Yazar "Büyükberber, Süleyman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 23
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abnormal thyroid function test results in systemic lupus erythematosus(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Şencan, Orhan; Büyükberber, Nuhmehmet; Başeşme, Erbil; Turgay, MuratÖz: Sistemik lupus eritematozuslu (SLE) 33 hasta (30 kadın, 3 erkek) ve kontrol grubu olarak 16 sağlıklı bireyin (15 kadın, 1 erkek) tiroid fonksiyon testleri ve anti-mikrozomal antikor (anti-M) düzeyleri çalışıldı. SLE'li 33 hastanın 3'ünde ve 16 kontrol bireyinin l'inde anti-M pozitifti ve iki grup arasında istatistiksel yönden fark yoktu. SLE'li hastaların 4'ünde hipotiroidi bulunurken, kontrol grubundakilerin tümü de ötiroiddi. SLE'li hastalardaki hipotiroidi oranı kontrol grubuna göre anlamlı şekilde daha yüksekti. SLE'li hastalardaki total ve serbest T3 ve total ve serbest T4 düzeyleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak daha düşük, TSH düzeyi ise daha yüksekti. Sonuç olarak, SLE'li hastalarda kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, hipotiridi ve "ötiroid sick sendromu" (ESS) insidansı daha yüksekti. Hipotiroidili 4 hastanın 3 'ünde bulunan anti-M pozitifliği istatistiksel olarak anlamlı olmasa da, SLE 'li hastalarda otoimmün tiroid hastalığının sık görüldüğünü düşündürmektedir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(2): 80-84J Başlık (İngilizce): Sistemik lupus eritematozusda anormal tiroid fonksiyon testi sonuçları Öz (İngilizce): Thyroid function tests and anti-microsomal antibody (anti-M) levels of 33 patients (30 female, 3 male) with systemic lupus erythematosus (SLE) and 16 healthy subjects (15 female, 1 male) were studied as control group. Anti-M was positive in 3 of 33 patients with SLE and in 1 of 16 control subjects, and there were no statistically significant differences between two groups. There were hypothyroidism in 4 of SLE patients and all of the control subjects were euthyroid. Hypothyroidism rate in SLE patient was significantly higher when compared to the control group. Total and free T3 levels and total and free T4 levels of SLE patients group were significantly lower and TSH levels were significantly higher when compared to the control group. In conclusion, hypothyroidism and "euthyroidsick syndrome" (ESS) incidence were high inpatients with SLE, when compared to the control group. Although there was no statistically significant difference for anti-M positivity in 3 of 4 patients with hypothyroidism suggests that autoimmune thyroid disease is a frequent finding in SLE patients. [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996; 3 (2): 80-84]Öğe Activities of adenosine deaminase, xanthine oxidase and superoxide dismutase enzymes in sera and cerebrospinal fluids from patients with acute lymphocytic leukemia(Turkish Journal of Cancer, 1996) Büyükberber, Süleyman; Akyol, Ömer; Kavutçu, Mustafa; Durak, İlker; Aydoğdu, İsmetAbstract: In this study, adenosine deaminase, xanthine oxidase and total superoxide dismutase activities were measured in sera and cerebrospinal fluids from 19 patients with acute lymphocytic leukemia and from 10 control subjects. Superoxide Dismutase activities were higher in sera and cerebrospinal fluids of patients than those of control subjects. However, no difference was found between adenosine deaminase activities in sera and cerebrospinal fluids from general acute lymphocytic leukemia patients and control subjects. Significant differences were observed between enzyme activities in sera from B-cell acute lymphocytic leukemia and T-ceIl acute lymphocytic leukemia patients but we found no differences between enzyme activities in cerebrospinal fluids from B-cell acute lymphocytic leukemia and T-cell acute lymphocytic leukemia patients. In the intra and intercorrelation analysis carried out between enzyme activities in sera and cerebrospinal fluids, significant differences were established in control and patient groups. In general, adenosine deaminase, xanthine oxidase and superoxide dismutase activities were found to be higher in sera of the T-cell acute lymphocytic leukemia group when compared to those of control and B-cell acute lyphocytic leukemia groups. Furthermore, superoxide dismutase activity was higher in the sera of cALLA(+) B-cell acute lymphocytic group than those of cALLA(-) B-cell acute lymphocytic leukemia group. These results suggest that xanthine oxidase and superoxide dismutase activities in the serum and cerebrospinal fluid might become a useful index in diagnosis of acute lymphocytic leukemia and xanthine oxidase, superoxide dismutase and adenosine deaminase activities in the serum might become additional markers in the differentiation of T-cell acute lymphocytic leukemia and B-cell acute lymphocytic leukemias. In addition, it has been found that serum adenosine deaminase and superoxide dismutase activities could be used in the subtyping of cALLA (+) and cALLA (-) B-cell acute lymphocytic leukemias.Öğe Antrasiklin grubu antibiyotiklerin sol ventrikül fonksiyonları, ventriküler De-repolarizasyon parametreleri ve dispersiyonları üzerine etkileri(Türk Hematoloji Onkoloji Dergisi, 1998) Tuncer, Cemal; Büyükberber, Süleyman; Aydoğdu, İsmet; Özdemir, Ramazan; Güven, Aytekin; Pekdemir, Hasan; Seçkin, Yüksel; Sezgin, Alpay; Komsuoğlu, BakiÖz: Antrasiklin grubu antibiyotiklerin kümülattf dozu 400 mg/m2'nin altında olduğu zaman semptomatik kardiyotoksisite gelişmesi nadirdir. Bununla birlikte subklinik kardiyak hasar gelişmesi son derece sık-tır. Buna rağmen literatürde antrasiklin kemoterapisinin ventriküler de-repolarizasyon intervallerine ve dispersiyonlan üzerine etkisi ve bu parametrelerin geç kardiyotoksisiteyi kestirebilmelerine dair çalışma-lara rastlanmamıştır. Çalışmamızda antrasiklin grubu değişik ilaçlar alan maligniteli 13 erkek ve 7 ka-dın toplam 20 hastada, başlangıçtaki, intermediate kümülatif dozdaki ve total kümülatif dozdaki EKG parametreleri ve ekokardiyografi parametreleri birlikte değerlendirilmiştir. Ejeksiy on fraksiyonu (EF) to-tal doz alanlarda (%42.86+11.52), başlangıç (%54.5+-12.12) ve intermediate doz alanlara göre (%52.89±14.72) anlamlı olarak azaldı (p<0.05). Fraksiyonel kısalma (FS) ise total doz alanlarda (%21.86+10.06) sadece başlangıçtaki değere göre (%32.5±6.56) anlamlı olarak azaldı. Total doz alan-lardaki E velosite değeri (54.71±13-9 cm/sn), başlangıçtaki (69.5+17.3 cm/sn) ve intermediate doz alanlardaki (71.22+20.47 cm/sn) değerlere göre anlamlı olarak azaldı (p<0.05). A velosite değeri hem intermediate doz alanlarda (70.67+1833 cm/sn) hem de total doz alanlarda (62.14+13.11 cm/sn), başlangıçtaki (43.7+12.8 cm/sn) değere göre arttı (p<0.05). E/A oranı ise başlangıca (1.54+0.58) göre, intermediate (1.05+0.32) ve total (0.88+0.28) doz alanlarda anlamlı olarak azaldı (p<0.05). Ayrıca to-tal doz alanlardaki E/A oranı, intermediate doz alanlara göre de anlamlı olarak daha az bulundu (p<0.05). EKG parametreleri ile ilgili tüm değerler arasında istatistiksel bîr fark bulunamadı (p>0.05). Sonuç olarak ucuz ve tekrarlanabilir bir metod olan EKG'nin oluşabilecek malign ventriküler aritmiler ve geç kardiyak toksisite için erken birprediktör olamayacağı düşünüldü.Öğe Bruselloziste Torakal Vertebra Tutulumu ve Paraspinal Apse : Olgu Sunumu(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Pekdemir, Hasan; Büyükberber, Süleyman; Kaygusuz, Akif; Baysal, Tamer; Ak, Gürsel; Gürer, İnanç; Nuray Büyükberber, NurayBrusellozis'te torakal vertebra tutulumu nadir görülen ciddi bir komplikasyondur. Bu olgu sunumunda torakal vertebra tutulumu olan ve paraspinal apse gelişmiş yaşlı bir bayan hasta sunulmuştur. Hastada brusella tanısı hem kemik iliği hem de T9 vertebra korpusundan yapılan biopsilerin histopatolojik değerlendirilmesi ve serolojik testlerle konulmuştur. Paraspinal apselerin direne edilmesinden sonra hastaya kombine antimikrobiyal tedavi başlanmıştır. Endemik bölgelerde, açıklanamayan süpüratif vertebra hastalıklarında ve paraspinal apselerde brusellozis mutlaka akla gelmelidir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1998;5(l):68-70]Öğe C 121 inutasyon ve pernisiyöz anemi birlikteliği (Olgu sunumu)(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Aydoğdu, İsmet; Uysal, AkınBu olgu sunumunda bir vaka nedeniyle li 121 mutasyonlar ile ilgili son literatür gözden geçirilmiş ve il 121 mutasyon ve pernisiyöz anemi birlikteliği ilkkez bildirilmiştir.Öğe Düşük riskli febril nötropeni hastalarında antibiyotik protokollerinin karşılaştırılması(Türkiye Tıp Dergisi Dahili Tıp Bilimleri, 2001) Camcı, Celalettin; Büyükberber, Nuray; Büyükberber, Süleyman; Harputluoğlu, Murat; Ak, Gürsel; Sarı, RamazanÖz: Amaç: Düşük riskli febril nötropenilerde kombine antibiyotik tedaviler ile monoterapilerirı etkinliklerinin ve toksisitelerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışmada 126 düşük riskli febril nötropeni atağında sefepim 2 g/gün (n= 34), meropenem 3 g/gün (n= 28), sefepim 2 g/gün + amikasin 1 g/gün (n= 33) ve meropenem 3 §/gün + amikasin 1 g/gün (n= 31) verildi. Bulgular: Hastaların nötrofilsayıSı tüm grup için ortalama 415 ± 137/mm3 idi. Atakların %42'sinde klinik ve mikrobiyolojik olarak herhangi bir infeksiyon etkeni saptanmazken %12.6'sında bakteremi gözlendi. Saptanan infeksiyon ajanlarının %52.9'u gram-pozitif %41.2'si gram-negatif idi. Sonuçta tüm gruplar altta yatan hastalık, nötropeni süresi ve derinliği, yan etki ve ateş cevabı açısından karşılaştırıldığında tedavi protokolleri arasında bir fark saptanmadı. Ayrıca hastalarda infeksiyona bağlı ölüm ve ciddi toksisite görülmedi. Yorum: Düşük riskli febril nötropenilerde monoterapiler en az kombine terapiler kadar etkilidir ve güvenle kullanılabilir.Öğe Evaluation of serum ferritin level as a diagnostic marker in still' s disease: A case report(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1999) Sarı, Ramazan; Sevinç, Alper; Özcan, Cevher; Büyükberber, SüleymanÖz: Ateş, cilt döküntüsü ve poliartrit ile seyreden Stili hastalığı (SD), akut sistemik inflamatuar bir hastalıktır. Hiperferritinemi önemli laboratuvar bulgularından biridir. Serum ferritin düzeyinin aşırı artışı, hem hastalık aktivitesinin göstergesi hem de tanı kriteri olarak kullanılabilir. Bu vaka sunumunda eklem ağrısı ve yüksek ateş nedeniyle hastanemize başvuran ve SD tanısı konulan 15 yaşında bir olgu sunuldu. Başlık (İngilizce): Still hastalığı tanısında bir belirleyici olarak serum ferritin düzeyinin değerlendirilmesi: Olgu sunumu Öz (İngilizce): Still's disease (SD) is an acute systemic inflammatory disorder characterized by a triad of spiking fever, skin rash and polyarthritis. Hyperferritinemia is one of the major laboratory findings. A markedly increased serum ferritin level can be used not only as an indicator of disease activity but also as a diagnostic marker of the disease. We report the case of a 15-year-old girl who was admitted to the hospital because of worsening joint pain and fever and diagnosed as SD.Öğe Gingival metastasis of renal cell carcinoma: A case report(Türk Hematoloji Onkoloji Dergisi, 2000) Büyükberber, Süleyman; Özbek, Emin; Sevinç, Alper; Özen, Süleyman; Ak, GürselÖz: Renal cell carcinoma is a malignancy with an unpredictable behavior and high incidence of metastatic spread. The most common sites of metastases are lung and bones. However, such metastatic growths have also been found all over the body. Gingival metastasis of renal cell carcinoma is extremely rare. We report a 59-years-old male patient with metastatic sarcomatoid and rapidly growing type of renal cell carcinoma of the gingiva.Öğe Hiperfonksiyon gösteren intratiroidal paratiroid adenomu : olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Ertaş, Ertuğrul; Bülbüloğlu, Ertan; Şencan, Orhan; Mahmutyazıcıoğlu, Kamran; Özen, Süleyman; Aydın, N. EnginHiperparatiroidili hastalarda yüksek sıklıkta tiroid nodülü tespit edilebildiği için hiperfonksiyon gösteren intratiroidal paratiroid adenomlarının tanısı ve tedavisi problemlidir. Bu olgu sunumunda bir vaka nedeniyle intratiroidal yerleşmiş hiperfonksiyon gösteren paratiroid adenomlarının tanı ve tedavisi tartışılmıştır.Öğe Ileus secondary to pancreatic pseudocyst: A case report(1996) Büyükberber, Süleyman; Mahmutyazıcıoğlu, Kamran; Ertaş, Ertuğrul; Şencan, Orhan; Şahin, Mustafa; Orakçı, VahapIntra veya ekstrapankreatik pseudokistler pankreatitin sık görülen bir lokal komplikasyonudur, fakat akut veya kronik pankreatitte kolonun tutulumu nadir bir komplikasy öndür. Üç gündür devam eden, sırta vuran karın ağrısı ve konstipasyonu olan 45 yaşındaki bir kadın hastanın CT'si bir pseudokistin transvers kolona basısına bağlı ileusla uyumluydu. Hastanın oral alımı durduruldu ve parenteral alimentasyon ve nazogastrik dekompresyon yapıldı. Transvers kolona bası düzelirken, klinik ve laboratuar bulgularıyla uyumlu olarak CT bulguları da tedrici olarak düzeldi. [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996; 3 (2): 124-126]Öğe Intrathyroidal hyperfunctioning parathyroid adenoma: A case report(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Ertaş, Ertuğrul; Bülbüloğlu, Ertan; Şencan, Orhan; Mahmutyazıcıoğlu, Kamran; Özen, Süleyman; Aydın, N. EnginÖz: Hiperparatiroidili hastalarda yüksek sıklıkta tiroid nodülü tespit edilebildiği için hiperfonksiyon gösteren intratiroidal paratiroid adenomlarının tanısı ve tedavisi problemlidir. Bu olgu sunumunda bir vaka nedeniyle intratiroidal yerleşmiş hiperfonksiyon gösteren paratiroid adenomlarının tanı ve tedavisi tartışılmıştır. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(2): 110-112] Başlık (İngilizce): Hiperfonksiyon gösteren intratiroidal paratiroid adenomu: Olgu sunumu Öz (İngilizce): As the incidence of thyroid nodules are high in patients with hyperparathyroidism, diagnosis and treatment of intrathyroidal parathyroidal adenomas are difficult. A case of intrathyroidal hyperfunctioning parathyroid adenoma is reported and the diagnosis and treatment of intrathyroidal hyperfunctioning parathyroid adenomas are discussed. [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996;3(2): 110-112]Öğe İyi tedavi edilmemiş toksik multinodüler guatrlı bir hastada bilateral pretibiyal miksödem(İnönü Üniversitesi, Turgut Özal Tıp Merkezi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Malatya, 2000) Sarı, Ramazan; Ateş, Mehmet; Büyükberber, Süleyman; Türk, Mehmet; Sevinç, Alper; Şenol, MustafaÖz: Pretibiyal miksödem, otoimmün tiroid fonksiyon bozukluğunun klinik bir görüntüsü olarak bilinir ve klasik olarak Graves hastalığı ile ilişkilidir. Çok nadir olarak toksik noduler guatrlı hastalarda ve dışarıdan tiroid hormon preparatlarının verilmesi ile de pretibial miksödem oluşabilir. Bu çalışmada 10 yıldır toksik multinodüler guatrı olan ve iyi tedavi edilmemiş bir hastada saptanan belirgin bilateral pretibiyal miksödem olgusu sunuldu. Hasta klinik ve laboratuvar olarak hipertiroidik olup antitiroglobülin ve tiroid mikrozomal antikoru normaldi. Hastaya antitiroid tedavisi devam ederken pretibiyal miksödem için uygulanan intralezyonel steroid tedavisine yanıt alınamadı.Öğe Kronik böbrek hastalarında hemodiyalizin sol ventrikül fonksiyonları üzerine olan etkisinin ekokardiyografi ile noninvaziv değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Tuncer, Cemal; Özdemir, Ramazan; Güven, Aytekin; Pekdemir, Hasan; Sezgin, Alpay; Büyükberber, Süleyman; Kızılkaya, NedimHemodiyalizin sol ventrikül fonksiyonları üzerine olan etkilerini ekokardiyografi ile noninvaziv olarak incelemek için 11’i erkek, 6’sı kadın toplam 17 tane kronik böbrek hastası çalışıldı. Diyastolik fonksiyon parametrelerinden Pik E velosite (PEV), Pik A velosite (PAV), PEV/PAV, E deselerasyon zamanı (EDT) ve İzovolümik relaksasyon zamanı (İVRT) diyaliz öncesi ve sonrası sırasıyla (72±31, 83±31cm/sn, p<0.001), (65+20, 59±15cm/sn, p<0.009), (1.11±0.3,1.41 ±0.39, p<0.01), (158±39,148±38ms, p<0.004), (110±28, 94±31ms, p <0.005) bulundu. Sistolik fonksiyon parametrelerinden Ejeksiyon Fraksiyonu (EF), Kardiyak debi (CO), Kardiyak indeks (CI), Fraksiyonel kısalma (FS), Strok volüm (SV), Strok volüm indeksi(SVİ), End-diyastolik volüm (EDV), End-sistolik volüm(ESV) ise diyaliz öncesi ve sonrası sırasıyla: (56±8, 53±9%, p>0.05), (4.9±2.6, 4.6±1.2 L/dk, p>0.05), (3±1.3, 3.2±1 L/dk/m2, p>0.05), (31 ±12, 32±12, p>0.05), (56±30, 57±14ml, p>0.05), (36±15, 39±11ml/m2, p».05), (111 ±36, 102±34ml, p<0.02), (45±14, 43±13ml, p<0.07) olarak bulundu. Sonuç olarak hemodiyalizin diyastolik fonksiyonları iyileştirdiği, sistolik fonksiyonları ise EDV hariç istatiksel olarak etkilemediği bulundu.Öğe A lethal tachycardia with wide-QRS complex during 5-fluorouracil therapy: A case report(İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Malatya., 1998) Büyükberber, Süleyman; Tuncer, Cemal; Aydoğdu, İsmet; Şahin,Mustafa; Serbest, Servet[Abstract Not Acailable]Öğe Pankreatik pseudokiste bağlı ileus : olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Mahmutyazıcıoğlu, Kamran; Ertaş, Ertuğrul; Şencan, Orhan; Şahin, Mustafa; Orakçı, Vahapİntra veya ekstrapankreatik pseudokistler pankreatitin sık görülen bir lokal komplikasyonudur, fakat akut veya kronik pankreatitte kolonun tutulumu nadir bir komplikasyondur. Üç gündür devam eden, sırta vuran karın ağrısı ve konstipasyonu olan 45 yaşındaki bir kadın hastanın CT’si bir pseudokistin transvers kolona basısına bağlı ileusla uyumluydu. Hastanın oral alımı durduruldu ve parenteral alimentasyon ve nazogastrik dekompresyon yapıldı. Transvers kolona bası düzelirken, klinik ve laboratuar bulgularıyla uyumlu olarak CT bulguları da tedrici olarak düzeldi.Öğe Pendred sendromlu kardeşler(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Hasanoğlu, Adnan; Serbest, ServetPendred sendromu, otozomal resesif geçiş gösteren, guatr ve konjenital sağırlığın birlikte görüldüğü bir hastalıktır. Tiroid bezinde iyotun organifıkasyonunda enzimatik bir bozukluk sözkommıdur. Organifıkasyon bozukluğu hastalık için diagnostik olan perklorat boşaltım testi ile gösterilmektedir. İşitme kaybının nedeni ise kohleanın Mondini tipi konjenital malformasyonu olarak bildirilmektedir. Bu makalede Pendred sendromlu 3 erkek kardeş sunulmuştur.Öğe Romatoid Artritte Serum immunoglobulin Düzeyleri: IgA Aktivite Kriteri mi?(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Turgay, Murat; Kinikli, Gülay; Tokgöz, GünerRomatoid Artrit'te (RA), immün regülatuar mekanizmalarda bozukluk sonucu B lenfositlerde hiperaktivasyon ve aşırı miktarda immünoglobulin (Ig) yapımı vardır. Özellikle IgG ve IgA serum düzeylerinde artış birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu çalışmada biz, RA'lı hastalarda hem aktif hem de remisyon dönemlerinde immunoglobulin düzeylerini ölçerek, özellikle serum IgA konsantrasyonunun aktivite kriteri olup olamayacağını, ek olarak geniş bir RA serisinde selektif IgA yetmezliğinin oranını ve bunların diğer laboratuar ve klinik parametreleriyle korelasyonunu araştırdık. RA'lı hasta gruplarından elde ettiğimiz sonuçlarla RA'da; 1) Aktivasyon döneminde görülen poliklonal hipergamaglobulıneminin remisyon döneminde görülmediğini, 2) IgA artışının RA için güçlü, IgG artışının ise daha zayıf bir aktivite kriteri olarak kabul edilebileceğini tespit ettik. Ayrıca normal populasyonda %0.25 ile %0.03 oranında bildirilen selektif IgA eksikliği bizim RA'lı hasta grubumuzda hiçbir hastada mevcut değildi.Öğe Sistemik lupus eritematozusda anormal tiroid fonksiyon testi sonuçları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Büyükberber, Süleyman; Şencan, Orhan; Büyükberber, Nuhmehmet; Başeşme, Erbil; Turgay, MuratSistemik lupus eritematozuslu (SLE) 33 hasta (30 kadın, 3 erkek) ve kontrol grubu olarak 16 sağlıklı bireyin (15 kadın, 1 erkek) tiroid fonksiyon testleri ve anti-mikrozomal antikor (anti-M) düzeyleri çalışıldı. SLE’li 33 hastanın 3’ünde ve 16 kontrol bireyinin 1’inde anti-M pozitifti ve iki grup arasında istatistiksel yönden fark yoktu. SLE’li hastaların 4’ünde hipotiroidi bulunurken, kontrol grubundakilerin tümü de ötiroiddi. SLE’’li hastalardaki hipotiroidi oranı kontrol grubuna göre anlamlı şekilde daha yüksekti. SLE’li hastalardaki total ve serbest T3 ve total ve serbest T4 düzeyleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak daha düşük, TSH düzeyi ise daha yüksekti. Sonuç olarak, SLE’li hastalarda kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, hipotiridi ve “ötiroid sick sendromu” (ESS) insidansı daha yüksekti. Hipotiroidili 4 hastanın 3’ünde bulunan anti-M pozitifliği istatistiksel olarak anlamlı olmasa da, SLE’li hastalarda otoimmün tiroid hastalığının sık görüldüğünü düşündürmektedir.Öğe Sistemik lupus eritematozusta immunoglobulin düzeyleri: ıga aktivite kriteri mi?(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Büyükberber, Süleyman; Büyükberber, Nuhmehmet; Turgay, Murat; Tokgöz, GünerSistemik Lupus Eritematozus'ta (SLE), özellikle IgG ve IgA serum düzeylerinde artış birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu çalışmada SLE'li hastalarda hem aktif hem de remisyon dönemlerinde immunoglobulin düzeylerini ölçerek, özellikle serum IgA konsantrasyonunun aktivite kriteri olup olamayacağını, ek olarak geniş bir SLE serisinde selektif IgA yetmezliğinin oranını ve bunların diğer laboratuar ve klinik parametreleriyle korelasyonunu araştırdık. SLE'li hasta gruplarından elde ettiğimiz sonuçlarla, SLE' de; 1) Aktif dönemde IgG ve IgA'da artış görüldüğünü, 2) Remisyonda sadece IgG'nin arttığını, 3) IgG'nin aktivite kriteri olabileceğini ancak remisyon dönemlerinde de arttığı için standartizasyonun mümkün olamayacağını, 4) IgA yüksekliğinin aktivite kriteri olamayacağını gösterdik. Ayrıca çalışmamızda literatürle uyumlu olarak selektif IgA eksikliği, aktif SLE'li hasta grubunda %1.76, remisyonda olan SLE'li hasta grubunda %2.15 olarak bulundu. Selektif IgA eksikliği ile böbrek tutulumu, herhangi bir laboratuar ve klinik parametre yada tedavi modeli arasında, pozitif veya negatif bir korelasyon gösterilemedi.Öğe Solid tümörlerin tedavisinde otolog kemik iliği transplantasyonu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Büyükberber, Süleyman; Büyükberber, N. Mehmet; Şencan, Orhan; Uysal, V. AkınSon on yıldır, malign hastalıkların tedavisinde otolog kemik iliği transplantasyonu, giderek artan bir oranda kullanılmaktadır. HLA-ABC ve DR doku grubu uygunluğu olan kişileri bularak, allojenik kemik iliği transplantasyonu gerçekleştirmek % 20-25 oranı ile sınırlıdır. Bu nedenle klasik dozlardaki kemoterapilerin tam remisyon sağlayamadıkları olgularda, otolog kemik iliği transplantasyonu yardımıyla, daha yüksek dozlarda kemoterapi uygulamak giderek daha sık başvurulan bir tedavi yöntemi olmaktadır. Bu tedavi yöntemi son yıllarda lenfomalar, multiple myeloma, küçük hücreli akciğer kanserleri ve germ hücreli kanserlerle, neuroblastoma, malign melanoma, rhabdomyosarkom, Ewing sarkomu ve meme kanseri gibi birçok malignitede kullanılmaktadır.