Yazar "Aydemir, Şeyma" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İki dilli öğrencilerin atasözü ve deyim söz varlıklarının karşılaştırılması (Şanlıurfa ili örneği)(İnönü Üniversitesi, 2022) Aydemir, ŞeymaAraştırmanın amacı; iki dilli (Arapça-Türkçe) öğrenciler ile tek dilli öğrencilerin atasözü ve deyim söz varlıklarının incelenerek karşılaştırılmalarının yapılması ve bir değerlendirmeye ulaşılmasıdır. Bundan hareketle 82 ifadelik bir anket formu hazırlanmış ve Şanlıurfa ilinin Haliliye ilçesinde bulunan, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Resmi İmam Hatip Ortaokulu ve Resmi Ortaokulunda öğrenim gören ilköğretim 7. sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Uygulama 2022-2023 eğitim- öğretim döneminde gerçekleştirilmiştir. Toplamda 200 öğrenciye uygulanan anket formuyla elde edilen veriler, tek tek incelenmiş bulgular sayısal olarak ifade edilmiştir. Araştırma sonunda iki dilli (Arapça- Türkçe) öğrencilerin atasözü- deyim ayrımını kavramada güçlük çektikleri, atasözlerini cümle içinde kullanmada deyimlere göre zorlandıkları veya kullanamadıkları, anket formunda yer alan veya formdan ayrı olarak dağarcıklarında bulunan söz varlıklarının tek dilli öğrencilere göre belirgin bir şekilde az olduğu, söz varlıklarındaki mecaz anlamı kavramada tek dilli öğrencilere göre zorlandıkları veya kavrayamadıkları sonucuna ulaşılmıştır. İki dilli öğrenciler ile tek dilli öğrencilerin ankette verdikleri cevaplar incelendiğinde, iki dilli öğrencilerin büyük çoğunluğunun yazma ve dolayısıyla okuma konusunda da tek dilli öğrencilere göre sorunları oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca iki dilli-tek dilli ayrımı yapılmadan tüm öğrencilerin formlara verdikleri cevaplardan hareketle büyük çoğunluğunun bildikleri atasözü-deyim sayısının az olduğu tespit edilmiştir. Öğrenci dağarcıklarındaki söz varlığı sayısını arttırmak ve bahsi geçen sorunları en aza indirmek için birtakım öneriler sunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Atasözü, Deyim, İki dillilik, Söz VarlığıÖğe Teröristlerin ve Töreristlerin Ürettiği Şiddetin Sarmalında “Huzursuzluk”(2022) Durukoğlu, Salim; Aydemir, ŞeymaYapılan bu çalışmada Ömer Zülfü Livaneli’nin Huzursuzluk adlı romanı incelenmiş, huzursuzluğun ana nedeni olarak şiddetin gösterildiği romanda betimlenen şiddet örneklerinin kaynakları ve nedenleri üzerinde durulmuştur. Ezidiler örneğinden hareketle kitlesel şiddet olgusu; görece hayvanlardan sonra şiddete uğramada daha savunmasız ve sürekli mağdur / kurban olan çocuk, kadın ile hem şiddet mağduru hem de şiddetin faili olan erkeğe yönelik şiddet olgusu yakın plana alınmıştır. Romanın iletileri doğrultusunda Hz. Hüseyin ile isimdaş ve kısmen kader ortağı olan, cinayet kurbanı başkarakter Hüseyin üzerinden, son tahlilde şiddetin adres sormadığı ve cinsiyet seçmediği tezi de öne çıkarılmıştır.Bu çerçevede şiddet ile ilişkilendirilen ekonomik, fiziksel, psikolojik, cinsel, dinsel ve siyasal şiddet türleri hakkında bilgi verilmiş; bu olguların ataerkil yapı ile etkileşimine değinilmiş ve söz konusu etkileşimden yola çıkılarak şiddetin birey, toplum, çocuk, kadın ve erkek üzerindeki etkileri romandan alıntılamalarla aktarılmaya çalışılmıştır. En çok töreden beslenen, töreristler eliyle sergilenen bireysel şiddet ile en çok soğuk savaş yöntemlerinden beslenerek kitlesel şiddete dönüşen terör ve teröristler gerçeği, şiddetin kaynağı ve örnekleri olarak görülmüş ve gösterilmiştir. Arka planda ise yasal düzenlemeleri yapmayan, mevcut yasaları uygulamayan ya da terör örgütleri üzerinden vesayet savaşları yürüten devletlerin ve yöneticilerinin de şiddetin koruyucusu ve destekçileri olduğu dile getirilmiştir. Şiddetin bir türü ile diğer türleri arasında ilişki olduğu, örneğin hayvanlara şiddet uygulayan insanların bunu diğer insanlara uygulamada da sakınca görmediği saptanmış; tespit ve teşhir edilen şiddet türleri ve örnekleri üzerinden şiddet sarmalından çıkışın yolları irdelenmiştir. Şiddetin tarihselliğinin ve gelenekselliğinin de mücadelenin önündeki en zorlayıcı gerçekler ve gerekçeler olduğu görülmüştür. Romanda bir leitmotif olarak geçen “Ben bir insandım!” cümlesi tematik özü temsil eder. İnsan ölür, insanlık ölmez sözünden hareket edersek, şiddet önce insanlığı öldürür. Bu bağlamda romanın iletisi, “İnsanı ve insanlığı huzura erdirme, şiddeti yok etmekle başlar.” cümlesi ile özetlenebilir.