Yazar "Dağ, Yeliz Suna" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuk Hemşiresi ve Öğrencilerinin Empatik Eğilimlerinin Aile Merkezli Yaklaşıma Etkisinin İncelenmesi(Sağlık Bilimleri ve Meslekleri Dergisi /Journal of Health Sciences and Professions, 2018) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Düken, Mehmet EminÖz: Amaç: Araştırma çocuk hemşiresi ve hemşirelik öğrencilerinin empatik eğilimleri ile ebeveynlerin katılımları arasındaki ilişkinin İncelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntemler: Kesitsel analitik tipte olan bu araştırma 2016-2017 eğitim öğretim yılı içerisinde yapılmıştır. Araştırma çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği dersi alan öğrenciler ve çocuk kliniklerinde çalışan hemşireler ile gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında öğrenci bilgi formu, hemşire bilgi formu, Empatik Eğilim Ölçeği ve Ebeveyn Katılım Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin ve hemşirelerin orta düzeyde empatik eğilime sahip oldukları, öğrencilerin empatik eğilimlerinin hemşirelerden daha yüksek olduğu, empatik eğilimin kız öğrencilerde daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kronik bir hastalığa sahip olmayan ve uzun süre hastanede yatmayan öğrencilerin empatik eğilim puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülmüştür. Öğrencilerin hemşirelere göre ebeveyn katılımını daha fazla desteklediği ve hemşirelerden daha yüksek puan bildirdikleri saptanmıştır. Ebeveyn katılımı ile empatik eğilim arasında pozitif yönde zayıf ilişki bulunurken yaş ile ebeveyn katılımı arasında negatif yönde zayıf ilişki bulunmuştur. Hemşirelerin çalışma yılı ile empatik eğilim arasında negatif yönde zayıf ilişki tespit edilmiştir. Sonuç: Öğrencilerin empatik eğilim ve ebeveyn katılımı düzeylerinin hemşirelerden iyi olduğu, empatik eğilimin artıkça ebeveyn katılımını destekleme düzeyinin arttığı sonucuna varılmıştır. Başlık (İngilizce): Examination of the effect of the Family-Centered Approach of the Empathic Trends of Children's Nurses and Students Öz (İngilizce): Objectives: The aim of the research was conducted to investigate the relationship between their parent’s participation with empathic tendencies of pediatric nursing and nursing students. Materials and Method: This cross-sectional analytical type study was conducted during the academic year of 2016-2017.There search was carried out with nurses working in children's clinics and students taking courses in child health and diseases nursing. Student information form, nurse information form, empathic tendency scale and parental participation scalewere used to collect the data. Results: It wasfound that nursing students and nurses had medium level of empathic tendency, students had higher empathic tendencies than nurses, and empathic tendency was higher in girl students. Students who did not have a chronic illness and who did not stay in the hospital for a long time were found to have significantly higher empathic tendency scores. Students reported more support for parental involvement and higher scores than nurses. There was a weak relationship between parental involvement and empathic tendency in the positive, while a weak relationship between age and parental involvement was found in the negative. A weak relationship was determined between nurses' working years and empathic tendencies on the negative side. Conclusion: The empathic tendency and parental involvement levels of the students were better than the nurses, as the empathic tendency increases, the level of support for parental involvement increases.Öğe Çocukların Bilgisayar Oyun Bağımlılıkları: Kronotip Uyku(2022) Dağ, Yeliz Suna; Yayan, Emriye Hilal; Yayan, Yakup ÖmürAmaç: Günümüzde teknolojik gelişmelerle beraber özellikle çocuk ve ergenlerde bilgisayar kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. Bu çalışma, çocukların bilgisayar oyun bağımlılıklarının kronotip uyku durumlarına etkisini incelemek amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız 1 Ocak-31 Mayıs 2020 tarihleri arasında 109 ebeveyn ve çocuk üzerinde yapıldı. Araştırmada ‘‘çocuk bilgi formu’’, ‘‘çocuklar için bilgisayar oyun bağımlılığı ölçeği’’ ve ‘‘çocukluk dönemi kronotip anketi’’ kullanıldı. Veriler, bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t-testi ve korelasyon ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışma kapsamına alınan çocukların %50,5’inin kız olduğu ve yaş ortalamalarının 9,20±1,45 olduğu belirlendi. Çocukların %94,4’ünün bilgisayar oyun bağımlılığı için riskli grupta oldukları ve %2,8’inin sabahçı tip, %8,3’ünün ara tip, %89’unun ise akşamcı tip kronotipe sahip olduğu belirlendi. Annelerin çalışma durumları ile bilgisayar oyun ölçeğinin bilgisayar oyununu hayalinde yaşatma ve gerçek hayatla ilişkilendirme alt boyutunun, çocuğun bilgisayar/tablette zaman geçirme durumları ile bilgisayar oyun ölçeğinin bilgisayar oyunu oynamaktan dolayı görevleri aksatma alt boyutunun puanları arasında önemli fark olduğu belirlendi (p<0,05). Çocukların uyku toplam puanları ile bilgisayar oyun bağımlılığının bazı alt boyutları ve toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu belirlendi. Sonuç: Araştırmamızda çocukların büyük bir kısmının akşamcı tip kronotipe sahip oldukları ve bilgisayar oyun bağımlılığı için riskli grupta oldukları belirlenmiştir. Bu doğrultuda çocukların bilgisayar kullanımları ile uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe COVİD-19 Sürecinde Çocukların Oyun Bağımlılığı Düzeylerinin Uyku ve Akademik Başarılarına Etkisi(2021) Dağ, Yeliz Suna; Yayan, Yakup Ömür; Yayan, Emriye HilalÖz: Amaç: Bu araştırma çocukların oyun bağımlılığı düzeylerinin uyku ve akademik başarılarına etkisini incelemekamacı ile yapıldı.Yöntem: Araştırma 123 ebeveyn ve çocukla yapıldı. Araştırmada ‘ Ebeveyn ve Çocuk Bilgi Formu’ Çocuklar İçinDijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanıldı.Bulgular: Çalışma kapsamına alınan çocukların %52’sinin kız, yaş ortalamalarının 10.21±1.30 ve çoğunluklaakademik başarılarının iyi olduğu saptanmıştır. Çocukların %92’sinin dijital oyun bağımlılığı için riskli gruptaoldukları ve tamamının uyku sorunu yaşadığı bulunmuştur. Evde bilgisayar/tablet bulunması, çocuklarınbilgisayar/tablette geçirdikleri süre ve bilgisayar/tablette zaman geçirmelerine izin verilme durumlarının çocuklarınuykularını etkilediği belirlenmiştir. Çocukların akademik başarılarının uyku süreleri ile aralarında pozitif ilişki ve oyunbağımlılığı toplam puanı ve alt boyutları ile negatif ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca dijital oyun bağımlılığı ölçeğive alt boyutlarının uyku kaygısı, gece uyanmaları, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku ölçeği toplampuanlarını pozitif yönde etkilediği belirlenmiştir.Sonuç: Araştırmamızda çocukların dijital oyun bağımlılığı için riskli grupta oldukları ve uyku sorunu yaşadıklarıbelirlenmiştir. Bu doğrultuda çocukların teknoloji kullanımları ile uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlıkverilmesi önerilmektedir.Öğe The effect of bath on feeding, pain and physiological parameters of newborns(2023) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Akcan, Kübra; Memiş, Sedef SevalAim: This study was conducted to examine the effect of bath on the nutrition, pain and physiological parameters of newborns. Methods: This study was carried out with 100 randomly selected newborn with pain score 3 and above. The physiological parameters of the newborns, which were included in our study before the bath, 15 minutes (mins) after the bath, 30 mins and 60 mins, were examined the levels of nutrition and pain. Physiological measurements of newborns are recorded with the Newborn Follow-up Form and Neonatal Infant Pain Scale. In the analysis of the data, descriptive statistics analysis of variance and Bonferroni analysis were used. Results: It was found that newborns' pain scores before and after the bath were gradually decreased within the first hour, according to repeated measurements of nutrition, the amount of nutrition of the newborn increased and the increase was at 30-60 mins after the bath. In addition, it was found that body temperature and saturations increased in the 30th and 60th mins of newborns after the bath and their pulse decreased in all measurements compared to the before bath (p?0.05). Conclusion: It was determined that the bathroom reduces the pain of newborns and increases the amount of nutrition in newborn intensive care units. In repeated measurements, it was found that the bathroom had positive effects on the physiological parameters of newborns. Nurses play an active role in reducing the pain of newborn babies and increasing their nutrition. Therefore, nurses should establish evidence-based methods, guidelines and protocols for bathing newbornsÖğe HEMŞİRELERİN SURİYELİ SIĞINMACI ÇOCUKLARA BAKIM VERİRKEN YAŞADIĞI GÜÇLÜKLER(2021) Zengin, Mürşide; DÜKEN, Mehmet Emin; Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz SunaBu araştırma çocuk servislerinde çalışan hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken karşılaştıkları güçlüklerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma betimsel tasarımda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Türkiye’nin doğusunda bulunan iki farklı ilin çocuk servislerinde çalışan ve daha önce Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım vermiş 125 hemşire aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında; hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, çalıştığı birim ve meslekte çalışma yılını içeren kişisel bilgi formu ile Suriyeli çocuklara bakım verirken yaşanan güçlükler ve farklılıklara yönelik açık uçlu anket sorularından oluşan standart bir form kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, nitel verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırmada hemşirelerin yaş ortalaması 28,04±5,26 ve meslekte çalışma yılı ortalamaları 5,47±4,66’tür. Hemşirelerin %55,2’sinin kadın olduğu, %76,8’inin lisans düzeyinde eğitim aldığı saptanmıştır. Nitel verilerin analizi sonucunda ana ve alt temalar belirlenmiştir. Araştırmada belirlenen üç ana tema; (1) iletişim güçlükleri, (2) tedavi ve bakım uygulamalarına yönelik sorunlar ve (3) kültürel farklılıklar olarak saptanmıştır. Araştırmanın sonucunda hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken çeşitli güçlükler yaşadığı belirlenmiştir. Yaşanan sorunların çözümü için hemşirelerin Suriyeli hastalara bakım verirken kültürel farklılıkları göz önünde bulundurmaları, iletişim güçlüklerinin ortadan kaldırılması için de kurumsal adımların atılması önerilmektedir.Öğe HEMŞİRELERİN SURİYELİ SIĞINMACI ÇOCUKLARA BAKIM VERİRKEN YAŞADIĞI GÜÇLÜKLER(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Düken, Mehmet Emin; Zengin, MürşideÖz: Bu araştırma çocuk servislerinde çalışan hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken karşılaştıkları güçlüklerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma betimsel tasarımda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Türkiye’nin doğusunda bulunan iki farklı ilin çocuk servislerinde çalışan ve daha önce Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım vermiş 125 hemşire aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında; hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, çalıştığı birim ve meslekte çalışma yılınıiçeren kişisel bilgi formu ileSuriyeli çocuklara bakım verirken yaşanan güçlükler ve farklılıklara yönelik açık uçlu anket sorularından oluşan standart bir form kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, nitel verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırmada hemşirelerin yaş ortalaması 28,04±5,26 ve meslekte çalışma yılı ortalamaları 5,47±4,66’tür. Hemşirelerin %55,2’sinin kadın olduğu, %76,8’inin lisans düzeyinde eğitim aldığı saptanmıştır. Nitel verilerin analizi sonucunda ana ve alt temalar belirlenmiştir. Araştırmada belirlenen üç ana tema; (1) iletişim güçlükleri, (2) tedavi ve bakım uygulamalarına yönelik sorunlar ve (3) kültürel farklılıklar olarak saptanmıştır. Araştırmanın sonucunda hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken çeşitli güçlükler yaşadığı belirlenmiştir. Yaşanan sorunların çözümü için hemşirelerin Suriyeli hastalara bakım verirken kültürel farklılıkları gözönünde bulundurmaları, iletişim güçlüklerinin ortadan kaldırılması için de kurumsal adımların atılması önerilmektedir.Öğe KRONİK HASTALIKLIĞI OLAN ÇOCUKLAR: HASTANEDE UYKU KALİTESİ(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Düken, Mehmet EminBu araştırma hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku alışkanlıklarını incelemek amacıyla yapıldı. Araştırma 1 Ocak 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin pediatri kliniklerinde en az bir hafta yatan 360 çocukla yapılmıştır. Araştırmada ‘Çocuk Bilgi Formu’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t testi ve korelasyon ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamına alınan çocukların %46,9’nun kız, %53.1’inin erkek ve yaş ortalamalarının 7.52±4.22 olduğu belirlenmiştir. Çocukların %68.6’ sının daha önce hastaneye yattığı, %45.6’sının kronik hastalığa sahip olduğu ve %95,8’inde uyku sorunu olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan çocukların daha önce hastaneye yatma ve kronik hastalığa sahip olma durumları ile uyku alışkanlıkları alt boyutları ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında önemli fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocukların yaşı ile yatma zamanı, uyku kaygısı, gece uyanmaları, uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında negatif ilişki, hastanede yatış günleri ile uykuya dalmanın gecikmesi, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu bulunmuştur. Hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku sorunları yaşayabildikleri belirlenmiştir. Çocukların önceki hastane deneyimlerinin ve kronik hastalığa sahip olma durumlarının uyku alışkanlıklarını etkileyebileceği saptanmıştır. Bu doğrultuda pediatri hemşirelerinin hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe KRONİK HASTALIKLIĞI OLAN ÇOCUKLAR: HASTANEDE UYKU KALİTESİ(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Düken, Mehmet EminÖz: Bu araştırma hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku alışkanlıklarını incelemek amacıyla yapıldı. Araştırma 1 Ocak 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin pediatri kliniklerinde en az bir hafta yatan 360 çocukla yapılmıştır. Araştırmada ‘Çocuk Bilgi Formu’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t testi ve korelasyon ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamına alınan çocukların %46,9’nun kız, %53.1’inin erkek ve yaş ortalamalarının 7.52±4.22 olduğu belirlenmiştir. Çocukların %68.6’ sının daha önce hastaneye yattığı, %45.6’sının kronik hastalığa sahip olduğu ve %95,8’inde uyku sorunu olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan çocukların daha önce hastaneye yatma ve kronik hastalığa sahip olma durumları ile uyku alışkanlıkları alt boyutları ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında önemli fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocukların yaşı ile yatma zamanı, uyku kaygısı, gece uyanmaları, uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında negatif ilişki, hastanede yatış günleri ile uykuya dalmanın gecikmesi, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu bulunmuştur. Hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku sorunları yaşayabildikleri belirlenmiştir. Çocukların önceki hastane deneyimlerinin ve kronik hastalığa sahip olma durumlarının uyku alışkanlıklarını etkileyebileceği saptanmıştır. Bu doğrultuda pediatri hemşirelerinin hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe PEDİATRİ HEMŞİRELERİNİN ALTERNATİF/TAMAMLAYICI TEDAVİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN BİLGİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ(2019) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz SunaÖz: Bu araştırma pediatri hemşirelerinin alternatif/tamamlayıcı tedavi yöntemlerine (TAT) ilişkin bilgi düzeylerini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Tanımlayıcı tipte olan araştırmamız 01.03.2018- 31.05.2018 tarihleri arasında araştırmaya katılmayı kabul eden 112 hemşire ile anket formu kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmamıza katılan hemşirelerin TAT ile ilgili olarak %69.6’sı hastalarının kullandığı yöntemleri bilmediğini, %35.7’si bilgiyi internetten edindiklerini, %93.8’i eğitim süreçlerinde yer almadığını, %64.3’ü mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Hemşirelerin %36.6’sının akupuntur, %37.5’inin müzik terapi, %49.1’inin bitkisel tedaviler, %33.9’u masaj ve meditasyon yöntemi ile ilgili bilgiye sahip iken; %59.8’i aromaterapi %55.4’ü biyotedavi, %86.6’sı ayurveda, %79.5’i hipnoterapi %30.4’ü diyet desteği, %73.2’si refleksoloji, %83.9’u reiki, %54.5’i renklerle terapi, %84.8’i aleksandır tekniği ile ilgili bilgilerinin olmadığını belirtmiştir. Çalışmamızda elde edilen sonuçlara göre pediatri hemşirelerinin çocuk ve ebeveynlerinin alternatif/tamamlayıcı tedavi yöntemlerini kullanma durumları ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve hemşirelerin bu tedavi yöntemleri ile ilgili eğitimlerle desteklenmesi gerektiği belirlenmiştir.Öğe PEDİATRİ HEMŞİRELERİNİN ALTERNATİF/TAMAMLAYICI TEDAVİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN BİLGİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ(2019) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz SunaBu araştırma pediatri hemşirelerinin alternatif/tamamlayıcı tedavi yöntemlerine (TAT) ilişkin bilgi düzeylerini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Tanımlayıcı tipte olan araştırmamız 01.03.2018- 31.05.2018 tarihleri arasında araştırmaya katılmayı kabul eden 112 hemşire ile anket formu kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmamıza katılan hemşirelerin TAT ile ilgili olarak %69.6’sı hastalarının kullandığı yöntemleri bilmediğini, %35.7’si bilgiyi internetten edindiklerini, %93.8’i eğitim süreçlerinde yer almadığını, %64.3’ü mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Hemşirelerin %36.6’sının akupuntur, %37.5’inin müzik terapi, %49.1’inin bitkisel tedaviler, %33.9’u masaj ve meditasyon yöntemi ile ilgili bilgiye sahip iken; %59.8’i aromaterapi %55.4’ü biyotedavi, %86.6’sı ayurveda, %79.5’i hipnoterapi %30.4’ü diyet desteği, %73.2’si refleksoloji, %83.9’u reiki, %54.5’i renklerle terapi, %84.8’i aleksandır tekniği ile ilgili bilgilerinin olmadığını belirtmiştir. Çalışmamızda elde edilen sonuçlara göre pediatri hemşirelerinin çocuk ve ebeveynlerinin alternatif/tamamlayıcı tedavi yöntemlerini kullanma durumları ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve hemşirelerin bu tedavi yöntemleri ile ilgili eğitimlerle desteklenmesi gerektiği belirlenmiştir.Öğe PEDİATRİ HEMŞİRELERİNİN EBEVEYN OLDUKTAN SONRA MESLEKİ YAKLAŞIMLARI: KALİTATİF ÇALIŞMA(2020) Yayan, Emriye Hilal; Çelebioğlu, Ayda; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Uruç, SevgiÖz: Amaç: Bu araştırma pediatri hemşirelerinin ebeveyn olduktan sonra mesleki yaklaşımlarını belirlemeye yönelik nitel bir çalışmadır. Yöntem: Araştırmaya pediatri servisinde çalışmaya başladığında çocuk sahibi olmayan ve çalışırken çocuk sahibi olan 25 hemşire dahil edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formu; kişisel bilgiler, klinik ortam, hemşirelerin ebeveyn olduktan sonra ebeveynlere ve çocuklara karşı tutumları, hemşirelik girişim ve uygulamaları, hemşirelik rolleri olmak üzere 6 bölümü içeren sorulardan oluşmuştur. Verilerin çözümlenmesinde betimsel çözümleme tekniği kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin %92’sinin kadın ve lisans mezunu olduğu, yaş ortalamalarının 33.00±4.89, pediatri kliniğinde çalışma yılı ortalamalarının 8.88±4.25, sahip oldukları çocuk sayısı ortalamalarının 1.60±.50 olduğu belirlenmiştir. Verilerin analizi sonucunda empati, hemşirelik rollerinde değişim, duygusallık ve ebeveynle paylaşım temaları ortaya çıkmıştır. Sonuç: Hemşirelerin, ebeveyn olduktan sonra hemşirelik girişim ve uygulamalarında çocuk ve ebeveynlerine karşı daha empatik yaklaştıkları ve rollerinde ise eğitici, savunucu ve danışmanlık rollerini üstlendikleri söylenebilir.Öğe Simülasyon eğitiminin pediatri dersi alan hemşirelik öğrencilerinin klinik becerilerine etkisi(2023) Dağ, Yeliz Suna; Yayan, Emriye Hilal; Yıldırım, Maksude; Sülün, Ayşe ArıcıoğluAmaç: Bu araştırma simülasyon eğitiminin pediatri dersi alan hemşirelik öğrencilerinin klinik becerilerine etkisini incelemek amacı ile yapılmıştır.Yöntem: Araştırmamız 2020- 2021 Eğitim-Öğretim yılında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği dersini alan 240 öğrenci ile yapıldı. Çalışmada Öğrenci Bilgi Formu, Simülasyon Tasarım Ölçeği ve Öğrenmede Öğrenci Memnuniyeti ve Özgüven Ölçeği kullanıldı. Veriler bilgisayar ortamında tanımlayıcı istatistikler, ortalama ve ki kare ile değerlendirildi. Bulgular: Araştırmamıza katılan öğrencilerin %57.5’inin kadın, yaş ortalamalarının 21.70±1.64 olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin % 59.6’sının aldıkları hemşirelik eğitiminden memnun oldukları, %65.8’inin verilen teorik eğitimin, %53.3’ünün klinik uygulama eğitiminin yeterli olduğunu, ancak %40’ının klinik uygulamalarda sorun yaşadıklarını ve genel olarak heyecan, merak, kaygı ve korku hissettikleri belirlenmiştir. Ayrıca simülasyon eğitimi sonucunda öğrencilerin simülasyon tasarım ölçeği ile öğrenmede öğrenci memnuniyeti ve özgüven ölçeği puanlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlar: Araştırmamızda öğrencilerin aldıkları hemşirelik eğitimlerinden (teorik/uygulama) memnun oldukları ancak klinik ortamda sorun yaşayabildikleri tespit edilmiş olup simülasyon eğitimi sonucunda öğrencilerin simülasyon tasarım ölçeği ile öğrenmede öğrenci memnuniyeti ve özgüven ölçeği puanlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu doğrultuda öğrencilerin öğrenme süreçlerinde simülasyona dayalı eğitimlerle desteklenmesi önerilmektedir.Öğe Suriyeli Sığınmacıların Sosyo-Kültürel Farklılıklarının Sağlık Hizmetlerine Yansıması(2021) Zengin, Mürşide; Yayan, Emriye Hilal; Düken, Mehmet Emin; Dağ, Yeliz SunaAmaç: Bu çalışma Suriyeli sığınmacı hastaların sağlık hizmeti alırken kültürel farklılıklarıyla ilişkili deneyimlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Gereç Yöntem: Çalışma betimsel tasarımda uygulanmıştır. Araştırmanın verileri açık uçlu sorulardan oluşan anket formu kullanılarak Suriyeli hastalar aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Açık uçlu anket sorularına verilen cevaplar metin haline dönüştürülmüş, tekrar eden ifadeler birleştirilerek ana başlıklar belirlenmiştir. Bulgular: Katılımcıların çoğunluğu iki ülke arasındaki kültürel farklılığın orta düzeyde ya da oldukça fazla olduğunu belirtmiştir. Çalışmada Suriyeli hastaların kültürel farklılıklara yönelik görüşleri beş ana başlık altında kategorize edilmiştir. Bunlar; iletişim, tedavi uygulamaları, bakım uygulamaları, aile ilişkileri ve çocuk yetiştirme davranışlarına yönelik farklılıklar olarak sınıflandırılmıştır. Sonuç: Çalışmada Suriyeli hastaların sağlık hizmeti alırken başta farklı dillerin konuşulması olmak üzere kültürel farklılıklardan dolayı sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. Suriyeli sığınmacı hastaların yaşadığı sorunların asgari düzeye indirilebilmesi için bu hastalara kültürel farklılıkları gözeterek sağlık hizmetinin sunulması önerilmektedir.Öğe Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Bebeği Yatan Ebeveynlerin Stres Düzeylerinin Belirlenmesi(2019) Yayan, Emriye Hilal; Özdemir, Mikail; Düken, Mehmet Emin; Dağ, Yeliz SunaÖz: Bu araştırmanın amacı yenidoğan yoğun bakımda bebeği yatan ebeveynlerin stres düzeylerinin incelenmesidir. Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel tipte bir araştırmadır. Araştırmanın verileri “Ebeveyn Bilgi Formu” ve “YYBÜ Anne-Baba Stres Ölçeği” veri toplama araçları ile yüz yüze görüşme ile toplanmıştır. Araştırmaya bebeği YYBÜ yatmakta olan 160 ebeveyn katılmıştır. Araştırmaya katılan ebeveynlerin %70 anne ve %30'u babalardan oluşmaktadır. Ebeveynlerin Stres Ölçeği ve alt boyut puan ortalaması ile kilosu ve doğum haftası arasında ve Ebeveynin yaşı ile anne baba rolü arasında negatif yönde ilişki tespit edilmiştir. Ebeveynlerin bebeklerini günlük görme süreleri ile görünüm ve davranışlar alt boyutu arasında negatif yönde zayıf bir ilişki saptanmıştır. Bebeklerine ilk dokunma zamanı ile görüntü ve sesler arasında ve bebeklerini ilk besleme zamanı ile anne baba rolü arasında pozitif yönde zayıf ilişki bulunmuştur. Bebeğin doğum kilosunun, haftasının ve bebeği görme süresinin ebeveyn stresinin önemli bir yordayıcısı olduğu söylenebilir. Bebeğin doğum kilosu ve haftasının düşük olması ebeveynlerin stresini artırırken, bebekleri ile etkileşime geçmeleri streslerini azaltmaktadır.Öğe Yenidoğanlarda banyo ve masajın hiperbilirübinemiye etkisinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2017) Dağ, Yeliz SunaAmaç: Araştırma yenidoğanlarda banyo ve masajın hiperbilirübinemi üzerine etkisini araştırmak amacıyla yapıldı. Materyal ve Metot: Araştırma 1 Mart 2017-31 Ağustos 2017 tarihleri arasında İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde fototerapi alan yenidoğanlarda deneysel olarak yapıldı. Bebeklere masaj (n: 35), küvet banyo (n: 35) ve silme banyo (n: 35) araştırmacı tarafından yapıldı. Kontrol grubundaki bebeklere (n: 35) rutin klinik uygulamaları dışında herhangi bir girişim yapılmadı. Uygulamalardan önce ve 6, 12 saat sonra bebeklerin total bilirübin değeri non invaziv bilirübin cihazı ile ölçüldü. Veriler "Yenidoğan Takip Formu'na'' araştırmacı tarafından kaydedildi. Verileri değerlendirmede yüzdelik, ANOVA, ki kare testi kullanıldı. Bulgular: Çalışma kapsamına alınan masaj, silme, küvet banyo ve kontrol gruplarına göre bilirübin düzeyi ve fototerapi alma süreleri puan ortalamaları arasında anlamlı fark olduğu belirlendi (p=0.000). Yenidoğanlarda yapılan masaj, silme ve küvet banyo uygulamalarının bilirübin seviyesini düşürmede ve fototerapi alma sürelerini azaltmada etkili olduğu bulundu. Sonuç: Çalışmada fototerapi alan yenidoğanlarda yapılan masaj, silme ve küvet banyo uygulamalarının bilirubin seviyesini düşürmede ve fototerapi alma sürelerini azaltmada etkili olduğu bulundu. Yapılan uygulamaların pozitif etkilerinden dolayı yenidoğan bakımında kullanılabileceği düşünüldü.