Yazar "Borazan, Hale" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut İntraoperatif Atelektazi: Olgu Sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Gülhaş, Nurçin; Toğal, Türkan; Demirbilek, Semra; Borazan, Hale; Ersoy, M. ÖzcanAkut gelişen atelektazi acil tedavi edilmediğinde gaz değişimini bozup, enfeksiyon riskini arttırarak mortalite ve morbiditede artışa sebep olur. Fleksibl fiberoptik bronkoskopi (FFB) son zamanlarda atelektazinin tanı ve tedavisinde yaygın kullanılan bir metod olup, özellikle hava yolundaki mukusa sekonder atelektazilerin tedavisinde önemli bir role sahiptir. Bu nedenle intraoperatif akut gelişen ve FFB sonrası hızla düzelen bir atelektazi olgusunu sunmayı uygun bulduk.Öğe Akut intraoperatif atelektazi: Olgu sunumu(2003) Gülhaş, Nurçin; Toğal, Türkan; Demirbilek, Semra; Borazan, Hale; Ersoy, M. ÖzcanAkut gelişen atelektazi acil tedavi edilmediğinde gaz değişimini bozup, enfeksiyon riskini arttırarak mortalite ve morbiditede artışa sebep olur. Fleksibl fiberoptik bronkoskopi (FFB) son zamanlarda atelektazinin tanı ve tedavisinde yaygın kullanılan bir metod olup, özellikle hava yolundaki mukusa sekonder atelektazilerin tedavisinde önemli bir role sahiptir. Bu nedenle intraoperatif akut gelişen ve FFB sonrası hızla düzelen bir atelektazi olgusunu sunmayı uygun bulduk.Öğe Akut solunum yetmezliği bulunan hastalarda BIPAP ve BIPAP+PSV solunum modlarının alveolar gaz değişimi ve hemodinami üzerine etkisi akut solunum yetmezliğinde BIPAP ve BIPAP+PSV(2006) Borazan, Hale; Gedik, Ender; Ersoy, Mehmet ÖzcanÖz: Amaç: Bu çalışmada akut solunum yetersizliğinde, BIPAP ve BIPAP + PSV modlarının alveolar gaz değişimi ve hemodinami üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: 50 olgu, sedatize edilerek, ventilator ile solutuldu. Olgulara ilk 6 saat BIPAP, sonraki 6 saat BIPAP + 10 cmH20 PSV uygulandı. Veriler; ortalama arter basıncı (OAB), kalp atım hızı (KAH), inspiratuar basınç (PİnSp), pik basınç (Ppeak), plato basınç (Pplato), ortalama basınç (Pmean), minimum basınç (Pmin), PEEPi, toplam dakika hacmi (MVtop), spontan solunum dakika hacmi (MVspo) ve oranları, toplam solunum frekansı (ftop), spontan solunum frekansı (fspo) ve mekanik ventilasyon frekansı (fmek), inspiryum ve ekspiryum soluk hacimleri (VTinsp, VTeksp), rezistans, kompliyans, arteriyel kan gazı değerleri, Fi02 düzeyleri ve Horovitz İndeksi (Pa02/Fi02) yapay solunumun başlangıcında (Tl), ilk 6 saat BIPAP ventilasyonu sonunda (T2) ve sonraki 6 saat BIPAP + 10 cmH20 PSV uygulamasının sonunda (T3) kaydedildi. Bulgular: Olguların hemodinamik verileri, Ppeak, MVtop, VTinsp, VTeksp, havayolu rezistansı; kompliyansı, PaC02, Sa02 ve Pa02 değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. BIPAP + PSV ventilasyonu ile Pinsp azalırken, Pmean, spontan solunum sayısı ve toplam spontan dakika hacim artışı anlamlıydı (p<0.05). Arteryel kan'gazı analizinde, BIPAP + PSV ventilasyonu ile olguların Fi02 düzeyleri azalırken, Horovitz indeksi değerleri arttı (p<0.05). Sonuç: BIPAP modunun ve 10 cmH20 PSV eklenmesinin oksijenizasyonu olumlu etkilediği sonucuna ulaşıldı. Bileşik ventilasyonun homojen alt gruplarda ve uzun süreli ventilasyonda etkilerinin çalışılması gerektiğini düşünüyoruz.Öğe Bulantı-kusma profilaksisinde kullanılan farklı deksametazon dozlarının serum kortizol düzeyine etkisi(2006) Erdem, Tuba Berra; Toprak, Hüseyin İlksen; Durmuş, Mahmut; Borazan, Hale; Ersoy, Mehmet ÖzcanÖz: Amaç: Deksametazon postoperatif bulantı ve kusmanın önlenmesi amacıyla kullanılmaktadır. Steroid kullanımının en önemli yan etkisi adrenal supresyondur. Bu çalışmada 2, 4, 8 mg intravenöz tek doz olarak kullanılan deksametazonun postoperatif bulantı ve kusmayı önleme (POBK) ve serum kortizol seviyesine bakarak adrenal bez üzerine etkisini izlemek amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Genel anestezi altında total nazal rekonstrüksiyon planlanan 40 olgu çalışmaya alındı. Olgular randomize ve çift kör olarak 4 gruba ayrıldı, indüksiyondan hemen önce toplam 2 mL olacak şekilde, grup S'e intravenöz serum fizyolojik, grup D2'ye 2 mg deksametazon, grup D4'e 4 mg deksametazon, grup D8'e 8 mg deksametazon yapıldı. Olgulardan bazal değer için operasyondan bir gün önce preope-ratif vizit sırasında (t0), indüksiyondan ve deksametazon enjeksiyonundan hemen önce (t,), indüksi-yon sonrası 2. (t2), 6. (t3), 9. (t4), 12. (t5), 18. (t6), 24. (t7) ve 72. (t8) saatlerde serum kortizol düzeyleri için kan alındı. Bulgular: Demografik özellikler; anestezi ve cerrahi süreler açısından gruplar benzerdi. POBK açısından 4 mg ve 8 mg deksametazon, kontrol ve 2 mg'a göre daha etkili bulundu. Dört ve 8 mg verilen gruplarda serum kortizol düzeyinde yükselmeler görülmedi. 8 mg verilen grupta indüksiyonun 9.-24. saatleri arasında serum kortizol düzeyi belirgin baskılandı. Sonuç: Deksametazonun 4 ve 8 mglık dozları POBK profilaksisinde etkilidir. Ancak 8 mg, kortizol düzeylerinde baskı-lanmaya yol açtığı için 4 mg'lık dozun daha güvenilir olduğu kanısındayız.Öğe Entübasyon Güçlüğü Beklenen Acil Bir Olguda Anestezi Uygulaması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Özpolat, Zekine; Gülhaş, Nurçin; Toğal, Türkan; Toprak, Hüseyin İlksen; Borazan, Hale; Ersoy, M. ÖzcanAnestezi uygulamalarındaki ölümlerin %30’u entübasyon sırasında görülmektedir. Entübasyon güçlüğü riski söz konusuysa, uyanık entübasyon veya derin anestezi altında spontan solunum korunarak entübasyon denenebilir. Propofol ve kısa etkili bir opioidin birlikte kullanılması, kas gevşetici kullanmaksızın laringoskopi ve trakeal entübasyon için yeterli şartları sağlar. Remifentanil spontan solunumun hızlı dönmesi ve kısa süreli opioid etkisi istendiği durumlarda ideal bir ajandır. Kas gevşetici kullanmaksızın yapılan indüksiyon invazif entübasyon yöntemlerden önce uygulanabilir. Bu nedenle tiroid leiomyosarkomu ve trakeal stenozu olan ventilasyon ve entübasyon güçlüğü beklediğimiz olguda yöntemimizi tartışmayı amaçladık.Öğe Gebelik ve yıldırım çarpması (Olgu sunumu)(Anestezi Dergisi, 2006) Borazan, Hale; Gedik, Ender; Çiçek, Müslüm; Ülger, Hacer; Ersoy, ÖzcanÖz: Yıldırım çarpmasına bağlı yaralanmalarda dünyada her yıl yaklaşık olarak 1000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Ancak yaralanmaların ortalama %70`i öldürücü değildir. Yıldırım çarpması üç mekanizma ile etki gösterir. Bunlar; en öldürücü ve ciddi yaralanmalara sebep olanı direkt etkilenme, ağaç ya da uzun bir nesneden yansıma ve etkilenmiş zeminde duran kişiye alt ekstremiteden geçiş yoluyla olmaktadır. Bu olgu sunumunda, 29 yaşında 28 haftalık gebeliği olan kadın hastanın açık alanda çalışırken yıldırım çarpmasına maruz kalması, klinik bulguları ve tedavisi anlatıldı.Öğe Heparin direnci (Olgu sunumu)(2003) Toprak, Hüseyin İlksen; But, A. Kadir; Borazan, Hale; Ersoy, M. ÖzcanMekanizması tam olarak bilinmeyen heparin direnci, klinikte değişkenlik gösteren şiddetlerde karşımıza çıkmaktadır. Bu sunuda, intraoperatif dönemde normal antitrombin III düzeyi ve trombosit sayısına rağmen kardiyopulmoner bypass öncesinde yüksek doz heparin (15 mg/kg) verilen heparin direncine sahip bir olguyu sunmayı amaçladık.Öğe Heparin Direnci (Olgu Sunumu)(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Toprak, Hüseyin İlksen; But, A. Kadir; Borazan, Hale; Ersoy, M. ÖzcanMekanizması tam olarak bilinmeyen heparin direnci, klinikte değişkenlik gösteren şiddetlerde karşımıza çıkmaktadır. Bu sunuda, intraoperatif dönemde normal antitrombin III düzeyi ve trombosit sayısına rağmen kardiyopulmoner bypass öncesinde yüksek doz heparin (15 mg/kg) verilen heparin direncine sahip bir olguyu sunmayı amaçladıkÖğe Orta Kulak Cerrahisinde Dexmedetomidin ile Kontrollü Hipotansiyon(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004) Ülger, M. Hacer; Demirbilek, Semra; Köroğlu, Ahmet; Borazan, Hale; Ersoy, M.ÖzcanOrtakulak cerrahisinde, deksmedetomidin ve nitrogliserinin intraoperatif kontrollü hipotansiyon, cerrahi alan kalitesi, karaciğer ve böbrek fonksiyonları üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Olgular, tiyopental 5-7 mg. kg-1, fentanil 1 ?g. kg-1 ve vekuronyum 0.1 mg. kg-1 ile anestezi indüksiyonundan sonra iki gruba ayrıldı: Deksmedetomidin grubunda (n=20), deksmedetomidin 1?g. kg-1 yükleme dozunu (10 dk’da) takiben 0.1-0.7 ?g.kg-1.s-1; nitrogliserin grubunda (n=20), nitrogliserin 0.25-1 ?g.kg-1.dk-1 infüzyon olarak uygulandı. İlaç dozları ortalama arter basıncı (OAB) 65-75 mmHg olacak şekilde ayarlandı. Anestezi idamesinde, %4-6 desfluran ve % 60 O2-hava karışımı kullanıldı. Kontrollü hipotansiyon süresince arteriyel kan gazı, operasyondan önce ve sonra, postoperatif 3. günde AST, ALT, BUN, kreatinin değerleri için kan alındı. Bulgular: Kontrollü hipotansiyondan 15 dk ve ekstübasyondan sonra OAB ve KH, nitrogliserin grubunda (95.15 ±16.88 ve 96.10 ± 22.76) deksmedetomidin grubuna (84.90 ± 14.26 ve 82.65 ± 18.82) göre daha yüksekti. Deksmedetomidin grubunda, kontrollü hipotansiyondan 15 dk sonra OAB’ı indüksiyon öncesine göre düşüktü. Nitrogliserin grubunda ise ekstübasyondan sonraki OAB ve KH indüksiyon öncesine göre anlamlı yüksekti. Nitrogliserin grubunda, iki olguda refleks taşikardi gözlendi. Deksmedetomidin grubunda, üç olguda bradikardi gelişti. Cerrahi alan kalite skoru, deksmedetomidin grubunda (0.1±0.31) nitrogliserin grubuna (0.65 ± 0.67) göre düşüktü (p<0.05). Her iki grubun AST, ALT, BUN ve kreatinin değerleri normal sınırlardaydı. Sonuç: Deksmedetomidinin nitrogliserine göre daha stabil hemodinami ve iyi cerrahi görüş alanı sağlaması, refleks taşikardi ve rebound hipertansiyon oluşturmaması nedeniyle kontrollü hipotansiyon için uygun olduğu kanısına varıldı. Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarına yan etkisinin olmaması güvenle kullanılabileceğini düşündürmektedir.