Yazar "Oltuluoğlu, Hatice" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abortusa başvuran kadınların kaygı durumlarının incelenmesi(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2017) Oltuluoğlu, Hatice; Budak, Funda; Küçükkelepçe, Didem; Günay, UlviyeAmaç: Bu araştırma abortusa başvuran kadınların kaygı durumlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte yapılan araştırma Malatya Devlet Hastanesi’nin septik servisinde Mart 2016-Eylül 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini, 2016-2017 yılları arasında Malatya Devlet Hastanesine abortus için başvuran 1200 kadın oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi, yapılan güç analizi ile 0.05 güven aralığı, 0.95 evreni temsil etme yeteneği ile 250 kadın olarak belirlenmiştir. Servise abortus için gelen kadınlar basit rastgele örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Araştırma 220 kadın ile tamamlanmıştır. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi Formu ve Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik dağılım, aritmetik ortalama, bağımsız gruplarda t testi, varyans analizi, Kruskall-Wallis testi uygulanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların % 35.5’i 30-35 yaş aralığında, %32.7’si ilkokul mezunu, %86.4’ünün 2 yıl ve daha fazla süredir evli oldukları, %58.2’sinin son gebelik aralıklarının en az 2 yıl olduğu ve kadınların %40.9’unun daha önce en az bir defa abortus oldukları belirlenmiştir. Araştırmadakilerin %61.4’ü abortus öncesi korku yaşadıklarını ifade etmiştir. Katılımcıların abortus öncesi durumluk kaygı ölçek toplam puan ortalamasının 50.76±9.42, sürekli kaygı ölçek toplam puan ortalamasının 46.64±7.38 olduğu belirlenmiştir. Katılımcıların kaygı düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç: Araştırmada abortus öncesi kadınların kaygı düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Abortus öncesi kadınların kaygı düzeylerini azaltmak için kadınlara kaygıyı azaltıcı yöntemlerin öğretilmesi önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Abortus, Kadın, Kaygı.Öğe The attitudes and behaviors of mothers who provide toilet training to their healtly children: A qualitative research(2019) Günay, Ulviye; Oltuluoğlu, HaticeAbstract: Aim: The aim was to evaluate to investigate the attitudes and behaviors of mothers who provide toilet training to their children. Material and Methods: A qualitative study was conducted with focus group interviews. This study was conducted with 24 mothers who provided toilet training to their healthy children between May and July 2017. Three focus group interviews were conducted within the scope of the study. Each group consisted of eight mothers. Semi-structured questions were used in focus interviews. These questions include “How did you know your child is ready for toilet training?”, “Are there any special practices you have done to make your child feel more comfortable with the toilet? Can you explain?” Voice recording was performed during the interviews. The data collected with voice recordings were evaluated by content analysis method, and then the main themes and sub themes of the study were formed. Results: It was determined that 45.8% of the mothers were aged between 28 and 31, 33.3% of them were primary school graduate, 50% of the children to whom toilet training was given, were determined to be aged between 2, 5 and 3. Three main themes and seven sub-themes were identified in this study. These include: 1-Decision time (behaviors of the child, age of the child, effect of family elders), 2-Facilitation activities (forming a suitable environment, encouraging) and 3-Reaction of the mother in interim incontinence(unresponsiveness, negative reaction). Conclusion: The majority of the mothers started toilet training according to the child’s age and readiness signs, used facilitation activities and generally did not react harshly to incontinence.Öğe EVLİLİK ÖNCESİ DANIŞMANLIK EĞİTİMİNİN HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN EŞ SEÇİMİYLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNE ETKİSİ(2018) Oltuluoğlu, Hatice; Kavak, FundaSağlam ilişkiler sonucunda kurulan evlilikteki ilişkilerin uyumlu bir şekilde sürdürülmesi için evliliğe hazır olma ve evlilik ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Bu nedenle gençleri evliliğe hazırlamak ve evlilik öncesi ilişkileri geliştirmek için danışmanlık eğitimi önemlidir. Bu araştırma evlilik öncesi danışmanlık eğitiminin hemşirelik öğrencilerinin eş seçimiyle ilgili görüşlerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma ön test-son test kontrol gruplu yarı deneme modeli olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini bir Üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi 2016-2017 eğitim öğretim yılı güz döneminde seçmeli ders alan toplam 200 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi yapılan güç analizi ile 0.05 güven aralığında, 0.95 evreni temsil etme yeteneği ile 60 hemşirelik öğrencisi (30 kontrol, 30 deney) olarak belirlenmiştir. Araştırma Anket Formu ve Romantik Eş Seçimi Ölçeği (REST) kullanılarak Eylül 2016-Ocak 2017 tarihleri arasında bir üniversitenin sağlık bilimleri fakültesinde yapılmıştır. Araştırmada kontrol grubuna herhangi bir girişimde bulunulmazken deney grubuna evlilik öncesi danışmanlık eğitimi verilmiştir.Araştırmada kontrol grubunun eğitim öncesi REST toplam puan ortalaması 85.26±6.06, son test REST toplam puan ortalaması 85.03±5.20 dir. Müdahale grubunun eğitim öncesi REST toplam puan ortalaması 82.30±8.37, son test REST toplam puan ortalaması 87.60±8.54 tür. Kontrol ve müdahale grubunun eğitim öncesi ve sonrası REST toplam puan ortalamasına bakıldığında bulunan fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<.05)..Araştırmada deney grubunda evlilik öncesi danışmanlık eğitim sonrası REST toplam puan ortalamasında artış olmuştur. Evlilik öncesi danışmanlık eğitiminin öğrencilerin eş seçimini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Bu doğrultuda hemşirelik lisans derslerine evlilik öncesi danışmanlık eğitiminin eklenmesi önerilebilir.Öğe Evlilik öncesi danışmanlık eğitiminin hemşirelik öğrencilerinin eş seçimiyle ilgili görüşlerine etkisi(2018) Oltuluoğlu, Hatice; Kavak, FundaSağlam ilişkiler sonucunda kurulan evlilikteki ilişkilerin uyumlu bir şekilde sürdürülmesi için evliliğe hazır olma ve evlilik ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Bu nedenle gençleri evliliğe hazırlamak ve evlilik öncesi ilişkileri geliştirmek için danışmanlık eğitimi önemlidir. Bu araştırma evlilik öncesi danışmanlık eğitiminin hemşirelik öğrencilerinin eş seçimiyle ilgili görüşlerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma ön test-son test kontrol gruplu yarı deneme modeli olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini bir Üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi 2016-2017 eğitim öğretim yılı güz döneminde seçmeli ders alan toplam 200 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi yapılan güç analizi ile 0.05 güven aralığında, 0.95 evreni temsil etme yeteneği ile 60 hemşirelik öğrencisi (30 kontrol, 30 deney) olarak belirlenmiştir. Araştırma Anket Formu ve Romantik Eş Seçimi Ölçeği (REST) kullanılarak Eylül 2016-Ocak 2017 tarihleri arasında bir üniversitenin sağlık bilimleri fakültesinde yapılmıştır. Araştırmada kontrol grubuna herhangi bir girişimde bulunulmazken deney grubuna evlilik öncesi danışmanlık eğitimi verilmiştir.Araştırmada kontrol grubunun eğitim öncesi REST toplam puan ortalaması 85.26±6.06, son test REST toplam puan ortalaması 85.03±5.20 dir. Müdahale grubunun eğitim öncesi REST toplam puan ortalaması 82.30±8.37, son test REST toplam puan ortalaması 87.60±8.54 tür. Kontrol ve müdahale grubunun eğitim öncesi ve sonrası REST toplam puan ortalamasına bakıldığında bulunan fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<.05)..Araştırmada deney grubunda evlilik öncesi danışmanlık eğitim sonrası REST toplam puan ortalamasında artış olmuştur. Evlilik öncesi danışmanlık eğitiminin öğrencilerin eş seçimini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Bu doğrultuda hemşirelik lisans derslerine evlilik öncesi danışmanlık eğitiminin eklenmesi önerilebilir.Öğe Gebelikte beslenmenin değerlendirilmesi(Türk Tabipleri Birliği, 2005) Ege, Emel; Timur Taşhan, Sermin; Zincir, Handan; Oltuluoğlu, Hatice; Dursun, SelvihanBu çalışma gebelikte beslenmeyi değerlendirmek amacıyla kesitsel olarak planlanmıştır. Bu çalışmaya 15-49 yaş grubunda Malatya il merkezinde yaşayan 202 gebe kadın alınmıştır. Veriler Statistical Package for Social Sciences (SPSS) 10.0 programında yüzdelik, ortalama, student t test ve tek yönlü varyans analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırmada beden kitle indeksinin sonuçlarına göre, gebelerin yüzde 17.3'ü hafif şişman, yüzde 9.9'u şişman ve yüzde 4.5'i zayıf bulunmuştur. Gebelerin gebelik ve doğum sayısı ile beden kitle indeksi arasında anlamlı bir ilişki saptanm?ıştır. Çalışmada gebelerin yüzde 81.2'sinin gebelikte beslenme sorunu yasadışı belirlenmiştir. Ayrıca gebelerin yüzde 53.5'i vitamin ve mineral almamaktadır. Ek olarak, gebelerin yüzde 14.9'u kil, toprak ya da sıva alçı yeme eğilimleri olduğunu belirtmişlerdir. Gebe kadınların yüzde 20.8'inin gebelikleri sırasında sigara kullandıkları saptanmıştır.Öğe Gestasyonel diyabetli kadınlarda sağlık durumu yönetiminin değerlendirilmesi(STED/Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 2012) Aksoy, Yeşim Derya; Karadağ, Ezgi; Oltuluoğlu, HaticeÖz: Amaç: Araştırmanın amacı, gestasyonel diyabetli kadınlarda sağlık durumu yönetimini değerlendirmektir. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanan bu araştırma, 01.03.2010 - 31.08.2010 tarihleri arasında bir üniversite hastanesi gebe polikliniğinde yürütüldü. Araştırmanın evrenine, araştırma tarihinde gebe polikliniğine başvuran ve oral glukoz tolerans testi ile gestasyonel diyabet tanısı alan hastaların tamamı (149) alındı. Araştırma kapsamına, gebelik öncesi insulin kullanmayan ve gebeliğinin 24- 38.haftaları arasında en az iki ay eğitim programına katılan gebeler dahil edildi. İnsülin-diyet-egzersiz sağlık yönetim programında 60 ve yalnızca diyetegzersiz sağlık yönetim programında 60 olmak üzere 2 grupta toplam 120 kişi kapsama alındı. Verilerin istatistiksel analizinde; aritmetik ortalama, yüzde dağılımı, ki-kare ve t-testi kullanıldı. Bulgular: Yaş ortalaması 32,8±5,1 olan kadınların %47,5 i ilkokul mezunu, %80,8 i ise ev kadınıdır. İnsülin-diyet-egzersiz programı ile sağlık yönetimi sürdürülen kadınların, ortalama HbA1c (p=0,016) ve tokluk kan şekeri değerlerinin (p=0,034), yalnızca diyet-egzersiz programında yer alan kadınlardan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha düşük ve kontrollü olduğu belirlendi. Ortalama açlık kan şekeri değerinin, insülin kullanan grupta daha düşük olduğu, ancak bu değerin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptandı (p=0,131). Her iki grup karşılaştırıldığında verilen diyet (p=0,003) ve egzersiz (p=0,269) programlarına uyum oranının insülin kullanan grupta daha düşük olduğu belirlendi. Sonuç: Gestasyonel diyabetes mellitusun anne ve yenidoğan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin en aza indirilmesinde kadınların sağlık yönetim programlarına etkin katılımı sağlanarak yaşam biçimi değişikliklerinin oluşturulması büyük önem taşımaktadır.Öğe Hemşirelerin mobbing davranışlarına maruz kalma durumlarının belirlenmesi(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2016) Günay, Ulviye; Oltuluoğlu, Hatice; Aylaz, Rukuye; Çalışkan, Zekeriya; Tuncay, SuatBu çalışma hemşirelerin mobbing davranışlarına maruz kalma durumlarının belirlenmesi amacı ile yapıldı. Araştırma, tanımlayıcı olarak Şubat-Nisan 2015 yılında Malatya Devlet Hastanesi ve İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde çalışan 311 hemşire ile yapıldı. Veriler katılımcıların mobbing algılarını ve mobbinge maruz kalma durumlarını ölçmek amacıyla Laymann tarafından geliştirlen mobbing algı ölçeği aracılığı ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, frekans, aritmetik ortalama ile Unpaired t testi, One Way ANOVA, Mann-Whitney U, Kruskal- Wallis testleri kullanıldı. Bu çalışmada hemşirelerin %38.6’sı 32 yaş ve üstü, %87.1’i lisans muzunu, %75.9’unun üniversite hastanesinde çalıştığı belirlendi. Hemşirelerden haftalık 40-47 saat arasında çalışanların mobbing algıları arasında fark önemli bulundu. Hemşirelerin maruz kaldığı mobbing davranışları; konuşurken sebepsiz yere sözlerinin kesilmesi (%84.6), işi ile ilgili kararlarda fikirlerinin önemsenmemesi (%76.3), kötü söze ve küfre maruz kalma (%57.2) olarak belirlendi. Hemşirelerin %62.1’i hasta yakınları tarafından mobbing’e uğradıkları, %35.4’ü maruz kaldığı bu davranışa tepki olarak “karşılık” verdiği belirlendi. Bu bulgular doğrultusunda hemşirelerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi, tüm topluma ilk eğitim yıllarından başlayarak kişiler arası iletişime yönelik “etkin” eğitim verilmesi ayrıca mobbing ve sonuçları hakkında farkındalık oluşturulması önerilebilir.Öğe İNFERTİL ÇİFTLERİN DUYGU DURUMLARI: NİTELİKSEL BİR ÇALIŞMA(2014) Oltuluoğlu, Hatice; Günay, Ulviye; Aylaz, RukuyeÖz: Bu niteliksel çalışma, infertil çiftlerin duygu durumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Bu çalışma İnönü Üniversitesi Tıp Merkezi İnfertilite Polikliniği'ne başvuran ve çalışmaya katılmayı kabul eden 14 kişi ile yapıldı. Çalışmanın verileri birebir derinlemesine görüşme yöntemi ile toplandı. Her bir görüşme yaklaşık bir saat sürdü, görüşmenin temalarını; Elizabeth Kubler Ross tarafından tanımlanan ve kaybı takiben bireylerin yaşayabileceği duygu ve tepkileri sınıflandırdığı için yaygın olarak kullanılan, psikolojik cevap aşamaları (şok, inkâr, öfke, pazarlık, depresyon/çöküntü, kabullenme) oluşturuldu. Veriler içerik analizi yöntemi ile çözümlendi. Analizlerin sonucunda bireyler infertil olduklarını ilk öğrendiklerinde "Dünyam başıma yıkıldı", "Çok üzüldüm", "Bunun tarifi çok zor" şeklinde duygularını ifade ettiler. Bireylerin sekizi tanılarını inkar ederek başka bir doktora gittiklerini belirttiler. Çoğu suçluluk ve öfke hissettiklerini, çevrenin davranışından rahatsız olduklarını ve ortamdan uzaklaştıklarını ifade ettiler. Bireylerin tamamı çocuk sahibi olabilmek için çeşitli tedavi yöntemlere başvurduklarını, Allah'a olan inançları sayesinde umutlarını yitirmediklerini belirttiler. İnfertil bireylerin yaşadığı duygu durumlarının belirlenmesinde ebe ve hemşirelere önemli roller düşmektedir.Öğe İntrauterin Dönemde Fetal Cinsiyetin Annelerin Mutluluk Düzeyine Etkisi(Acıbadem Sağlık Bilimleri Dergisi, 2019) Yağmur, Yurdagül; Oltuluoğlu, Hatice; Ergin, İlksen OrhanÖz: Amaç: Bu çalışmanın amacı, intrauterin dönemde fetal cinsiyetin annelerin mutluluk düzeyine etkisini incelemekti. Yöntem: Kesitsel tipteki araştırmanın evrenini, bir devlet hastanesinin kadın doğum polikliniğine bir yılda başvuran 6000 gebe kadın oluşturdu. Örnekleme 638 gebe kadın olasılıksız rastlantısal örnekleme yöntemiyle alındı. Veriler, veri toplama formu ve Oxford Mutluluk Ölçeği kullanılarak Nisan-Haziran 2016 tarihleri arasında toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde; sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, t testi ve ANOVA testi kullanıldı. Bulgular: Gebelerin yaş ortalaması 27.55±5.33, Oxford Mutluluk Ölçeği puan ortalaması 122.54±17.18 bulundu. Çalışmada gebelerin yaşı, öğrenim düzeyi ve eşin istediği bebek cinsiyetine göre mutluluk puanları arasında önemli fark saptandı. Sonuç: Gebelerin mutluluk düzeyi orta olarak saptandı. Gebe kadınların yaşının genç olması, yüksek eğitimli olması ve eşinin bebek cinsiyeti konusunda tercihte bulunmaması mutluluk düzeyini artırmaktaydı. Cinsiyet eşitliği konusunda sağlık personeli tüm toplumu bilinçlendirmelidir. Başlık (İngilizce): HOW DOES FETAL GENDER AFFECT MOTHERS’ LEVELS OF HAPPINESS DURING PREGNANCY Öz (İngilizce): Objective: The aim of this study was to examine the effect of intrauterine fetal gender on mothers’ level of happiness. Method: This cross-sectional study consisted of 6000 pregnant women who enrolled at the obstetric polyclinic of a state hospital. 638 pregnant women were selected using a random sampling method. The data were collected between April and June 2016 using a data collection form and the Oxford Happiness Scale. In evaluating the data absolute number, percentage, mean, standard deviation, T-test and ANOVA test were employed. Findings: The mean age for the pregnant women was 27.55 ± 5.33 and the mean score on the Oxford Happiness Scale was 122.54 ± 17.18. In this study, there were significant differences observed in age during pregnancy, education level and the gender of child desired by the womens’ partners and consequent happiness scores. Result: The pregnant women were found to be moderately happy on average. Young age of the pregnant woman, being highly educated, and the partner having expressed no choice in the sex of the child was associated with an increase in the level of women’s happiness. Healthcare staff have a duty to educate society about gender equality.Öğe Malatya İl Merkezinde Yaşayan Evli Kadınların Kullandıkları Aile Planlaması Yöntemleri ve Seçme Nedenlerinin İncelenmesi+(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Oltuluoğlu, Hatice; Başer, MürüvvetBu araştırma Malatya il merkezinde yaşayan, 15–49 yaş grubu evli kadınların kullandıkları aile planlaması yöntemleri ve seçme nedenlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemi; Malatya il merkezinde bulunan 25 sağlık ocağı bölgesinde yaşayan 1600 kadın çalışmaya alınmıştır. Veriler anket formu aracılığı ile toplanmış; istatistiksel analizde ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Yaş ortalaması 34,5±7,3 olan kadınların %62,3’ünün modern, %37,7’sinin geleneksel aile planlaması yöntemi kullandığı belirlenmiştir. Kadınlar arasında en çok kullanılan yöntemler sırasıyla geri çekme (%35.5), Rahim içi araç (RİA) (%25.1) ve kondom (%20.3)’dur. Modern aile planlaması yöntemlerini; genç yaş grubu, eğitimli çiftler, memur, gebeliği, doğumu ve çocuk sayısı az olan kadınların kullandıkları saptanmıştır (p<0.05). Sonuç: Bu çalışmada herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanan kadınların büyük çoğunluğunun modern yöntemleri tercih ettiği, geleneksel yöntemleri kullanan kadınların ise daha çok geri çekme yöntemini kullandığı saptanmıştır. Kadınların yöntem seçiminde yaş, eğitim ve eşlerin önemli birer belirleyici olduğu belirlenmiştir.