Yazar "Coşkun, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Minimal Açık İnsizyonla Gevşetme Yapılan Tetik Parmaklı Hastalardaki Cerrahi Tedavi Sonuçlarımız(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2003) Ertem, Kadir; İnan, Muharrem; Coşkun, Hasan; Bora, ArslanKonservatif tedaviye cevap vermeyen, tetik parmak tanısıyla mini açık cerrahi tekniği ile tedavi edilen hastaların klinik sonuçlarını değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: Biz bu çalışmamızda tetik parmak tanısıyla lokal anestezi altında minimal açık insizyon kullanarak A1 pulley gevşetmesi uyguladığımız hastaların sonuçlarını değerlendirdik. 14 hastanın ( 10 kadın, 4 erkek; ort yaş 44.78; dağılım 7-58 ) 17 tetik parmağına minimal açık insizyonla tedavi uygulandı. Hastalar ortalama 18.17 ay ( 3-33 ) izlendi. İlave patolojiler bakımından, hastaların dördünde(%24) hipertansiyon(HT) öyküsü ve bunlardan birinde ilaveten karpal tünel sendromu(KTS) bulguları vardı, bir hastada tip 2 Diabetes Mellitus(DM), bir hastada el-bilek dorsalde kistik higrom bulunmaktaydı. Bulgular: Hastaların memnuniyet dereceleri sorgulandığında %93 çok iyi sonuçlar alındı. İki olguda geçici skar hassasiyeti dışında, olguların biç birinde dikkate değer bir komplikasyona rastlanmadı. Sonuç: Tetik parmak tedavisinde konservatif tedavi ile sonuç alınamayan olgularda, mini açık cerrahi tekniği güvenli ve uygun bir tedavi yöntemdir. Ayrıca bu olgular değerlendirilirken, ilave patolojiler bakımından özellikle endokrin hastalıklar, HT,KTS, Higroma açısından gözden geçirilmelerinde yarar olacağı görüşündeyiz.Öğe Osteoartritte caffeic acid phenethyl ester ve resveratrol’ün eklem kıkırdağına etkileri(İnönü Üniversitesi, 2004) Coşkun, HasanOsteoartrit (OA) bilinen en eski hastalıklardan olmasına rağmen etyopatogenezi henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. OA’in başlaması ve gelişimleri sürecinde, interleukin-lB (IL-ip) ve tümör necrosis factor-a (TNF-a) daha baskm olmak üzere bir dizi proinflamatuar sitokinlerin tetikleyici rol oynadığı düşünülmektedir. TNF-a, enflamasyonun ve matriks yıkımının başlatılmasmda önemli iken IL-ip, kıkırdak hasarmda rol oynamaktadır. Sitokin ve enzim ekspresyonu transkripsiyon faktörleri tarafından regüle edilir. Nükleer faktör-kappa B (NF-kB), proinflamatuar sitokinler olan TNF-a ve IL-lp geni’nin aktivasyonuna katılan bir transkripsiyon faktörüdür. NF-kB ’nin aktivasyonu OATi hastalarda görülen bir özelliktir. Bu yüzden, NF-kB aktivitesini inhibe eden tedavi yaklaşımları üzerinde artan bir ilgi oluşmaktadır. Günümüzde OA in semptomatik tedavisinde birçok antiinflamatuar ajan kullanılmaktadır. Ancak, bu ilaçların kullanımı ile özellikle gastrointestinal ülser olmak üzere pek çok zıt etkiler sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle NF-kB aktivitesini inhibe eden biyolojik ajanların kullanımı gibi daha etkili ve fizyolojik yaklaşımlarla ilgili arayışlar sürmektedir. Caffeic acid phenethyl ester (CAPE) ve Resveratrol’ün her ikisinin de NF-KB nin güçlü ve spesifik inhibitörleri olduğu gösterilmiştir. Her ikisi de antienflamatuar, immünmodulatör, antikanserojen ve antioksidan özellikleri ile farmakolojik olarak güvenli doğal, biyolojik maddelerdir. Bu çalışmada tavşanlarda oluşturulan deneysel OA modellerinde CAPE ve Resveratrol tedavisi sonrası eklem kıkırdağı histolojik yöntemlerle incelenerek; kıkırdak değişiklikleri araştırıldı. Çalışmamızda 24 adet, 7-8 aylık, 3,5-4.0 kg ağırlığında, Yeni Zelanda tipi beyaz, dişi tavşan kullanıldı. Tüm tavşanların sağ diz eklemlerinde dejeneratif değişiklikler oluşturmak için ön çapraz bağlan kesildi. 5 hafta sonra tavşanlar altışarlı 4 gruba aynldı.