Yazar "Culum, Ayşe Asiye" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adrenomedullin ve resveratrol verilen sıçanların kahverengi ve beyaz yağ dokularında anjiogenik faktörler ve sirtuin gen ifadesinin obezite olgusunda karşılaştırılması(İnönü Üniversitesi, 2018) Culum, Ayşe AsiyeObezite, genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimine bağlı olarak ortaya çıkan kompleks, kronik bir hastalıktır. Adipoz dokuda olduğu gibi, pek çok anjiogenik faktör dokuların beslenmesinde yeni damarın meydana gelmesini sağlar. Adrenomedullin (AdM) ise anjiogenik özelliklere sahip bir peptiddir. Resveratrol Sirtuin 1 (SIRT1) geninin aktive edilmesinde etkili bir moleküldür. SIRT1 geni enerji metabolizmasını düzenlemede rol oynar. Obez sıçanlarda resveratrolün SIRT1 gen ifadesi üzerine etkileri, kahverengi ve beyaz yağ dokularındaki önemi nedeniyle vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF)'ndeki değişimler ve AdM'in etkileri araştırıldı. Sıçanlar 8 gruba ayrıldı. Obez gruplar %60 enerji olarak yağ içeriğine sahip yüksek yağ diyetiyle 3 ay boyunca beslendi. Obezite sağlandıktan sonra AdM ve resveratrol uygulama gruplarına gün aşırı bir kez, 4 hafta süreyle 2.5 nmol/kg AdM ve 10 mg/kg resveratrol intraperitonal (i.p.) olarak uygulandı. Kahverengi ve beyaz yağ dokusundaki AdM, SIRT1 ve VEGF mRNA seviyeleri semi-kantitatif PZR ile; protein seviyeleri ise Western Blot yöntemi ile saptandı. Beyaz ve kahverengi yağ dokusu uygulamalara farklı yanıtlar vermiştir. Ayrıca obez ve kontrol grupları AdM ve resveratrol uygulamalarına farklı yanıtlar vermiştir. Beyaz adipoz dokuda SIRT1 ifadesi resveratrolle artmıştır. Kahverengi yağ dokusunda AdM'in tek başına ifadeyi artırma üzerine etkisi yoktur, fakat resveratrolle uygulandığında kontrol gruplarında ifade daha artmıştır. AdM ile resveratrol uygulaması iki molekülün ayrı ayrı uygulanmasından tamamen farklı yanıtlar ortaya çıkarmıştır. Sonuçlar AdM'in SIRT1 protein seviyelerini arttırabileceğini ve resveratrolün anjiogenezde rolü olabileceğini göstermektedir.Öğe An investigation on the association of certain polymorphisms in neurogulin 1 gene with schizophrenia(İnönü Üniversitesi, 2016) Culum, Ayşe AsiyeŞizofreni multifaktöriyel bir hastalıktır. Küçük etkileriyle beraber birçok özgün tek nükleotit polimorfizmi (SNP) beraberce şizofreninin esas riskinin yaklaşık %30'unu açıklayabilir ve şizofrenide rol oynayan yatkınlık genlerini bulmak hastalığın risk faktörlerini açıklayabilir. Neuregulin 1 veya NRG1 sinir sistemi normal gelişimi için çok önemlidir. NRG1, ilk olarak İzlanda toplumunda şizofreni ile arasında ilişkisi olduğu ortaya çıkan 8p21-22 üzerindeki bağlantı eşitsizlik sıralamasından sonra şizofreniye dahil edildi. Şizofreniyle ilişki bulmak üzere iki NRG1 SNP'ini (rs3924999 ve rs2954041) araştırdık. Çalışmaya Malatya'da yaşayan Türk popülasyonundan 178 şizofreni hastası ve kontrol olarak 180 sağlıklı bireyi dahil ettik. SNP genotiplemesi, PZR-RFLP (polimeraz zincir reaksiyonu - restriksiyon fragment uzunluk polimorfizmi) yöntemi ile gerçekleştirildi ve hasta ve kontrol grupları, genotip ve alel dağılımları arasındaki muhtemel farlılık için karşılaştırıldı. Yaptığımız hasta-kontrol çalışması, rs3924999 ve rs2954041 SNPlerinin genotipik ve alelik dağılımları açısından taradığımız hasta ve kontrol grupları arasında önemli bir farklılık olmadığını gösterdi. Bu çalışmada şizofreni ve ilgili iki SNP arasında tek SNP ilişkisinin varlığını destekleyen yeterli kanıt bulamadık.Öğe Obez sıçanlarda adrenomedullinin etkileri ve anjiogenik özelliklerin araştırılması(İnönü Üniversitesi, 2013) Culum, Ayşe AsiyeGünümüz dünyasının en yaygın hastalığı olan obezite aynı zamanda en eski hastalığıdır. Vücutta aşırı ölçüde yağ dokusu bulunması olarak tarif edilen obezite Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre 300 milyonun üstünde insanı etkilemektedir. Adrenomedullin (AdM) ilk kez feokromasitoma dokusundan izole edilmiştir. Bu tezde, AdM?nin vasküler endotelyal işlevin düzeltilmesi ve adipogenezin ayarlanması gibi işlevlerinden dolayı obezitedeki etkileri araştırıldı. Çalışmada İnönü Üniversitesi Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Merkezi?nde üretilen 12 aylık 60 adet Wistar dişi sıçan kullanıldı. Sıçanlar 1- kontrol grubu, 2- obezite grubu, 3- AdM uygulanan obezite grubu, 4- kalori kısıtlaması yapılan grup ve 5- AdM uygulanan kalori kısıtlaması yapılan grup olmak üzere beş gruba ayrıldı. AdM uygulaması günde bir kez 2,5 nmol/kg intraperitonal olarak dört gün süreyle yapıldı. Obezite gruplarındaki sıçanlar ağırlıklarının %20?sini aldıklarında ve kalori kısıtlaması gruplarındaki sıçanlar ağırlıklarının %20?sini kaybettiklerinde ötenazi yapılarak karaciğer, akciğer, kahverengi ve beyaz yağ dokuları toplandı. Dokular homojenize edildikten sonra enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) yöntemiyle AdM ve vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) seviyeleri ölçüldü. Beyaz adipoz dokusu (WAT) vücutta fazla enerjinin depolanmasından sorumludur. Fakat kahverengi adipoz dokusu (BAT) enerji tüketimini arttıran bir sisteme sahiptir. Deney sonuçlarında, AdM uygulanan obezite grubunda BAT VEGF miktarı artmıştır. Fakat AdM uygulanan kalori kısıtlaması grubunda ise ilginç olarak WAT VEGF miktarı artmıştır. AdM?nin VEGF ile sinerjistik etkiye sahip olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Ayrıca VEGF güçlü bir proanjiogenik faktördür ve miktarları anjiogenez hakkında bilgi verir. Sonuç olarak, AdM?nin obeziteye karşı koruyucu etkisi olabilir. Bireyin adipoz dokusunun metabolik durumuna göre AdM uygulaması, obez bireylerde BAT?ın damarlanmasını artırarak enerji tüketimini sağlayabilir. Bu çalışmada elde edilen sonuçların daha kapsamlı olarak diğer dokularda da araştırılmasına gerek duyulmaktadır.