Yazar "Turan, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1815 NUMARALI TRABZON ŞER‘İYE SİCİLİNE GÖRE HUKUKİ HAYATTA KADIN (1554-1558)(2015) Turan, AliÖz: Şer‘iye sicilleri, şer‘iye mahkemelerinde yapılan tüm işlemlerinkaydedildiği defterlerdir. Bu kayıtlar Osmanlı hukukunun uygulamasınıgözler önüne serdiği gibi, birçok konuda zengin bilgiler içermektedir. Buçalışmada, 1815 Numaralı Trabzon Şer‘iye Sicili’ne göre kadının hukukihayattaki yeri incelenmiştir. Sicilde kadınların taraf olduğu kayıtlariçeriklerine göre hukuki açıdan tasnif edilmiş ve yorumlanmıştır.Böylelikle incelenen döneme ilişkin olarak kadının hukuki hayatta neölçüde yer aldığının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.Öğe 1815 numaralı Trabzon şer‘iye siciline göre hukuki hayatta kadın (1554-1558)(İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2015) Turan, AliSharia register (sharia court records) recorded all the transactions made in the sharia courts. As these records demonstrate the application of the Ottoman law, contains a wealth of information on many subjects. In this study, research was carried out in order to ascertain the status of women in legal life according to Trabzon Sharia Register Number 1815. Registry records reveal the way women were classified and interpreted according to the requirement of their cases. Thus, in relation to the period studied it is intended to reveal the extant of the women’s involved according to legal life.Öğe Hz. Muhammed'i diğer peygamberlerden ayıran özellikleri(İnönü Üniversitesi, 2020) Turan, AliAllah yarattığı insanları başıboş bırakmamış, hem dünyevî hem de uhrevî ihtiyaçlarını karşılamak için onlara her türlü imkânı sağlamıştır. Bunun için de onlara peygamberler göndermiştir. Bu bakımdan Allah'ın emirlerini insanlara ulaştırmak için gönderilen peygamberlere inanmak, İslâm dininin inanç esaslarındandır. Allah'ın görevlendirmiş olduğu peygamberler, insanların hayatı anlamlandırmalarına yardım eden ve onlara kulluğu öğretip huzura kavuşmalarını sağlayan önderlerdir. Bu sebeple onlar Allah'ın en seçkin kullarıdır. Peygamberler sıradan insanlar olmadıkları için de Allah onları diğer insanlardan ayıran bir takım özelliklerle donatmıştır. Fakat bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hz. Muhammed'e daha farklı bir takım özellikler bahşetmiştir. Sıdk, emanet, tebliğ, fetânet ve ismet, bütün peygamberlerin ortak özellikleridir. Zira Allah'ın peygamberler göndermesinin amacı, insanların onlara tabi olmaları ve böylece ilahî buyruklara uymaları olduğu için bu mesajları ileten peygamberlerin vahyi gizlemeksizin, tebliğ etmelerinin yanı sıra her hususta doğru, güvenilir, son derece zeki ve hem bedeni hem de nefsî açıdan masum olmaları gerekir. Hz. Muhammed'e, bu özelliklerin dışında başka bazı özellikler de verilmiştir. Peygamberlerin sonuncusu olması, nübüvvetinin evrensel olması ve şeriatının kıyamete dek baki kalacak olması, bu özelliklerin bazılarıdır. Bu çalışmada, konunun kavramsal boyutuna giriş bölümünde değinildikten sonra birinci bölümde peygamberlik ve Hz. Muhammed'in peygamberliğinin ispatı; ikinci bölümde ise peygamberlerin ortak sıfatları ve Hz. Muhammed'i diğer peygamberlerden ayıran özellikleri incelenmiştir.Öğe İcareteynli ve Mukataalı Vakıfların Tasfiyesi(2023) Turan, Ali; Apaydın, Bahar ÖcalVakıflar, Türk-İslam tarihinde hukuki, dini ve siyasi birtakım sebeplerle büyük bir gelişim göstermiştir. Osmanlı Devleti’nde de oldukça gelişmiş bir vakıf kültürü var olmuştur. Bugün kamu hizmeti olarak vasıflandırılan birçok faaliyet, Osmanlı Devleti’nde vakıflar aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Böylelikle devletin yükünü bir nevi hafifletmiş olan bu müessese devlet otoritesi tarafından da desteklenmiştir. Osmanlı Devleti’nde kurulan vakıflar çeşitli açılardan tasnife tabi tutulmuştur. Bu tasniflerde vakfın amaçları, vakfa tahsis edilen malların nitelikleri, vakfa tahsis edilen mallar üzerindeki tasarruf hakkı ve vakfın idare şekilleri temel alınmaktadır. Bu cihetle vakfa gelir sağlayan malların tabi bulunduğu statüye göre vakıflar icare-i vahideli (tek kiralı), icareteynli (iki kiralı) ve mukataalı vakıflar olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Esasen icareteynli ve mukataalı vakıflar zaruret sebebiyle kurulmuştur. Çeşitli sebeplerle (zamanla tahrip olma, sel, yangın, deprem vb.) tahrip olan vakıf mallarının vakfın tabii gelirleriyle tamir ya da ihya edilmemesi halinde, bu malların tasarruf şeklinde değişikliğe gidilmiş ve böylece icareteynli ve mukataalı vakıflar ortaya çıkmıştır. Öyle ki bu vakıflarda söz konusu olan tasarruf şekilleri zamanla mülkiyet hakkına yaklaşmış ve bu tasarruf haklarının intikali noktasında şer’i miras hukukundan ayrı bir örfi miras hukuku tatbik edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra ise eski hukukun birer kalıntısı olarak görülen bu vakıflar 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile tasfiye edilmiştir. Bu tasfiye neticesinde etkileri günümüze kadar gelen bazı hukuki problemler meydana gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, icareteynli ve mukataalı vakıfların tasfiye süreci hakkında değerlendirme yapmak suretiyle hukuki sorunları incelemektir. Bu çerçevede öncelikle Osmanlı Devleti’nin vakıf sistemi ile icareteynli ve mukataalı vakıfların niteliği üzerinde durulacaktır. Akabinde ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte bu vakıfların tasfiye süreci ortaya konulmaya çalışılacaktır.Öğe TÜRK HUKUK TARİHİNDEN BİR YAPRAK: HADİSAT-I HUKUKİYE VE TARİHİYE MECMUASI(2022) Turan, AliHadisat-ı Hukukiye ve Tarihiye, saltanatın kaldırılması ile cumhuriyet rejimine geçiş döneminde İstan-bul’da neşredilmiş olan bir mecmuadır. Mecmuanın müessisi ise Mekteb-i Hukuk mezunlarından dava vekili Abdurrahman Adil Bey’dir. Abdurrahman Adil (Eren), Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine ve cumhuriyetin ilk yıllarına şahitlik etmiş mühim bir şahsiyettir. Dava vekili olmasının yanı sıra, ömrünün sonuna kadar matbuat alemine de hizmet etmiştir. Hadisat-ı Hukukiye ve Tarihiye Mecmuası’nın neşri, Abdurrahman Adil Eren’in olgunluk dönemlerine rastlar. Bu dergi uzun bir yayın dönemine sahip olamasa da muhtevası itibariyle kayda değerdir. Mecmuada Osmanlı hukuk tarihine dair mühim yazılar neşredildiği gibi, cumhuriyet rejimine geçiş dönemine ve bilhassa cumhuriyetin ilk yıllarındaki İstanbul’a da bir nebze ışık tutulmaktadır. Bu çalışmanın amacı da hukuk tarihimizin mühim kaynaklarından biri olan bu mecmuayı ve muhtevasını takdim etmektir.