen mobil eğitimin normal doğum eğilimine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Materyal ve Metot: Araştırmanın verileri Kasım 2019 - Kasım 2020 tarihleri arasında Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi Kadın Doğum Polikliniklerine başvuran gebelerden elde edildi. İki aşamada gerçekleştirilen araştırmanın birinci aşaması metodolojik, ikinci aşaması ise ön test-son test kontrol gruplu deneme modeli olarak gerçekleştirildi. Birinci aşamada toplam 737 gebe ile "Normal Doğuma İnanç Ölçeği (NDİÖ)" geliştirildi. Araştırmanın ikinci aşamasında deney grubundaki gebelere 15 gün boyunca normal doğuma yönelik sağlık inanç modeli doğrultusunda mobil eğitim verildi. Araştırmanın verileri "Gebe Tanıtım Formu" ve "NDİÖ" kullanılarak toplandı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, geçerlik ve güvenirlik analizleri, ki kare testi ile bağımlı ve bağımsız gruplarda t testi kullanıldı. Bulgular: 24 madde ve 6 alt boyuttan oluşan NDİÖ'nün gravida ve doğum şekline bakılmaksızın tüm gebelerde kullanılabilen güvenilir bir ölçüm aracı olduğu belirlendi. Araştırmanın ikinci aşamasında, NDİÖ son test toplam puan ortalamasının deney grubunda 89.90±14.10, kontrol grubunda 78.80±12.65 olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemli olduğu belirlendi (p<0.001). Ayrıca deney grubundaki gebelerin NDİÖ alt boyutlarının tamamında aldıkları son test puan ortalamalarının kontrol grubuna oranla istatistiksel açıdan önemli düzeyde artış sağladığı görüldü (p<0.05). Sonuç: NDİÖ'nun Türk toplumu için geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğu, sağlık inanç modeli doğrultusunda verilen mobil eğitimin nullipar gebelerde normal doğuma ilişkin inanç ve eğilim düzeyini önemli ölçüde arttırdığı belirlendi. Anahtar Kelimeler: Ebelik, gebe, mobil eğitim, normal doğum eğilimi, ölçek, sağlık inanç modeli.Öğe POSTPARTUM DEPRESYON DÜZEYİ İLE MATERNAL BAĞLANMA ARASINDAKİ İLİŞKİ(2020) ÖZŞAHİN, Zeliha; Akça, Emine; GÖKBULUT, NilayBu araştırma, postpartum depresyon (PPD) düzeyi ile maternal bağlanma arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı nitelikte yapılan bu araştırma Haziran-Eylül 2018 tarihleri arasında bir kamu hastanesinin lohusa servisinde yatan 371 anne üzerinde yürütülmüştür. Veriler, “Kişisel Tanıtım Formu”, “Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği (EDSDÖ)” ve “Anne Bebek Bağlanması Ölçeği (ABBÖ)” ile toplanmıştır. İstatistiksel değerlendirmede; sayı, yüzde, ortalama, standart sapma ve Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Yaş ortalaması 28.0±5.7 olan annelerin %40.2’si ilkokul ve altı mezunu olup, %6.3’ü gelirinin giderine eşit olduğu ve %11.3’ünün Suriyeli olduğu saptanmıştır. EPDS toplam puan ortalaması 5.61±4.51, ABBÖ toplam puan ortalaması 2.49±3.65’tir. EPDS ve ABBÖ puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (p<0.05). Ayrıca, PDD düzeyi arttıkça anne bebek bağlanmasının azaldığı görülmektedir.Öğe POSTPARTUM DEPRESYON DÜZEYİ İLE MATERNAL BAĞLANMA ARASINDAKİ İLİŞKİ(2020) Özşahin, Zeliha; Akça, Emine; Gökbulut, NilayBu araştırma, postpartum depresyon (PPD) düzeyi ile maternal bağlanma arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıylayapılmıştır. Tanımlayıcı nitelikte yapılan bu araştırma Haziran-Eylül 2018 tarihleri arasında bir kamuhastanesinin lohusa servisinde yatan 371 anne üzerinde yürütülmüştür. Veriler, “Kişisel Tanıtım Formu”,“Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği (EDSDÖ)” ve “Anne Bebek Bağlanması Ölçeği (ABBÖ)” iletoplanmıştır. İstatistiksel değerlendirmede; sayı, yüzde, ortalama, standart sapma ve Pearson korelasyon analizikullanılmıştır. Yaş ortalaması 28.0±5.7 olan annelerin %40.2’si ilkokul ve altı mezunu olup, %6.3’ü geliriningiderine eşit olduğu ve %11.3’ünün Suriyeli olduğu saptanmıştır. EPDS toplam puan ortalaması 5.61±4.51,ABBÖ toplam puan ortalaması 2.49±3.65’tir. EPDS ve ABBÖ puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdananlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (p<0.05). Ayrıca, PDD düzeyi arttıkça anne bebek bağlanmasının azaldığıgörülmektedir.Öğe Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Bebeği Yatan Anne-Babaların Anksiyete ve Depresyon Düzeylerinin İncelenmesi(2019) Akbaş, Meltem; Akça, Emine; Şenoğlu, Ayşe; Gökyıldız Sürücü, ŞuleÖz: Amaç: Bu çalışma, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan anne babaların anksiyete ve depresyon düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Kesitsel olarak yapılan araştırmanın örneklemini 1 Ocak – 31 Mart 2017 tarihleri arasında bir özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebekleri yatan ve araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 150 anne baba oluşturmuştur. Veriler, Birey Tanıtım Formu, Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak toplanmış olup IBM Statistical Package for Social Sciences for Windows 20.0 istatistik paket programında analiz edilmiştir.BULGULAR: Anne babaların yaş ortalamaları 29,33±5,990 (min: 18, max: 52)’dır. Hasta yakınlarının %83,3’ü anne ve %38,0’ının eğitim düzeyi lisedir. Yenidoğanların %32,7’si prematüre,%33,3’ünün yatış nedeni solunum sıkıntısı ve%40,7’sinin yatış süresi bir hafta ve üzeridir. Katılımcıların Durumluk Kaygı Ölçeği toplam puan ortalamaları 45,13±9,459, Sürekli Kaygı Ölçeği toplam puan ortalamaları 44,66±7,266 ve Beck Depresyon Ölçeği toplam puan ortalamaları 11,50±10,626 olarak bulunmuştur. Katılımcıların kaygı düzeyleri ve depresyon belirtileri arasında pozitif yönlü zayıf derecede istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.SONUÇ: Çalışmada aileler orta düzeyde kaygılı bulunmakla birlikte ailelerin büyük kısmı depresyon belirtisi göstermemektedir.