Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Demir, İsmail" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    1992 petrol kirliliği zararının tazmini için bir uluslararası fonun kurulması ile ilgili uluslararası sözleşme’de 2003 tarihli protokol ile kabul edilen değişiklikler
    (İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2012) Demir, İsmail
    Bu makalenin gayesi, 1992 Petrol Kirliliği Zararının Tazmini İçin Bir Uluslararası Fonun Kurulması İle İlgili Uluslararası Sözleşme’de 2003 Tarihli Protokol (Protokol) ile kabul edilen değişikliklere dair temel bilgileri vermek ve Protokol’ün milletlerarası petrol kirliliği tazmin rejimi üzerindeki etkilerini ortaya koymaktır. Çalışmada, Protokol’ün milletlerarası petrol kirliliği tazmin rejimini güçlendirmesine karşılık, rejimin sorunlarına kalıcı çözümler getirmediği tespit edilmiştir. Tamamlayıcı Fon’un sadece petrol endüstrisi tarafından finanse edilmesi, rejimin özünü oluşturan katkılar arasındaki dengeyi bozmuştur. STOPIA ve TOPIA tip sözleşmelerinin ihdası, bozulan dengenin gönüllülük temelinde yeniden tesis edilmesi arayışının bir sonucudur. Bu tip sözleşmeler, yeni ve ilginç bir yaklaşım sergilemekte iseler de milletlerarası deniz hukukunun gelişimine ters düşmektedirler. Milletlerarası petrol kirliliği tazmin rejiminin sorunlarına kalıcı ve esaslı çözümler getirilmesi için 1992 HSS ve 1992 FS’nin kapsamlı biçimde tadil edilmeleri gereklidir. Bu sözleşmelerin gelecekteki tadil çalışmalarında, kaynağına bakılmaksızın kirlenme zararları için tek bir tazmin rejimi kurulması görüşünün ve sınırsız sorumluluk fikrinin önemli bir destek bulacağı beklenmektedir. Belirtilen olumsuzluklarına rağmen Türkiye’nin Protokol’e taraf olmasında fayda bulunduğu değerlendirilmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bacillus thuringiensis cry IVA VE cry IVD genlerinin birlikte Baculovirus ekspresyon vektör sisteminde ifadesi
    (2000) Demırbag, Zihni; Kılıç, Ali Osman; Nalçacıoğlu, Remziye; Demir, İsmail
    Bu çalışmada, Bacillus thuringiensis subsp. israelensis'e ait insektisidal kristal proteinlerini kodlayan crylVA ve crylVD genlerinin baculovirüs ekspresyon vektör sisteminde ekspresyonları gerçekleştirildi. crylVA ve crylVD genlerinin kodlayan DNA bölgeleri elde edilerek çoğaltıldı. Bu genleri taşıyan DNA fragmanları birlikte Autographa californica nuklear polihedrozis virüsü (AcNPV, Baculovirüs) transfer plazmıdindeki polihedrin (polh) promotorunun önüne klonlandı. Transfer plazmidi yaban tip AcNPV DNA'sı ile birlikte Spodoptera frugiperda böcek hücre kültürüne transfekte edildi. Hücre içerisinde oluşan crylVA ve crylVD genlerine sahip rekombınant AcNPV'ler "plak" yöntemiyle seçilerek saflaştırıldı. Bu genlerin kodladığı proteinler poliakrilamid jel elektroforez yöntemiyle tespit edildi.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Efficacy of antiviral therapy in the treatment of peripheral facial paralysis: A tertiary institution experience
    (2023) Aydın, Şükrü; Demir, İsmail
    Aim: For the treatment of peripheral facial paralysis, the superiority of the use of steroid alone and the use of steroid + antiviral over each other has not been clarified in the liter ature. In this study, the efficacy of using steroid treatment alone and using a combination of steroid+antiviral treatment in patients we followed up with peripheral facial paralysis in our clinic was questioned retrospectively. It was aimed to clarify the efficacy and su periority of steroid alone and steroid+antiviral therapy in patients with peripheral facial paralysis. Materials and Methods: One hundred and ten patients who received only steroids and 62 patients who received combination therapy were included in the study. Age, gender, regular drug use, smoking, previous history of facial paralysis, comorbid diseases, initial stage of the disease (House-Brackman/HB staging), treatment protocol and response to treatment were recorded from the files examined. Patients with HB stage ?2 at the 6th month follow-up were considered to have responded well or completely to the treatment. Results: When the group receiving only steroid treatment and the group receiving steroid + antiviral treatment were compared in terms of age, chronic drug use, gender, and previous facial paralysis, no statistically significant difference was observed. The groups were compared in terms of response to treatment, 88.2% improvement was observed in the steroid group (HB stage ?2), and 91.9% improvement was observed in the combined treatment group. No statistically significant difference was observed (p=0.605). Conclusion: For the treatment of peripheral facial paralysis, the superiority of steroid use alone and combined antiviral + steroid use has not been proven. In the light of the literature, it is recommended that the patient be treated with steroids at the earliest stage.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hukuki sorumluluk ve tazminat esasları açısından deniz çevresinin petrol ve değer zararlı maddelerle kirlenmesinde acil durumlarda müdahale ve zararların tazmini esaslarına dair kanunun değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2011) Demir, İsmail
    Adından da anlaşılacağı üzere “Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun”, hem kirlenmeye karşı acil durumlarda müdahale, hem de oluşan zararlar dolayısıyla hukuki sorumluluk ve tazminat esaslarını düzenlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmamızda, öncelikle denizlerin gemiler tarafından kirletilmesi sebebiyle hukuki sorumluluğa dair mevzuat ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bilahare, Kanun’un hukuki sorumluluk ve tazminat hükümleri, ayrıntılı olarak incelenmiştir. Kanun’un, 1992 HSS ve 1992 FS’lerinin bir uygulama kanunu olmadığı saptanmıştır. Keza, Kanun, müstakil ve kendine özgü bir hukuki sorumluluk sistemi oluşturmamıştır. Kanun’un asıl hareket noktası ve odağındaki konu, acil müdahale ve hazırlıklı olmadır. Hukuki sorumluluk ve tazminat meselelerinin acil müdahale ile birlikte düzenlenmesi isabetsiz bulunmuştur. İncelememizde Kanun’un uluslararası hukukla uyumlu olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, Kanun çok sayıda belirsiz hüküm içermektedir ve sistematiği bozuktur. Dolayısıyla, Kanun’un uygulanmasında bir hayli sorun yaşanacağı kuvvetle muhtemeldir. Sonuç olarak Kanun’un kapsamı, acil müdahale ile sınırlı tutulmalı ve denizlerin gemiler tarafından kirletilmesi sebebiyle hukuki sorumluluk ve tazminata dair hükümler Kanun’dan çıkartılmalıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Koklear implant kullanan çocuklarda dil gelişimi, motor becerisi ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2017) Demir, İsmail
    Doğuştan veya dil öncesi dönemde ortaya çıkan işitme kaybı, çocuğun dil gelişimini olumsuz yönde etkileyerek gelişiminin yaşıtlarından geride seyretmesine neden olabildiğinden ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediğinden koklear implant operasyonunun önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bu çalışmada Vineland Uyum Davranış Ölçeği ve Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği (ÇİYKÖ) uygulanarak koklear implantlı hastalaların yaşam kalitesi ve dil gelişiminin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı'nda Mayıs 2014 – Eylül 2015 tarihleri arasında koklear implantasyon operasyonu uygulanan 40 hasta incelendi. Koklear implant operasyonundan sonra cihazını düzenli olarak en az 1 yıl kullanıp, eğitimlerine düzenli devam eden hastalara operasyon öncesi ve operasyon sonrası 297 maddeden oluşan; iletişim, günlük yaşam, sosyalleşme ve motor becerileri olmak üzere dört alt alandan meydana gelen Vineland Uyum Davranış Ölçeği ve yaşam kalitelerinin belirlenmesi için 23 maddeden oluşan ÇİYKÖ uygulanmıştır. Bulgular: 3-15 yaş arasında koklear implant uygulanan toplam 40 kişi bu çalışmaya dahil edildi. Operasyon öncesi ve sonrası yaşam kalitesi verileri değerlendirildiğinde operasyon sonrası puanlarında anlamlı oranda artış saptandı. Vineland Uyum Davranış Ölçeği uyguladığımız hastalarımızın operasyon öncesine göre iletişim becerileri toplam puanında, yaşam becerileri toplam puanında ve motor becerileri toplam puanında anlamlı bir şekilde artış olduğunu görüldü. Sonuç: Koklear implantasyonun çocuklarda yaşam kalitesi üzerine pozitif etkisi olmakla birlikte hastaların ailelerinde operasyon öncesinde ve sonrasında bazı endişeler bulunmaktadır. Ebeveynlerin endişelerinin azaltılması için bu konu ile ilgili olarak daha ayrıntılı bilgilendirilme gerekebilir. Koklear implantasyonun çocukların alıcı ve ifade edici dil becerilerinin gelişmesine, yaşam kalitesinde artışa, kişilerarası iletişimlerinin güçlenmesine ve sosyalleşmelerine katkısı görülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kıyı ötesi (offshore) tesislerin sebep olduğu kirlenme zararları dolayısıyla hukuki sorumluluk ve tazminat meselesi üzerine değerlendirmeler
    (İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2015) Demir, İsmail
    Bu makalenin gayesi, kıyı ötesi tesislerce yürütülen petrol ve diğer deniz yatağı mineral kaynaklarının araştırılması ve işlenmesi faaliyetlerinden kaynaklanan sınır aşan kirlenme zararları dolayısıyla hukuki sorumluluk ve tazminat meselelerini incelemek ve çözüm önerilerini tespit etmektir. Çalışmada mesele, milletlerarası deniz hukuku çerçevesinde ele alınmıştır. Öncelikle sınır aşan kirlenme zararları sorunu ortaya konulmuştur. Bilahare, milletlerarası hukukta meseleye dair düzenlemeler ile IMO tarafından yürütülen çalışmalara temas edilmiştir. Meselenin iyi anlaşılması bakımından IMO Hukuk Komitesi müzakerelerine yer verilmiştir. Çalışmamızda meseleye dair milletlerarası hukukta ciddi boşlukların olduğu tespit edilmiştir. Sorunun çözümü hususunda en doğru yolun müstakil bir milletlerarası sözleşmenin geliştirilmesi olduğu, karşılıklı veya bölgesel bir sözleşme modeli ihdas edilmesinin yeterli olamayacağı sonucuna varılmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Metakaolin ve Uçucu Kül İçerikli Geopolimer Malzeme Üretiminde Termal Kür Prosesinin Optimizasyonu ve Karışım Dizayn Metodolojisinin Geliştirilmesi
    (2016) Kürklü, Gökhan; Görhan, Gökhan; Başpınar, Mustafa Serhat; Demir, İsmail
    Bu projede, puzolanik özelliklere sahip olan uçucu kül (UK) ve metakaolin (MK) malzemeleri ile birlikte bazı alkali aktifleştiricilerin kullanılmasıyla geopolimer yapı malzemeleri (pasta, harç ve beton) sentezlenmiştir ve üretilmiştir. UK ve MK gibi puzolanlar ile sodyum silikat solüsyonu (cam suyu (SS)) ve NaOH gibi alkali aktifleştiriciler kullanılarak farklı termal kür prosesleri (kür sıcaklığı ve kür süresi) doğrultusunda geopolimer malzeme üretimi gerçekleştirilmiştir. UK ve MK, bünyelerinde bulundurdukları silis ve alümina içeriklerinden dolayı geopolimer malzeme sentezlemesinde kullanılabilen malzemelerin başında gelmelerine rağmen, geopolimerizasyon sürecinde gösterdikleri davranışlar hala tam olarak açıklık kazanmamıştır. MK, kaolinin kalsinasyonu ile elde edilen yapay bir puzolandır ve bu çalışmada 600 ? 1000 oC gibi geniş bir kalsinasyon sıcaklık aralığında optimize edilerek elde edilmiştir. Bu çalışmada kür prosesinin optimize edilmesi üzerine bazı çalışmalar yürütülmüştür. Geopolimer malzemelerden optimum özelliklerin alınabilmesi adına, tüm malzemelerin üretiminde karışım dizayn metotları üzerinde durulmuş ve her bir malzeme grubu için karışım dizaynlarının optimize çalışmaları yürütülmüştür. Geopolimer malzeme sentezlemesinde örneklere termal kür olarak, etüv kürü (70 ? 90 oC) yöntemi 5, 24 ve 48 saat süre ile uygulanmıştır. Örnekler termal kür işlemlerinin ardından laboratuvar ortamında 7 gün bekletildikten sonra ilgili deneyler ve testler uygulanmıştır. Geopolimer pasta ve harçlardan ayrı olarak geopolimer betonlar, termal kür işleminden sonra basınç dayanım testlerinin yapılacağı güne (7 ve 28 gün) kadar su içerisinde bekletilmiştir. Örnekler, UK, MK, SS ve NaOH içerikli; geopolimer pasta, geopolimer harç ve geopolimer beton olmak üzere üç farklı grupta sentezlenmiştir. Harç karışımlarında bahsedilen malzemelere ilaveten standart rilem kumu, beton karışımlarında ise 0-5 mm, 5-15 mm, 15-25 mm aralıklarında olmak üzere üç tip agrega ve CEM I 42.5 R tipi portland çimentosu ilaveleri yapılmıştır. Sonuç olarak, uçucu kül ve metakaolin içerikli geopolimer malzemelerin optimum basınç dayanımlarının 30 MPa ? 40 MPa arasında değiştiği, fiziksel ve mekanik özellikler bakımından ise geopolimer betonların normal betonlarla benzer özellikler gösterdiği belirlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Unusual cause of dysphagia: Endodontic canal file in the posterior wall of hypopharynx
    (2019) Demir, İsmail; Toplu, Yüksel; Özcan Küçük, Ayşe
    [Abstract Not Acailable]

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim