Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Koca, Erdinç" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Faktör XI eksikliği ve sezaryen anestezisi
    (2012) Yücel, Aytaç; Koca, Erdinç
    Öz: Faktör XI (FXI) eksikliği ender görülen bir hematolojik bozukluktur. Her iki cinsiyette de görülmekle birlikte, genellikle asemptomatiktir ve kendisini postoperatif kanama ile gösterir.(1) Otozomal resesif geçişli bir bozukluk olup, homozigot veya çift heterozigot ender olarak da heterozigot şekilde görülebilir.(2) FXI eksikliği daha önceleri “hemofili C” olarak adlandırılmakta iken, günümüzde bu terim kullanılmamaktadır.(1) FXI plazma düzeyinin % 15’ten az olması kanamaya eğilimi artırır fakat plazma düzeyi ile kanamanın şiddeti arasında herhangi bir ilişki yoktur.(3) Obstetrik anestezistler doğum veya cerrahi operasyon sırasında bir veya daha fazla pıhtılaşma faktörleri eksikliği olan gebelere anestezi vermek zorunda kalabilir. Bu nedenle bu tür hastaların perioperatif dönemde hemotolojik ve hemodinamik açıdan sıkı takip edilmesi önemlidir. Bu mektupta, FXI eksikliği önceden bilinen 36 haftalık gebede anestezi güvenliği açısından yapılması gereken işlemler ile FXI eksikliğinin etiyopatogenezi ve tedavisinden söz edilecektir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hemolytic uremic syndrome as a cause of adult acute renal failure
    (Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2016) Şahin, Taylan; Koca, Erdinç; Karahan, Kalender; Yücel, Neslihan; Gedik, Ender; Toğal, Türkan
    Abstract Thrombotic microangiopathy is a microvascular occlusive disorder characterized by microangiopathic hemolytic anemia, thrombocytopenia, and variable signs of organ injury due to platelet thrombosis in the microcirculation. Regarding to the severe of brain or renal lesions, two clinical entities (pathologically similar but clinically different) are described: thrombotic thrombocytopenic purpura and hemolytic uremic syndrome. Thrombotic thrombocytopenic purpura usually affect adults, and is characterized by severe neurologic involvement in most cases, and variable renal involvement. Hemolytic uremic syndrome occurs in young children, and is characterized by acute renal failure, and absent or minimal neurologic abnormalities. In this case report, the clinical features, diagnosis, pathophysiology, and treatment of an adult with acute renal failure due to the thrombotic microangiopathy with hemolytic uremic syndrome are discussed. Keywords: Acute Renal Failure, Thrombotic Thrombocytopenia; Hemolytic-Uremic Syndrome, İntensive Care.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Koroner arter hastalarında propofol ile propofol/ketamin indüksiyonunun hemodinami ve EKG değişiklikleri üzerine etkisi
    (İnönü Üniversitesi, 2012) Koca, Erdinç
    KABG cerrahisi uygulanacak olguların anestezi indüksiyonunda kardiyovasküler stabilitenin sağlanması için anestezik ajanın seçimi önemlidir. KAH'ı olan olguların perioperatif dönemde aritmiye eğilimleri vardır. KAH'da ketamin ve propofolün arteriyel basınç ve KH üzerindeki zıt etkileri yerleşmiş bir kardiyak stabilite sağladığından ayrı ayrı kullanımından ziyade bir arada kullanımları üstün olabilir. Çalışmamızın amacı KAH'ı olan olgularda ketamin-propofol kombinasyonunun hemodinamik yanıta ve EKG değişikliklerine etkisini araştırmaktır. Yöntem: Hastalar propofol (Grup P, n=32) ve ketamin-propofol (Grup KP n=31) olarak iki gruba ayrıldı. Grup P'de propofol 20 mL'lik enjektörde 10 mg/mL, Grup KP'de ise ketamin ve propofol kombinasyonu ( konsantrasyonları 10 mg/mL ketamin, propofol 10 mg/mL) hazırlandı. Her iki gruba da ilaçlar iv 2 mg/kg yapıldı. Ardından 3-5 mcg/kg iv fentanil ve 0,1 mg/kg iv vekuronyum bromür yapıldı. Hastanın akciğerleri hastanın tam kas gevşemesi sağlanana kadar %100 O2'le maskelenerek manuel olarak havalandırıldı. EKG kayıtları anestezi indüksiyonundan önce (Bazal,T0), propofol veya ketamin-propofol injeksiyon başlangıcından 2 dk sonra (T1), entübasyondan önce (T2), entübasyondan 30 sn (T3), 1 dk (T4) ve 5 dk(T5) sonra kaydedildi. Bulgular: Olgular yaş, kilo, boy, cinsiyet yönünden benzerdi. Gruplar arası değerlendirmede KH, SAB, DAB, OAB QTc intervali ve Tp intervali değerleri yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0.05). Grup içi değerlendirmede her iki grubun SAB, DAB, OAB değerleri giriş değerine göre anlamlı olarak azalmıştı (p<0.05). KH ise; T2 döneminden itibaren anlamlı olarak azalmıştı (p<0.05). Grup içi değerlendirmede Grup P'de QTc intervali indüksiyon sonrası anlamlı olarak azalmışken, Grup KP'de fark yoktu (p>0.05). Her iki grupta entübasyon sonrası tüm dönemlerde QTc intervali anlamlı olarak artmıştı (p<0.05). Tp intervali yönünden istatistiksel olarak anlamlı bir değişiklik yoktu (p>0.05). Sonuç: Ketaminin-propofolle kombinasyonu QTc intervalini indüksiyondan sonra değiştirmezken, entübasyondan sonra propofole benzer olarak uzatmıştır. Ancak tüm dönemlerde Tp intervalinde değişiklik olmaması ve entübasyona hemodinamik yanıtın baskılanması nedeniyle anestezi indüksiyonunda bu kombinasyonun güvenle kullanılabileceğini düşünüyoruz.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Percutaneous or surgical tracheotomy when, why, and selection criteria
    (2016) Koca, Cigdem Firat; Bayındır, Tuba; Koca, Erdinç; Kızılay, Ahmet
    Amaç: Trakeotomi; özellikle yoğun bakımlarda en sık uygulanan prosedürlerden biridir. Ve en temel endikasyonu uzamış entübasyondur. Trakeotomi uzamış mekanik ventilasyon desteği veya hava yolunu korumak için uygulanan bir prosedürdür. Bu yolla akciğerleri koruma ve mekanik ventilasyondan uyanma daha kolay ve konforlu olacaktır. Trakeotomi hasta toleransını arttırır, sedasyon ihtiyacını azaltır, laringeal irritasyonu engeller, hemşirelik bakımını kolaylaştırır ve ölü boşluğu azaltır. Yoğun bakım hastalarının yaklaşık %8-24 üne trakeotomi prosedürü uygulanmaktadır. Bu karar, uzamış entübasyona karşı trakeotominin yararına, hastadan beklenen klinik sonuçlara ve riske göre bireyseldir. Ancak prosedürün zamanlaması hakkında hala tam bir konsensus bulunmamaktadır. Klasik olarak trakeotomi prosedürü ventilasyondan 10-14 günde uyanamayacak hastalarda ve optimal koşullarda planlanmalıdır. Trakeotomi oranı son dekadda artış göstermiştir. Ama prosedür için optimal zaman, hasta seçim kriterleri, teknik tipi ve dekanülasyon zamanı hakkında hala bir konsensus bulunmamaktadır. En yaygın, geleneksel trakeotomi yöntemi, operasyon odasında gerçekleştirilen açık cerrahi trakeotomi yaklaşımıdır. Perkütan teknik ise nisbeten daha kolay bir tekniktir. Ve daha kısa süreye sahip bir prosedürdür. Perkütan trakeotomi cerrahi trakeotomiye alternatif, maliyet etkinliği olan, hızlı, kolay, güvenli ve popüler bir yöntem haline gelmiştir. Optimal bir trakeotomi yöntemi yoktur, klinisyen en iyi tekniği hastaya ve uygun zamana göre seçmelidir. Ama; optimal prosedür zamanı, hasta seçim kriterleri, teknik tipi ve dekanülasyon zamanı hakkında hala tam bir konsensus bulunmamaktadır

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim