Yazar "Seyfikli, Zehra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kronik obstrüktif akciğer hastalığında sağ ventrikül diyastolik fonksiyonun değerlendirilmesi(2012) Yemenici, Hasibe; Yılmaz, Ayşe; Kilci, Hakan; Ceyhan, Köksal; Etikan, İlker; Doruk, Sibel; Önalan, Orhan; İnönü Köseoğlu, Handan; Çelikel, Serhat; Seyfikli, ZehraÖz:Amaç: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) tam olarak geri dönüşümü olmayan havayolu kısıtlılığı ile karakterize sistemik bir hastalıktır. Pulmoner hipertansiyona (PH) ikincil gelişen sağ ventrikül hipertrofisi ve/veya dilatasyonu olarak tanımlanan kor pulmonale KOAHın takibinde önemli bir prognostik faktördür. KOAH olgularında, sağ ventrikül diyastolik fonksiyonlarının değerlendirilmesi ve buna etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya, 40 KOAHlı hasta ve 24 sağlıklı kontrol grubu alındı. Tüm olgulara solunum fonksiyon testi ve doku doppler ekokardiyografi yapıldı. Bulgular: Hasta ve kontrol grubu arasında triküspit annuler sistolik hız (S), triküspit annulus erken diastolik hız (E) ve triküspit annulus geç diastolik hız (A) açısından anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). E/A oranı, İVRT değeri açısından gruplar arasında anlamlı farklılık saptandı (sırasıyla, p=0.05, p=0.0001). FEV1 ile E/A arasındaki korelasyon pozitif yönde anlamlı idi (r=0.409, p=0.009). Diğer EKO parametreleri ile SFT değerleri ve AKG analizi arasındaki karşılaştırmalarda anlamlı korelasyon saptanmadı. SatO2≤%90 olan KOAH olgularında, SatO2>%90 olan hastalara göre E değerinde ve E/A oranında azalma anlamlıydı (her ikisi için p=0.002). PH (PABsis>30 mmHg) olan KOAH olgularında, PH olmayanlara göre E ve E/A oranındaki azalma anlamlıydı (sırasıyla, p=0.016, p=0.01). PABsis ile FEV1 ve FEV1/ FVC değeri arasındaki korelasyon anlamlı değildi. PABsis ile pO2 değeri arasında negatif yönde, pCO2 değeri arasında pozitif yönde anlamlı korelasyon bulundu (sırasıyla, p=0.006, p=0.029). FEV1 ile satO2 ve pO2 arasında pozitif yönde anlamlı korelasyon saptandı (sırasıyla, p=0.018, p=0.001). Sonuç: KOAHlı olgularda sağ kalp fonksiyonlarının açısından yalnızca sistolik değil diyastolik fonksiyonların da değerlendirilmesini önemlidir. (Turk Toraks Derg 2012; 13: 152-7)Öğe Primary Drug Resistance and Molecular Epidemiology of the Mycobacterium tuberculosis Strains Isolated in the Kelkit Valley(Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2009) Bulut, Yunus; Yenisehirli, Guelguen; Otlu, Baris; Seyfikli, Zehra; Celikel, Serhat; Yilmaz, Ayse; Inonu, HandanAim: The aim of this study was to determine the primary drug resistance rates and genotypes of resistant Mycobacterium tuberculosis strains isolated in the Kelkit Valley. Materials and Methods: Primary resistance to isoniazid (INH). rifampicin (RIF), ethambutol (ETB), and streptomycin (SM) was determined with the BACTEC 460 radiometric system. Forty-eight resistant M. tuberculosis strains isolated from tuberculosis patients living in the Kelkit Valley were genotyped using the spoligotyping method. Results: Approximately 11.6% of the strains were resistant against at least one major drug, and 8.3% were resistant against more than one drug. Single-drug resistance for INH. ETB, SM. and RIF was found as 5.8%, 2.1%, 3.7%, and 0.0%, respectively. Two or more drug resistance rates for SM + ETB, SM + INH, INH + RIF, RIF + ETB, INH + ETB + RIF, SM + ETB + INH and INH + ETB + RIF + SM were determined as 0.8%, 1.7%, 0.4%, 0.8%. 2.9%. 0.4%, and 1.2%, respectively. Fifteen spoligotype groups were created when the results were compared with the world databank (SpolDB4). Families of four strains could not be determined. The spoligotype groups most frequently encountered in our study were ST4 (n = 10, 20.8%). ST53 (n = 6, 12.5%). ST7 (n = 4, 8.3%), ST41 (n = 4, 8.3%) and ST31 (n = 4, 8.3%), and the most frequently encountered families were T1 (n = 18, 37.5%), S (n = 12, 25%) and LAM-7 TUR (n = 4, 8.3%). Conclusions: High rates of primary resistance against major anti-tuberculosis drugs, the LAM-7 TUR clone, and high grouping rates were detected in this study. the first such study carried out in the Kelkit Valley.Öğe Primary drug resistance and molecular epidemiology of the Mycobacterium tuberculosis strains isolated in the Kelkit valley(Turkish Journal of Medical Sciences, 2009) Bulut, Yunus; Yenişehirli, Gülgün; Otlu, Barış; Seyfikli, Zehra; Çelikel, Serhat; Yılmaz, Ayşe; İnönü, HandanÖz: Amaç: Bu çalışmada; Kelkit vadisinden izole edilen Mycobacterium tuberculosis izolatlarında primer ilaç direncinin ve direnç genotiplerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem ve Gereç: İzolatların, izoniazid, rifampisin, etambutol ve streptomisin dirençleri BACTEC metoduyla belirlendi. Kırk sekiz dirençli Mycobacterium tuberculosis suşu spoligotiplendirme yöntemiyle genotiplendirildi. Bulgular: En az bir ilaca direnç % 11.6, birden fazla ilaca direnç % 8.25 olarak belirlendi. Tek ilaç direnci sırası ile izoniazid (INH), etambutol (ETB), streptomisin (SM) ve rifampisin (RIF) için % 5.8, % 2.07, % 3.73 ve % 0 bulundu. İki veya daha fazla ilaca direnç oranları; streptomisin + etambutol, streptomisin + izoniazid, izoniazid + rifampisin, rifampisin + etambutol, izoniazid + etambutol + rifampisin, streptomisin + etambutol + izoniazid ve izoniazid + etambutol + rifampisin + streptomisin için sırasıyla; % 0.82, % 1.65, % 0.41, % 0.82, % 2.90, % 0.41 ve % 1.24 olarak belirlendi. Spoligotiplendirme sonuçlarına göre 15 farklı genotip paterni elde edildi. Bu yöntemle 4 izolat tiplendirilemedi. Çalışmamızda en sık rastlanan spoligotip kümeleri sırası ile ST4 (n = 10, % 20.8), ST53 (n = 6, % 12.5), ST7 (n = 4, % 8.3), ST41 (n = 4, % 8.3), ST31 (n = 4, % 8.3); ve familyaları TI (n = 18, % 37.5), S (n = 12, % 25) ve LAM-7 TUR (n = 4, % 8.3) olarak saptandı. Sonuç: Kelkit vadisinde yapılan bu ilk çalışmada; major anti tüberküloz ilaçlara karşı yüksek oranda direnç varlığı gözlendi.