Yazar "Düken, Mehmet Emin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuk Hemşiresi ve Öğrencilerinin Empatik Eğilimlerinin Aile Merkezli Yaklaşıma Etkisinin İncelenmesi(Sağlık Bilimleri ve Meslekleri Dergisi /Journal of Health Sciences and Professions, 2018) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Düken, Mehmet EminÖz: Amaç: Araştırma çocuk hemşiresi ve hemşirelik öğrencilerinin empatik eğilimleri ile ebeveynlerin katılımları arasındaki ilişkinin İncelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntemler: Kesitsel analitik tipte olan bu araştırma 2016-2017 eğitim öğretim yılı içerisinde yapılmıştır. Araştırma çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği dersi alan öğrenciler ve çocuk kliniklerinde çalışan hemşireler ile gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında öğrenci bilgi formu, hemşire bilgi formu, Empatik Eğilim Ölçeği ve Ebeveyn Katılım Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin ve hemşirelerin orta düzeyde empatik eğilime sahip oldukları, öğrencilerin empatik eğilimlerinin hemşirelerden daha yüksek olduğu, empatik eğilimin kız öğrencilerde daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kronik bir hastalığa sahip olmayan ve uzun süre hastanede yatmayan öğrencilerin empatik eğilim puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülmüştür. Öğrencilerin hemşirelere göre ebeveyn katılımını daha fazla desteklediği ve hemşirelerden daha yüksek puan bildirdikleri saptanmıştır. Ebeveyn katılımı ile empatik eğilim arasında pozitif yönde zayıf ilişki bulunurken yaş ile ebeveyn katılımı arasında negatif yönde zayıf ilişki bulunmuştur. Hemşirelerin çalışma yılı ile empatik eğilim arasında negatif yönde zayıf ilişki tespit edilmiştir. Sonuç: Öğrencilerin empatik eğilim ve ebeveyn katılımı düzeylerinin hemşirelerden iyi olduğu, empatik eğilimin artıkça ebeveyn katılımını destekleme düzeyinin arttığı sonucuna varılmıştır. Başlık (İngilizce): Examination of the effect of the Family-Centered Approach of the Empathic Trends of Children's Nurses and Students Öz (İngilizce): Objectives: The aim of the research was conducted to investigate the relationship between their parent’s participation with empathic tendencies of pediatric nursing and nursing students. Materials and Method: This cross-sectional analytical type study was conducted during the academic year of 2016-2017.There search was carried out with nurses working in children's clinics and students taking courses in child health and diseases nursing. Student information form, nurse information form, empathic tendency scale and parental participation scalewere used to collect the data. Results: It wasfound that nursing students and nurses had medium level of empathic tendency, students had higher empathic tendencies than nurses, and empathic tendency was higher in girl students. Students who did not have a chronic illness and who did not stay in the hospital for a long time were found to have significantly higher empathic tendency scores. Students reported more support for parental involvement and higher scores than nurses. There was a weak relationship between parental involvement and empathic tendency in the positive, while a weak relationship between age and parental involvement was found in the negative. A weak relationship was determined between nurses' working years and empathic tendencies on the negative side. Conclusion: The empathic tendency and parental involvement levels of the students were better than the nurses, as the empathic tendency increases, the level of support for parental involvement increases.Öğe Çocuk Yoğun Bakım Ünitelerinde Hemşirelerin Kullandıkları Ağız Bakım Yöntemlerinin Belirlenmesi(Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2018) Yayan, Emriye Hilal; Düken, Mehmet EminÖz: Amaç: Bu araştırma çocuk yoğun bakım ünitelerinde hemşirelerin kullandıkları ağız bakım yönteminin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte olan araştırmaya Türkiye’nin tüm coğrafik bölgelerinden üç düzey çocuk yoğun bakıma sahip 133 hastane katılmıştır. Araştırmada veriler Ağız Bakım Anketi aracılığı ile telefonla görüşme yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hastanelerin %68.4’ü serum fizyolojik, %33.8’i ağız bakım seti, %41.4’ü sodyum bikarbonatlı solüsyon kullanmaktadır. Ağız bakımında serum fizyolojik uygulayanların %62.6’sı, bakım seti uygulayanların %46.7’si ve sodyum bikarbonatlı solüsyon uygulayanların %61.8’i günde üç kez uygulamaktadır. Sonuç: Çocuk yoğun bakımlarda ağız bakımı için genel olarak serum fizyolojik ile günde 3 kez bakım verdikleri bulunmuştur. Başlık (İngilizce): Öz (İngilizce): Objective: The purpose of this study was conducted to determine the oral care method used by nurses in children intensive care units. Materials and Methods: The cross-sectional type of research, from all the geographical regions of Turkey 133 hospital with third-level children intensive care participated. It was collected by using the telephone interview method through the oral care questionnaire given in the study. Results: 68.4% of the participating hospitals use normal saline, 33.8% use oral care set and 41.4% use sodium bicarbonate solution. In oral care, 62.6% of the normal saline practitioners, 46.7% of the oral care set practitioners and 61.8% of the sodium bicarbonate solution practitioners apply three times a day. Conclusion: It has been found that child intensive care generally take 3 times a day with normal saline for oral care.Öğe COVID-19 Salgını Sürecinin Ergenlerde Akıllı Telefon Kullanımına ve Uyku Üzerine Etkisi(2021) Sülün, Ayşe; Yayan, Emriye Hilal; Düken, Mehmet EminÖz: Amaç: Bu çalışmanın amacı Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19 ) salgını döneminin ergenlerin akıllı telefon kullanımı ve uykuları üzerine etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tipte bir çalışma olup, Google-formlar programıyla oluşturulan form aracılığıyla veriler toplanmıştır. Aydın ilinde bulunan bir lisedeki 155 ergen çalışmaya katılmıştır. Araştırma verileri “Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği Kısa Formu”, “Pittsburgh Uyku Kalitesi indeksi”, Pediyatrik Gündüz Uykululuk Ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan “Tanıtıcı Bilgi Formu” ile online olarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı, karşılaştırmalı ve korelasyonel istatistikler kullanılmıştır. Bulgular: Ergenlerin %56,8’i COVID-19 salgını sürecinde uyku süresinin 8 saat ve üzeri olduğunu, %40’ı tüm gün akıllı telefon kullandığını ifade etmiştir. Ergenlerin akıllı telefon bağımlılığı, gündüz uykululukları ve uyku kaliteleri arasında pozitif yönlü anlamlı düzeyde korelasyonel ilişki bulunmuştur (p<0,05). Yapılan regresyon analiz sonuçları gündüz uykululuğu ve uyku kalitesi indeksinin varyansı %25,2’sinin akıllı telefon bağımlılığı tarafından açıklandığını göstermektedir. Akıllı telefon bağımlılığı, gündüz uykululuğu ve uyku kalitesi üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir (p<0,05). Sonuç: Çalışmamız COVID-19 salgınında ergenlerin akıllı telefon bağımlılığı riskinin yüksek olduğunu ayrıca akıllı telefon bağımlılığının gündüz uykululuğu ve uyku kalitesini etkilediğini ortaya koymuştur.Öğe HEMŞİRELERİN SURİYELİ SIĞINMACI ÇOCUKLARA BAKIM VERİRKEN YAŞADIĞI GÜÇLÜKLER(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Düken, Mehmet Emin; Zengin, MürşideÖz: Bu araştırma çocuk servislerinde çalışan hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken karşılaştıkları güçlüklerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma betimsel tasarımda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Türkiye’nin doğusunda bulunan iki farklı ilin çocuk servislerinde çalışan ve daha önce Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım vermiş 125 hemşire aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında; hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, çalıştığı birim ve meslekte çalışma yılınıiçeren kişisel bilgi formu ileSuriyeli çocuklara bakım verirken yaşanan güçlükler ve farklılıklara yönelik açık uçlu anket sorularından oluşan standart bir form kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, nitel verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırmada hemşirelerin yaş ortalaması 28,04±5,26 ve meslekte çalışma yılı ortalamaları 5,47±4,66’tür. Hemşirelerin %55,2’sinin kadın olduğu, %76,8’inin lisans düzeyinde eğitim aldığı saptanmıştır. Nitel verilerin analizi sonucunda ana ve alt temalar belirlenmiştir. Araştırmada belirlenen üç ana tema; (1) iletişim güçlükleri, (2) tedavi ve bakım uygulamalarına yönelik sorunlar ve (3) kültürel farklılıklar olarak saptanmıştır. Araştırmanın sonucunda hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken çeşitli güçlükler yaşadığı belirlenmiştir. Yaşanan sorunların çözümü için hemşirelerin Suriyeli hastalara bakım verirken kültürel farklılıkları gözönünde bulundurmaları, iletişim güçlüklerinin ortadan kaldırılması için de kurumsal adımların atılması önerilmektedir.Öğe KRONİK HASTALIKLIĞI OLAN ÇOCUKLAR: HASTANEDE UYKU KALİTESİ(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Düken, Mehmet EminÖz: Bu araştırma hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku alışkanlıklarını incelemek amacıyla yapıldı. Araştırma 1 Ocak 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin pediatri kliniklerinde en az bir hafta yatan 360 çocukla yapılmıştır. Araştırmada ‘Çocuk Bilgi Formu’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t testi ve korelasyon ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamına alınan çocukların %46,9’nun kız, %53.1’inin erkek ve yaş ortalamalarının 7.52±4.22 olduğu belirlenmiştir. Çocukların %68.6’ sının daha önce hastaneye yattığı, %45.6’sının kronik hastalığa sahip olduğu ve %95,8’inde uyku sorunu olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan çocukların daha önce hastaneye yatma ve kronik hastalığa sahip olma durumları ile uyku alışkanlıkları alt boyutları ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında önemli fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocukların yaşı ile yatma zamanı, uyku kaygısı, gece uyanmaları, uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında negatif ilişki, hastanede yatış günleri ile uykuya dalmanın gecikmesi, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu bulunmuştur. Hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku sorunları yaşayabildikleri belirlenmiştir. Çocukların önceki hastane deneyimlerinin ve kronik hastalığa sahip olma durumlarının uyku alışkanlıklarını etkileyebileceği saptanmıştır. Bu doğrultuda pediatri hemşirelerinin hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe KRONİK HASTALIKLIĞI OLAN ÇOCUKLAR: HASTANEDE UYKU KALİTESİ(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Düken, Mehmet EminBu araştırma hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku alışkanlıklarını incelemek amacıyla yapıldı. Araştırma 1 Ocak 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin pediatri kliniklerinde en az bir hafta yatan 360 çocukla yapılmıştır. Araştırmada ‘Çocuk Bilgi Formu’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t testi ve korelasyon ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamına alınan çocukların %46,9’nun kız, %53.1’inin erkek ve yaş ortalamalarının 7.52±4.22 olduğu belirlenmiştir. Çocukların %68.6’ sının daha önce hastaneye yattığı, %45.6’sının kronik hastalığa sahip olduğu ve %95,8’inde uyku sorunu olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan çocukların daha önce hastaneye yatma ve kronik hastalığa sahip olma durumları ile uyku alışkanlıkları alt boyutları ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında önemli fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocukların yaşı ile yatma zamanı, uyku kaygısı, gece uyanmaları, uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında negatif ilişki, hastanede yatış günleri ile uykuya dalmanın gecikmesi, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu bulunmuştur. Hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku sorunları yaşayabildikleri belirlenmiştir. Çocukların önceki hastane deneyimlerinin ve kronik hastalığa sahip olma durumlarının uyku alışkanlıklarını etkileyebileceği saptanmıştır. Bu doğrultuda pediatri hemşirelerinin hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe Organ nakli olan çocukların aile fonksiyonlarının çocuğun ve ebeveynin yaşam kalitesine etkisi(İnönü Üniversitesi, 2018) Düken, Mehmet EminAmaç: Araştırma organ nakli olan çocukların aile fonksiyonlarının çocuğun ve ebeveynin yaşam kalitesine etkisini araştırmak amacıyla yapıldı. Materyal ve Metot: Araştırma 1 Haziran 2017 ile 24 Ocak 2018 tarihleri arasında İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü polikliniklerine gelen 74 çocuk hastayla tanımlayıcı kesitsel tipte bir araştırma olarak yapılmıştır. Veriler "Çocuk Bilgi Formu", "Ebeveyn Bilgi Formu", "Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği", "Yaşam Kalitesi Ölçeği" ve "Aile Değerlendirme Ölçeği" kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Kruskal Wallis, korelasyon ve student t testi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan çocukların yaş ortalaması 12.62±2.87, ebeveynlerin yaş ortalaması 37.55±7.20 olarak bulunmuştur. Araştırmada yer alan çocukların %91.9'nun karaciğer nakli olduğu, %56.8'nin erkek olduğu, nakil sonrası çocukların %40.5'nin okula hiç gidemediğini, çocukların %36.5 annelerinin bağış yaptığı ve % 50'sinin aile içi ilişkilerinin kötü etkilendiği belirlenmiştir. Çocukların ölçek toplam puanlarının 47.28±12.18 olduğu, ebeveyn yaşam kalitesinin 33.01±18.23 olduğu saptanmıştır. Organ nakli olan çocukların yaşam kaliteleri ile psikososyal sağlığa yönelik yaşam kalitelerinin ebeveynlerin yaşam kaliteleri ile pozitif yönde ilişkisi olduğu bulunmuştur. Organ nakli olan çocukların psikososyal sağlık alanı ve ebeveynlerin yaşam kalitesi ile aile fonksiyonlarından olan roller, duygusal tepki verebilme, davranış kontrolü ve genel işlevler alanlarında iyileşme arasında negatif yönde ilişki tespit edilmiştir. Sonuç: Nakil olan çocukların yaşam kalitesinin düşük olduğu, ebeveynlerinin yaşam kalitelerinin çocuklarının yaşam kalitesinden etkilendiği ve aile fonksiyonlarının bozulduğu belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Organ Nakli, Çocuk, Ebeveyn, Yaşam Kalitesi, Aile FonksiyonlarıÖğe Suriyeli Sığınmacıların Sosyo-Kültürel Farklılıklarının Sağlık Hizmetlerine Yansıması(2021) Zengin, Mürşide; Yayan, Emriye Hilal; Düken, Mehmet Emin; Dağ, Yeliz SunaAmaç: Bu çalışma Suriyeli sığınmacı hastaların sağlık hizmeti alırken kültürel farklılıklarıyla ilişkili deneyimlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Gereç Yöntem: Çalışma betimsel tasarımda uygulanmıştır. Araştırmanın verileri açık uçlu sorulardan oluşan anket formu kullanılarak Suriyeli hastalar aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Açık uçlu anket sorularına verilen cevaplar metin haline dönüştürülmüş, tekrar eden ifadeler birleştirilerek ana başlıklar belirlenmiştir. Bulgular: Katılımcıların çoğunluğu iki ülke arasındaki kültürel farklılığın orta düzeyde ya da oldukça fazla olduğunu belirtmiştir. Çalışmada Suriyeli hastaların kültürel farklılıklara yönelik görüşleri beş ana başlık altında kategorize edilmiştir. Bunlar; iletişim, tedavi uygulamaları, bakım uygulamaları, aile ilişkileri ve çocuk yetiştirme davranışlarına yönelik farklılıklar olarak sınıflandırılmıştır. Sonuç: Çalışmada Suriyeli hastaların sağlık hizmeti alırken başta farklı dillerin konuşulması olmak üzere kültürel farklılıklardan dolayı sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. Suriyeli sığınmacı hastaların yaşadığı sorunların asgari düzeye indirilebilmesi için bu hastalara kültürel farklılıkları gözeterek sağlık hizmetinin sunulması önerilmektedir.Öğe Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Bebeği Yatan Ebeveynlerin Stres Düzeylerinin Belirlenmesi(2019) Yayan, Emriye Hilal; Özdemir, Mikail; Düken, Mehmet Emin; Dağ, Yeliz SunaÖz: Bu araştırmanın amacı yenidoğan yoğun bakımda bebeği yatan ebeveynlerin stres düzeylerinin incelenmesidir. Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel tipte bir araştırmadır. Araştırmanın verileri “Ebeveyn Bilgi Formu” ve “YYBÜ Anne-Baba Stres Ölçeği” veri toplama araçları ile yüz yüze görüşme ile toplanmıştır. Araştırmaya bebeği YYBÜ yatmakta olan 160 ebeveyn katılmıştır. Araştırmaya katılan ebeveynlerin %70 anne ve %30'u babalardan oluşmaktadır. Ebeveynlerin Stres Ölçeği ve alt boyut puan ortalaması ile kilosu ve doğum haftası arasında ve Ebeveynin yaşı ile anne baba rolü arasında negatif yönde ilişki tespit edilmiştir. Ebeveynlerin bebeklerini günlük görme süreleri ile görünüm ve davranışlar alt boyutu arasında negatif yönde zayıf bir ilişki saptanmıştır. Bebeklerine ilk dokunma zamanı ile görüntü ve sesler arasında ve bebeklerini ilk besleme zamanı ile anne baba rolü arasında pozitif yönde zayıf ilişki bulunmuştur. Bebeğin doğum kilosunun, haftasının ve bebeği görme süresinin ebeveyn stresinin önemli bir yordayıcısı olduğu söylenebilir. Bebeğin doğum kilosu ve haftasının düşük olması ebeveynlerin stresini artırırken, bebekleri ile etkileşime geçmeleri streslerini azaltmaktadır.