Yazar "Aksoy, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ALGILANAN ÖRGÜTSEL DIŞLANMANIN İHBARCILIK DAVRANIŞI ÜZERİNE ETKİSİNDE ÖRGÜTSEL ADALET ALGISININ ARACILIK ROLÜ(2024) Meriç, Şevval Nur; Aksoy, AliÖrgütsel adalet, çalışanların yaptıkları işlere dair gösterdikleri çabanın hak edildiği şekilde karşılık bulması olarak tanımlanabilmekte ve adaletsiz bir iş ortamı istenmeyen sorunları da beraberinde getirebilmektedir. Bu çalışmanın amacı örgütsel dışlanma algısının ihbarcılık davranışı sergileme eğilimi üzerine etkisinde örgütsel adalet algısının aracılık rol oynayıp oynamadığını tespit edebilmektir. Tekstil firmalarında görevli mavi yakalı çalışanlar ile saha çalışması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler sonucu gerçekleştirilen analizler sonucunda örgütsel adalet ile örgütsel dışlanma değişkenleri arasında negatif yönlü zayıf düzey: örgütsel dışlanma ile ihbarcılık değişkenleri arasında pozitif yönlü orta düzey bir ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Yapılan basit doğrusal regresyon analizleri sonucunda, örgütsel dışlanmanın, ihbarcılık davranışı üzerindeki etkisinin anlamlı; örgütsel dışlanmanın, dışsal ihbarcılık davranışı üzerindeki etkisinin anlamlı; örgütsel dışlanmanın, sessiz kalma davranışı üzerindeki etkisinin anlamlı ve örgütsel dışlanmanın, etkileşimsel adalet alt boyutu üzerindeki etkisinin anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Alt ve üst güven aralığı (GA) 0 (sıfır) değerini kapsadığından ve p>0,05 olduğundan dolayı örgütsel adaletin, örgütsel dışlanma ve ihbarcılık arasındaki ilişkide aracılık rolü bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştırÖğe Algılan Örgütsel Dışlanmanın Çalışan Sesliliğine ve İş Akış Deneyimine Etkisi(2022) Karaca, Nuri; Aksoy, AliGloballeşen rekabet ortamı örgütlerin rekabet gücünde sahip oldukları insan sermayesinin belirleyici bir faktör haline gelmesine neden olmuştur. Örgüt içerisindeki çeşitli sosyal ilişkiler bu sermayeyi olumlu veya olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Çalışanların bulundukları örgütte diğerleri tarafından yok sayılması, görmezden gelinmesi, değersiz hissettirilmesi; yaptıkları işten zevk alamamalarına, örgüt için yararlı, yenilikçi fikir ve görüşleri dile getirmemelerine neden olabilmektedir. Buradan hareketle çalışmamız örgütsel dışlanmanın, çalışan sesliliğine ve iş akış deneyimine etkisini konu almıştır. Literatür taramasının yapıldığı dönemde örgütsel dışlanmasının çalışan sesliliğine etkisi yabancı yazında araştırılmışken, yerli yazında herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Örgütsel dışlanmanın iş akış deneyimine etkisini konu alan bir çalışmaya ise hem yerli hem de yabancı yazında rastlanılmamıştır. Bu açıdan çalışmanın keşifsel ve öncül bir özellik taşıdığı düşünülmektedir. Araştırmanın evreni olarak cam sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın mavi yakalı 200 çalışanı seçilmiştir. Araştırma sonuçları, algılanan örgütsel dışlanmanın, çalışan sesliliğini ve iş akış deneyimini negatif yönde etkilediğini göstermektedir. Aynı zamanda örgütsel dışlanmanın, iş akış deneyiminin işten zevk alma boyutunu negatif yönde etkilediği de tespit edilmiştir. Diğer taraftan algılanan örgütsel dışlanma ile iş akış deneyiminin kendini işine verme ve içsel motivasyon boyutları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir.Öğe Algılanan Toksik Liderliğin Fırsatçı Sessizlik Üzerine Etkisinde Örgütsel Politikanın ve Ahlaki Çözülmenin Aracılık Rolü(2024) Karaca, Nuri; Aksoy, AliGünümüz modern dünyasında örgütlerin başarılarında sahip olunan nitelikli insan kaynağı önemli bir rol oynamaktadır. Nitelikli insan kaynağının doğru ve verimli şekilde kullanılmasında, yöneticilerin sahip oldukları liderlik tarzları önem arz etmektedir. Nitekim yöneticilerin liderlik tarzları çalışanların gayretlerini, motivasyonlarını, performanslarını ve yaratıcılıklarını olumlu veya olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Buradan hareketle bu çalışmanın amacı algılanan toksik liderliğin fırsatçı sessizlik üzerine etkisinde örgütsel politikanın ve ahlaki çözülmenin aracılık rolünü tespit etmektir. Bu amaçla kamuya bağlı bir termik santralin 500 teknik personeli araştırmanın ana kütlesi olarak belirlenmiştir. Tesadüfi örneklem yöntemi ile belirlenen 227 teknik personelin oluşturduğu örneklemden anket tekniği ile veriler toplanmıştır. Toplanan veriler AMOS ve SPSS paket programları yardımlıyla analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre bağımsız değişken olan toksik liderliğin boyutları (değer bilmezlik, çıkarcılık, bencillik, olumsuz ruhsal durum); örgütsel politikayı, ahlaki çözülmeyi ve fırsatçı sessizliği pozitif yönde anlamlı bir şekilde etkilemektedir. Toksik liderlik boyutlarından sadece değer bilmezlik boyutunun fırsatçı sessizlik üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı görülmüştür. Yine analiz sonuçlarına göre örgütsel politika ve ahlaki çözülme, fırsatçı sessizliği pozitif yönde anlamlı bir şekilde etkilemektedir. Diğer bir analiz sonucuna göre ise örgütsel politika ve ahlaki çözülme, toksik liderlik ile fırsatçı sessizlik arasındaki ilişkiye aracılık etmektedirler.Öğe Forecasting of Future Supply in Strategic Human Resources Planning Process: External Analysis(2005) Aksoy, Ali; Çobanoğlu, YusufÖz: Bu çalışma, Türkiye'nin en büyük 200 sanayi işletmesinde gerçekleştirilmiştir.Araştırmanuı konusu, stratejik insan kaynakları planlaması sürecinin önemli bir unsuru olarak, dış analiz uygulamasını değerlemektir. Çalışmamızın temel sonucuna göre, araştırma kapsamındaki stratejik insan kaynakları planlamasını gerçekleştiren işletmeler, dış analiz aşamasını göz önüne almamaktadırlar.Öğe HERZBERG’İN HİJYEN FAKTÖRLERİNİN ÇALIŞANLARIN İŞTEN AYRILMA DAVRANIŞLARINA ETKİSİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA(Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2017) Korkmazer, Fuat; Aksoy, AliÖz: Örgütleri oluşturmak, oldukça zor ve maliyetli bir durumdur. Bu zorlukları ortadan kaldırmak ve maliyetleri azaltmak çalışanların, işlerinden tatmin olmalarına bağlıdır. Motivasyondaki amaç; çalışanların daha verimli çalışmalarını, istek ve arzularını artırmayı sağlamaktır. Kalıplaşmış motivasyon araçlarını kullanmak her zaman olumlu performans sağlayamayabilir. Bu nedenle, günün şartlarına ve çalışanların ihtiyaçlarına göre farklı motivasyon araçlarını sunmak gerekir. Herzberg, iş yerinde hijyen etmenlerin belli bir düzeyin altına düşmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Belli bir düzeyin altına düşmesi, çalışanın işinden, çevresinden, işletmeden, mesai arkadaşlarından ve amirlerinden sıkılmasına ve devamsızlık, hastalık ve işten ayrılmasına neden olabilmektedir. Bu araştırmada Herzberg'in Hijyen faktörlerinin çalışanların işten ayrılma niyetleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu amaçla Muş ilinde Kamu sektörü ve Özel sektörde faaliyet gösteren eğitim kurumlarında çalışan 132 kişinin görüşleri değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda Herzberg'in Hijyen faktörleri ile çalışanların işten ayrılma niyetleri arasında negatif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştürÖğe İşgörenlerin duygusal bağlılıkları ile kişisel özellikleri arasındaki farklılığı belirlemeye yönelik bir araştırma(İnönü Üniversitesi Akademik Yaklaşımlar Dergisi, 2013) Aksoy, Ali; Akdemir, Bünyamin; Yılmaz, OnurKüreselleşme ile birlikte organizasyonların sabit maliyetleri düşürmek için sergiledikleri çabada öncelikli bir yere sahip olan işgören bağlılığının önemi gün geçtikçe artarak devam etmektedir. Bu çalışmanın temel amacı; farklı uluslardan işgörenlerin bağlı bulundukları kurumlara hissettikleri duygusal bağlılıklarının kişisel özellikleri ile olan ilişkisini ortaya koymaktır. Çalışma kapsamında, Amerika Birleşik Devletleri'nde hava araçlarının bakım ve onarım prosedürleri üzerine faaliyet gösteren çok uluslu bir eğitim kurumunda ülkelerinin silahlı kuvvetleri adına eğitim gören işgörenlerin örgütlerine hissettikleri duygusal bağlılıklarını ölçmek üzereAllen ve Meyer (1991) tarafından geliştirilen duygusal bağlılık ölçeği işgörenlere uygulanmış, sonuçlar doğrultusunda işgörenlerin duygusal bağlılık düzeyleri incelenmiştir. Yapılan uygulama ve analizler sonucunda; işgörenlerin; örgütlerine yönelik duygusal bağlılık düzeylerinin, milliyetlerine, medeni durumlarına, yaşlarına, örgütteki statülerine, hizmet sürelerine ve eğitim durumlarına göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.Öğe İşletmelerde Etik Değerlerin Uygulanmasının Örgütsel Bağlılığa Etkisinde Örgütsel Adaletin Aracı Rolü(2019) Uslu, Ferit; Aksoy, AliÖz: Çalışmamızda etik değerler, örgütsel adalet ve örgütsel bağlılık konuları ve aralarındaki ilişki ele alınmıştır. Böylece işletmelerde etik değerlerin uygulanmasının örgütsel bağlılığa etkisinde örgütsel adaletin aracı rolü ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma; giriş, kuramsal çerçeve, araştırma metodolojisi, araştırma bulguları ve sonuç - öneri şeklinde beş bölümden oluşmaktadır. TRB2 bölgesindeki özel hastanelerde çalışan 450 kişiye dağıtılan anketlerden 327 tanesi değerlendirmeye alınarak verileri SPSS 23 ile Amos 21.0 programlarında analiz edilmiştir. Açıklayıcı Faktör - Doğrulayıcı Faktör Analizleri yapılmış, Yapısal Eşitlik Modeliyle faktörler arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; etik değerlerin uygulanmasının örgütsel adaleti ve örgütsel bağlılığı pozitif olarak etkilediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca dağıtım adaleti ve bilgisel adaletle, örgütsel bağlılık arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki bulunduğu sonucuna varılmıştır.Öğe İŞYÜKÜ FAZLALIĞININ YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNDE İŞ- AİLE ÇATIŞMASININ ARACI ROLÜ: SAĞLIK SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA(2020) Aksoy, Ali; Korkmazer, FuatBu çalışmada, iş yükü fazlalığı algısının yaşam kalitesi üzerindeki etkisinde iş- aile çatışmasının aracı rolünün ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın konusu belirlenirken, ilgili değişkenlerin çalışanların motivasyonuna olumlu katkı sağlayacak şekilde dengeli olması gerektiği gerçekliğinden hareket edilmiştir. Bu amaçla TRB-2 bölgesindeki (Van, Muş, Bitlis, Hakkâri) Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerinde çalışanlara bir anket uygulanmıştır. Anket, İş Yükü Fazlalığı Ölçeği, WHOQOL-BREF-TR Yaşam Kalitesi Ölçeği ve İş-Aile Çatışması ölçeklerinden oluşmaktadır. Elde edilen veriler, yapısal eşitlik modeli (YEM) ve karşılaştırmalı istatistiki analizlere tabi tutularak yorumlanmıştır. Yapılan YEM analizi sonucuna göre iş yükü fazlalığı algısının, yaşam kalitesini negatif yönde çok düşük düzeyde etkilediği, işten aileye çatışma ve aileden işe çatışmayı pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. İşten aileye ve aileden işe çatışmanın ise yaşam kalitesini negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Konaklama İşletmelerinde Departmanlar Arası Çatışmanın Analizi ve Bir Uygulama(Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2005) Aksoy, Ali; Kaplan, MetinÖz: Turizm sektörü bünyesinde faaliyet gösteren konaklama işletmeleri emek-yoğun işletmelerdir. Yani hizmet sunumunda insan faktörü ön plandadır. Yönetimin koordinasyon özelliği gereği, işletme içerisinde faaliyet gösteren bölümlerin ve bireylerin birbirleriyle uyum içinde çalışmaları esastır. Ancak, bireyler arasındaki fikir, his ve çıkar farklılıkları gibi nedenlerden dolayı çeşitli çatışmalar ortaya çıkabilmektedir. Müşteri ile bire bir ilişkinin olduğu konaklama işletmelerinde çatışmanın olması müşteri memnuniyetini olumsuz yönde etkileyeceği gerçeğinden hareketle, bu çalışmada konaklama işletmelerinde bölümler arası çatışmanın nedenleri ve etki dereceleri araştırılmıştır. Başlık (İngilizce): Analiysis of Conflict Among Departments in Accomodation Firms and an Application Öz (İngilizce): Accommodation firms operating within the tourism sector are labour intensive firms, which means that human factor is vital for the continuity of their business operations. As the coordination function of management requires, departments and individuals are to work in conjunction with each other. However, in most of the organizations, to some extent, conflict may occur, because of the differences in individuals' thoughts, feelings and interests. Moving from the point that there could be conflict in accommodation firms in which face to face relation with customers is vitally important and that conflict will negatively affect customer satisfaction, in this study the effects and the reasons of inter-departmantal conflicts in accomodation firms are studied.Öğe Malatya'nın ekonomik kalkınma problemleri ve perspektifleri(İnönü Üniversitesi, 1989) Aksoy, Ali[Abtsract Not Available]Öğe ÖRGÜTLERDE YENİLİKÇİ İKLİM ALGISININ ÖRGÜTSEL BAĞLILIK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: BİR UYGULAMA(ULUSLARARASI HAKEMLİ AKADEMİK VE BEŞERİ BİLİMLER DERGİSİ, 2015) Aksoy, Ali; Yıldız, İbrahimÖz: İşletmelerin başta müşteri talepleri olmak üzere çevre unsurlarına karşı esnek olabilmeleri ve bu esnekliği sergilerken kendi kapasitelerinin bilincinde olabilmeleri kendilerine rekabette üstünlük sağlayacaktır. Bu ise yenilikçi olmanın, yenilikçi bir karaktere sahip olmanın önemine işaret etmektedir. Çevre unsurlarına karşı yenilikçi bir kimliğe sahip işletmenin çalışanları nezdindeki imajı da farklı olacaktır. Örgütsel bağlılık düzeyinin artması ile çalışanların örgüt amaçlarının gerçekleşmesi için harcayacakları çaba ve iştiyak'ın artması ve kurumlarında daha fazla kalmaya istekli olmaları sağlanabilecektir. Bu çalışmada yenilikçi bir karaktere sahip bir işletmenin çalışanlarının örgütsel bağlılıkları üzerindeki etkisinin ortaya konması amaçlanmıştır. Bunun için Erzurum ilinde faaliyet göstermekte olan özel bir hastanede ampirik çalışma yapılmıştır. Sonuç olarak; yenlikçi iklim algısının çalışanların örgütsel bağlılıkları üzerinde etkili olduğu ortaya çıkmıştırÖğe YÖNETİCİLERİN EĞİTİM DÜZEYLERİNİN VE CİNSİYETLERİNİN YENİLİK YÖNETİMİ ÜZERİNDEKİ ROLÜ: BİR UYGULAMA(2020) Yıldız, İbrahim; Aksoy, AliÖz: Yenilik; sıklıkla vurgulanan, üzerinde düşünülen ve politikalar geliştirilen değerli bir konudur. Çünkü yenilik hem işletmeler için hem devletlerin kalkınmaları için hayati değeri olan bir koşul olarak kabul edilmektedir. Böylece; hacmi ne olursa olsun tüm işletmelerin yenilikçilik namına örgütsel ve stratejik olarak kendilerini gözden geçirmeleri ve değerlendirmeleri beklenmektedir. Burada; işletme yöneticilerinin eğitim düzeylerinden ve cinsiyetlerinden ileri gelebilecek bakış açısı ve tutum önem kazanmaktadır. Belirtilen önemli noktalardan hareketle bu çalışmada; İstanbul ilinde faaliyetler göstermekte olan ve temel iştigal alanı tasarım ve reklamcılık olan işletme yöneticileri üzerinde bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak; eğitim düzeyi ve cinsiyet değişkenlerinin yenilikçi stratejiler belirlenirken anlamlı farklar meydana getirdiği anlaşılmıştır. Buradan hareketle; eğitim düzeyi yüksek bireylerin yenilikçi stratejiler belirlenirken daha çekingen davrandıkları; kadın yöneticilerin ise yenilikçi stratejiler belirlenirken geri planda kalmamaları için bazı şartlara ihtiyaç duydukları değerlendirmesi yapılmıştır. Bu sonuç ve değerlendirmeler; eğitim düzeyi yüksek küçük işletme yöneticilerinin işletme amaç ve hedeflerinden aline (yabancılaşma) olabildiklerini ve kadın yöneticilerin ise bir cam tavan sendromu ile karşılaşabildikleriyle ilgili soruları akıllara getirmiştir. Bu bağlamda; küçük işletme yöneticilerinin özellikle sistemi doğru okuma noktasında edinecekleri bilgi ve becerilerini geliştirebilecek önerilerde bulunulmuştur. Söz konusu önerilere uygun olarak; işletmecilik eğitimi veren bölüm ve programlar için güzel fikirler sunulmuştur.Öğe Yöneticilerin kişisel özelliklerindeki farklılıkların bilgi işlem teknolojilerinden (Bit) faydalanmalarına etkileri üzerine bir araştırma(Yönetim Bilimleri Dergisi, 2009) Aksoy, Ali; Akdemir, BünyaminÖz: Bu araştırmanın amacı, ilköğretim 4. sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersine yönelik akademik başarıları üzerinde proje tabanlı öğrenme yaklaşımının etkisini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Malatya ili Fatih İlköğretim Okulu 4. sınıflarında öğrenim gören 80 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada eşitlenmemiş kontrol gruplu ön-test son-test deseni kullanılmıştır. Deney değişkeni olan proje tabanlı öğrenme yaklaşımına ve geleneksel öğretim yöntemlerine dayalı olarak hazırlanan programlar, deney ve kontrol gruplarına haftada 3 ders saati olmak üzere toplam 5 hafta ilköğretim 4. sınıf Sosyal Bilgiler dersi “İnsanlar ve Yönetim” ünitesinde uygulanmıştır. Araştırmanın başarı testinden elde edilen veriler bağımlı ve bağımsız gruplar t testi ile Windows SPSS 11.5 paket programında analiz edilmiştir. Analizlerde anlamlılık düzeyi 0.05 olarak alınmıştır. Araştırma sonucunda, proje tabanlı öğretim yaklaşımının kullanıldığı deney grubu ile geleneksel öğretim yönteminin kullanıldığı kontrol grubunun akademik başarısında deney grubu lehine anlamlı bir farklılık gözlenmiştir. Başlık (İngilizce): The effect of project based learning on akademic achievement of elementary school fourth class students' intended for social studies Öz (İngilizce): The aim of this study is to define the effect of project based learning on academic achievement of elementary school fourth class students’ intended for Social Studies. Participants in the group are composed of 80 students studying in the fourth class of Fatih Primary School in Malatya. Nonequivalent pre-test post-test control group design was used in this study. In the frame of experimental variable project based instruction programme and traditional curriculum contains a three hour lesson a week total five weeks elementary school fourth class Social Studies “Peoples and Management” unit was delivered to control and experimental groups. At the end of Practice process, the post-test was practised on students. In the research, the data obtained from Success Test has been analyzed with dependent and independent groups t-test in SPSS 11.5 package program. The meaningfulness level in the analyses has been taken as 0.05. As a result of inquiry, project based instruction method proved to be more effective in term of academic success when it is compared with the academic success of control group.