Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Pehlivan, Erkan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 20 / 97
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    30 yaş ve üzerindeki kadınlarda DSM-IV tanı kriterine göre premenstrual sendrom prevalansı ve bazı risk faktörleri
    (Medical Network Klinik Bilimler ve Doktor, 2000) Güneş, Gülsen; Özer, Fatma; Pehlivan, Erkan; Genç, Metin; Karaoğlu, Leyla; Özcan, Yarkın
    Öz: AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, 30 yaş ve üzerindeki kadınlarda premenstrual sendrom prevalansını ve etkileyen faktörleri bulmaktı. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma, Tarsus 'da 358 kadına uygulanan kesitsel bir araştırmadır.Premenstrual sendrom, DSM-IV'ün premenstrual disforik Bozukluk tanı kriteri kullanılarak tanımlanmıştır. BULGULAR: PMS prevalansı kadınlar arasında % 26.8 bulunmuştur.Düzensiz adetleri olan, annesinde de ayni şikayetler olduğunu söyleyen, çalışan ve adete karşı olumsuz tutumları olan kadınlarda daha yüksek saptanmıştır. SONUÇ: PMS 30 yaş ve üzeri kadınlarda yüksek saptanmıştır. Klinisyenler bu konuya önem vermeli, insidansınm azalması ve özellikle risk faktörlerini taşıyan kadınlarda yaşam kalitesinin geliştirilmesi amacıyla kapsamlı önlemler almalıdırlar.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Adölesanlarda Sigara İçme ve Madde Kullanma Prevalansı
    (2020) Mete, Burak; Söylier, Vedat; Pehlivan, Erkan
    Amaç: Bu çalışmanın amacı Bingöl ilinde 14-18 yaş arasındaki gençlerde sigara kullanma, maddekullanma prevalansını bulmak, sigara içme ve madde kullanımı arasındaki ilişkiyi saptamaktır.Yöntem: Kesitsel tipte bir çalışmadır. Bingöl il merkezinde bulunan 14 lisede eğitim gören 1235 öğrenciüstünde yapılmıştır. Örnekleme yöntemi olarak tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır.Bulgular: Bütün öğrencilerde sigara içme prevalansı %15,8 sigara dışında bağımlılık yapıcı herhangi birmadde kullanma sıklığı %5, erkek öğrencilerde sigara içme oranı %24,1 kız öğrencilerde %7,7 erkeköğrencilerde sigara dışında bağımlılık yapıcı herhangi bir madde kullanma oranları %8,2 kızöğrencilerde %1,9 olarak bulunmuştur. Sigara dışında bağımlılık yapıcı herhangi bir madde kullanmariski sigara içenlerde 8 kat, erkeklerde 2,5 kat artmaktadır. 18 yaşına gelindiğinde sigara dışında maddekullanma riski yaklaşık 1,5 kat artmaktadır. Sigara ve madde kullanmaya başlamada lise 2 kritikdönemdir.Sonuç: Adölesanlarda sigara içme ve madde kullanma gibi zararlı davranışlar yüksek düzeydedir. Sigaradiğer bağımlılık yapıcı maddelerin kullanılma riskini de artırmaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Arapgir Devlet Hastanesine başvuran gebelerin doğum öncesi bakım hizmetlerinden yararlanma durumları ve etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi (Haziran 2004-2005)
    (Fırat Tıp Dergisi, 2009) Omaç, Mehtap; Güneş, Gülsen; Karaoğlu, Leyla; Pehlivan, Erkan
    Öz: Amaç: Malatya Arapgir ilçesi devlet hastanesine başvuran gebelerin DÖB hizmetlerinden yararlanma durumlarını değerlendirmek ve bunları etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapılmıştır Gereç ve Yöntem: Araştıma kesitseldir. Haziran 2004-2005 tarihleri arasında hastaneye başvuran üçüncü trimesterde bulunan 104 gebeye sos-yodemografik özellikleriyle birlikte aldıkları DÖB Hizmetleriyle ilgili soruları içeren anket formu yüz-yüze uygulanmıştır. Veriler DÖB hizmetinin niteliğinin "yeterli veya yetersiz"ve DÖB hizmetinin niceliği ile ilgili elde edilmiştir. Araştırmanın verileri SPSS 11.0 istatistik paket programında değerlendirilmiş Ki-kare analizi kullanılmıştır. Bulgular: Gebelerin %48.1'i yeterli DÖB hizmeti almıştır. DÖB nitelik puanını etkileyen faktörler olarak; yaş, aile tipi, eşin eğitimi, sosyal güvence tespit edilmiştir (P<0.005). DÖB nicelik puanına göre DÖB hizmeti alan gebelerin % 6.7'si 1-2 puan, % 15.4'ü 3-4 puan, % 75'i 5-6 puan almıştır. DÖB nicelik puanını etkileyen faktörler olarak; aile tipi, annenin eğitimi, eşin eğitimi tespit edilmiştir. Sonuç: DÖB hizmetlerini olumsuz etkileyen faktörler dikkate alınarak daha az yararlandığı tespit edilen kırsal kesimde yaşayan, sosyal güvencesi olmayan ve eğitim düzeyi düşük olan kadınlara "yeterli ve nicelikli"doğum öncesi bakım hizmetlerinin ulaştırılabilmesi için sağlık personelinin daha duyarlı olması gerekmektedir
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bebeklerimizi Nasıl Büyütüyoruz?
    (Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Genç, Metin; Güneş, Gülsen; Pehlivan, Erkan
    Bu araştırma, Malatya Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi' ne başvuran annelerin bebek beslenmesi ve bakımı hakkındaki bilgi ve uygulamalarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmacılar, Haziran ve Temmuz 1996' da merkeze başvuran ve 3 yaş ve daha küçük çocuğu olan 250 anneyle yüzyüze görüşerek anket uygulamış ve anket sonunda annelere eğitim vermişlerdir. Annelerin ortanca yaşı 26 olup, %90.8' si en az okuryazardır. Son çocuklarını büyütürken %67.8' i kendi bilgilerine göre davranmışlardır. İlk emzirme süresi ortanca 2 saatir. Bir yaşını tamamlamış 153 bebeğe diğer gıdalarla birlikte ortanca olarak 9 ay anne sütü verilmiştir. İlk 6 ayda su bile verilmeksizin sadece anne sütü alan bebek oranı %3. 2'dir. Yaşını tamamlamış 153 bebeğini lk 12 ayda yaklaşık 0%80' ine kundak yapılmış, °%6.5' i ise toprağa sarılmıştır. İshal ve yüksek ateşle ilgiii bilgileri ölçmek amacıyla dört soru sorulmuştur. Soruların tümüne doğru cevap veren annelerin oranı %67 . 6'dır. Dünya Sağlık Örgütü' nün önerileri doğrultusunda; bebeklerin doğar doğmaz emzirmeye başlanması, ilk 7-6 ayda yalnızca anne sütü verilmesi ve emzirmeye 12 ay devam edilmesi için anneler teşvik edilmelidir. Kundak ve toprak uygulamasının zararları ile diğer bebek bakımı konularında yapılacak eğitimlerin her ortamda gerçekleştirilmesi, sağlıklı kuşaklar yetiştirmede sağlık personeline düşen önemli bir görevdir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bebeklerimizi nasıl büyütüyoruz?
    (1998) Genç, Metin Fikret; Güneş, Gülsen; Pehlivan, Erkan
    Öz:Bu araştırma, Malatya Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi' ne başvuran annelerin bebek beslenmesi ve bakımı hakkındaki bilgi ve uygulamalarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmacılar, Haziran ve Temmuz 1996' da merkeze başvuran ve 3 yaş ve daha küçük çocuğu olan 250 anneyle yüzyüze görüşerek anket uygulamış ve anket sonunda annelere eğitim vermişlerdir. Annelerin ortanca yaşı 26 olup, %90.8' si en az okuryazardır. Son çocuklarını büyütürken %64.8' i kendi bilgilerine göre davranmışlardır. İlk emzirme süresi ortanca 2 saat/r. Bir yaşını tamamlamış 153 bebeğe diğer gıdalarla birlikte ortanca olarak 9 ay anne sütü verilmiştir. İlk 6 ayda su bile verilmeksizin sadece anne sütü alan bebek oranı %3.2'dir. Yaşını tamamlamış 153 bebeğini Ik 12 ayda yaklaşık %80' ine kundak yapılmış, %6.5' i ise toprağa sarılmıştır. İshal ve yüksek ateşle ilgili bilgileri ölçmek amacıyla dört soru sorulmuştur. Soruların tümüne doğru cevap veren anne/erin oranı %67.6'dır. Dünya Sağlık Örgütü' nün öneri/eri doğrultusunda; bebeklerin doğar doğmaz emzirmeye başlanması, ilk 4-6 ayda yalnızca anne sütü verilmesi ve emzirmeye 12 ay devam edilmesi için anneler teşvik edilmelidir. Kundak ve toprak uygulamasının zararları ile diğer bebek bakımı konularında yapılacak eğitimlerin her ortamda gerçekleştirilmesi, sağlıklı kuşaklar yetiştirmede sağlık personeline düşen önem/i bir görevdir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Care burden and quality of life of home caregivers
    (2020) Karakaş, Neşe; Pehlivan, Erkan
    Abstract: This study was conducted to determine the care burden and quality of life of the primary caregivers of home care patients and to investigate the factors that affect them and the relationship between them. The study was designed as a descriptive, cross-sectional, and correlational study. The quality of life of caregivers who expressed that they had financial problems was lower than those who did not have financial problems (p<0.05). A moderate negative relationship was found between caregivers’ burden and quality of life (r=-0.312, p<0.001). According to the findings of the study, it was determined that the increase in the care burden negatively affected the caregivers’ quality of life.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çevre kirlenmesi: seçilmiş bazı konular ve çevreyi koruma çabaları
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Pehlivan, Erkan
    Çevre kirlenmesi, günümüzde toplumların sağlığım etkilemekten öte, global ekosistemi tehlikeye sokacak boyutlara ulaşmıştır.Bu derlemede, bazı konular(plastikler, pestisitler, deterjanlar ve kurşun) irdelenmiş ve çevreyi koruma çabalarına ilişkin bazı öneriler sunulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Comparison of the Infant Deaths of 2016-2017 Years
    (2020) Yıldız, Serkan; Mete, Burak; Söylier, Vedat; Pehlivan, Erkan
    Abstract: Objectives: Infant mortality is closely related tothe welfare and development level of society. Primary care interventions can be effective in preventing these deaths. The present study aims to investigate the prevalence of infant mortality in Bingöl province in 2016-2017, which is one of Turkey's eastern cities, the reasons and factors that maybe related to the prevalence of infant mortality. Methods: The type of thisresearch is routine surveillance study. The data were collected retrospectively by examining the deaths of 99 infants in Bingöl province in 2016 and the deaths of 69 infants in 2017 through their medical record files in this study. The data were analyzed using the Chi-square test, and p<0.05 was considered to be significant. Results: The infant mortality rate, which was 0.18% in 2016, decreased to 0.12% in 2017. In 2016, the most common cause of infant mortality was prematurity 43 (43.4%) and congenital anomalies 35 (35.4%). The most common cause of death in 2017 was a congenital anomaly 28 (41.7%) and prematurity 25 (37.3%). Conclusion: In our study, infant mortality rates in Bingöl were higher than the national average in 2016 and 2017. Congenital anomaly and prematurity were the most common causes of infant mortality in both years. Such studies showing the causes of infant mortality and their changes over the years can be a guide for health policymakers.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çorum Ili Bir Saglik Ocagi Bölgesinde Yasayan Evli Kadinlarda Dogurganlik ve Etkileyen Faktörler+
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2002) Karaoglu, Leyla; Öztürk, Canan; Pehlivan, Erkan
    Bu çalismada, Çorum, Merkez saglik ocaklarindan biri olan Mimar Sinan Saglik Ocagi bölgesindeki 15-49 yas evli kadinlarin dogurganlik özellikleri ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amaçlanmistir. Yöntem: Kesitsel tipte olan arastirma, Mimar Sinan Saglik Ocagi bölgesinde, tabakali rastgele örnekleme yöntemi kullanilarak seçilen 280 evli kadini kapsamaktadir. Veriler, Nisan-Mayis 1997 tarihleri arasinda, yüz-yüze anket teknigiyle toplanmistir. Verilerin analizi SPSS programinda, nonparametrik testler kullanilarak yapilmistir. Bulgular: Kadinlarin yas ortalamasi 32 ? 0.5 olup, % 71' i ilkokul mezunudur. Ortalama ilk evlilik yasi 17.7, ortalama gebelik sayisi 3.7, ortalama canli dogum sayisi 2.8, ortalama düsük sayisi 0.75 olarak saptanmistir. Düsüklerin üçte ikisini istemli düsükler olusturmaktadir. Lojistik regresyon analiziyle, kadinin yasi, ilk gebelik yasi, egitim düzeyi ve esinin egitim düzeyi riskli dogurganlik davranisi olan dört ve daha fazla canli dogum yapmada birinci derecede etkili olan faktörler olarak belirlenmistir. Sonuç: Mimar Sinan Saglik Ocagi bölgesinde yasayan 15-49 yas evli kadinlarin dogurganlik düzeyinin hem 1990 Durum Saptama Arastirmasi hem de 1995 Degerlendirme Arastirmasi Çorum Il’i verileriyle karsilastirildiginda daha düsük oldugu saptanmistir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Çorum ili bir sağlık ocağı bölgesinde yaşayan evli kadınlarda doğurganlık ve etkileyen faktörler
    (2002) Karaoğlu, Leyla; Öztürk, Canan; Pehlivan, Erkan
    Amaç: Bu çalışmada, Çorum, Merkez, sağlık ocaklarından biri olan Mimar Sinan Sağlık Ocağı bölgesindeki 15-49 yas evli kadınların doğurganlık özellikleri ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte olan araştırma, Mimar Sinan Sağlık Ocağı bölgesinde, tabakalı rastgele örnekleme yöntemi kullanılarak seçilen 280 evli kadını kapsamaktadır. Veriler. Nisan-Mayıs 1997 tarihleri arasında, yüz-yüze anket tekniğiyle toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS programında, nonparametrik testler kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Kadınların yaş ortalaması 32 ± 0.5 olup, % 71' i ilkokul mezunudur.. Ortalama ilk evlilik yaşı 17.7, ortalama gebelik sayısı 3.7, ortalama canlı doğum sayısı 2.8, ortalama düşük sayısı 0.75 olarak saptanmıştır. Düşüklerin üçte ikisini istemli düşükler oluşturmaktadır. Lojistik regresyon analiziyle, kadının yaşı, ilk gebelik yaşı, eğitim düzeyi ve eşinin eğitim düzeyi riskli doğurganlık davranışı olan dört ve daha fazla canlı doğum yapmada birinci derecede etkili olan faktörler olarak belirlenmiştir. Sonuç: Mimar Sinan Sağlık Ocağı bölgesinde yasayan 15-49 yaş evli kadınların doğurganlık düzeyinin hem 1990 Durum Saptama Araştırması hem de 1995 Değerlendirme Araştırması Çorum İl'i verileriyle karşılaştırıldığında daha düşük olduğu saptanmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    COVID-19’A İLİŞKİN AŞI KARARSIZLIĞINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER: TÜRKİYE’DEN BİR ONLINE ANKET ÇALIŞMASI
    (2022) Mete, Burak; Mete, Esra Doğan; Kanat, Ceren; Pehlivan, Erkan; Demirhindi, Hakan
    Bu çalışmanın amacı bireylerin COVID-19 konusunda aşı kararsızlığı tutumuna etki eden bazı demografik özellikler ile hastalık korkusu ve hijyen davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu araştırma kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemiyle 2021 yılında yapılmıştır. Çukurova ve İnönü Üniversiteleri Halk Sağlığı bölümü araştırmacıları tarafından tıp ve sağlık bilimleri öğrencilerinin mail adreslerine online anket formu gönderilmiştir ve her öğrencinin online platformlardan (mail, WhatsApp, instagram, facebook) iletişimde olduğu kişilere anketi göndermesi istenmiştir. Veri toplama araçları olarak, sosyodemografik bilgi anketi, COVID-19 Korkusu Ölçeği ve altı alt boyutu olan COVID-19 Hijyen Ölçeği (C. alpha değerleri sırasıyla 0,88 ve 0,91 olan) kullanılmıştır. Verilerin analizinde Binary lojistik regresyonu kullanılmıştır. Online anketimize katılan 1753 kişinin yaş ortalaması 31,60±14,79 (min=18-max=95)’dur. Ankete katılan 1753 kişinin %15,8’i COVID-19 hastalığını geçirmiştir ve sağlık meslek mensubu olan %18,3’ü COVID-19 aşısı olmuştur. Aşı yapılmamış olan kişiler için kurulan lojistik regresyon analiz modelinin bağımlı değişkeni aşı tutumudur. Modelde aşı yaptırmak istemeyen ve kararsızlar risk grubu olarak tanımlanmışlardır. Modele dahil edilen bağımsız değişkenlerden cinsiyet, eğitim, yaş, değişen hijyen davranışları, sosyal mesafe ve maske kullanımı, alışveriş hijyeni, dışardan eve gelince hijyenik davranışlara dikkat eme bağımlı değişkenle ilişkili olduğu saptanmıştır. Kadınlarda aşı kararsızlığı riski 1,4 kat, lise altı eğitim seviyesinde olanlarda 1,4 kat, 65 yaş altı kişilerde 2,2 kat daha yüksek bulunmuştur (p=0,001). Bu çalışmada, COVID-19 hastalığı korkusunun aşı tereddütünü tahmin etmede etkili olmadığı, sosyal mesafe ve maske kullanımının ve bazı hijyen davranışlarına uyumun aşı tereddüt riskini tahmin etmede etkili olduğu belirlenmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Determination of COVID-19 Phobia Level in Health Care Workers
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2022) Baskiran, Deniz Yavuz; Bayir, Berna; Pehlivan, Erkan
    The aim of this study is to determine the COVID-19 phobia level in healthcare workers. The socio-demographic characteristics form and the Coronavirus 19 Phobia (CP19-S) Scale were used as data collection tools. The surveys were shared online on social media. 467 healthcare workers who agreed to participate in the study were reached. Employees who got 55.30 +/- 14.64 points from the scale total scores and university graduates were found to have an average of 55.51 +/- 14.11, and their families averaged 57.84 +/- 15.05. As a result, it was determined that the COVID-19 phobia levels of healthcare workers were affected by situations such as gender, education level and elderly family members. In this case, the importance of determining the working areas of healthcare professionals according to their phobia levels is emphasized, as it will affect the quality of care given to patients during the pandemic process.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Determination of rational drug use knowledge levels of adult Syrians under temporary protection applying to immigrant health centers in Malatya province and related factors
    (2022) Baskiran, Deniz Yavuz; Pehlivan, Erkan; Çiçek, İpek Balıkçı; Bayır, Berna
    In this study, it was aimed to determine the rational drug use knowledge level of Syrians under temporary protection who applied to migrant health centers in Malatya province and related factors. A total of 983 Syrian patients under temporary protection in four Migrant Health Centers in Malatya were included in the study. Socio-demo- graphic characteristics form and Rational Drug Use Scale were used as data collection tools. The mean duration of stay of the population included in the study in Turkey was 5.8±2 (1-12, median 6) years, and the mean duration of stay in Malatya was 5.2±2.1(1-10, median 6) years. According to the questionnaire on the Rational Drug Use Scale, the average score of the participants was approximately 6 points behind the cut-off value of 34 points. Only 23.1% of them were able to score 35 and above. While the scores of the patients did not differ according to gender, a weak correlation was found with age. In addition, it was determined that education level, year lived in Turkey, marital status and regular working life in Syria and living in a village or town were effective factors on rational drug use scores. According to the findings of this study, it was determined that the rational drug use knowledge level of the participants was low.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Distribution of cancer cases in a city of eastern Turkey and the results of survival analysis: a retrospective cohort study
    (Cukurova Univ, Fac Medicine, 2019) Mete, Burak; Pehlivan, Erkan; Soyiler, Vedat
    Purpose: The aim of present study was to determine the changes in the incidence of cancer in Bingol which is in the Nomenclature of Territorial Units for Statistics-2 (NUTS-2) region, and to perform survival analysis on these patients. Materials and Methods: This is a retrospective cohort study and the data was obtained from the Ministry of Health's Cancer Registry System. We examined the data of 977 cancer cases diagnosed between year 2013 and 2015 Results: 28.7% of the patients died during the follow-up period. 30% of all cancers originated from the digestive system. The cancers of lung, stomach, colon, prostate and skin are the mostly seen in the male patients, the cancers of breast, thyroid and skin are the mostly seen in the female patients. The incidence of cancer is increasing over the years and the cancer incidence rate is higher in men. The mean follow-up period was 388 days in died patients and 1541 days in alive patients. The risk of death is increasing in the patients not undergoing surgery (RR = 2.779, HR = 3.048). In addition, the risk of death is decreasing in the patients not receiving chemotherapy (RR = 0.656, HR = 0.340). The risk of death is increasing in the patients with advanced age and the male patients. Conclusion: The incidence of cancer is increasing. Further indepth and wider research is needed to shed more light on these findings
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Doktorlarda Mesleki Tükenmişlik Sendromu ve Çalışma Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişki
    (2020) Mete, Burak; Değer, Mehmet Sait; Pehlivan, Erkan
    Öz: Amaç: Tükenmişlik sendromu sağlık çalışanlarında önemli bir sorundur. Bu çalışmada birinci ve ikinci basamak sağlık kurumlarında çalışan bir grup doktorda çalışma yaşam kalitesi ve mesleki tükenmişlik arasındaki ilişkiyi tespit etmek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma 2019 yılında Bingöl ilinde çalışan 119 doktorla gerçekleştirilmiş kesitsel tipte bir çalışmadır. Anket üç bölümden oluşmuştur: sosyodemografik bölüm, Maslach Tükenmişlik Ölçeği, Sağlık Çalışanlarında Yaşam Kalitesi Ölçeği. p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Duygusal tükenme prevalansı %23,5, duyarsızlaşma prevalansı %11,8 idi. Hastanede çalışanlarda, nöbet tutanlarda, ayda 218 saatten fazla çalışanlarda ve kadın doktorlarda duygusal tükenmişliğin, il merkezinde çalışanlarda, nöbet tutanlarda ve ayda 218 saatten fazla çalışanlarda duyarsızlaşmanın daha fazla olduğu saptandı. İş kazası–meslek hastalığı riski, işyerinde ayrımcılık, işyerinde stres ve zaman baskısı arttıkça duygusal tükenme ve duyarsızlaşmanın arttığı görüldü. Mesleki tükenmişliği en çok körükleyen işle ilgili faktör işyerinde stres ve zaman baskısı idi. Tartışma ve Sonuç: Tükenmişliğe neden olan işle ilgili faktörler işyerinde stres ve zaman baskısı, çalışma saatlerinin fazla olması ve vardiyalı çalışma olarak saptanmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Eating disorders and related factors of individuals who applied to the diet outpatient clinic of Turgut Ozal Medical Center
    (2021) Kilic, Nurgul; Pehlivan, Erkan
    The aim of this study is to investigate the nutritional habits, eating attitudes and behaviors of adults admitted to the Nutrition and Diet Polyclinic of Turgut Özal Medical Center, and the influencing factors using the eating attitude test scale. It is a cross-sectional study. The data of this research were collected in Malatya Turgut Özal Medical Center between June 1, 2019 - October 1, 2019. Possible eating disorder frequency was determined with the Eating Attitude Test (YTT-40). Descriptive statistics percentage, mean, chi-square test and post hoc bonferroni corrected chi-square test were used to evaluate the data. 71.6% of the individuals participating in the study are women and 28.4% are men. 52.2% of the individuals are obese, 24.8% are overweight and their BMI average is 31.5 ± 8.7. 42.6% of individuals skip meals. The eating disorder rate of the individuals participating in the study is 25.2%. A significant relationship was found between gender, BMI, body image and eating attitudes (p<0.05).
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Ebeveynlerin korosif madde alımı konusundaki yaklaşımları bu kazalardan korunmada hala en önemli faktör mü?
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Gürsoy, M. Harun; Demircan, Mehmet; Genç, Metin; Güneş, Gülsen; Uğuralp, Sema; Pehlivan, Erkan
    Korozif ösofagus yanıkları çocukluk çağında birçok somatik, ruhsal ve sosyal problemler yaratabilir. Majör komplikasyonlardan birisi de eğer işler kötü giderse çocuğun ösofagusunu kaybetmesidir. Bu gibi kazalarda en iyi yöntem korunmaktır prensibinden hareketle anket şeklinde bir epidemiyolojik araştırma düzenledik. Birinci bölümde ebeveynlerin davranışlarını analiz ettik. İkinci bölümde ilkyardım konusundaki yaklaşımları değerlendirdik. Üçüncü bölümde ise kanunlara karşı duyarlılığı ölçtük. Bulgularımız ebeveynlerin çocuklarını ilaçlar vs. konusunda korumaya çalıştıklarını gösterdi. Ayrıca %70 gibi bir oranda ilk müdahalenin yapılması için ya bir doktor muayenehanesi ya da bir sağlık kuruluşu arayışını tespit ettik. Ancak kanunların bilinmesi çok az bir oranda idi ve ebeveynlerin ancak %50’si bu gibi kazalarda kendilerini suçlu görmekteydiler. Birey olarak ebeveynler yanlış davranışlara pek rağbet etmemektedirler ancak, alınan sonuçlar hem eğitimin hem de çok merkezli olarak araştırmaların yapılmasının mutlaka gerekli olduğunu göstermektedirler.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Elazığ eğitim ve araştırma hastanesi endokrin polikliniğine başvuran tip ıı diyabetli hastaların hba1c düzeyleri ve ilişkili faktörler
    (İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2014) Pehlivan, Erkan; Günaydın, Yurdagül
    Tip II diyabet giderek yaygınlaşan bir hastalıktır. Hastalığın takibinde kanda HbA1c düzeyinin kontrol edilmesi çok önemlidir. Bu araştırma, Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji Polikliniğine başvuran tip II diyabetli hastaların sosyodemografik, metabolik ve fiziksel aktivite özellikleri ile HbA1c düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. 2011 Yılı Şubat –Mayıs Ayları boyunca dört ay süreyle hastane polikliniğine başvuran ve ayaktan tedavi gören yetişkin tip II diyabetli tüm hastalar araştırma kapsamına alınmıştır. Polikliniğe başvuran 500 hastaya anket uygulanmış ve metabolik kontrol düzeylerini değerlendirmek için açlık kan şekeri, HbA1c, HDL kolesterol, kan basıncı değerleri ve beden kitle indeksi (BKİ),bel çevresi, kalça çevresi ölçümleri alınmıştır. Çalışmaya katılan hastaların %58’i (290 kişi) kadın, %42’si (210 kişi) erkektir. Katılımcıların yaş ortalaması 54,78±12,07 yıldır. Katılımcıların %40.0’ı ilkokulu bitirmemiş veya okur-yazar değildir. Erkeklerin beden kitle indeksi ortalaması 27,83±4,58 kg/m2 , kadınların beden kitle indeksi ortalaması 31,35±6,40 kg/m2 olarak bulunmuştur. Erkek hastaların açlık kan şekeri ortalaması 201,67±91,85, kadınların ise 206,08 ±97,59 mg/dl’ bulunmuştur. HDL kolesterol düzeyi erkeklerde 42,61 ± 11,56 mg/dl, kadınlarda ise 47,31±12,07 mg/dl olarak elde edilmiştir. Hastaların %65.4’ü anti-diyabetik ilaç, %34.6’si ise insülin kullanmaktadır. Hastaların %59’u 1-3 ay arasında kan HbA1c düzeylerini kontrol ettirdiklerini ifade etmişlerdir. Araştırmaya katılan erkeklerin HbA1c ortalaması %9,09±2,36, kadınların ise %9,12±2,57 dir. Erkeklerin sadece %23,8’i, kadınların ise %23,4’ü HbA1c hedef sınır değeri olan %6,5-7 değere ulaşabilmişlerdir. Bu çalışmada insülin kullananların HbA1c ortalaması %10,2±2,5, antidiyabetik ilaç kullananların ise %8,5 ±2,3 olarak farklı bulunmuştur (p<0.05) Fiziksel aktivite yönünden inaktiflerde HbA1c ortalaması % 9,4±2,5, yüksek düzeyde aktivitede bulunanlarda ise %8,8±2,5 olarak anlamlı derecede farklı bulunmuştur (p<0.05). BKİ 29,9 kg/m2 olanların HbA1c ortalaması %9,5±2,5 BMI 30 ve üzeri olanların HbA1c ortalaması %8,6±2,3 olarak saptanmış ve iki değişken arasında anlamlı ters bir ilişki bulunmuştur (p<0.05). Hastalardan bel çevresi ≤88 cm ve altında olanların HbA1c ortalaması %9,8 ±2,7, ≥102 cm ve üzerine olanların ise HbA1c ortalaması %8,7±2,5 olarak ters ilişki gösterdiği bulunmuştur (p<0.05) Sonuç olarak hastaların kan HbA1c düzeyleri hedeflenen değerin çok üzerindedir. Araştırma bulguları ışığında hastaların dengeli besin alımı ve daha fazla fiziksel aktivite yolu ile ağırlık kontrolünün sağlanması, düzenli aralıklarla kanda HbA1c düzeyleri ile diğer bulguları takip etmeleri konusunda sürekli eğitim yapılmasının gerekli olduğu söylenebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Evaluation of Sexual Function Levels of Women between the Ages of 20-50 Living in Central Malatya
    (Medicine Science, 2015) Özdemir, Filiz Çiledağ; Pehlivan, Erkan
    Öz: Bu çalışmanın amacı, Malatya il merkezinde yaşayan kadınların cinsel fonksiyon düzeylerinin değerlendirilmesi ve etkileyen faktörlerin incelenmesidir. Bu araştırma kesitsel tipte bir araştırmadır. Hastaneye başvuru sayısına göre tabakalı küme örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya 20-50 yaş arası 430 kadın dahil edilmiştir. Analizlerde; ki-kare, lojistik regresyon kullanılmıştır. Araştırma kapsamına giren bireylerin ortalama Kadın Cinsel Fonksiyon İndeks değeri (Index of Female Sexual Function =IFSF) ise 26.9±7.8 olarak saptandı. Olguların %69.1'inin IFSF skoru 30'un altında, %30.9'unun ise 30 ya da üzerindedir. Araştırmamızda olguların IFSF değerleri ile yaş, eğitim düzeyi, gebelik sayısı, doğum şekli ve vücut kitle indeksi arasında istatistiksel farklılık saptanmıştır (p<0.05). Lojistik regresyon analizi sonucunda şişman olmanın (OR=2.1), 40 ve üzeri yaşta olmanın (OR=2.5) cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili primer ilişkili faktörler olduğu saptanmıştır (p<0.05). Araştırma sonuçlarına göre IFSF değerleri oldukça düşük bulunmuştur. Bu sonuçların ışığında; birinci basamak sağlık personeli tarafından bireylere cinsel sağlıkla ilgili eğitim verilmesi, okullarda öğrencilere yönelik cinsel sağlıkla ile ilgili bilgilendirme çalışmaları düzenlenmesi önerilebilir. Ayrıca daha geniş bir örneklem grubunda araştırmalar yapılarak incelenen parametrelerin etkilerinin analiz edilmesi önerilebilir Başlık (İngilizce): [Malatya İl Merkezinde Yaşayan 20-50 Yaş Arasındaki Kadınların Cinsel Fonksiyon Düzeylerinin Değerlendirilmesi] Öz (İngilizce): The aim is to evaluate sexual function levels of the women living in Malatya province and determine the factors affecting them. This study was a cross-sectional study. Stratified cluster sampling method was used by the number of admission to the hospital. The study includes 430 women between 20-50 years of age. In the analysis; Chi-square and logistic regression were used. The average age of those entering the study is 38.5±0.5 years. Of the women entering the study, 10.5% are illiterate. Female Sexual Function Index average value of the individuals entering the study (Index of Female Sexual Function =IFSF) has been detected as 26.9±7.8. IFSF score of 69.1% of the patients is under 30, and that of 30% is 30.9. In our study, statistically significant differences (p<0.05) have been found between IFSF values of the subjects and their ages, education level, number of pregnancies, the type of delivery and body mass index. As a result of logistic regression analysis, it has been found out that being obese (OR=2.1), and being at the age 40 and over (OR=2.5) are primarily associated factors with sexual dysfunction (p<0.05). According to the survey results, IFSF values have been found to be very low. In the light of these results; it can be suggested that primary health care staff should give information to the individuals and education about sexual health to the students in schools. Also it can be advised to analyze the effects of the parameters examining through research conduction on a larger sample group
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Factors influencing the water consumption behaviors of the medical students at Inonu University
    (2017) Mete, Burak; Pehlivan, Erkan; Baran, Ayşe; Çelik, Duygu; Nacar, Erkay; Çakmak, Esin
    Abstract: In this study, the purpose is to determine the water consumption behaviors of Faculty of Medicine students at Inonu University, and to compare these behaviors with some socio-demographical properties. Method: This study was organized in cross-sectional design, and was conducted on 431 students in April 2016 with face-to-face interview method. The questionnaire form consisted of two parts. In the Factor Query part of the questionnaire, there were questions that interrogated the water consumption habits of the students and their socio-demographic properties; and in the Phenomenon Query Part of the study, the Water Consumption Behaviors Scale (WCBS) consisting of 16 items was included. The minimum point that could be received from the scale, which was evaluated in five sub-categories, was 16, and the maximum point was 80. Results: 48,4% of the participants were male; and 51,6% were female. 15,7% consumed water less than one litter a day; 39% consumed between 1-1,5 liter; 24,9% consumed between 1,5-2 liter, 13,8% consumed between 2-2,5 liter; and 6,5% consumed between 2,5-3 liter a day. The average point received from the water consumption scale (47.12±10.13) was as much as 59% of the total points. Conclusions: It was found in the study that the daily water consumption of the students from Faculty of Medicine was inadequate, and the behavior norms of these students that covered the areas like water management, water pollution, and the conscious of taking the personal and social responsibility were at medium level
  • «
  • 1 (current)
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • »

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim