Yazar "Kafkas, M. Emin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 12 haftalık düzenli aerobik ve direnç egzersizlerinin orta yaş erkek ve kadınların vücut kompozisyonları üzerine etkisi(Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2009) Kafkas, M. Emin; Açak, Mahmut; Karademir, TamerÖz: 12 haftalık düzenli aerobik ve direnç egzersizlerinin orta yaş erkek ve kadınların vücut bileşimlerine etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya gönüllü 46 erkek (yaş: 33.8 ± 6.6 yıl, Beden Kitle İndeksi (BKİ): 27.9 ± 12.8 kg/m2) ve 29 kadın (yaş: 34.7 ± 4.5 yıl, BKİ: 26.8 ± 2.9 kg/m2) olmak üzere toplam 75 sedanter denek katılmıştır. Antrenmanın şiddeti % 60-70 olarak Karvonen metodu ile belirlendi. 12 hafta boyunca, haftada 3 gün, aerobik ve direnç egzersizleri ile çalışmalardan önce ısınma ve sonunda soğuma egzersizleri yaptırılmıştır. Deneklerin egzersiz programı öncesi ve sonrası vücut kompozisyonları, kan basınçları, el kavrama kuvveti ölçümleri yapılmıştır. Deneklerin ön ve son test karşılaştırmaları SPSS 11.0 paket programı kullanılarak paried t-testi ile analiz edilmiştir. Orta yaş kadın ve erkeklere uygulanan 12 haftalık aerobik ve direnç egzersizlerinin vücut ağırlığı (VA), BKİ, vücut yağ oranı (VYO), yağsız kas kitlesi (YKK), bel çevresi (BÇ), kalça çevresi (KÇ), bel-kalça oranı (BKO), el kavrama kuvveti (EKK), sistolik kan basıncı (SKB) ve diastolik kan basıncı (DKB) parametrelerinde istatistikî açıdan son testler lehine anlamlı farklılıklar meydana getirdiği tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak orta yaşlı erkek ve kadınlarda yapılan düzenli aerobik ve direnç egzersizlerinin deneklerin vücut kompozisyonları üzerinde olumlu etki yaptığı saptanmıştır.Öğe Anabolik etkiye sahip besin takviyeleri: potansiyel mekanizmalar ve kas gelişimi(İnönü Üniversitesi, 2017) Kafkas, M. Emin; Demirtaş, Emrah; Kafkas, ArmağanÖZET Kuvvet antrenmanı yapanların temel amaçlarından biri kas kütlesinde artış sağlamaktır. Düzenli olarak yapılan kuvvet antrenmanları, her ay 0 ila 1 kg arasında yağsız vücut ağırlığında (YVA) artışa neden olabilmektedir. Ancak bu gelişim tüm bireylerde aynı düzeyde gerçekleşmemektedir. Bunun nedeni olarak spor özgeçmişi, deneyim, beslenme ve genetizm gibi faktörler gösterilmektedir. Bundan dolayı kuvvet egzersizi yapanlar, YVA arttırmak için kuvvet antrenmanlarının yanında genellikle besinsel takviyeler veya farmakolojik ajanları da kullanmaktadırlar. Kas gelişimi (hipertrofi) ve kuvvet artırmada aminoasit ve protein sentezinin rolü bilinmesine rağmen takviye olarak bu protein tozları ve aminoasitlerin kullanımı hala tartışmalıdır. Günlük alınması gereken protein miktarından daha fazla protein tüketmek hem elit sporcular hem de rekreasyonel olarak egzersiz yapanlar arasında oldukça yaygındır. Ancak fazla tüketilen bu protein ve aminoasit türevlerinin sportif performansı ve kas kütlesini arttırdığına dair çok az bilimsel kanıt bulunmaktadır. Bundan dolayı bu derleme çalışmada, anabolik etkiye sahip olan besin takviyelerin potansiyel etki mekanizmaları hakkında kanıta dayalı açıklamalar yapmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Protein, Anabolik, Glutamin, Kreatin, Amino asitÖğe Beden eğitimi öğretmen adaylarının öz-yeterlik algıları ile mesleki kaygıları arasındaki ilişki(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2010) Kafkas, M. Emin; Açak, Mahmut; Çoban, Bilal; Karademir, TamerBu çalışma, beden eğitimi öğretmen adaylarının öz-yeterlik algıları ile mesleki kaygı durumları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla çalışmaya, beden eğitimi spor öğretmenliği bölümlerinde okuyan ve araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 130’u kadın, 217’si erkek toplam 347 beden eğitimi öğretmen adayı katılmıştır. Beden eğitimi öğretmen adaylarına, Tschannen-Moran ve Hoy tarafından geliştirilen, geçerlik ve güvenilirlik çalışması Çapa ve diğ. tarafından yapılmış Öz-yeterlik ölçeği ile McCormack tarafından geliştirilen, geçerlik güvenirlik çalışması Özer ve diğ. tarafından yapılan Beden Eğitimi Öğretmenleri için Mesleki Kaygı ölçeği uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre öz-yeterlik durumunun cinsiyet, lisanslı spor yapma ve lise türü değişkenine göre anlamlı farklılaştığı görülmüştür. Ayrıca öz-yeterlik ve mesleki kaygı durumları arasında orta düzeyde korelasyon olduğu da saptanmıştır.Öğe Beden eğitimi öğretmenlerinin sağlıklı yaşam biçimi davranış düzeylerinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, (BESYO) Malatya., 2012) Kafkas, M. Emin; Kafkas,Şahin Armağan; Acet , MehmetÖz: Bu çalışma, beden eğitimi öğretmenlerinin sağlıklı yaşam biçimi davranış düzeylerinin belirlenmesini amaçlamaktadır. Bu amaçla, 2010-2011 eğitim öğretim yılında Malatya il milli eğitim müdürlüklerine bağlı tüm merkez ve ilçelerdeki ilköğretim ve lise okullarında görev yapan 81’i kadın, 127’si erkek toplam 208 beden eğitimi öğretmeni gönüllü olarak çalışmaya katılmıştır. Çalışmada istatistiksel analiz olarak Mann Whitney U ve Kruskall Whallis H testi, anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Çalışmada beden eğitimi öğretmenlerinin sağlıklı yaşam biçimi davranış düzeyleri üzerinde cinsiyet, mesleki kıdem ve görev yaptığı okul türü değişkenin (p<0.05) anlamlı farklılık oluşturduğu ancak medeni durum değişkeni açısından (p>0.05) anlamlı farklılık oluşturmadığı saptanmıştır.Öğe Effects of a tennis tournament on players' hand grip strength, pressure pain threshold and visual analogue scale(Edizioni Minerva Medica, 2014) Kafkas, A. Sahin; Kafkas, M. Emin; Durmus, B.; Acak, M.Aim. Tennis is one of the most popular global sports. It is considerably important both as an international tournament and one of the Olympics games around world. The requirements of a tennis tournament are high, both mentally and physiologically. The aim of this study was to evaluate changes both of hand grip strength and pain pressure threshold values during tournament among amateur tennis players. Methods. The study involved two tennis groups. The first comprised 25 females (age 24.35 +/- 5.42 years, height 167.74 +/- 7.10 cm, weight 59.25 +/- 7.80 kg) and the second included 34 males (age 25.10 +/- 6.05 years, height 174.50 +/- 10.63 cm and weight 69.40 +/- 12.50 kg). Results. Pain pressure threshold and hand grip strength values were significantly different. Lateral epicondyle, deltoid and trapezius values were significantly lower after every match day compared with the first day of the tournament (P<0.05). Both female and male tennis groups' lateral epicondyle, trapezius, and deltoid values reduced significantly after the second, third, and forth day compared with the values of the first day of the tournament. Also, hand grip strength values significantly decreased after the second, third, and fourth day of female tennis group and decreased the third and fourth day of male tennis group (P<0.05). As a result, this research found a decreased sensitivity level of pain pressure threshold, hand grip strength and an increased level of visual analogue scale during consecutive tournament days. In terms of both pain pressure threshold and hand grip strength, values adversely affected from such tournament sports organizations. These tournaments have a busy schedule that may adversely affects the values of the upper extremity pain pressure threshold (lateral epicondyle, deltoid, supraspinatus, and trapezius). Therefore, especially during these tournaments tennis players should be careful.Öğe Effects of cranberry (Vaccinum macrocarpon) supplementation on iron status and inflammatory markers in rowers(Biomed Central Ltd, 2017) Skarpanska-Stejnborn, Anna; Basta, Piotr; Trzeciak, Jerzy; Michalska, Alicja; Kafkas, M. Emin; Woitas-Slubowska, DonataBackground: The aim of this study was to analyze the effect of supplementation with cranberry (Vaccinum macrocarpon) on the levels of pro-inflammatory cytokines, hepcidin and selected markers of iron metabolism in rowers subjected to exhaustive exercise. Methods: This double-blind study included 16 members of the Polish Rowing Team. The subjects were randomly assigned to the supplemented group (n = 9), receiving 1200 mg of cranberry extract for 6 weeks, or to the placebo group (n = 7). The participants performed a 2000-m test on a rowing ergometer at the beginning and at the end of the preparatory camp. Blood samples were obtained from the antecubital vein prior to each exercise test, one minute after completing the test, and after a 24-h recovery period. The levels of hepcidin, interleukin 6 (IL-6), tumor necrosis factor alpha (TNF-alpha), ferritin, iron, soluble transferrin receptor (sTfR) and myoglobin were determined, along with total iron-binding capacity (TIBC), unbound iron-binding capacity (UIBC) and total antioxidant capacity (TAC). Results: Both prior and after the supplementation, a significant post-exercise increase in the concentration of IL-6 was observed in both groups. At the end of the study period, cranberry-supplemented athletes presented with significantly higher resting, post-exercise and post-recovery levels of TAC than the controls. However, a significant exercise-induced increase in the concentrations of TNF-alpha, myoglobin and hepcidin was observed solely in the control group. Conclusion: Supplementation with cranberry extract contributed to a significant strengthening of antioxidant potential in individuals exposed to strenuous physical exercise. However, supplementation did not exert direct effects on other analyzed parameters: inflammatory markers and indices of iron metabolism (TNF-alpha, hepcidin and myoglobin).Öğe The effects of different stretching and warm-up exercise protocols on 50-meter swimming performance in sub-elite women swimmers(Ios Press, 2019) Kafkas, Armagan; Eken, Ozgur; Kurt, Cem; Kafkas, M. EminBACKGROUND: Warm up exercises are common practice before training and competition in almost every sport. Although, swimming is a popular sport throughout the world, studies on the effects of warm-up are scarce. OBJECTIVE: The purpose of this study is to compare the effects of different stretching warm-up and exercise protocols on swim performance. METHODS: Fourteen sub-elite college women swimmers volunteered to participate in the study. The four stretching and warmup protocols they followed were; (I) without stretching (WS); (II) static stretch (SS); (III) in-water (IW); and (IV) dry land (DL). RESULTS: There was a significant main effect for 50-meter front crawl (F = 70,453; p = 0.00) and breaststroke swimming performances (F = 145.504; p = 0.000). The best 50-meter front crawl and breaststroke performance detected immediately after IW was 28.1 and next, 39.9 seconds. Pairwise comparison indicated that the best 50-meter front crawl performance monitored after IW protocol was 28.0 +/- 2.9 (p = 0.000) compared with that after WS - 29.8 +/- 2.3 (p = 0.000) and after SS - 30.7 +/- 2.2 (p = 0.000). CONCLUSIONS: Pre-event low-intensity IW warm-ups may be optimal for 50-meter front crawl and breaststroke swimming performance.Öğe Egzersiz alışkanlığı süresi ile diyabet ve kan basıncı arasındaki ilişkinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2017) Kafkas, M. Emin; Çınarlı, Fahri Safa; Yılmaz, Nurkan; Eken, Özgür; Kızılay, Fatma; Kayapınar, Murat; Kafkas, ArmağanÖZET Amaç: Bu araştırmada, egzersiz alışkanlığı süresi ile diyabet ve tansiyon arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlandı. Materyal ve Metot: Çalışmaya, gönüllü olarak 19-70 yaş aralığında olan 12043 kadın ve 14693 erkek toplamda ise 26736 kişi katıldı. Katılımcıların egzersiz alışkanlığı süreleri, diyabet, sistolik ve diastolik kan basıncı değerleri ölçüldü. Egzersiz alışkanlığı süresinin tespiti için araştırmacılar tarafından geliştirilen bir anket kullanıldı. Diyabet ölçümleri “On Call” marka şeker ölçüm cihazı ve stribiyle, sistolik ve diastolik kan basınçları “Omron” marka dijital tansiyon cihazıyla ölçüldü. Bulgular: Egzersiz alışkanlığı süresi ile diyabet (r=-.268), sistolik (r=-.230) - diastolik (r=-.209) kan basıncı değerleri arasında düşük düzeyde negatif bir ilişki olduğu bulundu. Aynı zamanda, tespit edilen bu ilişki düzeyinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu da saptandı (p<0.05). Bunun yanı sıra, diyabet ile sistolik arasında pozitif yönde zayıf düzeyde (r=.215), diyabet ile diastolik kan basıncı değerleri arasında pozitif yönde orta düzeyde anlamlı ilişki (r=.590) olduğu saptandı (p<0.01). Sonuç: Araştırmada egzersiz alışkanlığı süresinin diyabet ve kan basıncı (tansiyon) üzerine olumlu katkılar sunabileceği tespit edilmiştir. Egzersiz alışkanlığı süresinin arttırılması hem diyabetin önlenmesi/korunması hem de yüksek tansiyondan uzak durmaya yardımcı olacaktır. Anahtar Kelimeler: Diyabet, Diastolik, Egzersiz, Sistolik.Öğe Foam roller’la uygulanan myofasyal gevşetme egzersizlerinin toparlanma amaçlı kullanımı(İnönü Üniversitesi, 2018) Kurt, Cem; Kafkas, M. EminÖZET Bu derleme çalışmanın amacı, foam roller’la uygulanan myofasyal gevşetme egzersizlerinin (SMR), egzersizle oluşan kas yorgunluğunu gidermede etkinliğinin belirlenmesidir. Bu amaçla, PUBMED, EBSCO, Google ve Google Schoolar veritabanları “ foam roller” “myofasyal gevşetme”, ”rejenerasyon” ve “kassal yorgunluk” anahtar kelimeleri girilerek tarandı. Elde edilen sonuçlara göre; a) SMR’nin psikolojik toparlanma üzerindeki etkileri daha belirgindir, b) SMR’nin fizyolojik ve performans parametreleri üzerindeki toparlanma etkileri çelişkilidir, c) söz konusu çelişkili sonuçlara rağmen, SMR’nin kas ağrısı algısını azaltması, basınç ağrı eşiğini yükseltmesi ve çeviklik gibi bazı performans parametrelerinde gelişime neden olması nedeniyle SMR’nin toparlanma aracı olarak kullanılabileceği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Foam roller, Myofasyal gevşetme, Rejenerasyon, Kassal yorgunlukÖğe Hipertrofi: Rasyonel Hücresel Mekanizmalar(2019) Kafkas, M. Emin; Kurt, CemÖz: Günümüzde hipertrofi, vücut geliştirme sporu ile uğraşan amatörler/profesyoneller için planlanmış ilave kas kütlesi kazanımı ile ilişkilendirilmesine rağmen, sportif performansa olan katkılarından dolayı performans sporcuları ve genel sağlık düzeylerini korumak/geliştirmek isteyenler için de çok önemlidir. Literatür incelendiğinde, araştırmalar, bireylerin aynı çalışma yoğunluğuna sahip olmalarına rağmen farklı iskelet-kas hipertrofisine sahip olduklarını rapor etmektedir. Hipertrofik yanıta neden olan fizyolojik yol ve yolakların ne olduğu uzun yıllardır merak konusu olmuştur. Özellikle ülkemiz açısından, bu bağlamda herhangi bir araştırmanın yapılmamış olması dikkat çekicidir. Yaklaşık 2 milyona yakın fitness katılımcısının olduğu düşünüldüğünde, ayrıca hipertrofi konusu üzerine çalışma yürüten akademisyenler, antrenörler, öğrenciler ve sporcular için hipertrofinin olası hücresel mekanizmalarının bilinmesi ve anlaşılması son derece önemli katkılar sunacaktır. Dolayısıyla bu çalışmada, son yıllarda hipertrofik yanıtın muhtemel hücresel mekanizmaları olan; uydu hücre proliferasyonu, sitokin ve endokrin cevaplar hakkında kanıta dayalı cevaplar verilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada, akut ve kronik kuvvet antrenmanları sonrası görülen hipertrofik yanıtın rasyonel hücresel mekanizmalarının belirlenmeye çalışılması amaçlanmıştır.Öğe Influence of traditional and cluster set plyometric warm-ups on reactive strength index and leg stiffness in male rugby players(Ios Press, 2018) Kurt, Cem; Kafkas, M. Emin; Kurtdere, Imren; Selalmaz, OkanBACKGROUND: Cluster set plyometrics (CSP) promise greater muscular performance than traditional set plyometrics (TSP). OBJECTIVE: The purpose of this study was to compare the influence of TSP and CSP warm-ups via bounce drop jump (BDJ) on reactive strength index (RSI), leg stiffness (K-leg), ground contact time (CT), and jump height (JH). METHODS: Thirteen male rugby players (age, 20.92 +/- 2.25 years; body mass, 82.88 +/- 9.22 kg; rugby experience, 3.61 +/- 3.04 years; training volume, 10.69 +/- 3.75 h/week) were recruited for this study from two rugby clubs competing in the Second League in Turkey. The players completed 3 different set configurations of equal jump volume 72 h apart in a randomized, balanced order. The sets configurations were TSP (2 x 10 jump with 90 s interval), CSP-1 (4 x 5 jump with 30 s interval), and CSP-2 (10 x 2 jump with 10 s interval). Pre and post values of RSI, K-leg, CT, and JH on each session were determined via the Myotest Pro system. RESULTS: Statistically significant changes were not found between pre- and post-values of RSI, K-leg, CT, and JH in each session, either positive or negative (p > 0.05), as well as among the three different set configurations in any of the outcome variables according to post-results (p > 0.05). These findings indicated that low-volume TSP and CSP bounce drop jump had no effect on RSI, K-leg, CT, and JH in male rugby players. CONCLUSIONS: Set configurations, jump volume, and intensity applied in this study may be too low to change muscle-tendon complex (MTC) stiffness and produce a post-activation potentiation (PAP) effect. Further research, with larger samples, is needed to determine which set configurations, jump volume (> 20 jumps/session), and intensity (box height > 30 cm) are the best option for enhancement of RSI, K-leg, CT, and JH.Öğe Obezite farkındalık ölçeği’nin (ofö) türkçeye uyarlanması: bir geçerlik ve güvenirlik çalışması(İnönü Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2014) Kafkas, M. Emin; Özen, GökmenBu araştırma, Allen (2011) tarafından geliştirilen Obezite Farkındalığı Ölçeğinin, Türkçeye ve Türk kültürüne uyarlanması ile geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yapılması amaçlanmaktadır. Bu araştırma Malatya ilinde 419 ilk ve orta öğretim öğrencileri üzerinde uygulandı. Çalışmaya katılan öğrencilerin yaşları 10-14 yıl aralığında ve katılımcıların 182’i (%41.3) kız ve 237’i (%58.7) erkek öğrencidir. Ölçek bireylerin obezite farkındalığı, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite hakkındaki düşüncelerini ve obezite eğitiminin bireyler üzerindeki etkisini belirlemek için geliştirilmiştir. Ölçeğin orijinal formu 23 madde ve üç alt boyuttan oluşan ölçeğin alt boyutları; a) obezite farkındalığı (8 madde), b) beslenme alt boyutu (7 madde) ve c) fiziksel aktivite alt boyutu (8 madde)’dir. Araştırmada geçerlik çalışmaları kapsamında Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi, madde analizi ve ayırt edici geçerlik çalışmaları, güvenirlik çalışmaları kapsamında iç tutarlık ve test-tekrar test güvenirlik katsayıları hesaplandı. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin madde yüklerinin .42-.72 arasında değişen aralıklarda toplam varyansın % 44.66 açıklayan ve üç alt boyutta toplam 20 madden oluşan uygun bir ölçme aracı olduğu bulundu. Ölçeğin genel iç tutarlılık Cronbach Alpha değeri 0.87 olarak iyi düzeyde bulundu. Doğrulayıcı faktör analizi uyum indekslerinden (RMSEA=.046, CFI=.93, GFI=.91) değerleri ölçeğin yeterli bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Obezite farkındalığı ölçeği Türkçe formunun genel olarak geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir.Öğe Olimpiyat Oyunları Etki Ölçeği'nin (OOEÖ-Uzun Versiyon) Geçerlilik veGüvenilirlik Çalışması*(Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 2015) Kafkas, M. Emin; Binbaşıoğlu, HulisiÖz: Gelir getirici ve tanıtıcı etkisi nedeniyle birçok ülkenin önemle üzerinde durduğu sportif etkinliklerin başında gelen olimpiyatlar, sadece sportif faaliyetlerin değil turizm sektörünün de gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Bu tür katkıların daha çok etki yaratması ve başarılı olabilmesi için, olimpiyat gibi büyük spor organizasyonlarının düzenleneceği yerlerde yaşayan halkın bu tür organizasyonlara karşı algılarını ve tutumlarını ölçmek gerekmektedir. Bu nedenle çalışmanın amacı da; Zhou ve Ap (2009) tarafından geliştirilmiş olan Olimpiyat Oyunları Etki Ölçeği'nin (OOEÖ) geçerlilik ve güvenilirliğini tespit etmektir. Araştırmanın çalışma grubu, Erzurum ili merkez ilçede yaşayan 18-60 yaş aralığında araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 228 kişiden oluşturulmuştur. Araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde güç analiz yöntemi ile örneklem büyüklüğü hesaplanmıştır. Aynı zamanda ölçeğin dilsel eş değerliği ve test-tekrar test çalışması için korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) sonrası ölçek formu, ölçmeyi amaçlayan 20 madde üç alt boyuttan oluşmuştur. Sonuç olarak OOEÖ Türkçe formunun geçerlik ve güvenilirlik çalışmalarından elde edilen bütün sonuçlara göre, mevcut ölçek formunun yerel halkın olimpiyat oyunlarına karşı algılarının ölçülmesi ve görüşlerinin belirlenmesinde kullanılabileceği tespit edilmiştir.Öğe Relationship between linear running and change of direction performances of male soccer players(Türk Spor ve Egzersiz Dergisi, 2018) Çınarlı, Fahri Safa; Kafkas, Armağan Şahin; Kafkas, M. EminÖz: It is known that there is a strong correlation between agility performance and match performance in terms of soccer players. Moreover, it is expressed that the agility and the linear sprint have different performance skills. Therefore, the purpose of this study was to analyze the relationship between linear sprint and change of direction performance scores and to determine the most appropriate agility test for soccer players. 16 male soccer players (age: 21.93±3.62 years, height: 175.06±3.06 cm, body mass: 69.51±7.40 kg, body mass index: 22.67±2.16 kg/m2, body fat ratio: 7.52±2.64%) participated in linear sprint and agility tests. All participants completed a test battery involving linear sprinting (10, 20, 30 m), agility tests (T test, 505, Pro-agility, illinois). The 10, 20, and 30 m sprint performance were positively correlated with performance on the illinois agility test (p<0.05). Furthermore, the 20 m sprint performance were positively significant correlated (r=.571, p=.042) with performance on pro-agility test. Lastly, the 10, 20, and 30m sprint performance were positively correlated (r=.329, p=.272; r=.370, p=.214; r=.338, p=.259 respectively) with performance on T test but this correlation levels were not significance. Given these meaningless relationships, it may state that the one of the most appropriate agility tests is T test for soccer players. This study provides support for the use of T test as an agility performance test in soccer players.Öğe Spor sponsorluğunda sektörel yaklaşımlar(SPORMETRE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR BİLİMLERİ DERGİSİ, 2009) Karademir, Tamer; Devecioğlu, Sebahattin; Çoban, Bilal; Açak, Mahmut; Kafkas, M. EminÖz: Sponsorluk bir olay ya da faaliyet için direk bir kuruluş yerine bir organizasyon tarafından bir olaya ya da faaliyete yönlendirilen kaynakların karşılanmasıdır. Sponsorluk aracılığı ile sporu kullanan şirket, markalar, dolaylı olarak reklam çalışmalarını gerçekleştirmektedirler. Sosyal anlamdaki spor pazarlaması için firmaların sporu kullanmak üzere sponsorluk yatırımında bulunmadığı görülür. Ancak bu alan için üretilecek toplumsal sosyal sorumluluk projeleri kurumların pazarlama hedefleri için çok etkin bir sahadır. Spor sponsorluğu büyük kitlelere hitap edebilmesi nedeniyle, özellikle ürünlerini ve hizmetlerini kısa zamanda bu kitlelere tanıtmak isteyen firmalarca yapılmaktadır. Bu araştırmanın amacı; Türkiye de spor sponsorluğunda sektörel yaklaşımları tespit etmektir Araştırmada; Veri toplama aracı olarak “anket yöntemi” kullanılmıştır. Anket 2007- 2008 yılında kendi illerinde kurumlar vergi sıralamasında ilk 100 e giren işletmeler arasından “tesadüfî örneklem” yolu ile seçilmiş toplam 109 işletmede gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak; Spor sponsorluğuna “tekstil sektörü” nün ilgi gösterdiği, “otomotiv ve sağlık” sektörünün, sporda sponsorluğun “sosyal bir sorumluluk olduğu”nu “gıda ve akaryakıt” sektörlerinin “ürünlerini tanıtımları” ile ilgili olarak, spor sponsorluğuna katılım sağladıkları, sponsor olarak “hedef kitlelerine ulaşım” sağlamada “gıda ve otomotiv” sektörlerinin ön plana çıktığı görülmüştür.Öğe Yıldız erkek milli ve amatör badmintoncuların bazı fiziksel, fizyolojik ve antropometrik parametrelerinin karşılaştırılması(Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2009) Kafkas, M. Emin; Taşkıran, Celal; Arslan, Cengiz; Açak, MahmutÖz: Bu çalışmada; yıldız milli ve amatör düzeyde erkek badmintoncuların bazı fiziksel, fizyolojik ve antropometrik parametrelerinin karşılaştırılması amaçlandı. Araştırmaya gönüllü 10 yıldız milli (yaş: 11.20 ± 0.6) ve 10 amatör (yaş: 11.80 ± 0.63) erkek badmintoncu olmak üzere 20 sporcu katıldı. İstatistiksel veriler SPSS paket programında Mann Whitney U testi ile değerlendirildi. Yıldız milli ile amatör sporcular arasında fiziksel ve fizyolojik testlerden 30, 60 m, zik-zak (4x10m), pençe kuvveti, dikey sıçrama ve reaksiyon zamanı testlerinden sağ, sol el ışık, sol el ve sol ayak ses testi parametreleri yönünden mili sporcular lehine anlamlı fark bulunmuştur. Milli sporcular ile amatör sporcular arasında yapılan antropometrik ölçümlerden vücut yağ oranı ile çevre ölçümlerinden karın çevresi ölçümlerinde milli sporcular lehine anlamlı fark tespit edilmiştir. Badminton milli ve amatör sporculara yapılan ölçümlerden omuz, göğüs, kalça, üst kol, üst ve alt bacak çevresi, otur uzan esnekliği, anaerobik güç, sağ el ve sağ ayak ses, sağ ve sol ayak ışık reaksiyon testleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Sonuç olarak; araştırmada karşılaştırılan yıldız milli ve amatör sporcular arasındaki farkın nedeni, yıldız milli düzeyde sporcu olabilmek belli düzeyde fiziksel, fizyolojik ve antropometrik parametrelere sahip olmayı gerektirmektedir.