Yazar "Sağlam, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ALTERNATİF EĞİTİM YAKLAŞIMLARINDA DEĞERLER EĞİTİMİ(2022) Candemir, Burcu; Tunç, Yunus; Açar, Davut; Sağlam, MehmetErken çocukluk dönemi çocuklar için kritik gelişmelerin tamamlandığı bir dönemdir. Bu dönemde çocuk fiziksel, bilişsel, dil, sosyal-duygusal ve öz bakım becerileri alanlarında gelişmektedir. Bu dönemde çocuk sosyal çevre ile etkileşim kurdukça değer kavramının toplumsal yansımasıyla karşılaşmaktadır. Değer, insana yüklenen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Saygı, sevgi, yardımseverlik, paylaşma, bu değerlerden yalnızca birkaç tanesidir. Çocuk, ilk sosyal çevresi olan ailesinden başlamak üzere toplumda bu değerlerle temas etmekte ve benimsemektedir. Erken çocukluk döneminde okul öncesi eğitim ortamları çocuğa zengin uyarıcı bir çevre sunmaktadır. Değerler okul öncesi eğitim ortamlarında eğitim programına “değerler eğitimi” olarak eklenmekte ve programın içerisinde harmanlanmış şekilde işlenmektedir. Ancak değerler eğitimi yalnızca okul öncesi eğitim programında değil alternatif eğitim yaklaşımlarında da farklı bakış açılarıyla ele alınmaktadır. Bu alternatif eğitim yaklaşımları; Montessori, Reggio Emilia, Waldorf eğitim yaklaşımları başta olmak üzere Açık Eğitim, Bank Street (Gelişimsel Etkileşim), Çocuktan Çocuğa, Head Start, High Scope ve Proje yaklaşımı olarak sıralanabilir. Bu araştırma, literatürde alternatif eğitim yaklaşımlarında değerler eğitimi uygulamalarına yönelik bilgi vermeyi amaçlamaktadır.Öğe Bebeklik dönemi gelişiminde işitme algısı(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2015) Sağlam, MehmetÇocukların doğum ile birlikte, insanlar tarafından alabildiğine değiştirilmiş bir çevreye adım attıkları ve bu çevrenin, insanların kendileri için yaşamı kolaylaştırma arzusu ile oluşturdukları yapay bir ortam olduğu söylenebilir. İnsan yaşamının en zor süreçlerinden birinin, doğum ile birlikte adım atılan bu yeni çevreye uyum sağlama süreci olduğu düşünüldüğünde, yeni doğmuş bebeklerin en kolay öğrenme yeteneklerinden birinin sürekli bir uyarıya alışmaya olan eğilimleri olduğu görülmektedir. Araştırmalarda, bebeklerin yeni uyarılara farklı tepkiler gösterdiği, fakat uyarının sürekli hale gelmesi ile buna alışkanlık kazandığı görülmektedir. Bunun yanında bebeğin sinir sisteminin duyu organları tarafından erkenden uyarılmasının daha sonraki aşamalarda ona daha büyük bir öğrenme yeteneği sağladığı da yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Bu noktada işitme duyusu diğer duyulara kıyasla doğum öncesi dönemden başlayan ciddi bir algılama sürecine sahiptir. İşitme algısının anne karnında sesleri algılayabildiği dikkate alındığında, algı gelişimi içinde kritik bir yere sahip olduğu görülmektedir. Bu nedenle insan yaşamında doğum öncesi ve bebeklik döneminin önemi dikkate alınarak bu çalışmada bebeklik döneminde işitme algısının gelişiminin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, yaşamın kritik dönemlerinden biri olan bu döneme dikkat çekilmesi ve işitme algısının gelişiminin erken yıllardan itibaren geliştirilmesine yönelik öneriler sunulması amaçlanmıştır.Öğe Cinsel istismar mağduru çocuklarla çalışan uzmanların gözünden mağdur çocukların özellikleri(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2015) Çalışkan, Zekeriya; Sağlam, Mehmetİhmal ve istismar olayı dünyanın her yerinde çocukların karşı karşıya kalabildiği ve çocuklar üzerinde geçici ve kalıcı etkiler bırakan olumsuz durumlardır. Cinsel istismar olayı bu durumlar içinde çocuk üzerinde en fazla olumsuz etki bırakan istismar türlerinden bir tanesidir. Cinsel istismara uğramış çocukların özelliklerinin doğru biçimde tanımlanması cinsel istismar olaylarının önüne geçilmesinde etkili olacaktır. Bu çocukların özelliklerinin belirlenmesinde cinsel istismar olayı sonrasında çocuklarla karşılaşan ve onlarla doğrudan iletişime geçen Çocuk ve Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde çalışan uzmanlardan alınan bilgiler sonucunda; her yaştan ve her iki cinsten çocuğun mağdur olabildiklerini, ergenlik döneminde genelde kız çocuklarının mağdur olduklarını, mağdur çocukların genelde istismarcıyı tanıdıklarını, çocukların cinsel istismar olayına duygusal ve davranışsal tepkiler verebildiklerini, olayın ortaya çıkmasında aile ve öğretmen gözlemlerinin önemli olduğunu, genelde aile denetiminden ve desteğinden uzak çocukların mağdur olduklarını ve çocukların cinsel istismardan korunabilmesi için başta çocuklar olmak üzere aile ve öğretmenlerin eğitilerek toplumsal farkındalığın arttırılması gerektiğini düşündükleri belirlenmiştir.Öğe COVİD-19 SALGINI SÜRECİNİN AİLEDE EBEVEYN TUTUMLARI İLE ÇOCUKLARDA DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL DURUMLAR AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ(2021) Kay, Mehmet Akif; Sağlam, MehmetPandemi sürecinin ortaya çıkması, yaşamın hemen her alanını doğrudan ya da dolaylı olarak etkilerken, özellikle toplumsal yapının çekirdeği olan aile bu süreçten fazlası ile etkilenmiştir. Ailenin rutininin bozulması, hem ebeveynlerin tutumunu değiştirmiş hem de çocuklar üzerinde çeşitli etkileri olmuştur. Salgının ebeveynler ve çocuklar üzerindeki etkisi dikkate alınarak, bu çalışmada Covid-19 salgını sürecinin ailede ebeveyn tutumları ile çocuklarda duygusal ve davranışsal durumlar açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma iki aşamadan oluşan nitel bir çalışmadır. İlk aşamada araştırmacılar tarafından hazırlanan görüşme formu ebeveynlerce doldurulmuş ikinci aşamada ise ebeveynlere sorulan yarı yapılandırılmış soruların cevaplandırılması sağlanmıştır. Oluşturulan görüşme formunda demografik bilgilere ilişkin sorular ile ebeveyn tutumları ve çocuklardaki duygusal ve davranışsal durumları değerlendirmeye yönelik sorular yer almaktadır. Araştırma sonucunda, salgın sürecinin; ebeveyn tutumlarını ve aile içi ilişkileri etkilediği, çocukların farklı gelişim alanları üzerinde etkileri olduğu, aile içi ilişkilerde çatışmayı arttırdığı ve çocuklarda duygusal ve davranışsal problemler oluşturduğu belirlenmiştir.Öğe Dış Mekan Oyunları İle Dijital Oyun Bağımlılığı Arasındaki İlişki(2023) Boğa, Ebru; Sağlam, MehmetAmaç: Bu çalışmada dijital oyun bağımlılığı ile dış mekân oyunları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma nicel yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak; araştırmacı tarafından hazırlanan Demografik Bilgi Formu, çocuklar ve ailelere yönelik hazırlanan ve uzman görüşü alınarak oluşturulan Anket Formu ve “Çocuklar İçin Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği” kullanılmıştır. Bulgular: Çalışma sonucunda dijital oyun bağımlılığı ile; çocukların dışarıda oyun oynama düşünceleri, oyun oynama süresi, dışarıda oyun oynama durumu ve evde dijital oyun oynama durumu arasında anlamlı bir fark olmadığı; dışarıda oyun oynanan yerler ile arkadaş ilişkileri arasında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır. Sonuç: Evde sınırsız internet bulunsa da çocukların dışarıda oyun oynamaktan hoşlandığı, evinde kendisine ait bilgisayarı ve akıllı telefonu bulunmayan çocukların ise dışarıda oyun oynamaktan daha çok hoşlandığı saptanmıştır.Öğe The Effect of Preschool Teachers' Engagement in Collaborative Professional Practices on Pedagogical Practices(2024) Sağlam, Mehmet; Çelik, Osman Tayyar; Tunç, YunusPurpose: Preschool teachers are crucial in meeting children's needs and supporting their learning and development. This study explored the link between preschool teachers' engagement in collaborative professional practices and their pedagogical practices to meet children's needs. Design/Methodology/Approach: This research used survey data from 1546 preschool teachers in Turkey who took part in the TALIS Starting Strong Survey 2018 by the Organization for Economic Co-operation and Development. Descriptive statistics and structural equation modeling were used for data analysis. Findings: The findings indicated that preschool teachers' engagement in collaborative professional practices positively predicted their pedagogical practices regarding children's needs. Furthermore, engagement in collaborative professional practices accounted for approximately 7% of the variance in pedagogical practice. Highlights: These results provide compelling evidence for the positive impact of teachers' collaborative professional learning on their pedagogical practices, which in turn can contribute to children's learning and development in preschool education. Collaborative professional practices in preschool education effectively support children's learning and development.Öğe ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞININ ÖZ-YETERLİĞE ETKİSİNİN İNCELENMESİ(2020) Erkişi, Esma Pınarbaşı; Sağlam, MehmetBu araştırma, ergenlerde internet bağımlılığının öz-yeterliğe etkisinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır.Araştırma 10.05.2018-08.06.2018 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 15-18 yaş aralığındaki202 ergen oluşturmaktadır. Veri toplanmasında, Kişisel Bilgi Formu, Çocuklar İçin Öz-yeterlik Ölçeği veİnternet Bağımlılığı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, frekans ve yüzde dağılımı,Kolmogorov-Smirnov testi, Shapiro-Wilks testi, Anova testi, Tukey testi, Mann-Whitney U testi, Kruskal-Wallistesti, ve korelasyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Öğrencilerin %63,4’ü kız, %36,6’sının erkek,%57,4’ünün evinde internet varken, %42,6’sının evinde internet olmadığı, %68,3’ünün akıllı telefonu olduğunu%31,7’sinin ise olmadığı belirlenmiştir. Öğrencilerin okul türü, cinsiyeti, yaşları, devam ettikleri okul, internetbulunma durumu, akıllı telefona sahip olma, kendisine ait bir bilgisayar bulunma, Facebook hesabı olup olmamadurumları ile öz-yeterlik ve öz-yeterliğin akademik, sosyal ve duygusal alt boyut ölçeği puanları arasındaistatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Öğrencilerin cinsiyeti ve Twitter hesabı olanlar veolmayanlar ile duygusal puanı arasında, İnstagram hesabı olanlar ile olmayanlar arasında sosyal alt boyutarasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır. İnternet bağımlılığı ile öz-yeterlik arasında istatistikselolarak bir ilişki saptanmazken, internet bağımlılığı ile kontrol kaybı ve daha fazla online kalma isteği, sosyalilişkilerde olumsuzluk alt boyutları arasında pozitif yönlü ve çok kuvvetli bir ilişki olduğu belirlenmiştir.Öğe "ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞININ ÖZ-YETERLİĞE ETKİSİNİN İNCELENMESİ"(2020) Pınarbaşı Erkişi, Esma; Sağlam, MehmetÖz:Bu araştırma, ergenlerde internet bağımlılığının öz-yeterliğe etkisinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Araştırma 10.05.2018-08.06.2018 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 15-18 yaş aralığındaki 202 ergen oluşturmaktadır. Veri toplanmasında, Kişisel Bilgi Formu, Çocuklar İçin Öz-yeterlik Ölçeği ve İnternet Bağımlılığı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, frekans ve yüzde dağılımı, Kolmogorov-Smirnov testi, Shapiro-Wilks testi, Anova testi, Tukey testi, Mann-Whitney U testi, Kruskal-Wallis testi, ve korelasyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Öğrencilerin %63,4’ü kız, %36,6’sının erkek, %57,4’ünün evinde internet varken, %42,6’sının evinde internet olmadığı, %68,3’ünün akıllı telefonu olduğunu %31,7’sinin ise olmadığı belirlenmiştir. Öğrencilerin okul türü, cinsiyeti, yaşları, devam ettikleri okul, internet bulunma durumu, akıllı telefona sahip olma, kendisine ait bir bilgisayar bulunma, Facebook hesabı olup olmama durumları ile öz-yeterlik ve öz-yeterliğin akademik, sosyal ve duygusal alt boyut ölçeği puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Öğrencilerin cinsiyeti ve Twitter hesabı olanlar ve olmayanlar ile duygusal puanı arasında, İnstagram hesabı olanlar ile olmayanlar arasında sosyal alt boyut arasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır. İnternet bağımlılığı ile öz-yeterlik arasında istatistiksel olarak bir ilişki saptanmazken, internet bağımlılığı ile kontrol kaybı ve daha fazla online kalma isteği, sosyal ilişkilerde olumsuzluk alt boyutları arasında pozitif yönlü ve çok kuvvetli bir ilişki olduğu belirlenmiştir.Öğe İnternet Üzerindeki Oyun Sitelerinin Çocuklara Yönelik Riskler Açısından İncelenmesi(2018) Sağlam, Mehmet; Kayaduman, HalilÖz: Çocukların ayrılmaz bir parçası olarak algılanan oyun oynamak, çocukların öğrenmelerini, kendilerini ifade etmelerini, keşfetmelerini ve eğlenmelerini sağlamaktadır. Çocuklar oyunlara gönüllü olarak katılırlar ve oyun oynama sırasında etkinliklerini oluşturma fırsatına sahip olurlar, bu da onların gelişimleri üzerinde etkili ve önemli bir rol oynar. Teknolojide meydana gelen hızlı değişimlerle oyun oynama kavramı da değişime uğraşmıştır. Oyun oynama çocukların fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimlerine önemli katkılar sağlamasına rağmen, bu katkılar teknolojinin muhtemel etkileri nedeniyle azalabilmektedir. Hatta, çocuklar için riskli durumlar bile ortaya çıkarabilmektedir. Teknolojinin oluşturabileceği riskleri ve çocukların oyun oynama konusundaki algılarının değişimi göz önünde bulundurularak, bu çalışma çocukların çevrimiçi oyun oynama sırasında karşılaşabilecekleri riskleri araştırmıştır. Bu bağlamda; “Oyun” ve “Oyun Oyna” olan iki anahtar kelime, iki çocuğun arama davranışları göz önüne alınarak seçilmiştir ve arama motoru sonuçlarına göre ilk on çevrimiçi oyun sitesi değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, çevrimiçi oyun sitelerinin, cinsel içerik barındırdıklarından ve olumsuz davranışları teşvik ettiklerinden dolayı, çocuklar için riskli durumlar oluşturdukları görülmüştür.Öğe Okul öncesi öğretmenlerin fen etkinlikleri hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2015) Sağlam, Mehmet; Aral, NerimanThe purpose of the study is to determine pre-school teachers’ ideas about science education. Fifteen out of the 30 teachers were from kindergarten located in the center of Ankara and Antalya, and the rest were from an independent-kindergarten. Those teachers were not trained for science education activities apart from bachelor’ years. Semi-structured interviews were conducted to obtain data from the teachers. According to the results; they are aware of the importance of science education, they see necessary and give positive opinion to science education activities in pre-school education. Teachers stated that they made use of previously prepared materials for activities, had science education activities every day, and thought science education activities were very beneficial to gain the purposes. In addition, they said that science education activities had positive effect on increasing attention, perception, and permanent learning; also gave an opportunity for learning by doing activities to increase the life experiences of children.Öğe Teğetsel Silindirik Taşlama Yönteminde İşleme Parametrelerinin Titreşim Üzerindeki Etkilerinin Araştırılması(2018) Sağlam, Mehmet; Savaş, Vedat; Altuğ, Mehmet; Ballıkaya, Hasan; Özay, ÇetinÖz: Bu çalışmada Taguchi deney tasarım yöntemi kullanılarak sementasyon çeliğinin teğetsel silindirik taşlama yöntemi ile işlenmesinde kesme parametrelerinin titreşim üzerindeki etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Kesme parametreleri olarak talaş derinliği, ilerleme hızı, kesici takım devri ve iş parçası parametrelerinin farklı seviyeleri kullanılmıştır. Ayrıca yapılan deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçlar, Minitab 15 paket programı kullanılarak ANOVA varyans analizi yöntemi ile istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar teğetsel silindirik taşlama yönteminin geleneksel silindirik taşlama yöntemine benzer sonuçlar verdiği ve daha pratik olduğu, dolaysıyla belirli üstünlükler getirdiği tespit edilmiştirÖğe TÜRKİYE’DE YAPILAN LİSANSÜSTÜ ÇALIŞMALARDA ŞİDDET KONUSUNUN ELE ALINIŞI(Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Elektronik Dergisi, 2017) Yıldız, Erman; Sağlam, MehmetÖz: Toplumu ve bireyi derinden etkileyen, kalıcı ve geçici etkiler bırakan şiddet; kendine yönelik şiddet, kişilerarası şiddet ve topluma yönelik şiddet olmak üzere üç grupta sınıflandırılmıştır. Araştırmalar şiddetin en yaygın görülen biçiminin erkeğin kadına ve çocuğa karşı uyguladığı aile içi şiddet olduğunu göstermektedir. Dünyada yaklaşık her üç kadından birinin hayatının bir döneminde şiddete maruz kaldığı, Türkiye'de ise bu rakamın % 40 civarında olduğu belirtilmektedir. Kadınlar gibi şiddetin bir diğer mağduru olan çocuklarda ise, şiddet kavramı kültürler arasında farklı algılanmaktadır. Toplumun temel birimi olan aile ve onun üyeleri olan özellikle kadın ve çocukların giderek artan bir biçimde şiddetle karşı karşıya kaldıkları düşünüldüğünde bu konunun her alanda olduğu gibi akademik alanda da ele alınması önemlidir. Bu nedenle çalışmada bu güne kadar Türkiye'de yapılan lisansüstü çalışmalar içerisinde şiddet konulu olanlar incelenmiş ve şiddetin lisansüstü çalışmalarda oldukça sınırlı sayıda ele alındığı, yapılan çalışmalarında ağırlıklı olarak son 10 yıl içinde gerçekleştirildiği tespit edilmiştir Başlık (İngilizce): UNDERSTANDING VIOLENCE IN GRADUATE STUDIES IN TURKEY Öz (İngilizce): Society and the individual impacting deeply affects the permanent and temporary disposes of violence; violence against yourself, interpersonal violence, and violence against the community, including classified in three groups. Researchs shows that violence is the most common form of man to woman and child against domestic violence. One of every three women around the world about a period of his life, expose violence, Turkey is in about 40% of that figure. Women victims of violence, such as the violence in children with an alternative concept is perceived differently across cultures. The family is the basic unit of society and its members, especially women and children, which is increasingly faced with violence, given the length of their stay, as is the case in all areas of this topic it is important to handle the academic field. Therefore study to this day Turkey in postgraduate studies in violence were investigated and those with very limited graduate studies discussed violence, mainly in the work carried out within the last 10 years have been identified