Yazar "Ekmekçi, Hakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atipik semptomlarla baş vuran bir multipl skleroz olgusu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Hikmet, Yılmaz; Özcan, A. Cemal; Neyal, A. Münife Müftüoğlu; İlhan, Atilla; Bereketoğlu, M. Ali; Ekmekçi, HakanMultipl skleroz (MS) 'da klinik semptomatoloji çok zengin olmakla birlikte akut bilinç kaybı ve hemipleji semptomları sık görülmez. Bu çalışmada akut gelişen bilinç kaybı ve sağ hemipleji kliniği ile gelen ve daha önce benzer bir atak tanımlamayan 26 yaşında bir kadın olgu irdelendi. Yapılan tetkiklerden sonra diğer akut bilinç kaybı ve hemipleji nedenleri dışlandı. Olgunun manyetik rezonans (MR) görüntülemesi ve diğer laboratuvar tetkiklerinde multipl sklerozu destekleyen bulguları nedeniyle MS tanısı ile izleme alındı. Yüksek doz metil prednizolon tedavisinden sonra genel durumu düzelen, nörolojik muayene bulguları tama yakın gerileyen ve iki yıldır izlenmekte olan hastanın kliniği ve izlem özellikleri tartışıldı.Öğe Aynı ailede herediter spastik parapleji ve herediter sensorimotor nöropatinin birlikteliği(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Müftüoğlu, Münife; Ertürk, İ. Özcan; Özcan, Cemal; Ekmekçi, HakanThe association of hereditary spastic paraplegia (HSP) and sensory neuropathies have been reported in a number of cases. But it is rare to detect both entities seperately in different members of the same family. In the present study, we report clinical and electrophysiological findings of three members of a family. In two of the siblings the clinical picture was indistinguishable from "pure" hereditary spastic paraplegia, but electrophysiological studies revealed a predominantly sensory polyneuropathy. In the third case (the mother of the siblings), the clinical diagnosis was consistent with hereditary motor sensory neuropathy type 2, which was also confirmed by electrophysiological studies. We believe that, with the further genetic réévaluations, the hereditary spastic paraplegia with sensory abnormalities may take a new place in the classification of hereditary motor and sensory polyneuropathies, as a distinct entity.Öğe Botulizm(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Ekmekçi, Hakan; Özerol, İ. Hali; Yılmaz, HikmetBotulizm, genellikle Clostridium botulinum tarafından üretilen botulinum nörotoksinlerinin sebep olduğu nöroparalitik bir hastalıktır. Botulinum toksinleri bilinen en kuvvetli biyolojik toksinlerdir. Bu toksinler, hematojen yolla periferik kolinerjik sinapslara ulaşır ve irreversibl olarak nöromusküler kavşak ve diğer periferik otonom sinaptik reseptörlere bağlanarak asetilkolin salınımını bloke ederler. Botulizm'in karakteristik bulgusu, desendan simetrik flaks paralizili hipotonidir. Paraliziler; yüz, baş ve farinks kaslarını etkileyen bilateral kraniyal sinir tutulumuyla başlar ve daha sonra toraks ve ekstremite kaslarına doğru ilerler. Tanı; serumda, dışkıda, mide veya kusmuk kapsamında toksinin gösterilmesi ve dışkıdan C. botulinum 'un izole edilmesi ile yapılır. İyileşme, solunum desteği, sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması ve enfeksiyonların önlenmesi gibi bazı faktörlere bağlıdır. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1998;5(l):87-96]Öğe Botulizm : 3 olgu sunumu ve genel değerlendirme(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Ekmekçi, Hakan; Arısoy, A. Engin; Müftüoğlu, Münife; Karabiber, Hamza; Yılnıaz, Hikmet; Bereketoğlu, M. Ali; Arslan, TuranBotulizm oldukça nadir evrensel bir enfeksiyondur. Clostridium botulinum toksini, nöromüsküler kavşaklarda ve sinapslarda ve otonomik sinapslarda asetilkolin salmımmı engelleyerek etki eder. Kontamine gıdanın yenilmesi sonrası, sıklıkla ev yapımı konserve gıda, hızla gelişen, uzuv kaslarının yanısıra göz, yüz, konuşma, solunum ve otonomik kaslarıda etkileyen yaygın kas güçsüzlüğü oluşur. Bu çalışmada, 3 klinik olgu sunularak botulizmin farklı ve kendine özgü görünümün aydınlatılması amaçlanmıştır.Öğe Cross interaction in a patient with traumatic hemifacial spasm(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Ekmekçi, Hakan; Bölük, Ayhan; Özcan, Cemal; İlhan, Atilla; Bereketoğlu, M. A.; Yüksekkaya, EsenHemifasiyal spazm, yüzün bir yarısının kısmi ya da tümünü içine alan sürekli seyirme ve değişken şiddette irregüler klonik kasılmalardır. Genelde ağız ve göz çevresinde en belirgindir. Bu durum aynı taraflı fasiyal sinirin irritatif lezyonu ya da Bell felcinin sekeli sonucu olabilir. Sunulan olguda travma sonrası ipsilateral fasiyal sinir paralizi yanısıra, kontralateral hemifasiyal spazm mevcuttur. Bu sadece çapraz etkilenmey’e mükemmel bir örnek olmayıp göz kırpma refleksi ve ilgili kasların EMG'si ile kayda değerdir.Öğe Depresyon, somatizasyon ve tüberküloz: bir olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Ekmekçi, Hakan; Yıldız, MustafaYüzyıllardır tanınan depresyon, psikoftzyolojik, psikomotor ve bilişsel alanlarla ilgili bir belirtiler kümesidir. Bu nedenle depresyonda klinik semptomlar oldukça değişken bir dağılım göstermektedir. Zira depresif belirtiler, depresyon hastalığı dışında pek çok durumda da görülebileceği gibi, depresyonu olan pek çok hastada da bazı klasik depresyon belirtileri gözlenemeyebilmektedir. Bu çalışmada başlangıç, biçim, içerik ve somatik bulgulara kadar uzanan çarpıcı klinik seyir veren ve tüberküloz enfeksiyonuyla ilişkili bir depresyon olgusu sunulmuştur.Öğe Diabetik nöropatide sempatik deri cevabının araştırılması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Bölük, Ayhan; Ekmekçi, Hakan; Şavlı, Haluk; Özcan, Cemal; Aladağ, Murat; Müftüoğlu, Münife; İlhan, AtillaKlinik ve elektrofizyolojik olarak duysal-motor periferik nöropati saptanan 41 diabetik hastada, mediyan sinirin bilekten elektriksel uyarımı ile el ve ayaktan sempatik deri cevabı (SDC) kaydedildi. Kontrol olgularının hepsinde, el ve ayaktan tüm uyarılarda SDC’ler mevcuttu. Diabetik hastaların %14.6’inde ayakta, %4.9’unda elde SDC’ler kaydedilemedi. Diabetik hastalarda SDC bozukluğu ile hastanın yaşı, diabetin tipi, süresi, periferik nöropatinin klinik ve elektrofizyolojik bulguları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görüldü. Ayaklarda SDC yokluğu mesane disfonksiyonu (p< 0.05), ishal (p< 0.03) ve erkeklerde impotans (p< 0.05) gibi otonomik disfonksiyon semptomlu hastalarda daha sık bulundu. Sonuçlar SDC’nin diabetik periferal nöropatili hastalarda otonomik tutulumu göstermekte değerli bir inceleme yöntemi olduğunu telkin etmektedir.Öğe Effects of whole-body vibration on plasma sclerostin level in healthy women*(2014) Çidem, Muharrem; Karakoç, Yunus; Ekmekçi, Hakan; Küçük, Suat Hayri; Uludağ, Murat; Gün, Kerem; Karamehmetoğlu, Şafak SahirBackground/aim: To determine whether plasma sclerostin levels are affected by applying whole-body vibration treatments. Materials and methods: Following a pilot study, the present prospective, randomized, controlled single-blind study was performed on 16 healthy volunteer women (ages 20 to 40 years). Subjects were randomly divided into 2 groups, and whole-body vibration was applied to the treatment group but not to the controls. The plasma sclerostin levels were measured before the treatment and at the 10th minute after whole-body vibration on the 1st, 2nd, and 5th days of application. Results: The plasma sclerostin level measured at 10 min after the whole-body vibration treatment increased 91% (P = 0.024) on the 1st day and decreased 31.5% (P = 0.03) on the 5th day in the whole-body vibration group. In the control group, there was no change in the plasma sclerostin level at any time. A progressive increase in baseline plasma sclerostin levels during the 5 days of vibration sessions was also found. Conclusion: Our study demonstrated that whole-body vibration can change plasma sclerostin levels, and that this change is detectable 10 min after whole-body vibration treatments.Öğe Fahr sendromu (idiyopatik bilateral striopallidodentat kalsifikasyon): olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Özcan, Cemal; Bölük, Ayhan; Bereketoğlu, Mehmet Ali; Ekmekçi, Hakan; Saraç, Kaya; Yılmaz, HikmetFahr sendromu patolojik olarak baza! ganglionların. dentate nukleusım ve beyaz cevherin yaygın .simetrik kalsıfıkasyonuyla karakter izedir. Sendromda klinik semptomlar değişkendir. Sıklıkla nöropsikiyatrik. ekstrapramıdal ve serebeUar semptomlar, nöbetler, konuşma bozuklukları, demans saptanır. Hu yazıda Fahr sendromlu 60yaşındaki bir erkek hasta sunulmakta ve hastalık klinik, radyolojik ve endokrinolojik yönleriyle gözden geçirilmektedir.Öğe The investigation of sympathetic skin response in diabetic neuropathy(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1996) Bölük, Ayhan; Ekmekçi, Hakan; Şavlı, Haluk; Özcan, Cemal; Aladağ, Murat; Müftüoğlu, Münife; İlhan, AtillaÖz: Klinik ve elektrofızyolojik olarak duysal-motor periferik nöropati saptanan 41 diabetik hastada, mediyan sinirin bilekten elektriksel uyarımı ile el ve ayaktan sempatik deri cevabı (SDC) kaydedildi. Kontrol olgularının hepsinde, el ve ayaktan tüm uyarılarda SDC'ler mevcuttu. Diabetik hastaların % 14.6'inde ayakta, %4.9'unda elde SDC'ler kaydedilemedi. Diabetik hastalarda SDC bozukluğu ile hastanın yaşı, diabetin tipi, süresi, periferik nöropatinin klinik ve elektrofızyolojik bulguları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görüldü. Ayaklarda SDC yokluğu mesane disfonksiyonu (p< 0.05), ishal (p< 0.03) ve erkeklerde impotans (p< 0.05) gibi otonomik disfonksiyon semptomlu hastalarda daha sık bulundu. Sonuçlar SDC'nin diabetik periferal nöropatili hastalarda otonomik tutulumu göstermekte değerli bir inceleme yöntemi olduğunu telkin etmektedir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(4): 324-327] Başlık (İngilizce): Diabetik nöropatide sempatik deri cevabının araştırılması Öz (İngilizce): in 41 diabetic patients with clinical and electrophysiological' evidences of motor sensory peripheral neuropathy and in 20 normal control subjects, sympathetic skin responses (SSRs) were recorded from both hands and feet by electrical stimuli to the median nerve at the wrist. The SSRs were present in all limbs of normal subjects, but were not be able to record at the feet in 14.6 % and the hands in 4.9 % of the diabetic patients. There were no significant associations between abnormalities ofSSjts, age, duration and form of diabetes, signs of peripheral neuropathy and electrophysiological abnormalities. Absence ofSSR in the feet was more frequent found in patients with symptoms of autonomic dysfunction as bladder dysfunction (p< 0.05), diarrhea (p<0.03) and male impotence (p<0.05). These results suggest that SSR is a valuable test in the assessment of autonomic involvement in diabetic peripheral neuropathy. [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996;3(4): 324-327]Öğe Migren başağrısında sempatik deri yanıtı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Yılmaz, Hikmet; Neyal, A. Münife Müftüoğlu; Özcan, A. Cemal; İlhan, Atilla; Ekmekçi, HakanOtonomik disfonks iyonun migren fitopatolojisindeki rolü çeşitli araştırmalara konu olmuştur. Yapılan çalışmalarda ağrısız peryodda sempatik hipofonksiyon olduğu ve serum noradrenalin düzeylerinde azalma saptanmıştır. Son yıllarda sempatik sinir sisteminin işlevlerini kısa sürede, kolay ve güvenilir bir şekilde inceleyebilme olanağı sağlayan bir test olan sempatik deri yanıtları (SDY) nörofizyoloji laboratuvarlarında yaygın olarak kullanılmaktadır. SDY’nin afferent ve efferent periferik yolakları iyi bilindiği için bugüne kadar periferik otonomik disfonks iyon ile karakter ize klinik tablolarda çalışılmıştır. Ancak santral yolaklarla ilgili yeterli bilgi olmadığı için santral otonomik disfonksiyon ile karakterize klinik tablolarda bu test yaygın olarak çalışılmamıştır. SDY’nin emosyonel faktörler ve bilinç durumuyla belirgin olarak değişiklik göstermesi, santral yolakların da refleks yol içinde önemli bir rolü olduğunu düşündürmektedir. Bu çalışmada migrenli olgularda SDY sonuçları ile sağlıklı olgulara ait sonuçlar karşılaştırılmıştır. İki grup arasında SDY’nin latans ve amplitüd değerleri yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı gözlenmiştir. Sonuç olarak SDY’nin santral otonomik disfonksiyon ile karakterize migrenli olgularda anlamlı olarak değişiklik göstermediği ve klinik takipte önemli bir parametre olamıyacağı düşünülmüştürÖğe Postpolio sendromu : myokimi ve f cevabı anormalliği saptanan bir olgu sunumu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Bölük, Ayhan; Özcan, Cemal; Ekmekçi, Hakan; İlhan, Atilla; Kalı, SinemPostpolio sendromu (PPS), akut paralitik poliomyelit atağından seneler sonra ortaya çıkan yeni semptomlarla karakterizedir. PPS tanısı daha çok klinik semptomlara göre konulmaktadır. Klasik elektrofızyolojik inceleme yöntemleri ile bulguların PPS’ ye mi, seneler önceki akut atağa mı bağlı olduğu ayırt edilememektedir. Sunulan olguda, klasik klinik ve elektrofızyolojik bulgular yanış ıra PPS’deki aktüel motor nöron dejenerasyonunu yansıtan myokimi ve F cevabı anormalliği saptanmıştır.Öğe Psikiyatri dışı hekimlerin psikotrop ilaç kullanımları : bir ön çalışma(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Yıldız, Mustafa; Boztep, A. Vahap; Ekmekçi, Hakan; Bereketoğlu, M. Ali; Özbey, BediPsikiyatri uygulamaları dışında genel tıp pratiğinde, hekimlerin psikotrop ilaçları hangi sıklıkta yazdıklarını ve en çok hangi grup ilaçları tercih ettiklerini araştırmak istedik. 25 uzman hekim, 34 araştırma görevlisi ve 43 pratisyen hekimin Türkiye piyasasında bulunan psikotrop ilaçları son 1 yıldır hangi sıklıkta yazdıklarını kendi bildirimleri ile araştırdık. Uzman hekimlerin %60 ’ı diazepam, %40 ’ı opipramol ve %28 ’i moklobemidi reçetelerine yazarken; araştırma görevlilerinde de ilk üç sıra benzer olmuş, %58.8’i diazepam, %52.9’u opipramol, %41.7’si moklobemid ve amitriptilini yazmışlardır. Pratisyen hekimlerin %86.0’sı opipramol, %67.4’ü amitriptilin, %65.1’i moklobemid, %62.7’si de diazepamı yazmışlardır. Psikotrop ilaçların, özellikle antidepresanların pratisyen hekimler tarafından çok sık yazıldığı görülmüştür.Öğe Sjogren Larsson sendromu: vaka takdimi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1994) Özgen, Ünsal; Şenol, Mustafa; Özcan, Cemal; Bölük, Ayhan; Karabiber, Hamza; Göğcüoğlu, Meltem; Ekmekçi, HakanSjogren Larsson sendromu konjenital ihtiyozis, spastik diplejitetrapleji ve mental retardasyon He karakterize otozomal resesif geçişli bir hastalıktır. Hastalardaki temel patoloji yağ alkol oksıdasyon bozukluğundaki yetmezliktir. Bu çalışmada ihtiyozis, spastik dipleji, serebral kortikal atroji ve subdural efuzyon nedeniyle izlediğimiz 11 aylık bir kız hastamızı takdim ettik.Öğe Travmatik hemifasiyal spazmlı bir olguda çapraz etkilenme(İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1996) Ekmekçi, Hakan; Bölük, Ayhan; Özcan, Cemal; İlhan, Atilla; Bereketoğlu, M. A.; Yüksekkaya, EsenÖz: Hemifaşiyal spazm, yüzün bir yansının kısmi ya da tümünü içine alan sürekli seyirme ve değişken şiddette irregüler klonik kasılmalardır. Genelde ağız ve göz çevresinde en belirgindir. Bu durum aynı taraflı fasiyal sinirin irritatif lezyonu ya da Bell felcinin sekeli sonucu olabilir. Sunulan olguda travma sonrası ipsilateral fasiyal sinir paralizi yanısıra, kontralateral hemifaşiyal spazm mevcuttur. Bu sadece çapraz etkilenmeye mükemmel bir örnek olmayıp göz kırpma refleksi ve ilgili kasların EMG'si ile kayda değerdir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1996;3(4): 359-362] Başlık (İngilizce): Cross interaction in a patient with traumatic hemifacial spasm Öz (İngilizce): The hemifacial spasm is continual twitching movements and irregular clonic contractions of varying degree on one side of the face partially or totally. Usually it is maximal around the eye and mouth. This condition may be due to an irritative lesion of the facial nerve or may represent a sequela of a Bell's palsy. In this case presented, posttraumatic ipsilateral facial nerve paralysis and contralateral hemifacial spasm are present. It is not only an excellent example of cross interaction but is notable for the eye blink reflex and EMG's of related muscles. [Journal of Turgut Özal Medical Center 1996;3(4): 359-362J