Yazar "Bakan, Selahaddin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adventure of citizenship: Citizenship in Nation state of European countries and citizenship in EU: Beyond the Nation State(Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (elektronik), 2010) Bakan, Selahaddin; Akyol, EnderÖz: Vatandaşlık kavramı tarih boyunca tartışılan bir konu olmuştur. Geleneksel vatandaşlık kavramının oluşumu, modern ulus-devletin ve dolayısıyla modern kapitalizmin gelişimiyle paraleldir. Vatandaşlık konusu, son yirmi beş yıldan beri yoğunluklu bir şekilde tartışılır hale gelmiştir. Bu tartışmanın artmasının nedenleri, hızla artan küreselleşme, modern ulus-devletin yaşadığı aşınmanın artması ve kapitalizmin değişen dinamikleridir. Sayısı ve buna göre etkileri de giderek artan ulus-ötesi yargı sistemleri (Avrupa Adalet Divanı, Uluslararası Tahkim Yasası vb.) uluslararası iş piyasası, evrensel insan haklarına saygı gibi insiyatifler, ulusal vatandaşların tabi oldukları modern ulus-devletin sınırlarını belirsizleştirmiştir. Bu nedenle, ulus-devletler artık kendi sınırları içinde yaşayan insanları mutlak bir iktidar ile yönetmeye muktedir görünmüyorlar. Avrupa Birliği geçen yüzyılımıza damgasını vuran ulus devlet anlayışını değiştirmiştir. Ulus-üstü bir yapı olmasa da ulus- ötesi bu yapıda vatandaşlık din, mezhep ve milliyet gibi öğeler anlamını giderek yitirmektedir. Sosyal ve ekonomik öğeler daha fazla ön plana çıkmaktadır.Öğe Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Örneğinde Bölgesel İşbirliği Örgütlerinin Etkileri ve Akdeniz Üzerine Değerlendirme(2021) Bakan, Selahaddin; Güven, Mehmet EminÖz: Ekonomik işbirliği örgütlerinin, üye ülkelerine sağladığı siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliği alanlarının üye ülkeler arasındaki ilişkileri desteklemeye ve sürdürmeye yönelik katkıları, bölgesel ve küresel çapta önemli etkiler yaratmakta ve olumlu sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada, Türkiye’nin girişimleri sonucu kurulan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün kuruluşu, amaçları ve hedefleri göz önünde bulundurulmuştur. Ülkelerin örgüte üyelik durumlarının, üye ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi ve sosyal ilişkiler üzerine olan etkileri ve örgütün bölgesel sorunların çözümüne yönelik yaptığı katkılar değerlendirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışmada, Türkiye’nin gerçekleştirilmesinde aktif rol üstlenerek katkıda bulunabileceği ve Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle oluşturulacak bir Akdeniz işbirliği örgütünün, yakın dönemde yaşanan gelişmelerle birlikte bölgesel ve küresel aktörlerin doğrudan hedefi haline gelen, Akdeniz Havzası’nda bölge ülkelerinin ilişkileri üzerinde meydana getireceği düzenleyici etkiler ve bölgesel sorunların çözümüne ilişkin sağlayacağı katkılar değerlendirilmeye çalışılmıştır.Öğe Küreselleşmenin ulus devlet üzerindeki etkisi: ulus devlet öteleniyor mu yoksa örselniyor mu?.(İnönü Üniversitesi / İİBF, 2010) Bakan, Selahaddin; Tuncel, GökhanUlus devletin ortaya çıkmasında ve uluslararası sistemin belirleyici aktörü olmasında önemli bir rol oynayan kapitalizm zamanla ulus devletin yapısal ve işlevsel olarak sorgulanmasına ve egemenlik alanın aşınmasına zemin hazırlamıştır. Ulus devletin sorgulanması ve egemenlik alanının aşındırılmasına kapitalizm kimi zaman doğrudan, kimi zaman da dolaylı bir etki yapmıştır. Küreselleşme süreci kapitalizm ile ulus devlet arasındaki ilişkiyi geçmişten farklı bir boyuta taşımış ve ulus devletin ekonomik alan başta olmak üzereÖğe Malatya'da imalat işletmelerinin organizasyon sorunları(İnönü Üniversitesi, 1988) Bakan, Selahaddin[Abtsract Not Available]Öğe Özal polıcıes ın the process of development of democratıc cıvıl socıet(İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2009) Karadağ, Ahmet; Bakan, SelahaddinAlthough of great importance in terms of democracy, civil society does not primarily mean a democratic structuring. Civil society emerged as supporting element for democratic system in Western European Countries and it may be integrated with antidemocratic system easily. Civil society can be divided into two different categories as philosophical and empirical: democratic civil society and antidemocratic civil society. This distinction is more functional. These differences are also available among political thinkers. What are the characteristics of a democratic civil society? What are the differences between democratic and antidemocratic civil society? What does the term “civil society” mean in political, social and economic policies implemented during Özal’s power?Öğe PKK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MÜCADELE STRATEJİSİ OLARAK “BELEDİYE BAŞKAN VEKİLLİĞİ” UYGULAMASI(2022) Bakan, Selahaddin; Öner, Olgun15 Temmuz darbe girişimi sonrası ülke genelinde ilan edilen Olağanüstü Hal kapsamında, kırk yıla yakın bir süredir Türkiye Cumhuriyeti devletinin kesintisiz şekilde mücadele verdiği etnik bir terör örgütü olan PKK’nın, son dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde güdümüne aldığı bazı belediyeleri kendisine mali ve lojistik açıdan destek merkezleri haline getirmesi nedeniyle, bu belediyelerin yönetimindeki başkan ve meclis üyelerinin 674 sayılı KHK ile getirilen düzenleme kapsamında görevlerinden alınarak yerlerine daha çok Vali ve Kaymakamların “belediye başkan vekili” olarak görevlendirilmeleriyle başlatılan uygulamanın; PKK terör örgütü ile bugüne kadar sürdürülen mücadele kapsamında geliştirilen alternatif bir mücadele yaklaşımı olması ve bu uygulamanın PKK terör örgütü ile mücadeledeki stratejik önemi ve sonuçları itibariyle ortaya koyduğu başarısı bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Belediye başkan vekili görevlendirmeleriyle birlikte, belediyelerin artık PKK güdümündeki birimler olmaktan çıkarak hizmet üreten kurumlar halini aldığı, belediye kaynaklarının terör örgütüne ve yerel yapılanmalarına aktarılamaması sonrasında örgütün ciddi şekilde güç kaybettiği, uygulanan politikanın da bu haliyle terörle mücadelede stratejik bir uygulama olduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır. Nitel araştırma yöntemiyle oluşturulan bu çalışmada betimsel araştırma tekniği kullanılmış, veriler doküman incelemesi suretiyle elde edilmiştir.Öğe Sosyal politika açısından Chp ile Akp’nin karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi Akademik Yaklaşımlar Dergisi, 2012) Bakan, Selahaddin; Özdemir, HakanBu çalışmada siyasal yelpazedeki yerini sosyal demokrat olarak tanımlayan CHP ile muhafazakâr sağ olarak tanımlayan AKP’nin, tarihsel ve betimsel araştırma yöntemleri ışığında benimsediği ekonomi anlayışının ortaya konularak, izledikleri sosyal politikaların bu çerçevede irdelenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, CHP ileAKP’nin ekonomi politikası ortaya konduktan sonra, her iki partinin ekonomi politikaları benzerlik ve farklılık bakımından karşılaştırılmıştır. Daha sonra da CHP ile AKP’nin izlediği sosyal politikalar ekonomi politikaları da göz önünde tutularak karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırmada, ekonomide devlet müdahalesine ve planlamaya ilişkin konular haricinde her iki partinin ekonomi anlayışının benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Sosyal politika açısından da CHP ile AKP arasında belirgin farklılıkların olmadığı, ancak sosyal yardımların dağıtılması konusunda söz konusu siyasi partilerin farklı yaklaşımları benimsedikleri görülmüştür.Öğe Tek parti döneminde (1923-1950) türkiye’nin alevi politikası(İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Bakan, Selahaddin; Levent, RamazanCumhuriyet sonrası Türk siyasal hayatında Alevilik üzerinde yanıltıcı propagandalar yapılmıştır. Konu Tek Parti dönemi ve sonrasında çeşitli şekillerde gündeme gelmiştir. Daha önce yapılan çalışmalarda resmi ideolojinin konuya yaklaşımını doğrulama kaygısı ile hareket edilmiştir. Türkiye kurucu iradesi modernleşme sürecinde Batıda tecrübe edilen yöntemleri kullanmıştır. Bu yöntemlerden birisi dinin millileştirilmesiydi. İngiltere’de Papalıktan bağımsız milli bir kilise olarak Anglikan Kilisesi meydana getirilmiştir. Bu şekilde din millileştirilmiştir. Aynı sürecin Türkiye’ye uygulanması düşüncesiyle arayışlar başlamıştır. Alevilik konusu bu arayışın bir sonucu olarak gündeme gelmiştir. Avrupa’daki modernleşme süreci simetrik olarak Türkiye’ye aktarılmıştır. Bu makalede Tek Parti Dönemi siyasetçilerinin Aleviliğe gösterdiği ilginin nedeni araştırılmıştır. Bu çaba dönemin idaresini Alevilikle buluşturan nokta olmuştur. Buna göre Şamanizm ve Alevilik arasında bazı benzerlikler vardı. Şaman toplumu ibadette Türkçeyi kullanır, kımız içer ve bazı ritüelleri ve duaları kadın erkek beraber icra ederlerdi. Türkiye’deki Aleviler de benzer şekilde Türkçe ibadet ediyorlardı, dini ritüelleri kadın erkek beraber icra ediyorlardı ve Alevi Cem törenlerinde içki içilmekteydi. Böylece Alevilik Şamanizm’in devamı olarak değerlendirilmekte ve düşünülmekteydi. Tek parti döneminde Aleviliğin eski Türk kültürü olarak kabul edilmesi batıda tecrübe edilen bir ‘dinin millileştirilmesi’ projesiydi. Tek Parti Döneminde dinin yerine milliyetçiliğin ikame edilmesinde Aleviliğe araçsal bir rol verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Milli Din, Alevilik, Milliyetçilik, Kürt Aleviliği, DersimÖğe Türk modernleşmesinin bir aracı olarak harf inkılâbı(Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013) Bakan, Selahaddin; Özdemir, Hakan; Demirkanoğlu, YahyaÖz: Bu çalışmada harf inkılâbının Türk modernleşmesindeki yerinin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaçla yürütülen çalışmada, tarihsel ve betimsel araştırma tekniklerinden yararlanılmıştır. Çalışmada öncelikle modernleşme ve Türk modernleşmesine, daha sonra da Türk modernleşmesinde harf inkılâbının yerine değinilerek çalışma sonlandırılmıştır. Çalışmanın sonunda, ülkenin çehresini Batı ya çeviren harf inkılâbıyla okuma -yazma oranının kısa sürede arttığı tespit edilmiştir. Ancak harf inkılâbında Türk modernleşmesindeki diğer inkılâplarda olduğu gibi, tepeden inmeci ve devlet-seçkinci yaklaşımın izlerinin görüldüğü, bu inkılâbın mevcut kültürel dinamikleri temelden sarstığı, ülkenin geçmişiyle bağlarının kopmasına yol açtığı ve alfabe değişikliğinden dolayı toplumun okur-yazarlığını yitirdiği sonucuna varılmıştır. Başlık (İngilizce): Alphabet reform as a means of Turkish modernization Öz (İngilizce): In this study it was aimed to determine the importance of alphabet reform in Turkish modernization. Historical and descriptive research techniques were used in the study which was carried out with this aim. First of all modernization and Turkish modernization was mentioned, then the importance of alphabet reform in Turkish modernization was mentioned and the study was completed. At the end of the study, it was determined that reate of literacy increase in a short time with the alphabet reform which turned the face of country towards West. However it was concluded that there are traces of sudden and elitist approach in alphabet reform, like in Turkish modernization; this reform weakened current cultural dynamics and caused disconnection with the history of country and society lost its literacy due to change of alphabet.Öğe Türk siyasi değişiminde anadolu burjuvazisi(İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2018) Bakan, Selahaddin; Çimen, HasanCumhuriyeti kurulduğu yıllarda, yeterli sermaye birikimi ve güçlü burjuvazinin yetersizliği nedeniyle, siyasi-bürokratik kesimlerin ülke yönetiminde belirleyici etkisi söz konusu olmuştur. Siyasi ve bürokratik kesimle uyumlu ilişki geliştiren devletçi burjuvazi, piyasa ve rekabet koşullarından ziyade, devleti yönetenlerle geliştirdiği patronaj ilişki sayesinde ekonomide etkili olmuştur. Bu durum, siyasal hayatta güçlü ve örgütlü yapılardan ziyade, tekçi bir toplum modeline elverişli ortam hazırlamıştır. Ancak 1970’li yılardan itibaren dünya ölçeğinde yayılan “neo-liberal” veya “yeni sağ” düşüncesinin Türkiye’deki siyasi temsilcileri ve Anadolu burjuvazisi, Türkiye’deki değişimin önünü açmıştır. Bu bağlamda Türkiye’de 1980’li yıllar; yeni ekonomi anlayışın gelişmesinde ve İslami düşünce ve sermayenin güçlenmesinde dönüm noktasını oluşturmuştur. Erbakan’la siyasette temsil edilen bu kesim, Özal döneminde ekonomi ve siyasette etkin olmaya başlamış sonuçta Erdoğan dönemiyle de siyaseti değiştiren ve dönüştüren aktör olmuştur.Öğe Türkiye demokrasisinin aksak ayağı: Muhalefet(Journal of Yasar University, 2013) Tuncel, Gökhan; Bakan, SelahaddinÖz: Batılılaşma ve modernleşme süreci çerçevesinde gelişmiş Batılı ülkelerdeki düşünce, kurum ve kuralların Türkiye ye uyarlanması girişiminin uzun bir geçmişi bulunmaktadır. Modern dönemde temsili demokrasi düşüncesi kapsamında gelişen kurum ve kuralların Türkiye ye uyarlanması uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Ancak, Batıda bu düşünceyi ortaya çıkaran, bu kurum ve kuralların gelişimini sağlayan ekonomik, sosyal ve kültürel alandaki gelişmelerin Türkiye de yaşanmamış olması temsili demokrasinin asli kurumları ve kurallarının istikrarlı bir şekilde gelişimini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu olumsuzluktan temsili demokrasinin asli unsuru kabul edilen muhalefet düşüncesi ve muhalif oluşumlar da nasibini almıştır. Türkiye de modern demokrasi bağlamında ele alınan muhalefet olgusuna olumsuz bir yaklaşım ve muhalefet etkisizliği söz konusudur. Bu araştırmada Türkiye deki muhalefet kaynakları ve bu kaynaklardan beslenen muhalefet kurumları belirlenmeye çalışılmakta ve daha sonra da ülkede var olan muhalefet karşıtlığı ve etkisizliğinin nedenleri düşünsel ve yapısal açıdan ele alınmaktadır Başlık (İngilizce): Shortcomings of turkish democracy: Oppisition Öz (İngilizce): The adoption of Western thought, institutions and rules have a long history in process of Turkish modernisation and westernisation. Imitating represantative democracies of the West has also been a long process in the history of Turkey. However, economic, social and cultural reasons, which led to the creation of represatative democracies in the West, did not exist in Turkey at that time. Thus, Turkish democracy remained imitative, imaginary and tutelary for a long time. The democratic rules and institutions could not be stabilised and negatively affected. Opposition and opposite thoughts that accepted as indespansible elements of representative democracies have also been affected from those negative effects. There always has been a negative behaviour against opposition and opposite thoughts. This article analyses the position of opposition in modernising Turkish democracy. The reasons for inefficiency of opposition and unjustified opposition to the opposition by the government.Öğe Türkiye’de 1946-1960 Dönemi İktidar-Muhalefet İlişkileri: Cumhuriyet Halk Partisi (Chp) Demokrat Parti (Dp)’Ye Karşı(İnönü Üniversitesi, 2013) Bakan, Selahaddin; Özdemir, HakanÖz: Bu çalışmanın amacı 1946-1960 yılları arasında hükümet-muhalefet ilişkilerini analiz etmektir. Bu çalışma 1946-1960 yılları ile sınırlıdır. Çalışmanın orijinalitesi Cumhuriyet Halk Partisi muhalefeti ile Demokrat Parti iktidarının ilişkilerinin analize tabi tutulmasından kaynaklanmaktadır.Sonuçlar göstermektedir ki, iktidara karşı sert bir muhalefet anlayışı vardır. Demokratik hak talebinin muhalefette iken zirve yaptığını, ancak iktidara geçince bu hakların ihmal edildiğini görmekteyiz.Makalenin içeriğinden daha iyi anlaşılacağı üzere, her iki partinin sert ve uzlaşmaya yanaşmayan çatışmacı tavrı 27 Mayıs 1960 İhtilali ile son bulmuşturÖğe Türkiye’de askeri darbe statükosunun kurulması(İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Bakan, Selahaddin; Çimen, HasanTürk siyasi tarihi bir nevi darbe ve muhtıralar tarihi olarak bilinmektedir. Osmanlı’da başlayan bu gelenek, özellikle Tanzimat sonrası askeri bürokrasi ve paşaların siyaset üzerindeki etkinliği ile devam etmiş, zira 1876 ve 1908’de, öncülüğünü askerlerin yapmış olduğu padişaha karşı meşrutiyet dayatmalarını, 1913’teki Babı-âli baskını izlemiştir. Türk siyasetinde darbeyle gelen askeri vesayet düzeni veya statükosunun kurulmasında, aslında birbiriyle çoğu kez içi içe geçmiş olan bazı etkenlerden söz edilebilir. Bu bağlamda Osmanlı’dan beri gelen bir darbe kültürünün yanında 27 Mayıs’ın bu konuda önemli işlev gördüğü söylenebilir. Diğer yandan Türkiye’nin 1950’li yıllarının başlangıcında üyesi olduğu NATO ittifakı ve ABD’nin bu tarihten itibaren Türkiye üzerinde, özellikle ordu üzerinde kurmaya başladığı etkinin, darbeler süreciyle kimi zaman açıkça kimi zamanda daha örtülü destek vererek sivil hükümetler sorun yaşadığı tüm hususları, darbecilerle çözdüğü gerçeği ortadadır. Bu bağlamda söz konusu bu çalışmanın temel amacı, Türkiye’de siyaseti dar alana hapsederek demokrasimizin bodur kalmasında doğrudan etkili olan askeri darbelere dayalı vesayet statükosunun nasıl oluştuğu analiz edilecektir. Anahtar kelimeler: Askeri darbeler, vesayet, statükoÖğe Türkiye’de demokrasinin derinleşmesi süreci üzerinde necmettin erbakan’ın etkisi(İnönü Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü, 2010) Baharçiçek, Abdulkadir; Bakan, Selahaddin; Arpacı, IşılNecmettin Erbakan Türk siyasal hayatı üzerinde önemli etkiler yaratmış liderlerden biridir. Erbakan’ın siyasal hayat üzerindeki etkileri yanında, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve halkın siyasete katılması anlamında da siyaset hayatı içerisinde çok önemli etkiler yarattığı rahatlıkla söylenebilir. Bugünün dünyasında halkı Müslüman olan ülkelerin belirgin özelliklerinden biri, demokratik siyasal sistemlerin olmayışı olarak görülmekte, Türkiye ise istisnalardan biri olarak durmaktadır. “Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi Süreci Üzerinde Necmettin Erbakan’ın Etkisi”nin konu edildiği bu Çalışmada; demokrasinin yerleşmesinde, halkın siyasal sisteme dahil olmasında, siyasal bütünleşmede, radikal ve anarşik eğilimlerden uzak durulmasında, dini temel alan terör hareketlerinin yeşermemesinde Necmettin Erbakan’ın katkıları belirlenecek, 2001 yılından beri Türkiye’de tek başına iktidar olan AK Parti iktidarının böyle bir demokratikleşme sürecinin ürünü olduğu ortaya konularak, Erbakan’ın bu katkısının, 2011 yılı baharında Arap dünyasında ortaya çıkan gelişmelerde Türkiye’nin model olarak görülmesine hazırladığı zemin tartışılacaktır.