Yazar "Bora, Arslan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bilateral intra-articular distal radius fractures and concomittant organ injuries(2004) Ertem, Kadir; İnan, Muharrem; Bostan, Hacı; Ceylan, M. Fethi; Bora, ArslanAbstract: Amaç: Bu çalışmada bilateral distal radius kırıklı hastalardaki kısa dönem tedavi sonuçlarını ve beraberinde olabilen organ yaralanmalarının sıklığının sunulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Ocak 2002 ile Şubat 2003 arasında, bilateral intraartiküler distal radius kırıklı ortalama yaşı 38 yıl (21-52) olan dört hasta değerlendirmeye alındı. Ortalama takip süresi 16.5 (13-23) ay idi. Ek organ yaralanması olarak, olguların üçünde dalak rüptürü, ikisinde böbrek yaralanması, birinde sakrum nondeplese kırık, birinde sakroiliyak ayrışma, birinde nondeplese tibia kırığı ve birinde dirsek kırıklı çıkığı mevcuttu. Distal radius kırıkları (DRK), Frykman’ın sınıflamasına göre, kırıkların beşi tip yedi, üçü tip sekiz idi. Bir hasta açık redüksiyon + ktelleriyle minimal osteosentez+ unilateral eksternal fiksatör ile tedavi edildi. Üç hastada kapalı redüksiyon + ktelleriyle minimal osteosentez+ unilateral eksternal fiksatör ile tedavi edildi. Sonuçlar: Steward’a göre yapılan radyolojik değerlendirmede, iki orta ve altı kötü sonuç bulundu. Demerit-point rating system’e göre fonksiyonel değerlendirmede ise bir DRK’da iyi, beşinde orta ve ikisinde kötü sonuç bulundu. Results: Bilateral distal radius kırıkları yüksekten düşme nedeniyle meydana gelmekte ve kısa dönem sonuçları kötü bulunmuştur. Bu kırıklar yanında hastada, başta dalak yaralanmaları olmak üzere, ek organ yaralanmalarının sıklığı fazladır.Öğe El Parmak Yokluğunda Ayaktan Ele Damarsız Falanks Transferiyle Tedavi(Olgu Sunumu)(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Ertem, Kadir; Ayan, İrfan; Karakaplan, Mustafa; Bostan, Hacı; Bora, ArslanEldeki konjenital deformiteler içinde kısmi parmak yokluklarının kemik grefti ile uzatma veya iskelet desteği olmaksızın parmak yumuşak dokusunun bulunduğu durumlarda kemiğin stabilizsayonu oldukça zordur. Bu çalışmamızda sol elde doğuştan üçüncü ve dördüncü parmak yokluğu olan bir olguya, ayak ikinci ve üçüncü parmak proksimal palankslarını, damarsız olarak transfer ettik. Hastanın 20 aylık takibinde fonksiyonel ve kozmetik olarak kabul edilebilir bir sonuç elde ettik.Öğe Humerus Cisim Kırıklarında Tedavi Yöntemleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Ertem, Kadir; Esenkaya, İrfan; İnan, Muharrem; Taş, Ferhat; Bora, ArslanBu çalışmamızda, humerus diyafiz kırığı nedeniyle, kliniğimize başvuran olgulara uyguladığımız konservatif ve cerrahi tedavi sonuçlarımızı irdelemeyi amaçladık. Eylül 1998 ile Kasım 2002 tarihleri arasında kliniğimize humerus diyafiz kırığı ile başvuran 62 hasta, retrospektif olarak değerlendirildi. Olguların 48’i erkek ve 14’ü bayan olup, yaş ortalamaları 32.8 (15-67yıl) idi. Ortalama 18.5 (3- 38ay) izlenen olguların 28’i primer cerrahi yöntemlerle, 34’ü konservatif yöntemlerle tedaviye başlanmış; ancak çeşitli nedenlerle bunların 12’sinde, daha sonra cerrahi müdahale gerekmiştir. 33 olguda izole kırık varken, 29’unda ek patolojiler bulundu.Radial sinir primer tamiri yapılan dört olguya pronator teres’in ekstensör karpi radialis brevis’e transferi yapılarak internal splint ameliyatı yapıldı. Cerrahi tedavi edilen 28 olguda kaynama ortalama 12 haftada elde edildi. Konservatif tedavide 34 olgudan 22’sinde 10 haftada yeterli kaynama kaydedilirken, 12 hastada cerrahi müdahale sonrası kaynama elde edildi. Pronator teres internal splint ameliyatı yapılan hastalarda uzun dönemde sinir rejenerasyonu gelişene kadar, splint kullanım süresi kısalmış ve el daha erken fonksiyonel hale getirildiğini düşünüyoruz.Öğe Konjenital Ayna El Deformitesi (Olgu Sunumu)(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Ertem, Kadir; İnan, Muharrem; Karakaplan, Mustafa; Germen, Burak; Bora, ArslanAyna el veya ulnar dimelia üst ekstremite anomalileri içinde en nadir olanlarından biridir. Tipik olarak, radius yokluğu, ulnanın duplikasyonu ve elde 8 parmaklı polidaktili vardır. Bu çalışmamızda beraberinde omuz dahil ilişkili anomalilerin bulunmayan bir olgumuzu sunuyoruz. Olgumuza ameliyatta radial taraftaki 3 parmağı eksize edildi ve kalan radial parmak opozisyon yapabilecek şekilde başparmak oluşturuldu. Dirsek fleksiyonunu arttırmak için dış yan olekranon eksizyonu ve tendon transferi yapıldı. Hastada eldeki fonksiyonel ve kozmetik sonuç iyi olarak değerlendirilirken, dirsekteki fonksiyonel kısıtlılık açısından yeterli bir sonuç elde edilememiştir.Öğe Minimal Açık İnsizyonla Gevşetme Yapılan Tetik Parmaklı Hastalardaki Cerrahi Tedavi Sonuçlarımız(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Ertem, Kadir; İnan, Muharrem; Coşkun, Hasan; Bora, ArslanKonservatif tedaviye cevap vermeyen, tetik parmak tanısıyla mini açık cerrahi tekniği ile tedavi edilen hastaların klinik sonuçlarını değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: Biz bu çalışmamızda tetik parmak tanısıyla lokal anestezi altında minimal açık insizyon kullanarak A1 pulley gevşetmesi uyguladığımız hastaların sonuçlarını değerlendirdik. 14 hastanın ( 10 kadın, 4 erkek; ort yaş 44.78; dağılım 7-58 ) 17 tetik parmağına minimal açık insizyonla tedavi uygulandı. Hastalar ortalama 18.17 ay ( 3-33 ) izlendi. İlave patolojiler bakımından, hastaların dördünde(%24) hipertansiyon(HT) öyküsü ve bunlardan birinde ilaveten karpal tünel sendromu(KTS) bulguları vardı, bir hastada tip 2 Diabetes Mellitus(DM), bir hastada el-bilek dorsalde kistik higrom bulunmaktaydı. Bulgular: Hastaların memnuniyet dereceleri sorgulandığında %93 çok iyi sonuçlar alındı. İki olguda geçici skar hassasiyeti dışında, olguların biç birinde dikkate değer bir komplikasyona rastlanmadı. Sonuç: Tetik parmak tedavisinde konservatif tedavi ile sonuç alınamayan olgularda, mini açık cerrahi tekniği güvenli ve uygun bir tedavi yöntemdir. Ayrıca bu olgular değerlendirilirken, ilave patolojiler bakımından özellikle endokrin hastalıklar, HT,KTS, Higroma açısından gözden geçirilmelerinde yarar olacağı görüşündeyiz.Öğe Önkol median ve ulnar sinir yaralanmalarında yaralanma seviyesi, ek patolojiler, sinir onarımı türü ve yaşın prognoza etkileri(Acta Orthopaedica et Traumatologica Turcica, 2005) Ertem, Kadir; Denizhan, Yurdaer; Yoloğlu, Saim; Bora, ArslanÖz: Amaç: Bu çalışmada, önkol median ve/veya ulnar sinirin düzgün tip yaralanmalarında onarım sonrası elde edilen fonksiyonel sonuçlar değerlendirildi ve önkol yaralanma seviyesi, ek patolojiler, primer ya da sekonder onarım ve yaşın bu sonuçlar üzerine etkisi incelendi. Çalışma planı: Önkolda düzgün kesili lezyonlar nedeniyle tedavi edilen 42 hasta (34 erkek, 8 kadın; ort. yaş 31; dağı- lım 9-62) geriye dönük olarak incelendi. Yaralanmalar dört hastada önkolda proksimal, 11’inde orta, 27’sinde distal seviyedeydi. Yaralanan sinir sayısı 51 idi; bunların 30’unda median sinir, 21’inde ulnar sinir etkilenmişti. On iki olguda izole sinir yaralanması, dokuz olguda sinir ve tendon kesisi, 21 olguda ise sinir, tendon ve arter yaralanması saptandı. Hastalar, 0-15, 16-30, 31-45, 46 ve üzeri olmak üzere dört yaş grubunda incelendi. Fonksiyonel değerlendirmede Seddon ölçütleri kullanıldı. Kesi seviyesi, ek patolojiler, primer ve sekonder onarım ve yaşın sonuçlar üzerindeki etkisi incelendi. Ortalama izlem süresi 39 ay (dağılım 11-57 ay) idi. Sonuçlar: Primer ve geç primer onarım yapılan hastalarda klinik ve fonksiyonel sonuçlar sekonder onarım yapılanlara göre daha kötü bulundu; ancak, bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (pı0.05). Yaralanma seviyesinin, türünün ve yaşın Seddon değerlendirme sonuçlarını anlamlı derecede etkilemediği görüldü (pı0.05). Ancak, 0-15 yaş arası tüm olgularda (%100) çok iyi sonuç alınırken, 46 yaş üzeri olgularda ise iyi ve çok iyi sonuç oranı %20 idi. Çıkarımlar: Periferik sinir düzgün kesilerinde uygun olgularda öncelikle primer onarım tercih edilebilir. İleri yaştaki olgularda sinir rejenerasyon potansiyeli düşük olduğundan, bunlarda öncelikli olarak rekonstrüktif girişimlerin düşünülmesi gerekir. Başlık (İngilizce): The effect of injury level, associated injuries, the type of nerve repair, and age on the prognosis of patients with median and ulnar nerve injuries Öz (İngilizce): Objectives: In this study, we aimed to evaluate the functional results of nerve repair (median and/or ulnar) in patients with forearm clean-cut injuries and investigated the effect of injury level, associated injuries, the type of repair (primary or secondary), and age on the prognosis. Methods: The study included 42 patients (34 males, 8 females; mean age 31 years; range 9 to 62 years) who were treated for forearm clean-cut injuries. Involvement was in the proximal forearm in four, mid-forearm in 11, and distal forearm in 27 cases. There were 51 nerve injuries affecting the median nerve (n=30) and the ulnar nerve (n=21). Nerve injuries were isolated in 12 patients, associated with tendon injuries in nine patients, and with tendon and artery injuries in 21 patients. The patients were evaluated in four age groups including 0-15, 16-30, 31-45 years, and 46 years or above. Functional evaluations were made using the Seddon classification. The effect of injury level, associated injuries, the type of repair, and age on the prognosis was assessed. The mean follow-up was 39 months (range 11 to 57 months). Results: Although the clinical and functional results of primary and late-primary repairs were less favorable than those of secondary repairs, the difference did not reach a significant level (p>0.05). The injury level, associated injuries, and age did not influence the Seddon scores significantly (p>0.05). In the age group of 0-15 years, the results were very good in all the patients (100%), but good and very good results accounted for only 20% in the age group of 46 years or above. Conclusion: In appropriate cases with clean-cut nerve injuries, primary repair must be the first choice. Taking the low regeneration capacity into consideration, priority should be given to reconstructive procedures in patients at older agesÖğe Possibility of reinnervation and prevention of distal target organ atrophy following side to side neurorrhaphy to the intact nerve after end to end repair of proximal transected peripheral nerves(2019) Karakaplan, Mustafa; Ergen, Emre; Ayan, İrfan; Ertem, Kadir; Bora, ArslanAbstract: The aim of the study is to investigate the possibility of reinnervation and prevention of muscle atrophy following side to side neurorrhaphy to the intact nerve after end to end repair of proximal transected peripheral nerves in order to prevent distal target organ atrophy. For this, four groups each containing five Sprague–Dawley female rats were used. In group I, no surgical procedure was performed as a control group. In group II, side to side distal neurorrhaphy performed to the tibial and peroneal nerves after end to end repair of transected proximal tibial nerve. In group III. distally side to side epineural neurorrhaphy performed to the tibial and peroneal nerves. In group IV, end to end epineural repair was performed after proximal tibial nerve transection. The rats were followed up for 3 months for nerve regeneration. Subsequently group II, III and IV were evaluated histopathologically. In all group, tibial and fibular bony weights, foot weights, anterior and posterior crural muscle weights and EMG parameters were evaluated. Comparison between the groups revealed no significant differences regarding EMG and muscle weights between groups 2 and 4 also axonal degeneration was observed in 3 group after neurorrhaphy. As result of experimental study, we think that side to side repair of intact distal nerves as an adjunct to end to end repair of proximal nerve transections has no additional benefit to prevent distal organ atrophy but rather may be caused harm on the intact nerve. In addition, it has been observed that this technique affects the intact nerve rather than the transected nerve.Öğe Radial arterde saçma tanelerinin yol açtığı emboli: Olgu sunumu(Ulusal Travma Dergisi, 2004) Ertem, Kadir; Ayan, İrfan; Harma, Ahmet; Türköz, Rıza; Bora, ArslanÖz: Elli dört yaşındaki erkek hasta kol seviyesinde düşük enerjili ateşli silah yaralanması (saçma taneleriyle) ile acil servise başvurdu. Yapılan eksplorasyonda brakial arterde defektif yaralanma saptandı ve safen ven greftiyle tamir edildi. Sinir yaralanmaları parsiyel olarak değerlendirildiğinden konservatif tedavi planlandı. Dolaşım başladıktan sonra, lümen içindeki saçma tanelerinin distale taşınıp radial arterde tıkanma oluşturduğu görüldü ve saçma taneleri çıkartıldı. Ameliyattan 10 gün sonra, kolda yoğun kanama görülmesi üzerine yapılan eksplorasyonda, konulan safen venin kısmen nekroze olduğu gözlendi ve primer tamir uygulandı. Klinikteki izleminin 19. gününde daha önce safen ven greftinde gözlenen nekrozun arttığı ve damarda 2-3 cm boyutlarında yırtık oluştuğu görüldü. Bunun üzerine, diğer bacaktan hazırlanan safen ven grefti ile damar tamiri yenilendi. Dokuz ay sonra yapılan kontrolde hastanın günlük yaşantısına döndüğü öğrenildi; soğuk intoleransı hafif düzeydeydi. Klinik muayene ve Doppler incelemesinde vasküler yetmezliğe ait bulguya rastlanmadı. Ateşli silah yaralanmaları değerlendirilirken arteryel veya venöz kurşun/saçma embolisi olabileceği de akılda tutulmalıdır.Öğe Radial artery pellet embolism a case report(Ulus Travma Acil Cerrahi Derg, 2004) Ertem, Kadir; Ayan, İrfan; Harma, Ahmet; Türköz, Rıza; Bora, ArslanA fifty-four-year-old male patient presented to our emergency department with a gunshot injury in his arm, caused by pellets. Surgical exploration showed injury to the brachial artery, which was then repaired with a saphenous vein graft. Conservative treatment was planned for associated nerve injuries. After arterial flow began, two pellet-like solid bodies were palpated in the radial artery trace at the wrist level and the pellets were removed from the lumen of the artery. Ten days after surgery, the patient had profuse bleeding in the arm. On exploration, partial necrosis was detected in the saphenous vein graft and primary repair was performed. H o w e v e r, on the 19th day, the bleeding recurred and increased necrosis and rupture of the artery, 2-3 cm in size, were detected. Arterial repair was repeated with another saphenous vein graft from the other limb. The patient returned to normal daily activities nine months after the injury, with slight cold intolerance. Clinical examination and Doppler studies did not show any signs of vascular deficiency. Arterial or venous pellet embolism should be included in the evaluation of patients with gunshot injuries.Öğe Somatotrophic reorganization in the brain after extremity replantation, revascularization and amputations: investigated by SPECT analysis(2006) Ertem, Kadir; Kekilli, K. Ersoy; Yağmur, Cengiz; Ayan, İrfan; Turgut, Songül; Bostan, Hacı; Bora, ArslanAMAÇ: Ekstremitelere uygulanan replantasyon, revaskülarizasyon ve amputasyon ameliyatlarından sonra 99mTc-HMPAO SPECT analizi kullanılarak motor ve somatosensoriyel korteksteki somatotropik reorganizasyon açısından araştırıldı. GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 12 hasta (11 erkek, 1 kadın; ort. yaş 38.9±14.7 yıl) ve 5 sağlıklı erkek (ort. yaş 32.2±7.9 yıl) kontrol grubu olarak alındı. Rekonstrüksiyon sonrası presentral ve postsentral kesitlerle birlikte alt, orta ve üst orbitomeatal kesitlerde ölçümler yapıldı. Tüm görüntüler görsel ve yarı kantitatif olarak değerlendirildi. İstatistiksel analizlerde Mann-Whitney U-testi kullanıldı. BULGULAR: Revaskülarizasyon ve replantasyon hastalarında dominant hemisferde presentral ve postsentral hipoperfüzyon vardı. Amputasyon hastalarında, nondominant hemisferde presentral hipoperfüzyon ve postsentral hipoperfüzyon (dört olgunun üçünde) bulunurken; dominant hemisferde ise dört olgunun birinde postsentral hipoperfüzyon vardı. Olgularımızda beyin bölgesel kan akımında belirgin fark posterior parietal kortekste bulundu (somatik ilişkili alan). SONUÇ: Ekstremite replantasyon-revaskülarizasyon ameliyatları sonrası beyinde presentral ve postsentral kortekste görülen değişiklikler somatotropik reorganizasyonun iyi bir göstergesi olabilir.Öğe Üst ekstremite majör replantasyon veya revaskülarizasyon yapılan olguların fonksiyonel sonuçları(2004) Ertem, Kadir; Harma, Ahmet; İnan, Muharrem; Bostan, Hacı; Bora, ArslanAmaç:Bu çalışmada, Ekim 1999-Ağustos 2002 arasında, üst ekstremite majör replantasyon veya revaskülarizasyon yapılan dokuz olgunun, fonksiyonel sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem:İki total ve yedi subtotal olan, üst ekstremite major amputasyonlu dokuz olgu çalışmaya dahil edildi. Olgulardan ikisi bayan ve yedisi erkek olup, ortalama yaşları 33.5 yıl(6-61) idi. Hastaların yaralanmaları ile ameliyata alınmaları arasında geçen süre 5.1 saat idi. Ortalama takip süresileri 26.22 ay(7 – 41) idi. Olguların fonksiyonel değerlendirilmeleri Chen kriterlerine göre yapıldı. Bulgular: Fonksiyonel değerlendirmede olguların birinde mükemmel, dördünde iyi, üçünde orta ve birinde kötü sonuç bulunmuştur. Sonuç:Ekstremite fonksiyonları bakımından, olgularımızın %56’sında iyi, %33’ünde orta ve %12’sinde kötü sonuç elde ettik. Bunların daha önce yapılan benzer çalışmalardaki sonuçlarla büyük oranda uyum gösterdiğini düşünmekteyiz.