Yazar "Dağgez, Cihat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Pelvis kırıklarının cerrahi tedavisinde uzun dönem sonuçlarımız(İnönü Üniversitesi, 2014) Dağgez, CihatBu çalışmamızda major pelvis kırığı olan hastalarımızın uzun dönem sonuçlarını inceleyip elde ettiğimiz verileri değerlendirdik. 2000-2012 yılları arasında kliniğimizde tedavi edilen 393 hastanın verilerine ulaşıldı. Ulaşılan hastalardan erişkin ve cerrahi tedavi uyguladığımız pelvis kırıklı hastaların sayısı 121 olarak saptandı. Hastaların demografik bilgileri, yaralanma mekanizmaları, uygulanan tedavi şekli, hastanede yatış süreleri gibi bilgileri hasta dosyalarından elde edildi. Hastaların adres ve telefon bilgilerini dosyalarından aldıktan sonra hastalar son muayeneleri için ortopedi polikliniğine davet edildi. Kontrole gelen hastaların ortopedik muayeneleri yapıldı, arşivden son kontrol filmleri toplandı. Sonrasında her hasta için önceden hazırlanan pelvis kırıklı hasta bilgi formu dolduruldu. Hannover skorlama (HS)metodu ile hastaların verileri çok iyi, iyi, orta ve kötü olarak değerlendirildi. Verilerin istatistiksel analizinde 121 hastadan 86' si erkek, 35'i kadın idi. En sık etyoloji trafik kazaları, ikinci sıklıkta ise yüksekten düşmelerdi. Hastaların 10'unda OTA Tip A, 96 'sında OTA Tip B, 15'inde ise OTA Tip C kırık mevcuttu. En sık kırık tipi 29 hastada (%24) OTA Tip B1-2 saptandı. Tüm hastaların tedavi metotları ayrıntılı not edilerek internal tespit, eksternal tespit, internal ve eksternal tespit olarak üç ana sınıfa ayrıldı. Uygulanan cerrahi yöntemler de ayrıntılı analiz edildi. Hannover Skorlamasına bakıldığında 52 hasta (% 43,0) çok iyi, 54 hasta (% 44,6) iyi, 15 hasta (% 12,4) makul olarak değerlendirildi. Kötü sonuç saptanmadı. Yüksek enerjili travmalar sonucu gelişen pelvis kırıklarında anotomik yapılara yakınlık nedeniyle nörovasküler ve ürogenital komplikasyonlar sık görülür. Günümüzde radyolojik ve cerrahi ekipmanların geliştirilmesiyle hastaların beklenen yaşam süresi artmıştır. Morbiditenin azaltılması hedef alındığında konservatif tedavidense cerrahi tedavi gerekli hale gelmiştir. Bu tez çalışmasında bölgemizde pelvis kırığı alanında referans sağlık merkezi olmamız nedeniyle cerrahi tedavi ettiğimiz hastalarımızın sonuçlarını paylaşmak istedik. Sonuçlarımız da göstermiştir ki cerrahi tedavinin fonksiyonel sonuçları oldukça başarılıdır. Uygun cerrahi tedavinin artık çoğu pelvis kırığında seçenek değil de ilk tedavi olduğunu düşünüyoruz.Öğe Üst ekstremite kitleleri olan hastalarımızın prevelans çalışması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Mirel, M. Efe; Ertem, Kadir; Elmalı, Nurzat; Karakaplan, Mustafa; Aydın, N. Engin; Şahin, Nurhan; Dağgez, Cihat; Yoloğlu, SaimAmaç: Üst ekstremite yerleşimli yumuşak doku ve kemik tümörleri çoğu kez benign karakterdedir. Tanı ve tedavileri büyük özen ve dikkat gerektiren bu lezyonlarla ilgili çalışmaların bir çoğu geriye dönük incelemeler ve küçük olgu serilerinden oluşur. Burada sunulan çalışmada üst ekstremite yerleşimli tümörlerin yaş ve cinsiyet ilişkileri, kitle lokalizasyonu, klinik ön tanı, patolojik tanı ve bu tanıların final tanıyla uyumlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda 2000-2011 tarihleri arasında cerrahi olarak tedavi edilen 125 üst eksremite kitlesi olan olgu dosya kayıtlarından retrospektif olarak incelendi. Bu 125 olgunun 52’si erkek (%41,6), 73’ü kadındı (%58,4). Bu olguların yaş ortalaması 36,8 (7-85 yaş) olarak tespit edildi. Bulgular: Üst ekstremite kitle lezyonlarının %96,8’i benign karakterde, %3,2'si ise malign karakterde olarak rapor edilmiştir. . Kitle lokalizasyonu olarak değerlendirildiğinde olguların %28'ini ganglion, %11,2'sini enkondrom, %5,6’sını tendon kılıfının dev hücreli tümörü ve %5,6’sını da lipomun oluşturduğu görüldü. Klinik ön tanılarımızın daha çok sık karşılaşılan tümörlerde, patolojik tanı ile %60,8 oranında uyum sağladığı görülmüştür. Sonuç: Üst ekstremite tümörlerinin çoğunun tanısı, basit bir fizik muayene ve konvansiyonel radyolojik işlemle konulabilir. Üst ekstremite yerleşimli kitlelerin tedavisinde temel tümör ve el cerrahisi kurallarına uymak gerekir. Klinik ve radyolojik bulgular benign tümörü doğrularsa birçoğunda eksizyonel biyopsi yapılabilir. Baz olgularda da rekonstrüktif girişimler gerekebilir. Malign tümörlerde tedavi mutlaka multidisipliner yaklaşımla planlanmalıdır.Öğe Üst Ekstremite Kitleleri Olan Hastalarımızın Prevelans Çalışması(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2013) Mirel, M. Efe; Ertem, Kadir; Elmalı, Nurzat; Karakaplan, Mustafa; Aydın, N. Engin; Şahin, Nurhan; Dağgez, Cihat; Yoloğlu, SaimÖz: Amaç: Üst ekstremite yerleşimli yumuşak doku ve kemik tümörleri çoğu kez benign karakterdedir. Tanı ve tedavileri büyük özen ve dikkat gerektiren bu lezyonlarla ilgili çalışmaların bir çoğu geriye dönük incelemeler ve küçük olgu serilerinden oluşur. Burada sunulan çalışmada üst ekstremite yerleşimli tümörlerin yaş ve cinsiyet ilişkileri, kitle lokalizasyonu, klinik ön tanı, patolojik tanı ve bu tanıların final tanıyla uyumlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda 2000-2011 tarihleri arasında cerrahi olarak tedavi edilen 125 üst eksremite kitlesi olan olgu dosya kayıtlarından retrospektif olarak incelendi. Bu 125 olgunun 52'si erkek (%41,6), 73'ü kadındı (%58,4). Bu olguların yaş ortalaması 36,8 (7-85 yaş) olarak tespit edildi. Bulgular: Üst ekstremite kitle lezyonlarının %96,8'i benign karakterde, %3,2'si ise malign karakterde olarak rapor edilmiştir. . Kitle lokalizasyonu olarak değerlendirildiğinde olguların %28'ini ganglion, %11,2'sini enkondrom, %5,6'sını tendon kılıfının dev hücreli tümörü ve %5,6'sını da lipomun oluşturduğu görüldü. Klinik ön tanılarımızın daha çok sık karşılaşılan tümörlerde, patolojik tanı ile %60,8 oranında uyum sağladığı görülmüştür. Sonuç: Üst ekstremite tümörlerinin çoğunun tanısı, basit bir fizik muayene ve konvansiyonel radyolojik işlemle konulabilir. Üst ekstremite yerleşimli kitlelerin tedavisinde temel tümör ve el cerrahisi kurallarına uymak gerekir. Klinik ve radyolojik bulgular benign tümörü doğrularsa birçoğunda eksizyonel biyopsi yapılabilir. Baz olgularda da rekonstrüktif girişimler gerekebilir. Malign tümörlerde tedavi mutlaka multidisipliner yaklaşımla planlanmalıdır.Öğe Üst Ekstremite Kitleleri Olan Hastalarımızın Prevelans Çalışması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Mirel, M. Efe; Ertem, Kadir; Elmalı, Nurzat; Karakaplan, Mustafa; Aydın, N. Engin; Şahin, Nurhan; Dağgez, Cihat; Yoloğlu, SaimAmaç: Üst ekstremite yerleşimli yumuşak doku ve kemik tümörleri çoğu kez benign karakterdedir. Tanı ve tedavileri büyük özen ve dikkat gerektiren bu lezyonlarla ilgili çalışmaların bir çoğu geriye dönük incelemeler ve küçük olgu serilerinden oluşur. Burada sunulan çalışmada üst ekstremite yerleşimli tümörlerin yaş ve cinsiyet ilişkileri, kitle lokalizasyonu, klinik ön tanı, patolojik tanı ve bu tanıların final tanıyla uyumlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda 2000-2011 tarihleri arasında cerrahi olarak tedavi edilen 125 üst eksremite kitlesi olan olgu dosya kayıtlarından retrospektif olarak incelendi. Bu 125 olgunun 52’si erkek (%41,6), 73’ü kadındı (%58,4). Bu olguların yaş ortalaması 36,8 (7-85 yaş) olarak tespit edildi. Bulgular: Üst ekstremite kitle lezyonlarının %96,8’i benign karakterde, %3,2'si ise malign karakterde olarak rapor edilmiştir. . Kitle lokalizasyonu olarak değerlendirildiğinde olguların %28'ini ganglion, %11,2'sini enkondrom, %5,6’sını tendon kılıfının dev hücreli tümörü ve %5,6’sını da lipomun oluşturduğu görüldü. Klinik ön tanılarımızın daha çok sık karşılaşılan tümörlerde, patolojik tanı ile %60,8 oranında uyum sağladığı görülmüştür. Sonuç: Üst ekstremite tümörlerinin çoğunun tanısı, basit bir fizik muayene ve konvansiyonel radyolojik işlemle konulabilir. Üst ekstremite yerleşimli kitlelerin tedavisinde temel tümör ve el cerrahisi kurallarına uymak gerekir. Klinik ve radyolojik bulgular benign tümörü doğrularsa birçoğunda eksizyonel biyopsi yapılabilir. Baz olgularda da rekonstrüktif girişimler gerekebilir. Malign tümörlerde tedavi mutlaka multidisipliner yaklaşımla planlanmalıdır.