Yazar "Aygen, Erhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The diagnostic efficacy of some ischemic markers (urotensin II and urotensin II related peptide) in early diagnosis of intestinal ischemia in experimentally increased intraabdominal pressure in rats(2019) Bozan, Mehmet Bugra; Ayten, Refik; Bulbuller, Nurullah; Camci, Cemalettin; Aygen, Erhan; İlhan, Necip; Ozercan, Hanfi Ibrahim; Azak Bozan, Ayse; Aksu, Ali; Kutluer, NizamettinAim: The purpose of this experimental study is evaluating the relation between plasma urotensin-II (U-II) and urotensin-II related peptide (URP) levels with intestinal ischemia caused by elevated intraabdominal pressure.Material-Methods: Wistar albino rats weighing 200–250 grams used.Group-1: Laparatomized group without abdominal pressure elevation in sixty minutes under general anesthesia.Group-2: Ten mmHg elevated intraabdominal pressure group in sixty minutes under general anesthesia.Group-3: Fifteen mmHg elevated intraabdominal pressure group in sixty minutes under general anesthesia.Group-4: Twenty mmHg elevated intraabdominal pressure group in sixty minutes under general anesthesia.After sacrifing, in general anesthesia blood and tissue samples were collected. Hematoxilen and eosyn stained tissue samples were examined under light microscope.Results: Plasma U-II levels changes insignificant in group 2 and 3 but in group-4 was changed significantly compared with the control group(respectevely p=0,609; p=0.848; p=0.04). Plasma URP levels changed significantly in all groups compared with the control group (p-values were p=0.018; p=0.018 and p=0.04 respectively).Conclusion: U-II levels could not be a useful parameter for the early diagnosis of the intestinal ischemic damage caused byintraabdominal pressure(IAP), because it is found in all vascular structures. On the other hand, plasma URP levels would be used for the early diagnosis of the intestinal ischemia. Because of the limitations of our study, we believe that our results should be confirmed with clinical studies.Keywords: Intrabdominal hypertension; intestinal ischemia; urotensin-ii; urotensin-ii related peptid; abdominal compartment syndrome.Öğe Factors effecting the development of sentinel lymph node metastasis in clinical early-stage breast cancers (cT1-2N0): Clinical significance of primary tumor – skin distance(2021) Zirek, Levent; Lale, Azmi; Zirek, Merve; Lale, Hatice Nur; Yildirir, Ali Cihan; Aygen, ErhanAim: It was aimed to determine the demographic, clinicopathological and radiological predictors that may be effective in the development of sentinel lymph node (SLN) metastasis in patients with clinical early-stage breast cancer (cT1-2N0). Materials and Methods: 178 patients were included in the study. Demographic, clinicopathological and radiological characteristics of the patients were recorded. Among these, there were age, neutrophil / lymphocyte ratio (NLR), HER2, estrogen receptor (ER) and progesterone receptor (PR), proliferation index (Ki- 67), morphological grade, molecular subtype, histopathological subtype, tumor size and localization, multifocality and multicentricity, nipple-areola complex (NAC) infiltration, perineural invasion (PNI), lymphatic invasion (LI), vascular invasion (VI), primary tumor -breast skin distance (DFS). Results: Larger tumor size, HER-2 positivity, grade 3 histopathology, LI, VI, PNI, and closer DFS were found to be significant in univariate regression analyzes. In ROC analysis, the optimum cut-off value for DFS was found to be 13.5mm. In multivariant regression analyzes, HER-2 positivity, LI, PNI and ≤13.5mm DFS were found as independent SLN metastasis predictors. Conclusion: Closer DFS, HER-2 positivity, LI and PNI are very strong predictors in patients with clinical early-stage breast cancer that must be taken into account in the development of SLN metastasis in cT1-2N0 breast cancers. These factors can guide clinicians to take accurate decisions in the treatment process.Öğe Is kugel herniorraphy really minimally invasive?: A prospective, randomized study(2006) Kırkıl, Cüneyt; Aygen, Erhan; Bülbüller, Nurullah; Doğru, Osman; Ödekmerdan, Ahmet; Girgin, MustafaAbstract:Amaç:Kugel fıtık tamirinin minimal invaziv bir teknik olduğu ileri sürülmektedir. Bu çalışmanın amacı Kugel ve Lichtenstein girişimlerinden sonra gelişen enflamatuvar yanıtları ve klinik sonuçları karşılaştırmaktı. Hastalar ve Metotlar: Tek taraflı kasık fıtığı olan 30 hasta Kugel ve Lichtenstein tamir gruplarına rastgele ayrıldılar. Cerrahi girişimden hemen önce ve girişimden sonraki 12. ve 48. saatlerde, interlökin-6 ve C-reaktif protein seviyelerini ölçmek için periferik venöz kan örnekleri alındı. Cerrahi sonrası akut ve kronik ağrı değerlendirildi. Normal aktivitelere ve işe dönüş süreleri kaydedildi. Bulgular: Lichtenstein girişiminden sonra interlökin-6 düzeyleri belirgin olarak artarken Kugel fıtık tamiri, interlökin-6 düzeylerinde anlamlı olmayan bir artışa neden oldu. C-reaktif protein düzeyleri her iki grupta da belirgin olarak arttı. Kugel girişiminden sonra hastaların ağrısı daha azdı ve daha erken iyileştiler. Sonuç: Sonuçlarımız göstermektedir ki, Kugel fıtık tamiri Lichtenstein tekniği ile karşılaştırıldığında daha az enflamatuvar yanıta, daha az ameliyat sonrası ağrıya ve daha hızlı iyileşmeye neden olmaktadır.Öğe Kugel Fıtık Tamiri Gerçekten Minimal İnvaziv midir?: Prospektif Randomize Bir Çalışma(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Kırkıl, Cüneyt; Aygen, Erhan; Bülbüller, Nurullah; Doğru, Osman; Ödekmerdan, Ahmet; Girgin, Mustafa; Saraç, MehmetKugel fıtık tamirinin minimal invaziv bir teknik olduğu ileri sürülmektedir. Bu çalışmanın amacı Kugel ve Lichtenstein girişimlerinden sonra gelişen enflamatuvar yanıtları ve klinik sonuçları karşılaştırmaktı. Hastalar ve Metotlar: Tek taraflı kasık fıtığı olan 30 hasta Kugel ve Lichtenstein tamir gruplarına rastgele ayrıldılar. Cerrahi girişimden hemen önce ve girişimden sonraki 12. ve 48. saatlerde, interlökin-6 ve C-reaktif protein seviyelerini ölçmek için periferik venöz kan örnekleri alındı. Cerrahi sonrası akut ve kronik ağrı değerlendirildi. Normal aktivitelere ve işe dönüş süreleri kaydedildi. Bulgular: Lichtenstein girişiminden sonra interlökin-6 düzeyleri belirgin olarak artarken Kugel fıtık tamiri, interlökin-6 düzeylerinde anlamlı olmayan bir artışa neden oldu. C-reaktif protein düzeyleri her iki grupta da belirgin olarak arttı. Kugel girişiminden sonra hastaların ağrısı daha azdı ve daha erken iyileştiler. Sonuç: Sonuçlarımız göstermektedir ki, Kugel fıtık tamiri Lichtenstein tekniği ile karşılaştırıldığında daha az enflamatuvar yanıta, daha az ameliyat sonrası ağrıya ve daha hızlı iyileşmeye neden olmaktadır.Öğe Surgical treatment of squamous cell cancer with anal margin localization developed on the background of condyloma acuminata: A case report(2020) Lale, Azmi; Yur, Mesut; Aygen, ErhanLale, A., Yur, M., & Aygen, E. (2021). Surgical treatment of squamous cell cancer with anal margin localization developed on the background of condyloma acuminata: A case report . Annals of Medical Research,