Yazar "Ateş, Abdurrahman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anlam bütünlüğü açısından bakara 189. âyet ile ilgili bir değerlendirme (evlere kapılarından girmenin hilaller hakkındaki soru ile münasebetine dair)(İnönü üniversitesi ilahiyat fakültesi, 2016) Ateş, Abdurrahmant:Bakara sûresinin 189. âyeti, görünürde birbirinden farklı iki konuyu bir arada ele almaktadır: Hilallerin durumu ve evlere arkalarından değil kapılarından girilmesi gerektiği konularını. Bir ayette anlam bütünlüğü olması için ele aldığı konular arasında bir kopukluk bulunmamalıdır. İşte bu âyet, ifadeleri arasında ilişki kurmakta en çok zorlanılan ayetlerdendir. Bunun nedeni, cahiliye dönemi uygulamaları ile ilgili nakledilen bazı rivayetlerin ayetle doğrudan ilişkilendirilmesi ve “eve arkasından girmek”, “eve kapısından girmek” ifadelerinin deyimsel anlamının göz ardı edilmesidir. Aslında Hz. Peygamber’e sorulan soruya beklenmeyen cevap verilmek suretiyle sormaları gereken başka konulara dikkatler çekilmiştir. Daha sonra ise soru sorma yöntemlerinin yanlışlığı, evin kapısı varken arkasından girmeye benzetilmiştir.Öğe Ölülerin nasıl diriltildiğinin kuşlar üzerinden hz. ibrahim’e gösterilmesi (bakara 260. âyetin anlamı ile ilgili bir değerlendirme)(İnönü üniversitesi ilahiyat fakültesi, 2016) Ateş, AbdurrahmanBu makalede ölülerin nasıl diriltildiğinin işareti olarak sunulan kuşların söz konusu edildiği Bakara sûresinin 260. âyetini inceledik ve uygulamanın ne olduğunu tartıştık. Hz. İbrâhîm’e kuşların kesilmesi ve parçalanması mı, yoksa alıştırılması mı emredilmiştir? Bu âyetin anlamı ile ilgili birbirinden farklı anlamların ortaya çıkmasının iki temel nedeni vardır: Birincisi, birçok tefsir kaynağında konu ile ilgili nakledilen rivayetlerin doğru kabul edilmesi; ikincisi ise anahtar kelime olan ��� إ ���� ifadesine anlam verilirken erken dönem lügat/sözlük kaynaklarının esas alınmamasıdır. Kuşların parçalandıktan sonra Hz. İbrâhîm’in çağrısı üzerine canlanıp uçtukları şeklindeki rivayetlerin asılsız, bu âyetteki anahtar kelime ��� إ ���� ifadesinin kuşların kesilmesi değil eğitilmesi/alıştırılması anlamında olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe تجري من نحتهم الانهار ifadesinin türkçeye çeviri sorunu(2015) Ateş, AbdurrahmanBu makalenin konusu Kur'an'da sadece üç âyette geçen رَُ ْ א َ ُ ِ ِ ْ َ ي ِ ِ ْ َ ifadesinin çeviri problemidir. Problem, üç âyette cennetliklerin altından aktığı bildirilen nehirlerin, Kur'an'da çok yaygın kullanılan رَُ ْ א َْ َ ِ ْ َ ي ِ ِ ْ َ ifadesi gibi değerlendirilmesi ve “cennetin altından akan nehirler” şeklinde çevrilmesidir. Diğer bir ifadeyle nehirlerin üç âyette cennetliklere izafe edildiğinin dikkate alınmamasıdır. ifadesi zarfı olarak “üst”ün karşıtı “alt” anlamındadır. Kur'an'da cennet, ağaç, toprak veya ayaklara izafe edildiği âyetlerde “alt” anlamında kullanılmıştır. Ancak doğrudan insanın kendisine izafe edildiği âyetlerde, tasarruf ve yetki altında olma anlamı daha isabetlidir. Hz. Nûh ve Hz. Lût’un karıları ile ilgili “ دِ َ َ ِ ْ ِ ِ ْ َ ْ َ َ ْ َ َ َ َ ” ifadesinde kadınların bu iki peygamberin nikâhı altında olduğu bildirilmektedir. Firavun’un söylediği “ ِ ْ َ ى ِ ِ ْ رُ َ َ ْ هِ א ! ِ " وَ َ ” ifadesinde ise Mısır ve nehirlerin Firavun’un egemenliği altında olduğu bildirilmektedir. Aynı şekilde “ رَُ ْ א َ ُ ِ ِ ْ َ ي ِ ِ ْ َ ” cümlesinin de cennet nehirlerinin cennetin, hatta cennetliklerin altından aktığı değil, cennet ehlinin tasarrufunda aktığı şeklinde anlaşılması daha isabetli olacaktır.











